Yalnız Mesajı Göster

Cevap : Atlarda Görme ve İşitme Duyuları

Eski 11-01-2009   #3
Şengül Şirin
Varsayılan

Cevap : Atlarda Görme ve İşitme Duyuları



Renkli görüş: Belli bir türe ait hayvanın renkli görüşe sahip olup olmadığı sıkça karşılaşılan bir sorudur Fakat cevap her zaman doğru olmayabilir Farklı dalga boylarındaki ışık, görme sistemiyle işlendiğinde bireysel renk algısına neden olur Bu renkli görme tecrübesi, parlaklık veya çözünürlükten bağımsız olarak renkleri ayırt edebilme olarak anlaşılsa da bu algı üç boyutta tanımlanabilir; renk, parlaklık ve çözünürlük Başka türlerde de insanlardakiyle aynı özellikte bir renkli görüşün olup olmadığı felsefi yaklaşımını araştırmak verimsiz olsa da renklerle ilgili (kromatik) bilgiler temelinde, bir hayvanın insanınkine benzer şekilde renkleri ayırt edip edemediği sorusuna bir cevap bulunabilir

Bir bireyin rengi algılayabilmesi için retinası her biri farklı spektral aralıktan en yüksek düzeyde sorumlu en az iki tip fotoreseptör içermelidir Böyle bir görme sistemi aynı zamanda farklı spektral duyarlılıktaki değişimleri değerlendirebilecek sinirsel mekanizmayı kapsamalıdır İnsanlarda, farklı spektrumdaki dalga boylarını algılayabilen özellikte üç tip koni vardır Fakat bunların dalga boyları üst ve alt değerlerde çakışmaktadır

Bu reseptörlerin her birinin cevabının büyüklüğü, göze ulaşan ışığın dalga boyu ve yoğunluğuyla belirlenmiştir Algılanan renk, üç koni tipindeki akti-vite düzeylerinin oranlarına bakılarak tespit edilmiştir (24) Renklerle ilgili bilgi, farklı reseptörlerdeki aktivite seviyelerinin merkezi sinir sistemindekilerle karşılaştırılması sonucu ortaya çıkarılmıştır Tek bir reseptör tipine sahip olan hayvanlar gerçek renk körleri olarak kabul edilebilirler Çünkü uygun ışık yoğunluğu ayar-lamalarıyla herhangi bir dalga boyundaki ışıkla reseptörlerde aynı derecede uyarılma meydana getirilebilir İki renk reseptörüne sahip hayvanlarda, dalga boylarının ve parlaklığın reseptörlerde eşit oranlarda uyarı meydana getirecek birkaç kombinasyonu olacaktır Bunun sonucu olarak, birinden diğerine çeşitli renkler benzer olarak görüleceklerdir Böyle bir yapı, normal renkli görüşe sahip insanlardaki trikromatik yapıya göre renk eksikliği olarak değerlendirilebilir İnsanlardaki trikromatik görüş, hayvanlardaki renk görüşüyle karşılaştırıldığında standart olarak kabul edilmelidir

Nonverbal (konuşamayan hayvanlar) hayvanlarda kromatik görüşü değerlendirirken, ayrımın parlaklık gibi diğer ipuçlarından ziyade kromatik özelliklere dayanılarak yani, uyaranın rengine bakılarak yapıldığını dikkate almak esastır Örneğin, bir hayvana mavi ışığı sarı olandan ayırt etmek öğretilebilir Bunlar biri diğerinden daha parlak göründüğünde, hayvan ayrımı yapabilmek için kromatik bilgiden çok bunu kullanabilir Bu, parlaklık problemi olarak adlandırılır ve önceden elde edilmiş bilgilere bir eleştiri olarak yönlendirilir (25) Parlaklık problemine bir çözüm olarak, iki uyaranın parlaklıklarını eşleştirme temelinde spektral ışıldama işlevi (dalga boyunun bir işlevi olarak parlaklığın değişmesi) kullanılmaktadır Bununla beraber, eğer test edilen hayvanın spektral ışıldama işlevi bilinmiyorsa bu yapılamaz Parlaklık artifaktları ile başa çıkmada iki alternatif teknik vardır: 1) Parlaklığı olayın dışında tutmak için uyaranın ışıldamasını değiştirmek (25), 2) İlk önce hayvanların ışıldamayı ayırt etme kabiliyetini belirleme ve daha sonra farklı ışıldama durumlarında hayvanların renkli hedefleri ayırt etme yeteneklerini ölçme (26) Her iki yaklaşım da atlarda kullanılmıştır

