| 
Equinox  | 
				  Divânü Lügati't-Türk 
 
            
 
 
  Divânü Lügati't-Türk
 "Allah'ın, devlet güneşini Türk burçlarından doğurmuş olduğunu ve Türklerin ülkesi üzerinde göklerin bütün dairelerini döndürmüş olduğunu gördüm
  Allah onlara Türk adını verdi  Ve yeryüzüne hâkim kıldı  Cihan imparatorları Türk ırkından çıktı  Dünya milletlerinin yuları Türklerin eline verildi  Türkler Allah tarafından bütün kavimlere üstün kılındı  Hak'tan ayrılmayan Türkler, Allah tarafından hak üzerine kuvvetlendirildi  Türkler ile birlikte olan kavimler aziz oldu  Böyle kavimler, Türkler tarafından her arzularına eriştirildi  Türkler, himayelerine aldıkları milletleri, kötülerin şerrinden korudular  Cihan hâkimi olan Türklere herkes muhtaçtır, onlara derdini dinletmek, bu suretle her türlü arzuya naili olabilmek için Türkçe öğrenmek gerekir   " [Divânü Lügati't-Türk, Önsözü] 
 Kaşgarlı Mahmud
 
 Kaşgarlı Mahmûd, filolog, etnograf, ilk Türk haritacısı ve toponimistidir
  Divânü Lügati't-Türk adlı eserinde yaşadığı devirdeki Türk illerinin ve boylarının ağızlarını canlı olarak tespit etmiştir  Böylece Türk kültür ve geleneklerine âit malzemeyi toplamış ve anonim malzemenin kaybolmasına mâni olmuştur  Bu şekilde Türk dilinin zenginliğini Arap ve Fars dilleri yanındaki değerini ispata çalışmıştır  Hatta Kitâb-u Cevâhirü'n-Nahvi Lügati't-Türk adlı gramerini, Türkçe'yi Araplar'a öğretmek gayesi ile kaleme almıştır  Bu şekilde o, Türk dil ve kültürünün yükseliş ve gelişmesinde büyük rol oynamıştır  Yalnız Kaşgarlı Mahmud eserini meydana getirirken, Türk illerini, Müslüman obalarını, bozkırlarını birer birer dolaşmış, Türk diline ve kültürüne ait bulduğu malzemeyi büyük bir titizlikle incelemiş ve eserine almıştır  Zaten o, Türklerin hemen bütün illerini, obalarını, bozkırlarını gezip gördüğünü; Türk, Türkmen, Oğuz, Çiğil, Yağma, Kırgız boylarının dillerini zihnine nakşettiğini, her Türk bölüğünün ağız ve şivesini en ileri bir surette ortaya koyduğunu belirtmiştir  Bunları karşılaştırdıktan sonra ise; Türk ağız ve şivelerinin en kolayının Oğuz, en dürüst ve kullanışlısının Yağma ve Tuhsi şivesi, edebi şive olarak ise hanların konuştuğu devlet dili olan Kaşgar Türkçesi olduğu neticesine varmıştır  
 
 Divanü Lügati't-Türk
 
 Divanü Lügati't-Türk (Arapça:         ديوان لغات الترك transk
  : Dîvânü Lüġâti't-Türk  “Türk Diyalektleri Sözlüğü”), Kaşgarlı Mahmud tarafından Bağdat'ta 1072-1074 yılları arasında yazılan Türkçe-Arapça sözlüktür  Türkçe'nin bilinen en eski sözlüğü olup, batı Asya yazı Türkçesi hakkında var olan en kapsamlı ve önemli dil anıtıdır  El yazması nüshası 638 sayfadır ve yaklaşık 9000 Türkçe kelimenin ve cümlenin oldukça ayrıntılı Arapça ve başka dillerde açıklamasını içerir  Ayrıca Türklerin tarihine, coğrafi yayılımına, boylarına, lehçelerine ve yaşam tarzlarına ilişkin kısa bir önsöz ve metin içine serpiştirilmiş bilgiler mevcuttur  Bu kitap, paha biçilemeyecek kadar değerlidir; bilgi dünyası bu kitaba çok önem vermekte ve kitabı çok beğenmektedir  Hemen her medeni milletin üniversitesinde ve Türkiyatçıları arasında bu kitap eşsiz sayılmaktadır  Eski eserlerden hiç biri bu eser kadar önem kazanmamıştır  
 Klasik Arap leksikografisinin ilkelerine göre hazırlanmış olan sözlük, Kaşgarlı Mahmud'un Türk boyları hakkındaki etraflı bilgisinin yanı sıra, Arap filolojisi konusunda da esaslı bir eğitim görmüş olduğunu gösterir
  
