Yalnız Mesajı Göster

Cevap : Sa’dilik ve Sa’diyye Kültürünün Bursa’daki Temsilcileri

Eski 11-28-2009   #6
Şengül Şirin
Varsayılan

Cevap : Sa’dilik ve Sa’diyye Kültürünün Bursa’daki Temsilcileri



II Yunus Emrem (Karamazak) Dergâhı

Emir Sultan yolu üzerinde Şible semtinde bulunan dergâhın "Yunus Emrem Dergâhı" olarak anılmasıyla ilgili şöyle bir olay anlatılır: Niyâzî-i Mısrî, Emir Sultan'ı ziyârete giderken mezbelelik olarak kullanılan bu mahallin yanından geçtikçe bir fatiha okur ve "Buradan Yunus kokusu geliyor" dermiş Bir gün yanında bulunan dervişler "Efendim, Yunus Emre'nin kokusunu aldığınızı söylüyorsu¬nuz, makâmlarını da beyân etseniz de biz de ziyaret etsek" derler Bunun üzerine Niyâzî-i Mısrî elindeki asâ ile "Hâzâ kabrü Yunus ve hâzâ Yunus Emrem" diyerek bu yeri işaret eder Dervişler derhal gösterilen yeri kazarlar ve üç mezar taşıyla karşılaşırlar Mezar taşlarında Kara Abdurrezzak, Âşık Yunus ve Yunus Emrem ibareleri görülür Hemen hayır sahibi biri tarafından bir türbe ve yanına bir mecsid inşâ edilir Aynı zamanda dergâh vazifesi de gören bu mescid, ayrıca burada kabri bulunan Kara Abdurrezzak sebebiyle "Kara Abdurrezzak Dergâhı" veya bu ismin halk arasında "Karamazak" şeklinde telaffuzu ile "Karamazak Dergâhı" olarak da anılmıştır
Zincirî Ali Efendi Tekkesi şeyhlerinden Mustafa Haydar Efendi'nin halifelerinden Şeyh Mehmed Esad Efendi'nin bu mescide imam olarak atanmasıyla burada Sa'dî usûlüne başlanmıştır

1 Mehmed Esad Efendi (ö 1272/1855)

Mehmed Esad Efendi, önce Zincirî Ali Efendi Tekkesi şeyhi Mehmed Said Efendi'ye insitap etmiş, şeyhin vefatından sonra ise sülûkünü Mustafa Haydar Efendi'nin yanında tamamlayarak icâzet almıştır İcâzetinin ardından Yunus Emrem mescidine imam olarak tayin edilince, uhdesinde bulunan Emir Sultan zaviyedârlığı hizmetini Ulucami baş müezzini Hasan Efendi'ye belli bir ücret karşılığında vermiş ve aldığı bu para ile mescidin yanına haremlik ve selamlığı olan bir dergâh inşa etmiştir Böylece dergâhın bânîsi kabul edilen Mehmed Esad Efendi, Sa'dî tarikatı âyinini icrâ etmiş ve bir çok derviş yetiştirmiştir 1272/1855 tarihinde hastalanmış ve vefatından bir hafta önce evrâdın okunmasından evvel dervişânına "Bu hafta şeyhiniz, fakîrim; fakat haftaya kendinize bir şeyh bulun ve bu gün kemâl-i şevkle evrâd-ı şerîfi okuyunuz" dediği kaydedilmektedir Söz konusu tarihten bir hafta sonra vefat eden Mehmed Esad Efendi dergâhın hazîresine defnolunmuştur Nazif,
Tevfik, Şükrü ve Salih isminde dört oğlu olup, vefatından sonra şeyhlik görevini oğulları üstlenmiştir

