Yeniay - Bir Aşk Romanı

Yeniay, Stephenie Meyer'in yazdığı fantastik aşk romanı ve Twilight serisinin ikinci kitabıdır Meyer'a göre kitap gerçek aşkın kaybedilmesi hakkındadırYeniay Ay'ın en karanlık olduğu evredir ve romanın baş kahramanı Bella'nın hayatının en karanlık dönemini simgelerKitap ilk olarak 2006'da ciltli olarak yayımlandı Kitabın film uyarlamasının ise 20 Kasım 2009'da gösterime girmesi planlanıyor Kitaptan Edward ve Cullen Ailesi'nin diğer üyeleri Bella'nın doğum günü için bir parti verirler, fakat Bella ısrarla karşı çıkar Çünkü ortada büyük bir sorun vardır; Edward sonsuza dek genç kalacaktır, peki ya Bella? Kâbuslar, sırlar, imkânsızlıklar, seçimler ve kararlar Bella ve Edward'ı yine zorlu bir mücadele bekliyor Doğum günün de bir facia olur ve edward bella nin hayatini tehlikeye getirmemek icin ondan ayrilir ve onu hatirlatan en kücük seyler alip giderBu son zamanda bella nin yaninda eski arkadasi Jacob olur ve yavas bir yanaşma olur Alacakaranlık'ın kahramanlarının aşk ve heyecan dolu macerası Yeniay'da hız kesmeden devam ediyor





KİTABIN ARKA KAPAĞINDAN


Edward ve Cullen Ailesi nin diğer üyeleri, Bella nın doğum günü için bir parti verirler fakat Bella ısrarla karşı çıkar Çünkü ortada büyük bir sorun vardır; Edward sonsuza kadar genç kalacaktır, peki ya Bella? Kabuslar,sırlar,imkansızlıklar,seçimler ve kararlar Bella ve Edward ı yine zorlu bir mücadele bekliyor Alacakaranlık 'ın kahramanlarının aşk ve heyecan dolu macerası Yeniay'da hız kesmeden devam ediyor


KİTABIN SAYFALARININ BİRİNDEN


Edward bir heykel gibi duruyordu, geçidin ağzının sadece birkaç metre uzağındaydı Gözleri kapalıydı ve avuçları ileriye doğru açılmıştı İfadesi oldukça huzurlydu, sanki mutlu şeyler düşünüyor gibiydi Mermer gibi göğsü çıplaktı , ayaklarının dibinde beyaz kumaş parçaları vardı Kaldırımdan yansıyan ışık teninde parlıyordu Hayatımda daha önce hiç bu kadar güzel birşey görmemiştim Son yedi ayın hiçbir anlamı yoktu Ormanda söylediği sözler hiçbir şey ifade etmiyordu Ve beni istememesi umrumda bile değildi Ondan başka birşey istemiyordum "Hayır!" diye bağırdım "Edward bana bak!" Dinlemiyordu Sadece hafifçe gülümsüyordu Ayağını kaldırdı ve ışığa çıkmak için son adımını atmaya hazırlandıOnu doğru atladım, o kadar hızlı çarpıştık ki, eğer kolları beni yakalamasaydı kafamın üztüne düşebilirdim Kapalı gözleri, saat çalarken yavaşça açıldı Şaşkınlıkla bana baktı "İnanılmaz" dedi, sesi merak içindeydi ama neşeliydi "Carlisle haklıymış" "Edward" Nefes almayı denedim ama sesim çıkmıyordu"Gölgeye doğru gitmelisin Hem de hemen!" Sersemlemiş gibiydi Elleri yumuşakça yanaklarımı okşadıOnu geriye doğru ittiğimi fark etmemiş gibiydi Saat çaldı ama tepki vermedi Çok garipti, ikimizin de ölümcül bir tehlike içerisinde olduğumuzun farkındaydım Yinede kendimi iyi hissediyordum Kalbim, yerinden fırlayacak kadar hızlı atıyor, kanım damarlarımdan sıcacık akıyordu Ciğerlerim Edward'ın teninden gelen tatlı mayhoş bir kokuyla dolmuştu Sanki göğsümde hiç delik olmamıştı Harika hissediyordum, iyileşmemiştim ama sanki hiç yaralanmamış gibiydim