TRUVA SAVAŞI
TRUVA SAVAŞI
Zeus bize ünü sonsuza kadar sürecekse de gelmesi çok uzun süren ve yerine getirilmesi çok uzun sürecek olan bu alameti gönderdi
Yılan sekiz yavruyu ve onları yumurtlayan serçeyi yedi ki bu dokuz eder ve biz de Truva (Troya)'da dokuz yıl savaşacağız ama onuncu yılda kenti alacağız
HOMEROS, İÖ YAKLAŞIK 750
Truva (Troya) Savaşı Efsanesi üç güzel kadın arasındaki rekabet hikayesiyle başlar: Zeus'un karısı Hera ve kızları Aphrodite ve Athena

Aralarındaki kıskançlık ölümlü Kral Peleus ile yeni karısı deniz perisi Thetis'in düğünlerinde başlamıştı

Uyumsuzluk tanrıçası Eris kutlamaya altın bir elma getirmiş ve bunun oradaki "en güzel kadına" bir armağan olduğunu söylemişti
Hera, Aphrodite ve Athena elmanın ve unvanın kendilerine ait olduğunu iddia ettiler

Eris hiç de masumane olmayan bir öneride bulundu: Ailesindeki kadınlardan hangisinin elmayı hak ettiğine Zeus karar verecekti

Zeus akıllılık edip bu görevi Truva (Troya) kralı Priamos'un oğlu Paris'e aktardı
Hera kendisini seçtiği takdirde Paris'e akıllara hayallere sığmayacak derecede büyük bir güç vermeyi vaat etti

Athena savaş alanında inanılmaz başarılı olacak tarihi bir zafer vereceğini söyledi

Aphrodite ise, yeryüzünün en güzel kadınının aşkını vaat etti

Paris, siyasal gücü ve askeri zaferi bir yana itip altın elmayı, kendisine o en güzel kadını vaat eden Aphrodite'e verdi
Bu karar yüzyıllar ötesine, "Paris'in Kararı" olarak ölümsüzleşerek gelmiştir
Flâman ressam Peter Paul Rubens'in bu 17

yüzyıl tablosunda Priamos'un oğlu Paris, altın elmayı Peleus'un düğünündeki güzellik yarışmasında Aphrodite'ye veriyor
DENİZE BİN GEMİ İNDİREN YÜZ
O dönemde dünyanın en güzel kadını, Zeus ile Leda'nın kızları Helena'ydı

Ancak ne yazık ki, Helena, Sparta kralı Menelaos ile evliydi

Daha da kötüsü, bu evliliğin Helena'nın diğer talipleri arasında büyük kavgalara neden olacağından korkan ölümlü üvey babası Tyndareos, bütün öteki Yunanlı hükümdar ve savaşçılardan Helena'nın Menelaos ile evliliğini koruyacakları sözünü almıştı
Truva (Troya)'ya dönen Paris, kendisinin Sparta'ya, Truva (Troya) elçisi olarak atanmasını sağladı
Sparta'ya vardığında Aphrodite gücünü kullanarak Helena'yı Paris'e âşık etti

İki sevgili Menelaos'un servetinin büyük bir kısmıyla Truva (Troya)'ya kaçtılar

Böylece Sparta kralının karısını ve servetini geri almak üzere Truva (Troya)'ya karşı "bin gemi" gönderen Yunanlılar'ın açtığı on yıl sürecek olan savaş başlamış oldu
TROYA SAVAŞI: EFSANE Mİ, TARİH Mİ, HER İKİSİ Mİ?
Homeros'un İlyada'sında yer alan Truva (Troya) Savaşı hikâyesi İÖ 750 yılından kalmıştır

Ardından gelen Yunan tarihçileri, özellikle Herodotos ve Thucydides, Homeros'un hikâyesini kabul etmişler ve Truva (Troya)'nın İlyada'dâ anlatıldığı gibi Hellespont (şimdi Çanakkale Boğazı) yakınlarında bir kent olduğuna ve Mykenaİ (Argos) kralı Agamemnon liderliğinde birleşen Yunanlılar'la yapılan Truva (Troya) Savaşı'nın gerçek olduğuna inanmışlardır
Çağdaş yazarlar ve bilginler daha kuşkulu davranmaktadırlar

Ne de olsa, Homeros'un hikâyesini ya da Truva (Troya)'nın varlığını doğrulayacak tarihi kayıtlar yoktur

Ancak İlyada'daki birleşik bir Yunan gücünün -belki de köle ve doğal kaynak elde etmek üzere-Batı Asya'ya uzun bir sefer düzenlemiş olması (Herodotos'a göre İÖ 1250 sularında) mümkündür
Homeros'un Truva (Troya)'sı (Truva (Troya) VI örneğine göre), aşılmaz surlarla sarılmış ve kulelerle korunuyor
İLYADA'NIN TUNÇ ÇAĞI BAĞLAMI
İÖ 13

yüzyıl Akdeniz'i Homeros'un zamanından çok uzaksa da, İlyada'dâ artık doğru olduğunu bildiğimiz belirli pek çok tanım vardır

