|  10-12-2009 | #1 | 
	| 
Şengül Şirin  | 
				  Eski Mısır'da Bilim ve Teknoloji 
 
             
 Eski Mısır'da Bilim ve Teknoloji
 
 Eski Mısır’ın İskenderiye kentindeki kitaplıkta bir milyona yakın papirüs tomarı bulunuyordu
  Bu kitaplığın zenginleşip büyümesinde, Ptolöme sülalesi’nden gelen Firavunlar çok çalışmışlardı  Böylece İskenderiye kitaplığı uzun yıllar boyunca dünyanın en önde gelen kitaplığı oldu  Fakat bir süre sonra bir başka kitaplık, Anadolu’daki Bergama kenti kitaplığı onunla yarışmaya başladı  O sırada hükümdarlık eden Mısır Firavunu, Bergama kitaplığını acımasızca cezalandırmaya karar verdi ve ülkesinden Anadolu’ya papirüs gönderilmesini yasakladı  Bergama hükümdarı da buna karşılık şöyle bir önlem düşündür Yurdunun en usta adamlarını yanına çağırıp koyun ya da keçi derisinden papirüs yerini tutacak ve yazı yazmaya uygun bir madde hazırlamalarını buyurdu  İşte o günden sonra Bergama, uzun süre dünyaya parşömen  satan bir kent haline geldi  
 Yunanca “Pergamen!” adını taşıyan Parşömen, doğduğu kentin  adını alarak böyle icat olunmuştu
  
 Parşömen, birçok bakımlardan papirüsten üstündü
  Kınlacak diye korkmadan kesilebilir ve katlanabilirdi  Ama, parşömenin bu üstünlükleri ilkin pek görülüp bilinemedi  Parşömeni de tıpkı papirüs gibi dürüp büküp tomar haline getiriyorlardı  Kısa bir süre sonra parşömenin katlanabileceği ye defter haline getirilebileceği anlaşıldı  Ayrı ayrı yapraklardan dikilmiş kitap da böyle ortaya çıktı  Yaş keçi, koyun ya dadana derileri yumuşasın diye önce suda bırakılırdı  Sonra da bıçakla yağlan kazılır ve küllü suya yatırılırdı  Bu durumdaki derilerin kılları bıçakla kolayca sıyrılırdı  Giderek bu temizlenmiş deriler tebeşirle oğulur ve sünger taşı ile parlatılırdı  Sonunda ihcev sarımtırak ve her iki yanı düz ve parlak bir deri ortaya çıkmış olurdu  
 Parşömen ne kadar ince olursa, o kadar değerli sayılırdı
  Bütün bir tomarı bir ceviz kabuğuna sığdıracak kadar ince parşömen yapmak ustalığını gösterenler de çıktı elbet  Niterim, iyi söz söylemekle tanınmış Romalı Cfeeron, “Üiada”nm yirmi dört şarkısının bütününü içine alan küçücük bir parşömen töinannı gözleriyle görmüş olduğunu anlatır; Derinin kenarları kocaman bir deri yaprak meydana getirecek şekilde kesilirdi  Bu yaprak ikiye katlanır ve bundan birkaçının bir araya gelişinden de bir defter oluşurdu  Defterler, genel olarak ikiye katlanmış dön yaprak olurdu  Sonraları deriler dörde, sekize ve on altıya katlanmaya başlanan  Böylece derinin dörtte, sekizde, onaltıda biri büyüklüğünde olmak üzere çeşitli boylarda kitaplar yapıldı  
 Papirüsün yalnız bir tarafına yazılırdı
  Oysa, parşömenin iki tarafına da yazılmaya başlandı  Bu, büyük bir özellikti  Bütün bu yanlarına karşılık, parşömen daha uzun süre kesin olarak papirüsün yerini tutamadı  Parşömen, bir eserin temize çekilmesi için kullanılırdı  Ama müsvedder kitapçı dükkânına geldiğinde, bunlar, papirüs tomarlarına kopya edilirdi  Böylece bir yazarın eseri, balmumundan parşömene, parşömenden papirüse bir gezi yaptıktan sonra papirüs “tornan halinde okurlara kadar uzanırdı  Fakat zamanla Mısır gittikçe dahaaz papirüs üretmeye başladı  Hele Araplar, Mısır’ı aldıktan sonra Mısır’dan Avrupa ülkelerine olan papirüs gönderilişi büsbütün durdu  İşte ancak o gün parşömen kesin bir zafere ulaştı  
 Bu, pekde olumlu bir zafer değildir
  Büyük Roma İmparatorluğu, bu olaydan birkaç yüzyıl önce kuzeyden ve doğudan gelen yan ilkel kavimlerce yıkıma uğratılmıştı  
 Bitmez tükenmez savaşlar bir zamanlar zengin olan kentleri ıssız bir duruma getirmişti
  Her geçen yıl yalnız bilginlerin değil, okuma-yazma bilenlerin sayısı da gittikçe azalmıştı  Parşömen, kitap kopya etmeye yarayan biricik araç olarak kaldığında, onun üstüne yazı yazacak kişi de hemen hemen kaltnamış gibiydi  
 Romalı kitapçıların büyük kopya işlikleri çoktan kapanmıştı
  Bundan başka, kuytu ormanlar da ya da ıssız vadilerde kaybolmuş manastırlarda sevap işlemek için kitap kopya eden keşişlere de rastlamak mümkündü  
 Daracık odasında ve uzun arkalıklı iskemlesinde oturan keşiş San bastien’in yaşamı büyük bir dikkatle kapyo ettiği kitaplar arasında geçiyordu
  Acelesi yoktu  Kalemini sık sık kâğıdın üstünden kaldırarak bakar, dikkatle ve özenle yazardı  Keşiş; yazıları ucu sivriltilmiş ve ortasından yarılmış bir kamış kalemle ya da bir kuş tüyüyle yazardı   
			
			
			
			 
				__________________  Arkadaşlar, efendiler            ve ey millet, iyi biliniz ki, Türkiye Cumhuriyeti şeyhler, dervişler,            müritler, meczuplar memleketi olamaz En doğru, en hakiki tarikat, medeniyet            tarikatıdır   | 
	|  |   |