Konu
:
Hz. Hatice'nin (r.a) Kısaca Hayatı
Yalnız Mesajı Göster
Hz. Hatice'nin (r.a) Kısaca Hayatı
11-20-2009
#
1
b@ron
Hz. Hatice'nin (r.a) Kısaca Hayatı
HZ
HATİCE'NİN (R
A) KISACA HAYATI
Büyük İslâm kadını
mu'minlerin anası
Resulü'nün (s
a
a) değerli zevcesi Hz
Hatice (r
a) hicretten 68 yıl önce
asil bir âilede dünyaya geldi
Babası Huveylid
Kureyş'in büyüklerinden ve servet sahibi birisiydi
Annesi Fâtıma ise Mekke'nin tanınmış ve iffetli kadınlarından sayılırdı
Cahiliyet zamanında yaşamalarına rağmen böyle değerli âilede yetişen Hz
Hatice
öylesine şeref
haysiyet
iffet ve temizlik dolu bir hayat yaşıyordu ki toplum i
çerisinde "Tâhira" (temiz) diye meşhur olmuştu
Halbuki nefsânî heveslerini ve şeytanî arzularını gerçekleştirmesi için her türlü maddî imkana sahip idi
O
hatta Müslüman olmadan önce dahi
insanın değer ve üstünlüğünü paraya-pula
dünya malına
ırka
makama değil
onda bulunan güzel sıfatlara
insanî ve ahlakî
değerlere bağlıyordu
O gün Mekke'nin en zengin
en ileri gelen şahsiyetlerinin (Ebu Süfyan
Ebu Cehil
Akabe b
Ebi Muayt gibi) evlenme tekliflerini reddetmiş ve gözü sürekli fazilet
insanlık
dürüstlük
sadâkat vb
sıfatlara süslenmiş birisini aramış ve
Resulü'nü tanıyıncaya kadar başka birisiyle evlenmeye gönlü rıza göstermemişti
Fakat Resulü Ekrem'le tanıştıktan sonra
Hazret'in fakirlik ve öksüzlüğüne bakmamış
bizzat kendisi evlilik teklifinde bulunmuştu
Hz
Hatice'nin bir başka özelliği ise o değerli insanın
nedenli akıllı
basiret ve dirayet sahibi oluşudur
Öyle ki babasını cahiliyet zamanında meydana gelen "Ficar" harbinde kaybetmesinin ardından
babasından kalan
serveti büyük bir dirayet ve basiretle ticarete atmış ve gün geçtikçe servetini artırmış ve Mekke'nin en önde gelen zenginleri arasına girmişti
Tarih Hz
Hatice'nin serveti hakkında şöyle diyor: "Onun sadece ticaret yaptığı mallarını 80 bin deve taşıyordu
Dört yüz hizmetçi onun ticaret ve sair işlerini yürütmekle görevliydi
"
B
u servete sahip olan Hz
Hatice fakirlere
düşkünlere yardım etmeği de ihmal etmemiş ve bu adetini Resulullah'la evlendikten sonra da devam ettirmişti
"
Evet
küçük bir malını kaybetmekle dünyaları yıkılan veya başkalarına en ufak bir şey verirken canları
çıkan
çoğu insanların tam aksine Hz
Hatice bütün servetini Hz
Resulullah'ın ayağına dökmüş ve onun yüce hedefi için sadece kendi servetini değil
canını dahi adamıştı ve o yüce hedef uğruna bütün çilelere severek katlanmıştı
Burada Hz
Hatice'nin Hz
Resulullah'la evlenme olayına geçmeden önce şunu hatırlatmamız gerekir ki bir çok muhakkik âlim ve tarihçinin de dediği ve çeşitli delillerle ispatlamaya çalıştığı gibi
Hz
Hatice Resul-i Ekrem'den (s
a
a) önce kimseyle evlenmemiş ve bâkire olarak
Resulü ile ilk evliliğini gerçekleştirmiştir
Biz makalemizin sonunda bu iddiayı delilleriyle birlikte
sizlere ispatlamaya çalışacağız inşallah
Evet dediğimiz gibi Hz
Hatice uzun yıllar beklemiş ve bütün Kureyş kabilelerinin büyüklerini reddederek Resulullah gibi manevi değerlerle donatılmış birisini aramış ve karşılaşınca da bizzat kendisi evlenme
teklifinde bulunmuştur
Öte yandan
Resulü de Hz
Hatice kendisinden bir hayli yaşlı olmasına rağmen
onda gördüğü fazilet