Örneğin İlyada'nın ikinci kitabında Truva (Troya)'ya karşı silahlı birlik gönderen 164 şehrin listesi ve kısmen de tanımları yer almaktadır

Homeros'un saydığı yerlerin çoğu kendi zamanında biliniyordu
Ancak Michael Wood'un in Search of Trojan War adlı eserinde belirttiği gibi listede Homeros zamanında çoktan terk edilmiş ve Yunan coğrafyacılarının bilmedikleri pek çok yer de vardı

Çağdaş arkeolojik ve tarihi araştırmalar artık bunların gerçek mekânlar olduklarını ve Homeros'un onların konumlarını doğru olarak bildirdiğini göstermiştir
(Solda) Truva (Troya)'da ana giriş kapısı ve kule

Homeros, Truva (Troya)'yı "zarif kuleleri" olan bir şehir olarak anlatmıştı

Bu tanım Hisarlık'taki surlara uymaktadır

(Sağda) Homeros'un Truva (Troya)'sının Türkiye'de Hisarlık'taki höyükte olduğu fikrinin savunucusu Heinrich Schliemann
Hisarlık höyüğü kesitinde birbiri üstüne binmiş katmanlar görülüyor
TROYA GERÇEK BİR YER MİYDİ? ARKEOLOJİK KANITLAR
Ya Truva (Troya)? Arkeologlar ve tarihçiler çok uzun zaman boyunca Çanakkale'nin güneyinde tarihte Troad diye anılan bölgede bu kentin kalıntılarını aramışlardır

En çok ilgi çeken bölge Homeros'un tanımladığı Truva (Troya) coğrafyasına uygun olan Hisarlık höyüğüdür

Homeros'un Truva (Troya) için verdiği ayrıntılardan pek çoğu -tam ve kusursuz olmamakla birlikte- arkeolojik araştırmaların bölgede ortaya çıkardığı buluntulara uygundur
Truva (Troya)'nın araştırılmasında başta gelen kişi Heinrich Schliemann'dır

Schliemann, 1870 ile 1890 arasında Hisarlık'ta kazılar yapmış, höyükte birbiri üstünde dokuz kent tespit etmiştir

(Bunlar I-IX olarak numaralanmıştır)

Daha sonraki yıllarda Cari Blegen ve daha yakın zamanlarda Manfred Korfmann gibi arkeologlar tarafından Hisarlık'ta yapılan kazılar pek çok ara dönemi ortaya çıkarmıştır
Schliemann ya da diğerleri burasının Homeros'un Truva (Troya)'sı olduğunu kanıtlayan herhangi bir şey bulmamışlarsa da, Hisarlık'taki arkeolojik kanıtlar, özellikle de Truva (Troya) VI ve VII(a) katmanları Homeros'un zaman ve mekân tanımlarının ayrıntılarından bazılarına uyum göstermektedir
Homeros'un İlyada'da

Truva (Troya)'yı "zarif kuleleri" ve "büyük kapıları" olan bir şehir olarak tanımlaması epey büyük ve etkileyici olan Truva (Troya) VI'ya uymaktadır

Homeros, Truva (Troya)'nın surlarının görkemli bir savunma yapısı olduğunu ama batı kanadının o kadar güçlü olmadığını söylemektedir
Truva (Troya) Vl'nın çevresindeki surlar dört metre eninde ve kimi yerlerde dokuz metre yüksekliğindedir ama batı yanındaki inşaat çok daha zayıftır

Homeros şehrin ana girişinde büyük bir kuleden söz etmiştir

Arkeologlar Truva (Troya) VI'nın ana girişinde gösterişli bir kapı bulunduğunu saptamışlardır
Hisarlık/Truva (Troya) sakinlerinin Miken dünyasıyla ilişkide olduğu anlaşılmıştır: Kazıda Yunanistan'dan Tunç Çağı eserleri, özellikle Miken çömlekleri bulunmuştur

Schliemann'ın çıkardığı gösterişli nesneler güçlü bir kraliyet ailesinin bulunduğunu göstermiştir

"Priamos'ın Hazinesi" içinde, altın yüzükler, bilezikler ve biri "Helena'nın Mücevherleri" olarak anılan iki soluk kesici altın taç vardır
Schliemann'ın karısı Sophie'nin mücevherleri takınmış olarak çekilmiş fotoğrafı Schliemann'ın büyük egosunun ve ün düşkünlüğünün simgesi olmuştur

Daha sonraları bu hazinenin aslında Truva (Troya) II'den (Dokuz kentlik dizinin ikincisi) kaldığı anlaşılmıştır

