yesimciwciw
|
Aşka ve Terke Dair
Aşka ve Terke Dair  
Öyle bir ilişkiye tutulursunuz ki, ne sevebilir, ne terk edebilirsiniz
Kör kütük bağlanmışsınızdır aslında  
En güzel yıllarınızın, acı tatlı hatıralarınızın ortağıdır;
İç çekişmelerinizin nedeni, yazılarınızın ilhamı, sohbetlerinizin konusudur
Göz yaşlarınızda, bilinçaltınızda, kahkahanızdadır
Korkunca saklandığınız bir sığınak, coşunca öptüğünüz bir bayrak  
Sevdanız riyasız, çıkarsız, karşılıksızdır Sınırsız ve nihayetsiz; "Ölmek var, dönmek yok"tur
Gün gelir anlarsınız; içten içe bir şeylerin kanadığını  
Tutkulu sevdaların gizli hançerleri başlar parıldamaya  
Şurasından, burasından eleştirmeye koyulursunuz:
"Şöyle görünse, öyle demese, değişse biraz ya da eskisi gibi olsa  "
Başkalarını örnek göstermeye, "Bak onlar nasıl yaşıyor" demeye başlarsınız
Hem birlikte yaşayıp, hem özgür olmanın yollarını ararsınız
Aşkınızın gözü kör değildir artık, yanlışını görür düzeltmek istersiniz
"Eskiden böyle miydi ya  " diye başlayan sohbetlerde açılır eleştirinin kapısı;
Açıldıkça, bastırılmış itirazlar yükselir bilinçaltından  
Böyle süremeyeceğini bilirsiniz Değişsin istersiniz
O, sevgisizliğinize yorar bunu  İhanete sayar
Tutkulu ilişkilerde ihanetin bedeli ölümdür
"Ya sev böyle ya da terket" diye gürler  
Bir zamanlar bir gülücüğüyle alacakaranlığı ısıtan o rüya bir kabusa dönüşür birden  
Kapatır gönlünün kapılarını, yasaklar kendini size  Hoyrattır, bakmaz yüzünüze  
Zehir akar dilinden, konuşturmaz, suçlar, yargılar mahkum eder
Mühürler dudaklarınızı, yırtar atar yazdıklarınızı, siler sizi defterden  
"İyiliğin içindi hepsi, seni sevdiğim için  " dersiniz, dinletemezsiniz
Ayrılırsanız yaşamayacağınız bilirsiniz, ama böyle de sevemezsiniz
İhanetten kırılmıştır kaleminiz; severek, terk edersiniz  
"Madem öyle  " nin çağı başlar ondan sonra  
Madem ki siz böylesine tutkunken, o hep başkalarını seçmiştir,
Madem ki kıymetinizi bilmemiştir, o halde "günah sizden gitmiştir"
Lanet ederek bu karşılıksız aşka, çekip gitmeleri denersiniz
Aşkın göçmenlik çağı başlar böylece   
Daha özgür olacağınız limanlara demirlersiniz bir süre  
Ne var ki unutamaz, uzaktan uzağa izlersiniz olup biteni  
Etrafı bir sürü uğursuzla dolmuş, kurda kuşa yem olmuştur
Delikanlılar, eli kanlılar, uğruna ölenler, sırtına binenler sarmıştır çevresini Gurur duyar onlarla, koynunda besler, gözünü oysunlar diye
Uğruna kan dökenleri sever, yoluna gül dökenlerden fazla
"Bana ne kendi seçimi" diye omuz silkmeye çabalarsınız bir süre
Ama sonra ansızın kulağımıza çalınan bir şarkı ya da kapı aralığından süzülüp gelen bir koku, hatırlatır onu yeniden
Yaban ellerde, başka kollarda ondan bahseder ağlarsınız
Kokusunu özlersiniz; türküsünü söylemeyi, şarkısını dinlemeyi, yemeğini yemeyi, elinden bir kadeh şarap içmeyi  
Karşı nehrin kenarından hasret şiirleri haykırırsınız, sular kulağına fısıldasın diye  
Dönüp "Seni hala seviyorum" diye bağırmak geçer içinizden  
Dönemezsiniz  
Göremedikçe bağlanır, uzaklaştıkça yakınlaşırsınız
Anlarsınız ki bir çaresiz aşktır bu, ne onunla olur, ne onsuz  
Hem kollarında ölmek, kucağına gömülmek arzusu, hem "Ne olacak sonunda" kuşkusu  
Böyle sevemezsiniz, terk de edemezsiniz
Sürünür gidersiniz  
__________________
|