Konu
:
Üç Sultana şeyhülislâmlık Yapan Yüce Veli...Zembilli Ali Efendi
Yalnız Mesajı Göster
Üç Sultana şeyhülislâmlık Yapan Yüce Veli...Zembilli Ali Efendi
11-21-2009
#
1
b@ron
Üç Sultana şeyhülislâmlık Yapan Yüce Veli...Zembilli Ali Efendi
Üç sultana şeyhülislâmlık yapan yüce veli
Zembilli Ali Efendi
Ali Cemali Efendi Anadolu’yu nurlandıran velilerden Cemaleddin Aksarayi’nin torunudur ve tedrise beşikte başlar
O
misli zor görülen bir hafızaya sahiptir
Üstün körü geçilen kitapları bile harekesi harekesine ezberler ve yaşından beklenmeyecek sorular sorar
Hocaları böyle bir kabiliyetin önünü tıkamaktan çekinirler “Sen buralarda zâyi olma” derler
“Büyük âlimlerde oku
meselâ Molla Hüsrev’e git!”
O da öyle yapar
Molla Hüsrev ona bildiklerini öğretir
ancak “bunlar işin zahiridir” der
“şimdi sırlara ersen gerek
Bir Hakk aşığı bul ve ona köle ol!”
Hani derler ya
ü teâlâ vermek istemeseydi
istek vermezdi
Ali Cemali Efendi’nin ihlâsından olacak
Ebûl Vefa gibi bir veli çıkar karşısına
İşte böylesi genç ve bilgili biri
adı sofuya çıkan padişahın gözünden kaçmaz
II
Bayezid O'nu sürekli takip eder
Bursa
İznik ve Bâyezid medreselerinde ders verdirir
Sonra tutar şehzadeler şehri Amasya’ya Müftü atar
Görünen o ki Ali Cemali Efendi’nin önü açıktır
Ancak o devlet erkânı ile haşır neşir olmaz
Gecesini gündüzünü işine verir
Hâlbuki bulunduğu mevki birileri ile iyi geçinmeyi gerektirir
Mübarek mâkamında gözü olanları farkedince “Merâklısına mübarek olsun!” der
devlet kapısını terkeder
Çeker çarığını
düşer yollara
ŞEYHÜLİSLAM OLDUNUZ!
Ali Cemali Efendi
Resulullah aşığıdır
İçindeki coşkunun seline kapılır Haremeyn’e gider
hacceder
Mükerrem Mekke’de ve Münevver Medine’de ilim meclislerine katılır
Feyz devşirir dervişçesine
Derken Kahire’nin ilim iklimi onu cezb eder
tam bir yıl kütüphane kütüphane gezer
medreselerde ders dinler
Osmanlı tedrisatı ile Arab tedrisatını mukayese eder
Buralarda daha ne kadar kalmayı düşünür bilemeyiz
ancak II
Bayezid onu Dersaadet’e çağırır
“N’olur
Buyurun Hocam!” der “Şeyh-ül İslâm oldunuz!”
Ali Cemali Efendi zühdü ve takvası ile tanınır
Onda zerre kadar rütbe
şöhret hırsı yoktur
Hal böyle olunca doğru bildiğini söylemekten çekinmez
Belki de bu yüzden ölünceye kadar (tam 24 yıl) makamında kalır
Bayezid-i Veli’nin ardından Yavuz ve Kanuni gibi iki zirveye hizmet eder
Bir gün Yavuz Sultan Selim’in birkaç memurun kafasını vurduracağını duyar
Tutar eteğini saraya koşar
Divan toplantısına rağmen Padişaha çıkar
Yavuz tavizsizdir
“Vazifelerini ihmal ettiler hocam” der
“cezalarını versem gerek!”
Zembilli Ali Efendi kaşlarını çatar: “Benim şeyhülislamlıktan anladığım tek şey var!” der
“Senin ahiretini kollamak
Halbuki sen vebâle yürüyorsun
İnan
elim azaba duçar olursun
Benden söylemesi!” Ve çeker kapıyı gider
Yavuz’a tek söz düşer “Öyleyse affettik gitti!”
Sultan Selim çok celâllidir
Evet
devlete millete yararlı olanları mükafatlandırmayı da bilir
ancak en ufak hatayı cezalandırmadan duramaz
Yavuz tez parlar
ama haksız yere can yakamaz
Zira Zembilli Ali Efendi mazlumların sığınağıdır
İşte genç Sultan Şeyhülislâmını bu yüzden çok sever
Bu pervasız ihtiyarın gölgesi yeter ona
Yoksa ahiretteki hesabı çetin olacaktır
ZEMBİLİN HİKAYESİ
Mübarek mütebessimdir
refiktir
yumuşaklığı sever
Ufacık çocukları bile muhatap edinir
onlara nasihat eder
İnsanların çekinmeden soru sorabilmelerini çok ister
Ancak üç kıtaya yayılan bir imparatorluğun şeyhülislamı halkın gözünde destan kahramanı gibidir
O
ne kadar mütevazı olursa olsun
karşısındakileri ter basar
huzurda sıkılırlar
Mübarek pratik bir yol bulur
Zembilini camdan sarkıtır
Sorusu olan bir kağıda yazıp zembile bırakır
Mübarek derhal cevabını yazar ve yine zembille sallandırır aşağı
Düşünürseniz zor iştir
Her gün önünüze gelen yüzlerce kağıt ve birbirine benzeyen sıradan sualler
Ama o bunu kurtuluşunun sermayesi bilir
Öyle ya
insanlara
’ın dinini öğretmekten güzel iş mi vardır?
Mübarek çok merhametlidir
kendisine ve çevresindekilere yapılanları görmezden gelir
ancak mukaddesatımıza saldıranlara acımaz
Hatta sultanı tavır koymaya zorlar
Yavuz’u Çaldıran savaşına sürükleyenlerden biri odur
Yine Mısır Seferini sonuna kadar destekler
Rodos'ta geçen yıllar
Kanuni bütün Avrupa'yı hizaya sokar
Ancak Rodos hâlâ Akdeniz'in çıbanıdır
Zembilli Ali Efendi Padişah'ı sefere inandırır
Mübarek gözü kara bir cihad sevdalısıdır
Hatta yiğitlere yoldaş olur
adanın fethine katılır
Eli kanlı eşkıyalara
fitneci şovalyelere karşı savaşır
Rodos ele geçince burada kalmaya niyetlenir
Ömrünün son demlerini yerli halka İslâmiyeti anlatmakla geçirir
Burada medreseler
imaretler kurar ve ileri yaşına rağmen yıllarca imamlık yapar
Nice Rum'un hidayetine vesile olur ki
Rodoslu Müslümanların mayasında onun gayretleri vardır
Mübareğin sonu hoş olur
Ayan beyan ölüme hazırlanır
O gün görülmedik şekilde neşelidir ve çevresindekilerle tek tek helalleşir
Talebeleri ayrılık vaktinin geldiğini anlar
çok ağlarlar
Nurlu kabri Zeyrek yokuşunda kendi dergâhının bahçesindedir
menzilnet'ten alıntıdır
__________________
b@ron
Kullanıcının Profilini Göster
b@ron tarafından gönderilmiş daha fazla mesaj bul