Bildiğimiz kadarıyla Grzimek (27), atlarda renkli görmeyi inceleyen ilk kişidir Atlar, ödül olarak yem verilerek renkli bir kutuyu bir dizi gri kutudan ayırt edebilecek şekilde eğitildiler Parlaklık artifaktlarını kontrol etmek için gri ve renkli kutuların farklı tonları kullanıldı Sonuçlar, atların sarı, yeşil, mavi ve kırmızıyı griden ayırt ettiklerini gösterdi Daha sonra, Pick ve ark (28), Grizmek' in sonuçlarını tekrarladılar 19 yaşındaki Quarter ırkı bir kısrağı, yem ödülü karşılığında renkli bir paneli gri bir panelden ayırt etmek üzere hazırlanmış bir test düzeneği olan, iki seçimli ayrım yöntemi ile test ettiler Burada da parlaklık artifaktla-rını kontrol etmek için grinin değişik tonları kullanıldı

Onların sonuçları, kırmızı ve mavi için Grzimek'in bulduklarıyla uyumluydu Fakat atlarının, yeşili griden ayırt etmeyi öğrenemediğini gördüler Daha yakın zamanda, Smith ve Goldman (29) daha geniş kapsamlı bir öğrenme çalışması yaptılar Beş ata, üstlerine renkli veya gri ışık yansıtılmış iki panelden birine burunlarıyla bastırmayı öğrettiler Atların parlaklığı bir ipucu olarak kullanmaları olasılığını azaltmak için son ayrımda grinin üç farklı tonundan birini rastgele renkli ışıklarla eşleştirdiler Bunlardan biri, insanların spektral ışıldama işlevi temelinde, ölçülen ışıldamayla eşleşti, diğer ikisinin ise renk uyarımından belirgin olarak daha aydınlık ve daha karanlık olduğu bildirildi Dört renk test edildi: mavi, yeşil, sarı ve kırmızı İki at dört rengi de ayırt etmeyi öğrendi ve üçüncü sarı ile yeşili ayırt edemedi Son iki at sırasıyla sadece yeşil ve mavi renklerle eğitildi Her ikisi de öğrenme sürecini başarıyla tamamladılar

Bu çalışmaların her birinde parlaklık etkisiz bir ipucu kılınarak parlaklık problemi kontrol edilmeye çalışılmıştır Bununla beraber, bu yaklaşım sadece, uyarılma için seçilmiş ışıldamaların renkli hedeflerin parlaklığına doğru şekilde bağlanabildiği noktaya kadar başarılı olabilir Bu çalışmalarda, deney öncesi bu bilinmemektedir Ek olarak, tüm çalışmalarda atların kromatik ayrım yapabildiklerinin göstergesi olarak öğrenme kriteri kullanılmıştır Fakat yine de atların ayırt etme yeteneğinin renkten farklı bir uyarım parametsresine dayanabileceği olasılığı göz önünde bulundurulmalıdır

Bir başka yaklaşım, deneysel düzenek olarak açıkça parlaklığın ayrıma katkısını değerlendirmektir Macuda ve Timney (30), akromatik parlaklığı ve kromatik ayırt etme işlevlerini ölçmek için Peeples ve Teller'in (26) çalışmalarından uyarlanmış bu stratejiyi kullanmışlardır Smith ve Goldman'ın (29) uyguladıkları düzeneğe benzer olarak, iki seçimli ayırt etme düzeneğinde iki at test edildi Hedefler üç parçaya bölünmüş bir dizi slayttan oluşmaktaydı Kenar kısımlarındaki paneller sabit parlaklıkta, gri renkliydiler, merkez panel ise parlaklığı denemeden denemeye değiştirilebilen gri veya renkliydi Parlaklık ayrımı için, performansları, şans düzeyi olan %50 doğruluğa indiğinde, ortadaki ve kenardaki paneller arasındaki fark 0,2 log birime inene kadar atlar iyi olarak değerlendirildiler Ortadaki renkli panellerin parlaklığı normalin üzerine çıkarıldığında kırmızı ve mavi hedefler için, ışıldamadan bağımsız olarak performans yüksek kalmaktadır Sarı ve yeşil için performans akromatik ışıldama eşlemesi düzeyine kadar düşmüştür Bu da atların bu uyarımlarda bilgiyi iyi bir şekilde değerlendiremediklerini göstermektedir

