Yalnız Mesajı Göster

Cevap : Simyanın Öyküsü

Eski 10-09-2009   #2
Şengül Şirin
Varsayılan

Cevap : Simyanın Öyküsü







Oysa bilindiği gibi gizin korunması; seramik, metalürji, tıp ve matematik gibi tüm tekniklerin ve bilimlerin başlangıcında genel bir kural olarak uygulanmıştır Eski Çin ve Hindistan’da, Antik Yunan ve Ortadoğu’da yöntemlerin, aygıtların ve reçetelerin gizli aktarımı hakkında zengin bir belge birikimine bugün sahip bulunmaktayız


Üstelik çok daha yakın bir dönemde Galien’nin kendi öğrencilerinden birini, öğrenmekte olduğu tıp bilimini tıpkı Eleusis Gizemleri’ndeki “Telete” gibi algılaması gerektiği hakkında uyardığını bilmekteyiz

Gerçekten bir mesleğin, bir tekniğin ya da bir sanatın gizlerinin bir kişiye açıklanması inisiyasyon anlamını taşımaktadır Yine de Simyada, gizlerin iletilmesi çok daha geniş bir mitolojik yapının parçasıdır Bu yapı şöyle açıklanabilir: “Zamanın başlangıcında, Simya gizleri kimi efsanevi kişilere verilmiştir, ancak sonradan bunlar titizlikle gizlenmiş, mühürlenmiştir; bu uzun saklama döneminin sona ermesi çok yenidir ve artık özgün gizlere yeniden ulaşmak olası olmuştur; elbette, bu gizlerin açıklamalarına ulaşma hakkı yalnızca özel bir inisiyasyondan geçmiş birkaç seçkin kişiye aittir

“Geçmişin karanlık çağlarından beri saklanan ve kısa süre önce yeniden ortaya çıkarılan eski gizlerin açıklanması” biçiminde kalıplaşmış mitler, İsa’dan önceki son dört yüzyıl boyunca büyük bir yaygınlık göstermişlerdir Bu temaya Hindistan’da olduğu gibi Ortadoğu’da, Mısır’da ve tüm Akdeniz yöresinde rastlanmıştır Helenistik çağlarda Platon’un öğrencisi Heraclides Ponticus ile başlayan ve sayısız kehanet kitaplarına, evrenin sonu ile ilgili yapıtlara, Yahudilerin epigraflarına ve “Corpus Hermeticus”a kadar uzanan koskoca bir “gizlerin açıklanması” yazımı geliştirilmiştir

Bu metinlerde açıklanan gizler, tarihin belli başlı ve kısa süre içinde gerçekleşecek olayları ile bağlantılı olabilirler (kehanet kitapları ve evrenin sonu ile ilgili yapıtlarda olduğu gibi); ya da yetkinliği, bilgeliği, kurtuluşu ve hatta ölümsüzlüğü sağlayacak yöntemleri öğretmek savında olabilirler

Simya ile ilgili yazım ikinci gruba girer; Çinli, Hintli, Müslüman ve Avrupalı simyacıların yazıları, hastaları iyileştiren, insan yaşamını uzatabilen, metalleri yetkinleştiren yani altına dönüşmelerini sağlayan ve insana ölümsüzlük veren yöntem, deney ve formülleri içermektedir Bu sonuçların elde edilebiliyor olması, giz ve gizlilik ilkelerinin ortadan kalkmasına yol açmaz Ko Hung’a göre, iksiri elde eden ve böylece ölümsüz (Hsien) olan kişiler dünyada dolaşmaya devam ederler, ancak ölümsüz olduklarını saklarlar ve onların bu niteliklerini sadece diğer simyacılar fark edebilir

Hindistan’da ise, Sanskritçe ya da gizli dillerle yazılmış olan ve “Siddhi”lerden söz eden geniş bir edebiyat vardır (Siddhi’ler, kendilerini nadiren açığa veren, yüzyıllar boyunca yaşayan yogi simyacılardır) Orta ve Batı Avrupa’da da aynı inanç ile karşılaşılır: kimi simyacılar ve hermetistlerin, kimselere belli etmeden sonsuza kadar yaşadıkları varsayılır (Nicolas Flamel ve eşi Pernelle örneğindeki gibi) Aynı mit 17 yüzyılda “Rose-Croix”lar hakkında, 18 yüzyılda ise daha popüler bir biçimde gizemli Saint-Germain Kontu hakkında da yayılmıştır
__________________

__________________
Arkadaşlar, efendiler ve ey millet, iyi biliniz ki, Türkiye Cumhuriyeti şeyhler, dervişler, müritler, meczuplar memleketi olamaz En doğru, en hakiki tarikat, medeniyet tarikatıdır
Alıntı Yaparak Cevapla