Sonuçta, bu eserler Truva (Troya) Savaşı'ndan bin yıl öncesine aittir

Hazine, İkinci Dünya Savaşı'nın sonunda esrarengiz bir biçimde ortadan kaybolmuş ama sonra 1990'larda Moskova'da ortaya çıkmıştır
Son olarak, Truva (Troya) VI ve Truva (Troya) VII dönemlerinin sonunda yangın ve yıkılmış taş izleriyle büyük bir olayın izleri vardır

Ancak Truva (Troya) VI askeri bir güç tarafından değil de, deprem sonucu yıkılmış görünmektedir

Truva VII'nin bir savaşta yıkılmış olması olasılığı daha güçlü olduğundan Homeros'un Truva (Troya)'sına en yakın olan da budur
(Solda) Schliemann'ın arkeolojik çalışması sona erdikten yüz yıl sonra Hisarlık höyüğünde kazılar devam etmektedir

1997'de kuzeybatıya dönük Tapınak'tan bir görüntü

Schliemann dokuz ayrı yerleşim katmanı bulmuşsa da daha sonraki çalışmalar ara katmanlar da olduğunu ortaya çıkarmıştır

(Sağda) Priamos'un hazinesinden altın salçalık

Hazine, İkinci Dünya Savaşı sonunda Berlin'den kaybolmuş ve sonra Moskova'da bulunmuştur
TROYA ATI
Homeros, Truva (Troya) at terbiyeciliğinden sık sık söz eder

At kemikleri ve atlara ilişkin malzeme buluntuları kesin olmamakla birlikte yine Homeros'un Truva (Troya)'sına uymaktadır

Truva (Troya) Atı'nı çok kimse bilir

Yunanlılar tahtadan dev bir at yapmışlar ve bunu Athena'ya bir armağan olarak Truva (Troya) kapılarında bırakmışlardır

Yunan ordusu daha sonra Helena'nın kaybını kabul etmiş olarak geri çekilmiştir

Truva (Troya)lılar zaferi kazandıklarına inanarak dev atı kentlerinin içine almışlardı
Gece karanlığında atın içinde gizlenmiş olan bir Yunan askeri birliği çıkıp şehrin kapılarını dışarıda gizlenmiş olan askerlere açmışlardı

Böyle bir saldırıya hazırlıklı olmayan Truva (Troya) erkekleri öldürülmüş, kadınlar yakalanıp köle ve odalık olarak satılmak üzere Yunanistan'a götürülmüştü

Helena da Yunanlılar tarafından yakalanıp kocasına iade edilmişti
Homeros'un anlattığı bu Truva (Troya) Atı'nın tarihi bir geçerliliği olabilir

Yakındoğu'da İÖ 13

yüzyıldan kalma yazılı metinlerde ve resimlerde bir kentin savunmasını yıkmak için at biçimli koçbaşları kullanıldığı belirtilmiştir

Tarihçi Michael Wood, İlyada'daki Truva (Troya) Atı'nın da böyle bir "kuşatma makinesinin biçim değiştirmiş bir hatırlanması olabileceğini ileri sürmüştür
(Solda) İÖ 7

yüzyıl sonlarından kalma Mikonos'ta Truva (Troya) Atı kabartmalı bir amfora

(Sağda) Schliemann'ın karısı Sophie, "Priamos'un Hazinesi"nden takıları takınmış

Buna benzer fotoğraflar Schliemann'ın keşiflerine karşı büyük ilgi uyandırmış ama onun aşırılıklarını ve egosunu da gözler önüne sermişti
TROYA GERÇEK Mİ, EFSANE Mİ?
Truva (Troya) Savaşı'nın efsane mi, tarih mi, yoksa her ikisi de mi olduğu kesin olarak saptanamaz

İlyada'da Tunç Çağı coğrafyasının, politikasının ve maddi kültürünün bazı doğru tanımları bulunmaktadır ve hikâyenin tümünde bir gerçeklik de bulunmaktadır

Ancak Truva (Troya) Savaşı efsanesinin ayrıntılarının doğrulanıp doğrulanamayacağı konusunda Amerikan klasikçisi Jeremy B

Rutter'in sözleri akıldan çıkarılmamalıdır: "Truva (Troya) Savaşı'nın tarihselliğine inanmak ya da inanmamak, sonunda insanın benimsediği görüşe göre bir inanç eylemidir

"
Truva (Troya) Savaşı'nın sanata yansımasına bakacak olursak iki önemli yapıt öne çıkar

Biri, Hector Berlioz'un, librettosunu Vergilius'un Aeneis'inden esinlenerek kendisinin yazdığı ve 1855-58 yılları arasında bestelediği (ilk bölümü olan Truva (Troya)lılar Kartaca'da, ilk kez 1863'te Paris'te sahnelenmişti) lirik tragedya Truva (Troya)lılar, öbürü ise ünlü antik çağ oyun yazarı Euripides'in alevler içindeki Truva (Troya)'dan bir dizi acıklı tablo sergileyen Truva (Troya)lılar'ıdır
