10-09-2009
|
#10
|
Şengül Şirin
|
Cevap : Simyanın Öyküsü
Newton, kendi Simya araştırmalarının ve deneylerinin sonuçlarını hiç yayınlamadı; ancak, 1940 yılına kadar ihmal edilen sayısız el yazmaları Profesör Dobbs tarafından incelendi ve “The Foundations of Newton’s Alchemy” (Newton Simyasının Temelleri) adlı bir yapıtta toparlandı
Dobbs, Newton’un “ne kendisinden önce, ne de kendisinden sonra yapılmadığı kadar derinlemesine, tüm eski Simya yapıtlarını incelediğini” belirtiyordu Newton, bu yapıtlarda kendi kozmolojik sisteminde kullanabilmek için dünyanın yapısını araştırıyordu: çekim gücü hakkındaki buluşu bile Newton’u tümüyle doyurmamıştı
1668’den başlayarak süren yoğun deneylerine karşın, 1679-1680 yıllarında yörünge deviniminin dinamiğini titizlikle incelemeye başlayıncaya kadar, cisimlerin devinimini yöneten enerjiyi bulamamıştı; bu çalışmalar Newton’un kozmosun kimyasal çekimi hakkındaki düşüncelerinin uygulamasıydı
Newton, ilk zamanlardan bu yana “Tanrının, gerçek din ve doğa felsefesi gizlerini birkaç seçkin kişiye öğrettiğine, sonradan bu bilgilerin yitirildiğine, ancak kimi bölümlerini yeniden bulunduklarına ve masallara, mitolojik öykülere karıştıklarına” inanıyordu Modern çağlarda bu bilgilere ancak deneyler yoluyla ulaşılabilirdi İşte bu nedenledir ki Newton, gerçek gizleri barındırdığını varsaydığı ezoterizme yönelmişti
Modern fizik ve mekanik bilimlerinin kurucusu olan Newton’un, ne okült açımların teolojisini, ne de Simyanın temeli olan madenlerin dönüşümü ilkesini asla reddetmemiş olması çok aydınlatıcıdır Optik üzerine çalışmasında şunları yazmıştır: “Cisimlerin ışığa dönüşmesi ya da bu dönüşümün tersi, bu tür dönüşümlerden mutlu olduğu belli olan doğanın yasalarına uygundur ”
Profesör Dobbs’a göre, “Newton’un Simya hakkındaki düşünceleri öylesine derin temellere sahiptir ki, genel olarak onların değerinden asla kuşku duymamıştır ve 1675’ten sonra tüm çalışmalarını, Simyayı mekanik ile bütünleştirmeye adamıştır” Newton’un ünlü yapıtı “Principia” yayınlandığında, düşmanları kitapta açıklanan güçlerin aslında okült güçler olduğunu ileri sürmüşlerdir Dobbs, bu eleştirinin yabana atılmaması gerektiğini belirtir: “Newton’un güçleri, Rönesans okült literatüründe görülen, sempati ve antipati etkilerine çok benzemektedir
Ancak Newton bu güçlere, madde ve enerjiye denk gelen ontolojik bir statü kazandırmıştır Bu güçleri ölçümleyerek, mekanik bilimini hayalcilikten kurtarmıştır ”
Richard Westfall, “Force in Newton’s Physics” (Newton Fiziğinde Güç) adlı yapıtında modern bilimin, hermetik gelenek ile mekanik felsefenin birleşmesinden doğduğu sonucuna ulaşır Ancak bilim, şaşırtıcı gelişimi sırasında, hermetik mirasını bilmezden gelmiş ya da reddetmiştir
Diğer bir anlatım ile, Newton mekaniğinin başarısı kendi bilimsel ülküsünün ortadan kalkması ile sağlanmıştır; aslında Newton ve çağdaşları, gerçekleşenden çok farklı bir bilimsel devrimi beklemekteydiler
__________________
__________________
Arkadaşlar, efendiler ve ey millet, iyi biliniz ki, Türkiye Cumhuriyeti şeyhler, dervişler, müritler, meczuplar memleketi olamaz En doğru, en hakiki tarikat, medeniyet tarikatıdır
|
|
|