 Sözlüğün elde bulunan tek yazma nüshası 1266'da Şam'da temize çekilmiş ve 1915'te İstanbul'da Ali Emiri Efendi (1857-1923) tarafından tesadüfen bulunmuştur
  (Ancak daha önceki yüzyıllarda Antepli Aynî ve Kâtip Çelebi de Divan'dan söz ederler  ) Ali Emiri yazması 1917'de Talat Paşa'nın (1874-1921) teşviki ile Kilisli Rıfat Bilge'nin (1873-1953) gözetiminde basılmış hemen bütün dünya Türkologlarının ilgisini çekmiştir  1928 yılında Türkolog Carl Brockelmann, ayrıntılı notlarla sözlüğün Almanca çevirisini yayımlamıştır  Besim Atalay'ın modern Türkçe çevirisi 1940'ta Türk Dil Kurumu tarafından basılmıştır  Son yıllarda Robert Dankoff'un Divanü Lügati't Türk çevirisi, yeni bilgiler ışığında önemli yorum değişikliklerine yol açmıştır  Kaşgarlı Mahmud'un eserinin keşfedilmesi ve yayımlanması Türkoloji tarihinde yeni bir devir açan olağanüstü bir olaydır  [3] Divanü Lügatte, bugün ölmüş birçok güzel kelimeler bulunduğu gibi, o vakit ki kültürün ve medeni varlığın yüksekliğini gösterir bir hayli tanık ta vardır
  Divan, Türk, Divanı Lügati't Türk, Kaşgarlı Mahmut, Divan-u Lügati't Türk 
 Hele Türk fiillerinin yapısını gösteren kısımlar pek değerlidir; kitapta yer yer, dil üzerine önemli kurallar söylenmiş; ses değişimleri, gramer halleri, diyalekt ayırtları açık olarak gösterilmiştir
  Bundan başka saymış olduğum şeyleri tanıklamak için bol ve zengin örnekler dahi vermiştir  
 İşbu örneklerin birçokları cümle halinde olduğu için büyük bir anlama, değerli bir çözümleme kolaylığı göstermektedir
  Örnekler, kelime, cümle, sav, beyit, parça gibi şeylerdir  Biz bu örneklerden yalnız o vaktin dil durumunu öğrenmekle kalmıyoruz:; Türk‘ün eski tarihini, edebiyatını, yaşayışını, düşünüşünü de birlikte öğreniyoruz  Bu faydalardan başka o vakit ki coğrafi durum üzerine de doğru bilgiler elde ediyoruz  
 Şimdiye değin eski Türk Dili ve eski Türk varlığı üzerine bunun kadar işe yarar, bunun kadar elverişli bir eser görülmemiştir; bu eser, tektir, tek kalacaktır
  Türk dünyası Kaşgarlı Mahmud'un adını her zaman saygıyla anacaktır  
 Biz bu eşsiz kitaptan eski Türklerin (900) yıl önceki dillerini, düşünüşlerini, durumlarını öğrendiğimiz gibi kitapta medeniyet dünyasına karşı her zaman göğsümüzü kabartacak olan birçok övünç ve kıvanç kaynakları dahi buluyoruz; (900) yıl önce atalarımızın ipek mendil taşıdıklarını, elbise kırışıklıklarını yatıştırmak için ütü kullandıklarını da görüyoruz; hele yeryüzünün efendisi olan Türk askerlerinin o vakitler bile kuru bir derintiden ibaret olmayıp, her erin adını, sanını, aylık olgularını gösterir bir defterin bulunduğunu öğrenmemiz dünyaya değer bir faydadır
  
