10-09-2009
|
#8
|
Şengül Şirin
|
Cevap : Simyanın Öyküsü
Rönesans’tan itibaren eski işlevsel Simya, yeni kazandığı mistik ve dinsel yorumlamaları ile birlikte, doğa bilimlerini ve sanayi devrimini zafere taşıyacak olan olağanüstü kültür değişimi üzerinde ağırlıklı bir rol üstlenmiştir
Simyanın yapıtları sayesinde, insanı ve doğayı yeniden kazanmak umudu, Batıda Hıristiyanlığın Giacchino del Fiore’den beri saplantısı biçimine gelen kökten bir “Renovatio” (Yenilenme, Yeniden Doğuş) özleminin uzantısından başka bir şey değildir Bu gençleşme ya da “Tinsel Rönesans”, Hıristiyanlığın temel amacıdır; ancak çeşitli nedenlerle kurumsal din yaşantısı içinde giderek önemini yitirmiştir
Arda kalan bir “tinsel yeniden doğuş” özlemi, kolektif bir “metanoia” umudu, Ortaçağdaki “Bin Yılcı” halk hareketlerini esinlendiren beklentinin biçim değiştirmesi, kehanetler, mistik hayaller ve Hermetik Gnosis’tir Tüm bu umutlar, “Opus Alchimicum”un yeniden yorumlanmasında esin kaynağı olmuştur Ünlü simyacı, matematikçi ve bilim adamı John Dee, madenlerin dönüşüm gizine sahip olduğuna inanıyordu ve İmparator II Rudolf’u buna ikna etmişti
Dee, okült işlemler vasıtasıyla özgür bırakılan tinsel güçlerin dünyayı değiştirebileceğini düşünüyordu Sayısız çağdaşı gibi İngiliz simyacısı Elias Ashmole da; Simya, astroloji ve büyünün o dönemdeki bilimlere katkıda bulunduğuna inanıyordu
Paracelsus ve Van Helmond’un öğrencileri için ancak “Kimya Felsefesi” (Simya) ya da “Gerçek Tıp” çalışmaları ile doğayı anlamak olanaklıydı; dünyanın ve evrenin gizlerini açıklayacak olan astronomi değil, kimya idi; ve de Simyanın tanrısal bir anlamı vardı
Yaratılışı bir çeşit kimya işlemi olarak değerlendirince, dünyadaki ve uzaydaki olguları da kimya terimleri ile yorumlamak gerekiyordu; simyacı, dünyada ve uzayda yer alan varlıkların gizlerini Makrokozmos-Mikrokozmos ilişkisine dayanarak öğrenebilirdi Robert Fludd, insan bedenindeki kan dolaşımına, güneşin devinimine koşut bir açıklama getirmişti
Çoğu çağdaşları gibi Hermetizm ve Simya meraklıları da, tüm sosyal, kültürel ve dinsel kurumlarda kökten bir dönüşüme hazırlanmakta ve bu değişimi beklemekteydiler
Bu evrensel “Renovatio” için kaçınılmaz ilk aşama bilimde reform olmalıydı 1614 Yılında yazarı bilinmeyen bir yapıt, “Fama Fraternitatis” bilimin yenilenmesi çağrısı ile “Rose-Croix” tarikatının düşünsel akımını başlattı
__________________
Arkadaşlar, efendiler ve ey millet, iyi biliniz ki, Türkiye Cumhuriyeti şeyhler, dervişler, müritler, meczuplar memleketi olamaz En doğru, en hakiki tarikat, medeniyet tarikatıdır
|
|
|