Yalnız Mesajı Göster

Cevap : Sa’dilik ve Sa’diyye Kültürünün Bursa’daki Temsilcileri

Eski 11-28-2009   #7
Şengül Şirin
Varsayılan

Cevap : Sa’dilik ve Sa’diyye Kültürünün Bursa’daki Temsilcileri



III Baba Zâkir Zaviyesi

Kaynaklarda adının Ali olduğu ve Emir Sultan'ın baş zâkiri olarak görev yaptığı rivâyet edilen Baba Zâkir, Yeşil civârında bir zâviye inşa ederek dervişlerin terbiyesiyle meşgul olmuştur Kerâmet ehli olarak tanıtılan Baba Zâkir'le ilgili şöyle bir olay anlatılır: Rivayete göre Çelebi Mehmed Yeşil Cami'nin inşası sırasında Akçağlayan suyunu zâviyenin önünden geçirerek camiye getirmek istediğinde, Baba Zâkir dergâhın önünde bir çeşme yapılmasını istemiş ancak isteği yerine getirilmeyince suyun akması durmuş, durum padişaha haber verilmiş ve söz konusu çeşmenin inşasından sonra tekrar suyun camiye gelmesi mümkün olmuş 820/1417 tarihinde 103 yaşında iken Çelebi Mehmed döneminde vefat etmiş ve zâviyenin yanındaki türbeye defnolunmuştur

Baba Zâkir'in vefatından sonra dergâhta kimlerin postnişîn olduğu hususu belli değildir Ancak zamanla mahalle mescidi olarak kullanılan zâviyede XIX yüzyılın sonlarına doğru Sa'dî şeyhlerinden Değirmenci Said Efendi görev yapmıştır Zincirî Ali Efendi Tekkesi şeyhi Haydar Efendi'ye intisab eden Said Efendi, askerlik görevi sebebiyle bir müddet İstanbul ve Mısır'da kalmış, 1300/1882 senesinde Bursa'ya dönerek önce Emir Sultan Dergâhı şeyhi Hacı Emin Efendi'ye (ö1316/1898) ardından Karakâdî Dergâhı şeyhi Ali Rıza Efendi'ye (ö 1324/1906) intisap etmiş daha sonra Zincirî Ali Efendi Tekkesi şeyhi Cemil Efendi'nin yanında sülûkunu tamamlayarak icâzet almıştır İcâzetinin ardından Baba Zâkir Zâviyesi'nde Sa'dî üsûlünü icrâ ederek bir müddet irşâd faaliyetinde bulunmuşsa da, zâviyenin geliri olmaması sebebiyle dervişlerin ihtiyacını karşılayamadığından tarikat faaliyetine devam edeme¬miştir 9 Safer 1333 (27 Aralık 1914) tarihinde vefat eden Said Efendi, Zincirî Ali Tekkesi haziresine defnolunmuştur Geçmişte mescid olarak da kullanılan zâviye, türbe ve hazîre yok olmuş; günümüze sadece Baba Zâkir ve yakınlarına ait olduğu söylenen birkaç mezar ulaşmıştır

IV Seyyid Usûl Dergâhı

Bursa Kuruçeşme semtinde bulunan dergâhın kurucusu olarak kabul edilen Seyyid Usûl, Emir Sultan ve Seyyid Nâsır ile birilikte Buhara'dan Bursa'ya gelen dervişlerdendir Bursa'da bir zâviye inşâ ederek irşâd faaliyetine başlamış ve 894/1488 tarihinde vefatı ile bu zâviyenin haziresine defnolunmuştur Zamanla harap olan zâviye Perî Peyker Cafer Çelebi tarafından tamir edilerek medreseye dönüştürülmüştür Bir müddet medrese olarak kullanılan zâviyenin, Bursa Şeriyye Sicilleri'ndeki 1066/1656 tarihli bir kayda göre yeniden aslî hâline çevrildiği anlaşılmaktadır 1216/1801 tarihinde çıkan büyük bir yangın sonrasında harap olan zâviye, tekrar inşâ edilmiş ve meşîhat, Eşrefyye'den Ahmed Baba Efendi'ye (Ö1255/1810) bırakılarak Kâdirî-Eşrefî tarikatı usûlü icrâsına başlanmıştır Ahmed Efendi'nin vefatından sonra yeniden yıkılan dergâh, Sa'dî şeyhlerinden Mehmed Emin Zuhurî Efendi tarafından inşâ edilmiştir

Mehmed Emin Zuhurî Efendi, Bursalı olup Tahir Paşa'nın kardeşidir Tasavvufa olan meyli sebebiyle Zincirî Ali Efendi Tekke'si şeyhlerinden Mehmed Said Efendi'ye intisap ederek seyr ü sülûkunu tamamlamış ve icâzet almıştır Eski Mâliye Nâzırı Abdurrahman Paşa'nın şeyhe olan teveccühü sebebiyle Bursa kaymakamı Ahmed Ağa'nın nezaretinde, yıkılmış olan Seyyid Usul Zâviyesi'nin arsasına tevhidhâne ve derviş hücrelerinin bulunduğu bir dergâh inşa edil¬miştir

