Şengül Şirin
|
Cevap : Simyanın Öyküsü
“Uzun süren karanlık çağların ardından yeniden ortaya çıkartılan özgün gizler ve bugün bu gizlere sahip olup çalışmalarını herkesten saklayan inisiyeler” biçiminde geliştirilen mitolojik örgü, Simyanın anlaşılabilmesi için büyük önem taşımaktadır
Simyada “Opus” (yapıt) bir inisiyasyon sürecidir, yani insanın varlık koşullarını kökten değiştirmeyi amaçlayan bir dizi özel deneyimler silsilesidir Ne var ki, başarıya ulaşan simyacı, ulaştığı yeni varlık biçimini herkesin anlayacağı bir dille ifade edemez, “gizli” bir dil kullanmak zorunluğunu duyumsar Diğer taraftan, şaşırtıcı derecedeki uzun yaşamını ya da ölümsüzlüğünü gizlemelidir Bu gizliliğin nedeni, Budha’nın “Bhikku”lardan mucizevi güçlerini gizlemelerini istemesindeki nedenle aynıdır: “cahillerin aklı karışabilir ve masumlar yoldan çıkabilir”
Simyanın kökenleri bir yana bırakılsa da; sağlık, uzun yaşam, metallerin altına dönüştürülmesi, ölümsüzlük iksirinin hazırlanması gibi Simya amaçlarının Doğuda olduğu gibi Batıda da çok uzun bir geçmişe sahip oldukları açıktır Bu geçmiş, oldukça anlamlı bir biçimde, belirgin bir mitsel-dinsel yapıya bağlanmaktadır
Gerçekten, insana uzun yaşam, gençlik ya da ölümsüzlük sağlayan bir su kaynağı, bir ağaç ya da bir bitkiden söz eden sayısız mit vardır: Hint Veda’larında “Soma”, İran’da “Hacma”, Helenler’de “Ambrosia”, Keltler’de ölümsüzlük besininin bulunduğu efsanevi kazan, Gençlik Pınarı, mucize yaratan otlar ve ulaşılması çok zor olan bir ağacın gençlik veren meyveleri Tüm Simya geleneklerinde, ama özellikle Çin Simyasında, bazı özel meyve ve bitkiler sonsuz gençliğin ele geçirilmesinde ve yaşamı uzatma sanatında büyük öneme sahiptirler
Arkaik bir mitsel şema ile Simya arasındaki süreklilik, “kökenlere simgesel geri dönüş töreninin” uyarlanması ve yorumlanmasında çok daha açık biçimde görülür Örneğin eski Hindistan’da, inisiyasyon töreninin arketipi olan “Diksa” ritüeli ayrıntılı olarak bir “regressus ad uterum” (ana rahmine geri dönüş) temsilidir Aday, ana rahmini simgeleyen bir kulübeye kapatılır; adayın dölüte dönüştüğü varsayılır; kulübeden çıkış rahimden çıkan dölütü simgeler ve adayın “tanrılar evrenine doğduğu” söylenir
Hindistan’ın en ünlü tıp uzmanlarından Caraka, hastaları iyileştirmek ve yaşlıları gençleştirmek için benzer bir tedavi önerir: hasta, karanlık bir odaya kapatılarak “regressus ad uterum” konumuna sokulur “Ayurveda”nın bir bölümü özellikle gençleşmeye ayrılmış olup bu bölümün adı, tam karşılığı “Özsu Yolu” anlamına gelen “Rasayana”dır
Ancak Rasayana sözcüğü Simya anlamına da kullanılmaktadır “Rasa” sözcüğü ise sonraları cıva anlamına kullanılmaya başlanmıştır Görüldüğü gibi, anne karnına simgesel geri dönüş ve daha yüce ruh durumu içine yeniden doğuş biçimindeki inisiyasyon ritüeli, özellikle gençleşme sağlayan bir teknik olarak Hindistan’daki geleneksel tıp uygulamalarından biri olmuştur Üstelik, bu yöntemin adı daha sonraları “Simya” anlamına da kullanılmaya başlamıştır
“Regressus ad Uterum” yaklaşımı, Taocu bir teknik olan “Dölüt Soluğu” (Embryonic Breathing) denilen bir uygulama için de geçerlidir Kişinin, dölüt durumuna benzer bir biçimde kapalı devre soluk almayı taklit etmeye gayret ettiği bu yoga uygulamasında ulaşılmak istenen amacı pek tanınmış olan şu sözler açıklar: “Temele inerek ve kökene dönerek, ihtiyarlık kovulur, dölüt durumuna dönülür
” Bir diğer Taocu metin aynı uygulamayı şöyle aktarır: “ İşte bu nedenle Budha, büyük bağışlayıcılığı ile, ateş Simyasının yöntemlerini açıklamış ve böylece insana, döl yatağına geri dönerek, kendi gerçek doğasını ve yaşamın bolluğunu oluşturma yolunu öğretmiştir ”
__________________
Arkadaşlar, efendiler ve ey millet, iyi biliniz ki, Türkiye Cumhuriyeti şeyhler, dervişler, müritler, meczuplar memleketi olamaz En doğru, en hakiki tarikat, medeniyet tarikatıdır
|