 Bundan başka Türklerin kadınlara ve çocuklara ve düşkünlere gösterdikleri saygı izlerini de orada buluyoruz
  Divan dikkatle gözden geçirilirse daha bu gibi birçok öğünmeye yarar şeyler görülecektir  
 Büyük bir kültür hazinesi olan ve Arapça yazılan eser, yazıldığı zamandan beri Türk dünyasının en kıymetli ve ana eseri durumunda olup, Türk dil ve kültürünün hazinesidir
  Divan, bu yönü ile sadece bir kamus değildir  Onda oldukça büyük bir malzeme bolluğu görülmektedir  Bu bakımdan dünya edebiyatında emsali görülmemiş bir eserdir  Eserde Türk dilinin Arapça olarak açıklaması da yapılmıştır  Dilbilgisi terimleri de haliyle Arapça verilmiştir  Bulundurduğu malzeme bakımından ise eser, Türk şive ve ağızlarından metinlere yer vermiştir  Bu bakımdan Kaşgarlı Mahmud için karşılaştırmalı Türk Dili Araştırma Mektebinin kurucusu dense yeri vardır  Eserde Çu-Çi adlı halk arasında ünlü bir şairden de haber verilmiştir  İmla sistemi bakımından Divanü Lügati't-Türk, kendisine has bazı imla hususiyetlerine yer vermiştir  Daha çok fonetik yönden bazı düzenlemeler yapan Kaşgarlı Mahmud, başta iki elifle başlayan 'a' sesine de yer vererek, sonraları Macar Türkoloğu Ligeti tarafından ortaya atılacak olan Türkçe'de uzun sesli (vokal) meselesini de eserinde ele almıştır  Mesela aaçlık, aat, aak, aaş, aaz, aay gibi kelimeleri başta iki elifle yazılmışlardır   
 Ayrıca tek elifle yazılan aç, at, ak, aş, az, ay gibi kelimeler de Divan'da yer almıştır
  Buna ilaveten f ile be arasında bir ses olan f üstünde üç nokta ile gösterilen 'w' sesi Kaşgarlı'nın kendi eklemesidir  Bir haritayı da ihtiva eden Divan, Türk toponimisine de gereken değeri vermiştir  Damgaları ile birlikte Türk uluslarının verilmesi, eserin dikkat çeken bir yönüdür  Yalnız burada Oğuz boyuna mensup yirmi iki ulusun damgaları yer almıştır  Ali Emiri Efendinin gayretleri ile bulunan eser üzerinde Kilisli Rıfat, Konyalı Abdullah Atıf Türüner ve Besim Atalay çalışmalar yapmıştır  Eser Kültür Bakanlığı tarafından 1990 yılında en güzel şekilde ve aslına uygun olarak tıpkı basım halinde neşredilmiştir  Kaşgarlı Mahmud'un ikinci eseri bir gramer kitabıdır  Cevâhirü'n-Nahvi Lügati't-Türk adındaki bu eser Türkçe'nin ilk gramer kitabıdır  Fakat birçok aramalara rağmen hala ele geçmemiştir  Eldeki yazma nüsha büyük bir cilt ve (319) yapraklıdır  Kağıdı vaktiyle Doğu memleketlerinde yapılmış olan sağlam ve kalın bir kağıttır  Kitabın bazı yerleri yaşlık görerek kararmış ise de bozulmamış ve çürümemiştir  Birkaç kelime dış olmak üzere her tarafı iyice okunabilmekte, bundan kitabın iyi korunmuş olduğu anlaşılmaktadır  
 Tam adı Mahmud bin Hüseyin bin Muhammed olan Kaşgarlı Mahmud, Divan-ü Lügat-it Türk'ü tamamladıktan sonra Abbasi Halifesi Muktedî-Biemrillah'ın oğlu Ebü'l-Kasım Abdullah'a armağan etmiştir
  Bu dev eserin orijinali günümüzde bulunmazken, sözlüğün 13  yüzyıldan kalma tek el yazmalı kopyası İstanbul'daki Millet Kütüphanesi'nde saklanmaktadır  
 Divan-ı Lügat-it-Türk'teki sözcüklerin anlamları Arapça olarak yazılmıştır
  Türkçe 7500 sözcüğün Arapça karşılığı verilirken, sav denilen âtasözleri, sagu denilen ağıtlar, koşuk denilen şiirler ve destan parçaları alınmıştır  Sözcüklerle ilgili bol bol seci, mesel, hikmet, şiir, efsane; tarih, coğrafya; halk edebiyatı folklor bilgi ve örnekleri verilmiş; dilbilgisi kuralları ortaya konulmuş; Türkoloji'nin sağlam temelleri atılmıştır  Türkologların görüşü : "Göktürk Yazıtları ile Divan-ı Lügat-it-Türk'ün bulunuşu Türklük için tasavvur edilemeyecek kadar büyük kazanç olmuştur  " 
 Divân-ı Lügati't Türk, Türkçe'nin neden öğrenilmesi gerektiğini şöyle anlatır:
 