Dergâhın meşîhatını üstlenen Zuhurî Efendi, Sa'dî âyininin icrâsına devam etmiş ve bir çok derviş yetiştirmiştir 1260/1844 yılında İstanbul'a gidişinde Abdurrahman Paşa'nın Beylerbeyi'ndeki konağında misafir iken Ramazan ayında vefat etmiş ve o civarda bulunan Nakkaş kabristanına defnolunmuştur Kaynaklarda nükte¬perver, lâübâli meşreb ve zarif bir zât olarak tarif edilen Mehmed Emin Zuhûrî Efendi'nin vefatından sonra yerine geçecek evladı olmadığından dergâhın meşîhatı, 7 Zilkâde 1260 (18 Kasım 1844) tarihinde Eşrefî şeyhlerinden İbrahim Efendi'ye bırakılmış ve der¬gâhta Sa'dî usûlü terk edilerek Kâdirî âyini icrâsına başlanmıştır Tekkelerin kapatıldığı tarihe kadar Kâdirî-Eşrefî dergâhı olarak hizmet veren tekkenin harabe hâlindeki binası Osmangazi Belediyesi tarafından 2008 yılında restore edilerek kültür ve sanat faaliyetlerinin icrâ edildiği bir hizmet alanına dönüştürülmüştür

V İbrahim Haydar Dede Zaviyesi

Kaynaklarda İbrahim Haydar Dede hakkında yeterince bilgi yoktur Yâdigâr-ı Şemsî'ye göre Yunus Efendi'nin halifesi Muharrem Dede'nin Bursa Kiremitçi Mahallesi'ndeki tekkesine giderek mürîd olmuş, ancak şeyhinin vefatı üzerine İstanbul'a giderek Yunus Efendi'nin bir diğer halifesi Râşid Efendi'ye intisap ederek tasavvufî terbiyesini tamamlamıştır Bursa'ya dönüşünde Muharrem Dede'nin dervişânıyla birlikte Şiblî Mahallesi'ndeki evinde Kadirî ve Sa'dî âyînini icrâ eden İbrahim Haydar Dede, 15 Şevval 1329 (9 Ekim 1911) yılında vefat etmiş ve zâviyesinin bulunduğu mahalle defnolunmuştur Kendinden sonra yerine damadı Şükrü Efendi tayin olunmuştur
Şükrü Efendi, Muharrem Dede'nin mürîdi iken şeyhinin vefâtıyla kayınpederi İbrahim Haydar Dede'ye intisap ederek tasavvufî terbiyesini tamamlamaya çalışmıştır Ancak kayınpederinin âni vefatı üzerine, İstanbul Âbid Çelebi Dergâhı postnişîni Sa'dî şeyhlerinden Mustafa Efendi'nin halîfesi Şeyh Behçet Efendi'den icâzet alan Hacı Fâik Efendi'den tâc ve hırka giymiştir Mehmed Şemseddin Efendi, Cumâ ve Pazartesi geceleri zâviyede tarikat âyininin icrâ edildiğini belirtmektedir

Öte yandan Sa'diyye tarikatı usûlü, ayrıca İsmâil Rûmî (Hamam) dergâhında bir müddet Sa'dî âyini icrâsında bulunan Sadeddin el-Cebâvî'nin torunlarından İbrahim Sabri Efendi, Nalbantoğlu mahallesindeki evinde irşâd faaliyetinde bulunan Sa'dî şeyhlerinden Hacı Mehmed Bey, Perşembe geceleri Karakâdî Dergâhında Sa'dî ayini icrâ eden Ali Rıza Efendi (ö 1324/1906) ve hulefâ-i Sa'dîyye'den Râmiz Efendi tarafından devam ettirilmiştir

Görüldüğü üzere Sa'diyye kültürü, Bursa'da bu tarikatın merkez dergâhı konumunda olan Zincirî Ali Efendi Tekkesi'nin yanı sıra, Karamazak Dergâhı, Baba Zâkir Zâviyesi, Seyyid Usûl Dergâhı ve İbrahim Haydar Dede Zâviyesi'ndeki postnişîn ve dervişler tarafından tekkelerin kapatıldığı tarihe kadar yaklaşık bir buçuk asır boyunca temsil edilmiştir Günümüze baktığımızda ise bu kültürden bize ancak az sayıdaki kabir ve mezar taşı ulaşabilmiştir

__________________
Arkadaşlar, efendiler ve ey millet, iyi biliniz ki, Türkiye Cumhuriyeti şeyhler, dervişler, müritler, meczuplar memleketi olamaz En doğru, en hakiki tarikat, medeniyet tarikatıdır
Alıntı Yaparak Cevapla