2 Hâfız Nazif Efendi (ö 1297/1879)


Tasavvufî terbiyesini Mustafa Haydar Efendi'nin yanında tamamlayarak hilâfet alan Nazif Efendi, kardeşlerine vekâleten dergâha şeyh olmuştur Görevini ifâ ederken ihvan arasında meyda¬na gelen görüş ayrılığı sebebiyle görevini bırakarak İznik'e gitmiştir Eşrefzâde Dergâhı postnişîni Şeyh Nâfiz Efendi'nin (ö 1282/1865) damadı olması münasebetiyle Hâfız Nazif Efendi, İznik meşîhatı uhdesinde bulunan Numaniyye Dergâhı şeyhi reîsü'l-meşâyıh Safiyyüddin Efendi tarafından vekâleten Abdullah er-Rûmî'nin türbe ve zâviyedarlığına tayin edilmiş ve uzun bir süre burada görev yapmıştır Şeyhi Mustafa Haydar Efendi'nin vefatından sonra yerine postnişîn olan Nureddin Efendi tarafından tekrar Yunus Emrem Dergâhı'na postnişîn olarak tayin edilmiştir Ayrıca teberrüken Kâdiriyye ve Rifâiyye'den de icâzeti bulunan Nazif Efendi, dergâhtaki görevinin yanı sıra Eşrefzâde Âsitânesi şeyhlerine vekalette de
bulunmuştur 1 Muharrem 1297'de (15 Aralık 1879) İznik'te vefat
etmiş ve Eşrefzâde hazretlerinin türbesi civarına defnolunmuştur

3 Tevfik Efendi (ö 1324/1906)

Tevfîk Efendi, İstanbul'da Abdüsselâm Dergâhı şeyhlerinden Galip Efendi'den hilâfet almış ve ağabeyi Şeyh Hâfız Nazif Efen-di'nin İznik'e gitmesiyle dergâha postnişîn olmuştur Aynı zamanda Emir Sultan Camii müezzinliği görevini de yürüten Tevfik Efendi, Cuma namazından sonra dergâhta âyin icrâ etmiş ; fakat bir müddet sonra dergâhın yıkılması ve derviş hücrelerinin harap olma¬sıyla tarikat faaliyetini evinden idare etmeye çalışmıştır Mehmed Şemseddin Efendi'nin "Sadâsı âlî olmağla sâlikânı na't-ı şerîfler ve ilâhîler okuyarak teşvik ve tergîb ederdi Orta boylu, uzunca sakallı, vecih simalı bir zât idi" diye tarif ettiği Tevfik Efendi, 9 Ramazan
1324 (27 Ekim 1906) tarihinde vefat etmiş ve Sancaktar Nimetullah Efendi türbesi karşısındaki sahaya defnolunmuştur
Tevfik Efendi'nin vefatının ardından saray hânedânından Cemil Sultan ve bölgedeki hayrat sahipleri tarafından türbe ve mecsid yeniden inşa edilerek Sa'dî âyini icrâsına devam edilmiştir

4 Şükrü Efendi (ö 1337/1919)


1255/1839 senesinde Bursa'da doğan Şükrü Efendi, ilk eğitimini Emir Sultan Mektebi muallimi Hacı İsmail Efendi'den görmüş, tasavvufî terbiyesini ise Uşşâkî şeyhlerinden Testereci Ahmed Hamdi Efendi'nin (ö 1320/1902) yanında tamamlayarak icâzet almıştır Uşşâkî olmakla birlikte Sa'dîlere mahsus hâllerinin bulunduğu kaydedilen Şükrü Efendi, âhir ömründe münzevî bir hayat yaşamış ve 10 Receb 1337 (11 Nisan 1919) senesinde vefat ederek Seyyid Usûl Dergâhı'nda şeyhinin civârına defnolunmuştur

__________________
Arkadaşlar, efendiler ve ey millet, iyi biliniz ki, Türkiye Cumhuriyeti şeyhler, dervişler, müritler, meczuplar memleketi olamaz En doğru, en hakiki tarikat, medeniyet tarikatıdır
Alıntı Yaparak Cevapla