Hititlerle ilgili uygarlık buluntuları arasında ölü küllerinin, ölü kemiklerinin saklandığı özel kaplar görülmektedir
Bundan Hititlerin kimi ölüleri yaktığı, kimi ölülerin yalnız etlerini yakıp, kemiklerini sakladığı, kimi ölüleri de boynundan diz kapakları arkasına uzanan bir bağla sımsıkı bağlayarak, çömelmiş gibi bir durumda gömdükleri anlaşılıyor
Bu gömme şekillerinden biri de Hoker durumudur
Hoker durumundaki ölüler sağ veya sol yanlarına yatırılmış olup, sırtüstü bırakılanları pek azdır
Pek azının başı altında yastık görevini gören ufak yassı bir taş bulunmaktadır
Ölülerin hoker şeklinde (dizin göğse, çeneye doğru çekilmesi ve dizin karına doğru çekilmesi) gömülmesinin bize göre nedeni uyku durumunu temsil etmesi ve ölümün de bir çeşit uyku olarak algılanmasıdır
Hititlerde ölünün külleri kutsal sayılır, onlara karşı özel bir saygı gösterilirdi

Küllerin konduğu kap toprağa gömülürdü

Bu kaplar genellikle topraktan yapılmış küçük çömleklerdir

Öte yandan bu kül, kemik koyma kapları arasında tunç, başka türden alaşım kaplar da görülmüştür

Bu gelenek, maden kap yapma, Mezopotamya kaynaklıdır

Demek Hititler, bu alanda, komşu uluslardan birtakım inanç unsurları almakta sakınca görmemişlerdir

Bu durum inanç kaynaşmalarının kaçınılmaz bir sonucudur
Hititler, ölen kralsa yalnız etlerini yakar, kemiklerini yağlarlar, güzel kokularla yıkıyarak özel bir kaba koyup gömerler

Onların gözünde kral kutsaldır, tanrısal niteliklerle donatılmıştır

Yine yukarıda dediğimiz gibi Hititler, kimi ölüleri diz çökmüş gibi boyundan, kollardan, diz kapakları arkasından bağlayıp gömerlerdi

Ölünün toprağa, ya da kendisine göre yapılmış özel küpe oturur gibi gömülmesi, dirilip yeryüzüne gelebileceği korkusundandı
Frigyalılar da Hititler gibi ölülerine büyük saygı gösterirlerdi
Ölüler sırtüstü gömüldükten sonra üzerine bir tepe meydana getirecek şekilde toprak yığılırdı
Bu toprak yığınının altında bir mezar odası bulunur, ölünün yanında hediyeleri gömülürdü
Buradan Frigyalıların da Hititler gibi öldükten sonra dirilecekleri inancını taşıdıkları anlaşılıyor
Bu mezar biçimi çok uzun yıllar, Bizanslılara kadar sürmüştür
Anadolu'da çeşitli gömme adetlerinin bulunması, bunun çağlarla ilgili olduğunu, etkilenme kaynaklarının başkalığıyla bağlantılı bulunduğunu göstermektedir

Bunun nedeni ise o çağlarda Anadolu'da yaşıyan toplulukların kendi bütünlükleri içerisinde ayrı birer uygarlık oluşturmalarıdır
Yaşayan ölü düşüncesinin en büyük sonucu ölü hediyeleri, ölü yemeği ve içkisidir
"Ön tarih Anadolu’sunda, mezarlara hediye bırakmak, ölülere yemek, içki sunmak ve dünya işine yarayan eşyayı beraberinde götürmesini sağlamak adeti vardır
”
İncelenen Eski Anadolu mezarlarında hayvan iskeletlerine de rastlanmıştır; ancak bu iskeletlerin yenilebilen kısımları eksiktir

Bunlar da ölü gömülüp hediyeleri yerleştirildikten ve mezar kapandıktan sonra başlayan kurban merasimi ve ölü yemeği kalıntılarıdır

Ölü yemeğinde kurbanlar kesiliyor, yenilebilen yerleri yeniyor, baş ve bacakları da ölüye sunuluyordu

Bu hediyelerin yanında ölünün yanına öbür dünyada kendisine arkadaşlık etmesi için köpeğini de gömme adeti vardı
Eski Anadolu inançları yukarıda da belirttiğimiz gibi animist unsurlar taşır
Buna göre "ruh, arada bir gövdeye gelir girer, mezarda ölü dirilirmiş
Bu yüzden ölüye, onun kemiklerine sövmek büyük suç sayılırdı
"
Peki bir kişi öldüğünde onun ruhu ne olmaktadır?
"Hitit ölü ritüellerinde, bir Patili rahibi tanrılara ölü ruhunun nereye gittiğini sorar

Tekrar tekrar yöneltilen sorulara verilen cevaplar ise oldukça ilginçtir: O, sedir ormanları evine gitti

O, oraya gitti

O, şuraya gitti veya buraya gitti

Yedinci kez sorulduğunda tanrılar: Anne onun elinden tuttu ve ona refakat etti şeklinde cevap vermektedir

Bu ifade bir taraftan ölü ruhunun ata kültü gereği ataların ruhlarıyla birleştiğini gösterirken, diğer taraftan da annenin ölü ruhuna refakat etmesiyle bu yolculuğun kolay bir yolculuk olmadığını vurgulamaktadır

Daha önce ölmüş olduğu için anne yeraltı dünyasını belki de daha iyi tanımakta ve bu nedenle ölü ruhunu ölüler diyarına götürmek üzere elinden tutmaktadır

"
Ancak yeraltı dünyasına inen ruh bazı durumlarda yaşayanları ziyaret edebilir: "Hititlerde, özellikle zorla ve haksız yere öldürülmüş olan insanların ruhları ve kendilerine kurban sunulmayan, öfkeleri yatıştırılmamış ölü ruhlarının birtakım yollar bulup insanların dünyasına sızarak onları rahatsız ettiklerine inanıyorlardı
Ayrıca bu ruhların insanlara rüyaları aracılığıyla gözüktüğüne, hatta onlarla karşılaşmanın insanları kirlettiğine inanılmaktaydı
" _____ _____________