10-09-2009
|
#6
|
Şengül Şirin
|
Cevap : Simyanın Öyküsü
Dahası, iksirin tüm organizmaların zaman ritmini, yani gelişmelerini hızlandıracağına da inanılırdı Ramon Lull şunları yazmıştı:
“İlkbaharda muazzam ve harikulade sıcaklığı ile “taş”, bitkilere yaşam verir; bir tuz taneciği kadarını su dolu bir ceviz kabuğu içinde eritirsen ve bununla bir asmayı sularsan, mayıs ayında olgun üzümler elde edersin ”
Tıpkı Arap ve Batı Simyası gibi, Çin Simyası da iksirin tedavi edici evrensel özelliklerini hep övmüştür Ko Hung sık sık, iksirin sıradan metalleri “iyileştireceğini” ve onları altına dönüştüreceğini yineler
Roger Bacon, “Opus Majus” adlı yapıtında felsefe taşı ya da iksir terimlerini kullanmaksızın “en değersiz madenlerin bile saflıklarını ve yetkinliklerini sağlayacak, bedenin pisliklerini yok edecek ve böylece ölümü engelleyerek, yaşamı yüzyıllar boyu sürdürecek bir ilaç” bulunduğundan söz etmektedir
Arnold de Villanova’ya göre “felsefe taşı tüm hastalıkları iyileştirir…Bir ay sürecek bir hastalığı bir günde, bir yıl sürecek olanı on iki günde, daha uzun sürecek olanı ise bir ayda iyileştirir Yaşlılara gençliği geri verir ” Böylece, “Opus Alchimicum”un temel gizinin, simyacıya “insansal zaman” ile “kozmik zaman” üzerinde egemenlik vermek olduğu anlaşılır
Doğada üç farklı zaman ritminin bulunduğu ayrımsanabilir; jeolojik zaman, bitkisel ve hayvansal zaman, ve insansal zaman Diğer bir söyleyiş ile, doğa muazzam bir canlı organizmadır ve doğayı oluşturan her şey – madenler, taşlar, bitkiler, hayvanlar ve insanlar – bir tohumlama, bir filizlenme ve bir doğum sonucu meydana gelmiştir
Yine de yaşam ritimleri her yaşam biçimi için farklıdır; madenlerin olgunluk düzeyine ulaşmaları binlerce yıl sürer, oysa bitkiler bir kaç ay içinde büyürler, çoğalırlar ve ölürler Zamana egemen olmak için bu farklı ritimleri denetlemek, zamansal döngüleri değiştirebilmek gerekir
Daha önceden sözü edildiği gibi, eskiden madenciler ateş sayesinde madenlerin gelişimini hızlandırdıklarına inanırlardı Simyacılar daha tutukluydular: değersiz madenleri “iyileştirerek”, onların olgunlaşma için gereken sürelerini hızlandıracaklarını, bu madenleri daha “soylu” madenlere ve en sonunda altına dönüştürebileceklerini düşlerler; daha da ileri giderek, iksir sayesinde insanları hastalıklardan kurtaracaklarına, gençleştireceklerine ve yaşamlarını sonsuza kadar uzatarak onlara ölümsüzlüğü vereceklerine inanırlardı
Özetle, simyacılar için yaşam, organik zamanın “Epiphania”sıydı (Cisimleşme) Ancak, doğal çevrime etkin olarak müdahale eden simyacı, “Eskatolojik” olarak nitelendirilebilecek yeni bir olguyu devreye sokmaktaydı
İyileştirme, hızlandırılan olgunlaşma ve doğanın yarattıklarının yetkinleştirilmesi, yani bir bütün olarak “Opus Alchimicum”, doğal bir eskatolojinin meydana çıkmasına neden olmaktadır; zira simyacı, doğanın “gerçekleşmesini ve sonunu” öncelemektedir
__________________
Arkadaşlar, efendiler ve ey millet, iyi biliniz ki, Türkiye Cumhuriyeti şeyhler, dervişler, müritler, meczuplar memleketi olamaz En doğru, en hakiki tarikat, medeniyet tarikatıdır
|
|
|