iffet ve insanî değerlerden dolayı onun evlilik teklifine seve-seve olumlu cevap vermiş ve evlenmişti
Bazı batılı yazarlar
İslam'a ve Resulullah'a olan düşmanlıklarından dolayı
Resulü'nün Hz
Hatice'nin servetinden dolayı onunla evlendiği ortaya sürmüşlerdir
Halbuki Resulullah'ın hayatını az da olsa araştıranlar biliyorlar ki Resulullah'ın asla değer vermediği şeylerden birisi de dünya malı idi
Kaldı ki
evlenme teklifinde bulunan
bizzat Hz
Hatice'nin kendisi idi
Resulullah (s
a
a) değil
Sonra Resul-i Ekrem'in evlendikten sonra Hz
Hatice'ye gösterdiği sevgi muhabbet ve saygı (ki bu Hz
Hatice'nin ölümünden sonra bile bütün sıcaklığıyla devam etmiş ve hatta bu durum bazı diğer hanımlarının kıskançlık
duygularını kabartmış ve Resulullah'a itirazda bulunmuşlardı) en açık şekilde
Resulü'nün Hz
Hatice'nin serveti değil
fazilet ve insanî değerlerinden dolayı onunla evlendiğini gösteriyor
Evlendikten sonra dahi Hz
Hatice
gönüllü olarak servetini İslâm yoluna harcamış ve hiçbir zaman Resulullah bu konuda bir teklifte bulunmamıştı
Nitekim bu servetin hepsi İslâmî hedefler uğruna harcanmış ve kendilerine hiçbir şeyi biriktirmemişlerdi
Şimdi tekrar Hz
Hatice'yle Resul-i Ekrem'in (s
a
a) evlenme olayına dönelim
Önce de dediğimiz gibi
bu iki büyük şahsiyeti birbirine yakınlaştıran ve hayatlarını birleştirmelerine vesile olan şey
asla maddî değil
tamamıyla manevî ve İlahî sâiklerden ibaretti
Şimdi bu iddiamızı kanıtlayan delillerden sadece bir kaçını sizlere aktarmakla yetineceğiz:
1-Hz
Hatice'nin kölesi olan ve Hz
Muhammed'le (s
a
a) ticaret seferine çıkan Meysere isimli zat
yolculuk esnasında Kureyş Emini'nde gördüğü kerametleri ve Şam rahibinden onun hakkında duyduğu sözleri Hatice'ye anlatırken Hz
Muhammed'e karşı içinde aşırı bir sevgi duyarak şöyle diyordu: "Yeter artık Meysere! Muhammed'e karşı sevgimi iki kat artırdın; git seni azâd ettim; karın da senin olsun;
ayrıca iki yüz dirhem
iki at ve bir kıymetli elbiseyi sana bağışladım
" Ondan sonra Meysere'den duyduklarını Arap bilgini Varaka b
Nevfel'e anlatıyor; Nevfel de: "Bu kerametlerin sahibi Arabî Peygamber'dir" diyordu
2-Bir gün Hz
Hatice evinde oturmuş
cariye ve köleleri etrafını sarmıştı
Bir Yahudi âlimi de o mecliste bulunuyordu
Bu sırada Kureyş genci (Hz
Muhammed (s
a
a) ) Hatice'nin evinin yanından geçiyordu
Yahudî âliminin gözü Peygamber'e ilişti
Peygamber'den birkaç dakikalığına meclise katılmasını istedi
Resul-i Ekrem (s
a
a) Yahudî âliminin ricası üzerine meclise katıldı
Hz
Hatice Yahudî âlimine dönerek şöyle dedi: "Eğer onun amcaları senin bu soruşturma ve teftişlerinden haberdar olurlarsa
kuşkulanır ve kötü bir tepki gösterirler; çünkü onlar yeğenleri hususunda Yahudîlerden korkuyorlar
" Yahudî âlimi bu sözleri duyunca "
Sen ne diyorsun? Muhammed'e kim zarar verebilir? Oysa
onu
nübüvvetin hatmi ve halkın hidâyeti için seçmiştir" dedi
Hatice
"Onun böyle bir makama erişeceğinin delili nedir?" diye sorunca
o şu cevabı verdi:
"Ben ahir-üz zaman peygamberinin alametlerini Tevrat'ta okumuşum
Onun alametlerinden bazıları şöyledir: Onun babası ve annesi ölür; ceddi ve amcası onu himayeleri altına alırlar
O Kureyş'ten bir kadınla evlenir
"
Sonra Hatice'ye dönerek şöyle dedi: "Ne mutlu onun eşi olma iftiharını elde eden kadına!"