 "Ant içerek söylüyorum, ben Buhara'nın, sözüne güvenilir imamlarının birinden ve başkaca Nişaburlu bir imamdan işittimGörüldüğü gibi Kaşgarlı Mahmud, vatansever, Türklere hayran, yaptığı işe yürekten inanan bir bilim adamıdır İkisi de senetleri ile bildiriyorlar ki, Yalvacımız (Peygamber), kıyamet belgelerine, ahir zaman karışıklıklarını ve Oğuz Türklerinin ortaya çıkacaklarını söylediği sırada Türk dilini öğreniniz, çünkü onlar için uzun sürecek egemenlik vardır buyurmuştu  Bu söz (hadis) doğru ise sorguları kendilerinin üzerine olsun Türk dilini öğrenmek çok gerekli bir iş olur  Bu doğru değil ise akıl bunu emreder  Tanrı, Türk burçlarını yükseltmiş ve onların mülkleri üzerinde felekleri döndürmüştür  Tanrı onlara Türk adını vermiş ve yeryüzüne ilbay kılmış, hakanları onlardan çıkartmıştır  Dünya uluslarının yularların onlar eline vermiş, herkese üstün kılmıştır  Onlarla birlikte çalışanları aziz kılmış ve Türkler onları her dileklerine ulaştırmış, kötülerin şerrinden korumuştur  Onlara hedef olmaktan korunabilmek için, aklı olana düşen şey, onların yolunu tutmak, derdini dinletebilmek gönüllerini alabilmek için dilleriyle konuşmaktır  " 
  Divân daha sonraları pek çok bilim adamı tarafından kullanılmıştı  Antepli Aynî diye bilinen Bedreddin Mahmud, İkdü'l-Cumân fî Tarihi Ehli'z-Zamân'da ve Katip Çelebi Keşfü'z-Zûnun'da Divân'dan söz ederler  Ancak sonradan yıllarca unutulmuş, neden sonra İstanbul'da Ali Emiri'nin (1857-1923) eline geçen Sâvî'nin nüshası Sadrazam Tal'at Paşa'nın (1874-1921) aracılığı ile Kilisli Rıfat Bilge'nin (1873-1953) gözetiminde basılmış hemen bütün dünya Türkologlarının ilgisini çekmiştir  Divân Batıda ilgi uyandırmış, 1928 yılında C
  Brochkelmann Kaşgarlı üzerinde araştırmalar yapmıştır  Dankoff 'un Divânü Lügât-it Türk çevirisi ile James Kelly'nin makaleleri de son çalışmalar olarak söz konusu edilmesi gerekir  
 
 Divân'dan (Türkiye Türkçe'siyle)
 
 Atasözleri:
 
 Beş parmak düz olmaz
  Arpasız at koşamaz/ Arkasız kahraman çeriyi bozamaz
 Alplarla vuruşma/Beylerle duruşma
  
 
 Şiir:
 
 Türlü çiçekler açıldı
 Sanki ipekten döşeğim serildi
 Cennet yeri belirdi
 Soğuk tekrar gelecek değildir
  
 Kuş, kurt hepsi canlandı
 Dişi, erkek hep toplandı
 Bölük olup dağıldılar
 Artık ine girecek değiller
   |