Yalnız Mesajı Göster

Cevap : Ölümsüz Kahramanlar ..."

Eski 10-02-2009   #2
GöKKuŞaĞı
Varsayılan

Cevap : Ölümsüz Kahramanlar ..."



"Hüseyin'im Son Yongam"

Sene 1915 Sonbaharın serin yağışlı günlerinden biri Birinci Dünya Harbi bütün cephelerde devam ediyor Vatanın her tarafında barut ve kan kokusu var Yiğitlerin biri ölüyor, bini yetişiyor, ihtiyarı, genci savaşıyor, didiniyor ve yurdumuza düşman çizmeleri basmasın diye, el açıp Allah’a dua ediyor

Cepheye durmadan takviye kuvvetler gidiyor, işte o kuvvetleri götüren tren, Bilecik istasyonunda beklemektedir Askerlerin hepsi sakin, belki bir daha geri dönmeyecekler Ama şehid olmak inancı gönüllerine huzur veriyor

Kumandan Abdülkadir Bey vagonların arasında sessiz, hareketsiz bir gölge görür Merakla ve şüpheyle yaklaşır Beli bükülmüş, soluk benizli, başı yaşmaklı, ihtiyar bir Türk anası çakılmış gibi orada duruyor Yağmurdan sırılsıklam olmasına rağmen huşu içinde beklemektedir Anadolu’nun cefakâr anası ile yaklaşan subay arasında şu konuşma geçer:

- Anneciğim, yağmurun altında niye böyle bekliyorsun?
- Trende oğlum var Onu uğurlamaya geldim
- Oğlun kimdir, nerelisiniz?
- Söğüt’ün Akgünlü köyünden Mehmedoğlu Hüseyin
- Onu görmek ister misin, çağırayım mı?
- Sana dua ederim Ona bir çift sözüm var

Hüseyin kısa zamanda bulunur Elini öpen oğlunu bağrına basan ana son olarak; (Hüseyin’im, yiğit oğlum benim! Dayın Şipka’da, baban Dömeke’de, ağaların Çanakkale’de şehid düştüler Bak son yongam sensin Eğer, minareden ezan sesi kesilecekse, caminin kandilleri sönecekse sütüm sana haram olsun Öl de köye dönme Yolun Şipka’ya uğrarsa dayının ruhuna bir Fatiha okumayı unutma Haydi oğul! Allah yolunu açık etsin” demiştir

Hüseyin, son defa anacığının elini öpmüştü Yaşlı gözlerle oğluna bakan Türk anası son evladını da dualarla bu şekilde cepheye uğurlamıştır

Abdülkadir Bey içli bir sesle dedi ki:
"Demek sizin ailenin erkekleri hep şehit oldu ana"

Eteklerinden yağmur, gözlerinden yaşlar akan bittin ana " oğul " dedi:

"Bizim köyün mezarlığına elli yıldır delikanlı gömülmediHepimiz ölsek de ne çıkar, vatan sağ olsun"



" İkiyi Üç Eylesin "

17 Şubat 1855
Gözleve Muharebesi

Rus kuvvetleri saldırıyordu Topçu bölüğü neferlerinden Ispartalı Koca Halil'e bir gülle parçası isabet etti Karnı deşilmişti Ölmek üzere idi Bir işaretle hemşerisini yanına çağırdı, koynundan çıkardığı bir tüfek kurşununu uzattı:

"Hemşerim, ben ölüyorum Babamı eski Moskof Muharebesi'nde bu kurşun şehit etmişti Bana arkadaşları tarafından yadigâr olarak gönderilmişti

Bu kurşunu al Kanımla boyanan gülle parçasını da al

Sağ kalırsan oğluma ver

Ben nasıl biri iki eylemişsem o da ikiyi üç eylesin

Hakkını helal et"

Koca Halil din ve devletinin daima ayakta kalması için ömrünce gösterdiği fedakârlığı son nefesinde oğluna devrediyor, ondan da aynısını istiyordu

__________________
Bıçak soksan gölgeme, Sıcacık kanım damlar
Girde bak bir ülkeme: Başsız başsız adamlar
NFK





GaLiBa Bu GeCe YaĞMuRDa GöKKuŞaĞı MiSali
GüLeRKeN aĞLaMaNıN ZaMaNı
Alıntı Yaparak Cevapla