3-Arap bilginlerinden olan Hatice'nin amcazadesi Varaka'nın Ahdeyn (Tevrat ve İncil) kitapları hakkında çok bilgisi vardı
Varaka defalarca şöyle demişti: "Kureyş'ten bir kişi
tarafından insanları hidayet etmek için görevlendirilecek ve Kureyş'in zengin kadınlarından biriyle evlenecektir
"
Hatice de Kureyş'in zengin kadınlarından olduğu için Varaka ara sıra ona
"Bir gün gelir ki yeryüzünün en üstün
en şerefli erkeğiyle evlenirsin" diyordu
4-Bir gece Hz
Hatice rüyasında güneşin Mekke üzerinde döndüğünü ve yavaş yavaş aşağı inerek onun evine girdiğini gördü
Rüyasını Varaka'ya anlattı
Varaka onun rüyasını şöyle tabir etti: "Şöhreti âlemi tutacak büyük birisiyle evleneceksin
"
İşte bütün bunlar ve
Resulü'nün harikulade şahsiyeti ve manevî faziletleri
Hz
Hatice'nin yıllardır düşlediği ve o yaşa kadar beklediği yegâne insanı ona tanıtmıştı
Hz
Hatice
bilahare Hz Muhammed (s
a
a) ile evlenmeye karar vererek
bir vasıtayla bu arzusunu ona bildirdi
Resul-i Ekrem de
onda olan değerleri
onun fazilet
iffet ve dirayetini bildiği için bu isteğine olumlu cevap verdi
Evlenmenin nasıl gerçekleştiği hakkında tarihçiler şöyle yazıyorlar: Hz
Hatice'nin bizzat kendisi bu evliliğe meyilli olduğunu açıklayarak şöyle demişti: "Amca oğlu! Ben senin kendi kavmin arasında olan izzet ve azametin
doğruluğun emanettarlığın ve güzel huyun için seninle evlenmek istiyorum
" Kureyş'in Emini de ona şöyle cevap vermişti: Amcalarıma haber verip onlara
danışmam gerekir
" Bu bazı tarihçilerin yazdığıdır
Fakat tarihçilerin çoğu Hz
Hatice'nin mesajını Aliyye kızı Nefise'nin şu şekilde Peygamber'e ulaştırdığını yazıyorlar:
"Ya Muhammed! Niçin hayatını temiz bir eşle aydınlatmıyorsun? Eğer seni güzelliğe servete
şerâfet ve izzete davet edersem kabul eder misin?
