Şengül Şirin
|
Kurban Bayramı Tarihi
Kurban Bayramı Tarihi
Kurban Bayramı adını Müslümanların büyük veya küçük baş bir hayvanı Allah rızası için kurban etmesinden alır Kurban, Arapça kökenli bir kelime olup Türkçe’ye Farsça’dan geçmiş bir sözcüktür Arapça “K-R-B” kökünden türemiş olup akraba kelimesiyle aynı kökene sahiptir “Yakınlık” veya “Yakınlaşma” demektir Kurban kelimesiyle “kul’un Allah’a yaklaşması” veya yakınlaşmasını sağlama anlatılır
Kurban’ın ıstılahı anlamı
Istılahta, yani bir İslam dini terimi olarak Kurban, Allah’a yaklaşmak ve Allah rızasına ermek niyetiyle kesilen, kurban edilen, hayvan demektir Kur’an’da geçen İbrahim peygamber ve oğlu İsmail ile ilgili kıssadan yola çıkarak, kurban kavramı, çok daha genel bir adanmışlığı, Allah için bireyin her şeyini feda edebilecek olmasını, Allah’a teslimiyeti ve ona karşı şükür içinde olmayı ifade etmektedir Kur’an ‘da Hac Suresinde geçen şu ayet, kurbanın islam inancındaki yerini özetler:
“Onların etleri ve kanları asla Allah’a ulaşmaz Allah’a ulaşacak olan ancak, sizin O’nun için yaptığınız, gösterişten uzak amel ve ibadettir ”
Diğer Dillerde Kurban
Kurban Bayramı farklı dillerde ve farklı kültürlerde, kültürel etkilerle de, farklı isimlerle anılmaktadır Arapça İyd-el Adha şeklinde okunan tüm dünyada yaygın olan bir isimdir Türkçede Kurban Bayramı olarak anılırken, Hindistan ve Pakistan’da bayrama genelikle Bakra Eid denir ki bunun anlamı “Keçi Bayramı”dır; bu ülkelerde sıklıkla kurban edilen hayvan keçidir Bakra Eid Güney Afrika’da da kullanılan bir isimdir Bangladeş’te kullanılan yaygın isimlerse Id-ul-Azha ve Korbani Id’dir Türkçe ismine benzer bir şekilde Bosna-Hersek, Bulgaristan da Koç bayram, Arnavutluk’ta Kurban Bajram şeklinde anılır Nijerya’da Babbar Sallah, Somali’de ve Kenya ile Etiyopya’nın Somalice konuşan bölgelerinde ise Ciidwayneey olarak anılır
Tarihçe
Tevrat’a göre İbrahim’in Eşi Sara’dan bir çocuğu olmuyordu ve İbrahim Sara’dan bir çocuğu olması durumunda bunu Allah’a Kurban olarak adadı “Tanrı, “İshak’ı, sevdiğin biricik oğlunu al, Moriya bölgesine git” dedi, “Orada sana göstereceğim bir dağda oğlunu yakmalık sunu olarak sun ”, 8-9-10-11-12-13: İbrahim, “Oğlum, yakmalık sunu için kuzuyu Tanrı kendisi sağlayacak” dedi İkisi birlikte yürümeye devam ettiler Tanrı’nın kendisine belirttiği yere varınca İbrahim bir sunak yaptı, üzerine odun dizdi Oğlu İshak’ı bağlayıp sunaktaki odunların üzerine yatırdı
Onu boğazlamak için uzanıp bıçağı aldı Ama RAB’bin meleği göklerden, “İbrahim, İbrahim!” diye seslendi İbrahim, “İşte buradayım!” diye karşılık verdi Melek, “Çocuğa dokunma” dedi, “Ona hiçbir şey yapma Şimdi Tanrı’dan korktuğunu anladım, biricik oğlunu benden esirgemedin ” İbrahim çevresine bakınca, boynuzları sık çalılara takılmış bir koç gördü Gidip koçu getirdi Oğlunun yerine onu yakmalık sunu olarak sundu ”(Yaratılış: 22:2-8-9-10-11-12-13)
Kur’an metinlerinde bahsi geçen çocuğun “yumuşak huylu bir erkek çocuk” olmasından bahsedilip ismini belirtilmemiştir Fakat genelde İsmail olarak tefsir edilir ve müslümanlar çocuğun İsmail olduğuna inanırlar
Diğer İslami kaynaklara göre, İbrahim Peygamberin eşinin kısır olması nedeni ile bir çocuğu olmayınca (bazı rivayetlere göre 125 yıl) Allah’a yalvarır, dua eder Kendisinin ve eşinin yaşlı olduğu bir zamanda mucizevi bir şekilde oğlu olur Çocuk biraz büyüdüğünde, İbrahim peygamber rüyasında onu kurban etmesi gerektiğini görür Oğluna “Yavrum, ben rüyamda seni boğazladığımı gördüm Düşün bakalım, ne dersin?” dedi O da, “Babacığım, emrolunduğun şeyi yap İnşaallah beni sabredenlerden bulacaksın” der Peygamberlerin rüyaları normal insanların rüyalarından farklı olduğundan bu bir emir olarak kabul edilmiş ve İbrahim peygamber oğlunu kurban etmeye götürmüştür Ancak Allah’ın emriyle bıçak çocuğu kesmez Bu esnada Cebrail kucağında bir koç ile gelir Bu imtihan başarı ile geçildikten sonra tüm İbrahimi dinlerde Zilhicce ayının 10 günü aynı şekilde kurban kesilerek kutlanan bayram olmuştur İslam peygamberi , Hac gibi terkedilen İbrahim’ geleneği, tekrar hayata geçirmiştir
__________________
Arkadaşlar, efendiler ve ey millet, iyi biliniz ki, Türkiye Cumhuriyeti şeyhler, dervişler, müritler, meczuplar memleketi olamaz En doğru, en hakiki tarikat, medeniyet tarikatıdır
|