12-01-2009
|
#15
|
Cloud
|
Cevap : Ekonomi Sözlüğü
P
Para Kurulu (Currency Board): Döviz kuru rejimlerinden biridir Bu tür bir uygulamada, ulusal paranın değeri yabancı bir para birimine veya yabancı para birimlerinden oluşan bir sepete karşı sabitlenir Para politikası uygulaması açısından bakıldığında parasal tabanın sadece yabancı para karşılığında yapılan işlemlerle değişmesine izin verir Diğer bir deyişle, merkez bankasına önceden belirlenmiş sabit bir kurdan döviz satıldığı zaman para miktarı artar, merkez bankasından döviz alındığı zaman azalır
Para Piyasası: Kısa vadeli (uluslararası piyasalar için 90 gün ve daha az), yüksek likiditeye sahip finansal enstrümanların işlem gördüğü piyasalardır
Para Politikası: Ekonomik büyüme, istihdam artışı ve fiyat istikrarı gibi hedeflere ulaşabilmek için paranın elde edilebilirliğini ve maliyetini etkilemeye yönelik olarak alınan kararları ifade eder Uygulanmasından sorumlu kuruluşlar merkez bankalarıdır Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası Kanununda, Bankanın temel amacının fiyat istikrarı olduğu ifade edilmiştir
Para Politikası Kurulu - Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası (Monetary Policy Committee): Fiyat istikrarını sağlamak amacıyla para politikası ilke ve stratejilerinin ve bu stratejiler çerçevesinde Hükümet ile birlikte enflasyon hedefinin belirlemesi, Türk Lirasının iç ve dış değerini korumak için gerekli tedbirlerin alınması ve yabancı paralar ile altın karşısındaki muadeletini tesbit etmeye yönelik kur rejiminin, yine Hükümet ile birlikte belirlenmesi ile görevli ve yetkili olarak Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası bünyesinde oluşturulmuş bir kuruldur Para Politikası Kurulu, Başkan (Guvernör)ın başkanlığı altında, Başkan (Guvernör) Yardımcıları, Banka Meclisince üyeleri arasından seçilecek bir üye ve Başkan (Guvernör)ın önerisi üzerine müşterek kararla atanacak bir üyeden oluşur Hazine Müsteşarı veya belirleyeceği Müsteşar Yardımcısı toplantılara oy hakkı olmaksızın katılabilir
Paranın Dolaşım Hızı (Velocity): Bir birim paranın kaç birim mal veya hizmetin el değiştirmesine imkan sağladığını gösterir GSMH / Para Stoğu ile ifade edilir
Parasal Büyüklükler: Parasal büyüklük, dolaşımdaki para ile finansal kuruluşların parasal ya da paraya çevrilebilir olan çeşitli yükümlülüklerinin toplamı olarak tanımlanabilir İçerdiği varlıkların likit olma derecesine göre çeşitli parasal büyüklük tanımları bulunmaktadır Bu parasal büyüklüklerden M1, dolaşımdaki para ve vadesiz mevduat, M2, M1 ve vadeli mevduat, en geniş tanımlı para arzı olan M3 ise M2, repo ve B tipi likit fonların toplamından oluşmaktadır Rezerv Para, M1 ile fon hesapları ve banka dışı kesimin mevduatları toplamıdır Merkez bankasının piyasadaki likiditeyi düzenlemek amacıyla yaptığı açık piyasa işlemleri nedeniyle bankacılık kesimine olan nakit yükümlülüklerinin rezerv paraya eklenmesiyle ‘Parasal Taban’a ulaşılmaktadır Merkez Bankası Parası ise parasal taban ve kamu mevduatlarının toplamından oluşmaktadır
Parite: Bir ülkenin parası esas alınarak diğer ülke parasının bu esas alınan ülke parası karşısındaki değeridir
Petro-dolar: Petrolün dolar cinsinden fiyatlanması suretiyle petrol satışlarından elde edilen geliri tanımlamak için kullanılmaktadır
Piyasa Faiz Oranı (Market Interest Rate): Para piyasasında, para arzı ve para talebinin etkileşimine göre belirlenen ve mevduatlar ile diğer yatırımlar için ödenen faiz oranıdır
Piyasa Yapıcılığı Sistemi (Primary Dealer): Birincil piyasa işlemlerinde etkinliği artırmak, ikincil piyasaların işleyişini kolaylaştırmak amacı ile, hazine veya merkez bankalarının, borçlanma senedi ihracı (ihale), döviz müdahalesi türü işlemlerinde sadece belli kriterlere göre seçtiği banka ve diğer bazı kuruluşları taraf kabul ettiği bir sistemdir Piyasa yapıcısı adı altında seçilen kuruluşlar, ikincil piyasalarda aralıksız işlem yapmak, kotasyon vermek, bir ihracın belli bir miktarını satın almak gibi yükümlülüklere sahiptir
Portföy Teorileri: Çeşitli risk ve getiri yaklaşımları altında portföy oluşumlarını inceler Portföy oluşumu ve yönetime ilişkin, risk-getiri yaklaşımı altında portföyde yer alacak kıymetlerin seçim sürecinin nasıl ve hangi kriterlere göre yapılacağına ilişkin ilk teorik çalışma 1952 yılında “portfolio selection” adı altında Harry Markowitz tarafından yapılmıştır (Bu ve sonraki çalışmaları ile 1990 yılında Nobel Ekonomi ödülünü bu konunun diğer teorisyenleri ile paylaşmıştır) Teorik yapı, Markowitz Modeli, 1963 yılında William Sharpe’ın (1990 nobel ödüllü diğer teorisyen) “Single Index Model” adı altında geliştirdiği model ile basitleştirilmiş, bir anlamda hesaplama güçlüklerinden arındırılarak daha uygulamaya yönelik bir hale getirilmiştir Teorik yapının gelişme süreci, 1964 yılında Sharp, 1965 yılında Linther, 1966 yılında Mossin’ in ayrı ayrı geliştirdikleri “Capital Assets Pricing” model adlı çalışmalar ile devam etmiştir 1967 yılında Steve Ross bu teori ile bağlantılı olarak “Arbitrage Price Theory” adı altında yeni bir yaklaşım oluşturmuştur Bu tür teorik çalışmalar, optimal portföy yönetimi altında yoğun bir biçimde kullanılmaktadır
Pozisyon Fazlası (Long Position): Döviz, menkul kıymet veya herhangi bir finansal enstrumanda sahip olunan net fazla pozisyonu ifade eder Örneğin, 10 milyon ABD doları nakit pozisyon fazlasına sahip olmak, bir portföyde net olarak (nakit ABD doları borçları düşüldükten sonra) 10 milyon ABD doları nakde sahip olmak anlamındadır Diğer bir deyişle bir kıymetteki fazla sahipliği ifade eder
|
|
|