Tüm bu bilgiler atların kırmızı ve maviyi griden ayırt etmekte çok az zorlandıklarını göstermektedir Yeşil ve sarı açısından sonuçlar karışıktır Bazı atların ayrımda başarılı, bazılarının ise başarısız oldukları bildirilmektedir Bazı hayvanları ayrım yapmakta başarısız oldukları gerçeği (28,29) ve performansın parlaklık eşlemesi seviyesine kadar düşmesi gözlemleri atların bu spektrum aralığında zayıf bir renk ayırt etme yeteneğine sahip olduklarını göstermektedir

Renkli görme mekanizmaları: Bir hayvanın renkleri ayırt edebilmesi retinasında en az iki tip fotore-septör bulunmasını gerektirir Ayırt etme deneylerinin sonuçlarına dayanarak, sadece iki konik tip reseptöre sahip olan atların dikromat olduklarını söylemek uygun görünmektedir Dikromasi için ek kanıtlar, spektral ışıldama fonksiyonlarıyla ilgili çalışmalardan gelmektedir

Daha önceden değinildiği gibi, spektral ışıldama işlevi dalga boyu değiştikçe ışığın parlaklığında meydana gelen değişimi ifade etmektedir Bu işlev, bireysel duyarlık işlevlerinin altında yatan fotoresep-tör mekanizmalarını içeren bir bütün olarak ele alınabilir ve boyutları, temelde yatan mekanizmaların bir göstergesini verir Son zamanlarda yapılmış olan biri elektrofizyolojik (a) ve diğeri davranışsal (b) iki çalışma bize iki koni tipi için birbiriyle uyuşan kanıtlar sunmaktadır Ver Hoeve ve ark (a), çeşitli kromatik adaptasyon koşullarında titrek ışık hedeflerine cevap olarak

elektroretinogramlarda oluşan pikleri ölçtüler ve yaklaşık 439 nm' lik kısa dalga boyu bölgesinde en yüksek duyarlılığa sahip bir fotoreseptöre ve yaklaşık 545 nm' de ikinci bir duyarlı pike dair kanıt buldular Bu sonuçlar, kör bir alan ile bulanık bir arka plandaki dairesel yama arasında ayrım yapmaları istenen atlarda artan eşik değeri testini kullanan Macuda ve Timney (b) tarafından yapılan davranışsal bir çalışma ile uyumludur Benzer olarak, 429 ve 545 nm' de en yüksek duyarlılıkta iki pikli işlev elde edilmiştir Ayrıca, atın orta/uzun dalga boyu fotopigmentinin aminoa-sit dizilimi temelinde esas alarak, Yokoyama ve Rad-lwimmer (31) bu fotopigmentin maksimal duyarlılığının 545 nm olduğunu tahmin ettiler Bu çalışmalar, atların dikromat oldukları yönünde güçlü kanıtlar sunmaktadır

Bireysel konilerin emilim özelliklerinin elde edildiği doğrudan ölçümler olmamasına rağmen Sandmann ve ark (4), biri kısa dalga boylarına (S koniler) ve diğeri orta ve uzun dalga boylarına (M/L koniler) yönelik iki farklı tip koninin varlığını göstermişlerdir

__________________
Arkadaşlar, efendiler ve ey millet, iyi biliniz ki, Türkiye Cumhuriyeti şeyhler, dervişler, müritler, meczuplar memleketi olamaz En doğru, en hakiki tarikat, medeniyet tarikatıdır
Alıntı Yaparak Cevapla