Peygamber: "Kimi kastediyorsun?" deyince
"Hatice'yi" diye cevap verdi
Peygamber şöyle buyurdu: "Hatice bu işe razı olur mu? Onunla aramızda çok fark vardır! Nefise
"Ben onu razı ederim; yeter ki sen bir vakit tayin et de Hatice'nin vekili Amr b
Esed ile senin akrabaların bir araya toplansınlar ve nikah merasimini yerine getirsinler" dedi
Resul-i Ekrem bu hususta değerli amcası Ebu Talib'e danıştıktan sonra
Kureyş büyüklerinin de katıldığı görkemli bir toplantı düzenlendi
Önce Ebu Talip
'a hamd ü senâyla başlayan bir hutbe okuyarak yeğenini tanıttı
Ardından Hatice'nin akrabalarından olan Varaka b
Nevfel de bir hutbe okuyarak Hz
Muhammed'in ve kavminin üstünlük ve fazlını itiraf edip bu evliliğe razı olduklarını ilan etti
Nikah akdi okundu ve mihriye olarak dört yüz dinar veya bazı rivîyetlere
göre yirmi deve tayin edildi ve böylece izzet
fazilet ve saâdet dolu bir hayatın temeli atılmış oldu
Bu mübârek evlilik takriben 15 yıl sürdü ve Hz
Hatice 65 yaşında iken gözlerini dünyaya kapadı ve şeref
izzet ve iftihâr dolu bir hayatı geride bıraktı
Hz
Resul-i Ekrem (s
a
a)
Hz
Hatice hayatta olduğu müddetçe başka biriyle evlenmemiş ve ona olan sonsuz saygı ve muhabbetini böylece ortaya koymuştu
Hz
Hatice
Resul-i Ekrem (s
a
a) peygamberliğe seçilir seçilmez ona iman etmiş ve böylece ilk Müslüman kadın olma iftiharını da diğer iftiharlarına eklemişti
O
yüce kadın
Resulü'ne (s
a
a) iman ettikten sonra dâima Resulullah'ın yanında olmuş ve bu büyük görevinde var gücüyle ona yardımcı olmaya çalışmıştı
Bu doğrultuda bütün kınamalara
bütün çilelere
işkencelere katlanmış ve uzun müddet Mekke'de ilk Müslüman olan erkek Hz
Ali (a
s) ile birlikte tek başlarına Resulullah'ın yanında yer alarak
onunla birlikte müşriklerin gözü önünde Mescid-ül Haram'da namaza durmuş ve bütün bir küfür ve şirk cephesine
karşı durmuşlardı
Hz
Hatice'nin bir başka özelliği
Resulü'nün mübarek neslinin ondan devam etmesidir
Zira Hz
Mâriye hariç (ki onun oğlu İbrâhim küçük yaşta vefat etmiştir) diğer hanımlarının hiçbirisinin çocuğu olmamıştır
Evet Hz
Hatice
Fâtıma gibi bir evladı dünyaya getirme saadetine nâil olmuş ve Resulullah'ın mübarek nesli kendisinden devam etmiş ve hepsinden önemlisi on bir masum imamın büyük annesi olma şerefini kazanmıştır
Hz
Hatice'nin erkek evlatları ise küçük yaşta dünyadan gitmiş ve yaşamamışlardır
Hz
Hatice'ye isnâd edilen Zeynep
Ümm-ü Külsüm ve Rukayye isimli kızlar hakkında ise ihtilaf vardır
Bazıları onların da Hz
Hatice ve Hz
Peygamber'in evlatları olduğunu söylemiş; bazıları ise Hz
Hatice'nin önceden başkalarıyla evlendiğini söyledikleri için onların Hz
Hatice'nin önceki kocalarından olduklarını ve
böylece Hz
Muhammed'in üvey evlatları olduğunu söylemişlerdir
Ancak sonra da ispatlayacağımız üzere Hz
Hatice önceden evlenmediği için bu görüş yanlıştır
İnşallah delilleriyle ispatlayacağımız üzere bu kızlar Hz
Hatice'nin kız kardeşi "Hâle"nin kocasının kızlarıdır ki kocasının vefat etmesi üzerine onlarla birlikte bacısı Hz
Hatice'nin himayesi altına girmiş; daha sonra Hâle
de vefat edince Hz
Hatice'nin kefaleti altında kalan kızlar
Hz Hatice Resulullah'la evlendikten sonra
Resulü'nün kefaleti altına girmiş ve onların saâdet hânelerine intikal etmişlerdir
Biz
konunun dağılmaması için bu bölümü makalenin sonunda ayrıyeten ele alıp delilleriyle birlikte ispatlamaya çalışacağız
Burada Hz
Hatice'nin makam ve faziletinin daha iyi anlaşılması için Resulullah'ın bazı hadislerini nakletmeği uygun buluyoruz:
Bir hadisinde şöyle buyurmuştur: "Hatice cennetin faziletli kadınlarındandır
"
Hz
Ali (a
s) den şöyle nakledilmiştir: "Resulullah (s
a
a) bir gün hanımlarının yanında Hatice'den söz ederek ağladı
Buna kıskanan Âişe: "Beni Esed'in şu kırmızı
ihtiyar kadınının neyine ağlıyorsun?
sana daha genç birisini nasip etmemiş mi?" diye itirazda bulundu
Resulü buna çok rahatsız oldu; öyle ki başının tüyleri titremeye başladı ve şöyle buyurdu:
"Hayır
'a andolsun ki
Hatice'den daha iyisini bana nasip etmemiştir
O
korku ve buhran dolu bir zamanda bana iman etti ve İslâm yolunda her türlü fedakarlıktan ve bana yardımdan geri durmadı
"
Yine şöyle buyurmuştur: "
'a andolsun ki
bana Hatice'den daha iyisini nasip etmemiştir; her kes
beni inkar ettiği sırada
o bana iman etti
Her kes beni yalanladığı zaman
o beni tasdik etti
İnsanlar beni mallarından mahrum bıraktıkları sırada
o
kendi servetiyle benim yardımıma koştu
ondan bana evlat nasip etti (başka hanımlarımdan değil)
"
Evet
Resulü Hz
Hatice'yi vefatından sonra da hiçbir zaman unutmaz ve hatta Hatice'nin dostları ve arkadaşlarına dahi fevkalade saygı gösterir ve sürekli onlara hediyeler gönderir ve iyilikte bulunurdu
Hz
Hatice'ye fazilet ve üstünlük olarak bu yeter ki
-u Teâla Cebrail (a
s) vasıtasıyla ona selam gönderiyordu
Bunu son olarak vereceğimiz ziyâret metninde görebilirsiniz
Evet
Resulü'nün gözünde böyle yüce bir makam ve değer sahibi olan ve onun en büyük yardımcılarından sayılan birisinin
ayrılığı ve vefatı da pek tabiidir ki onun derinden yaralanmasına ve üzülmesine neden olsun
Nitekim de öyle olmuş ve Resulullah (s
a
a) Hz
Hatice ile birlikte
diğer büyük hâmisi Hz
Ebu Talib'i de aynı yılda kaybedince o yıl "Hüzün Yılı" diye adlandırılmıştır
Artık iki büyük hamî
âhiret yurduna göçmüş
ama her biri yerine bir diğer hâmiyi bırakıp gitmişlerdi
Ebu Talip
oğlu Hz
Ali'yi (a
s) ve Hatice
kızı Hz
Fatıma'yı (a
s)
Artık bu görev onların omuzlarına
ağırlık etmekteydi
Resulü hastalanıp ölüm döşeğine düşen Hz
Hatice'nin başucuna gelip onu şöyle müjdelemişti: "Ey Hatice
sevin ki
seni İmran kızı Meryem ve Firavun'un zevcesi Asiye'yle eşit kılmıştır
"
'ın selamı rahmet ve bereketi o yüce İslâm
kadınının üzerine olsun ve bizi onun ve kızı Fâtıma'nın
kocasının ve evlatlarının yolundan ayırmasın ve kıyamette şefaatlerine nâil eylesin
Evet Hz
Hatice
hayatının bütün yönleriyle
iffeti
hayası
takvâ ve temizliği
ibâdet ve itâati
fedakarlık ve dünyaya meyilsizliği
kocasına olan itâat ve teslimiyeti ve
yolunda ona yardımıyla ve bilahare yetiştirdiği evlatlarıyla bizler için büyük örnektir
Burada son olarak hem Hz
Hatice'nin faziletlerini daha iyi anlamak
hem de onu ziyâret etmek için Hz
Hatice için nakledilen şu ziyâretnameyi de tercümesiyle birlikte huzurunuza takdim ediyoruz:
"Selam olsun sana
ey mü'minlerin anası
Selam olsun sana
ey Resullerin efendisinin zevcesi
Selam olsun sana
ey dünya kadınlarının efendisi olan Fâtımet-üz Zehrâ'nın anası
Selam olsun sana
ey ilk iman eden kadın
Selam olsun sana
ey malını
servetini Seyyid-ül Enbiyâ'nın yardımında sarfeden
ona elinden gelen hiçbir yardımı esirgemeyen ve düşmanlar karşısında onu müdâfaa eden
Ey Cebrâil'in kendisine selam verdiği ve yüce
'tan kendisine selam getirdiği kimse
Ne mutlu sana
'ın verdiği fazl-u ihsandan dolayı
'ın selamı
rahmet ve bereketi senin üzerine olsun
"
__________________
b@ron
Kullanıcının Profilini Göster
b@ron tarafından gönderilmiş daha fazla mesaj bul