09-27-2009
|
#5
|
Şengül Şirin
|
Cevap : Yabancıların Gözüyle Türkler ve Türkiye
UKRAYNA
İlköğretim Tarih Kitaplarında;
Sırbistan ve Bulgaristan ile savaşan Bizans İmparatorluğu, bazen Osmanlılardan yardım istemekteydi Türkler, boğazdan geçerek Balkan yarımadasına yağmacı akınları düzenlemeye başlamışlardır Tarihçiler akınları şöyle değerlendirmektedirler: "Hırıstiyanlardan bazıları katledilmiş, bazıları da esarete alınmış, kalanlar ise açlık nedeniyle kitlesel olarak ölmekteydi "
Türklerin askeri kuvvetleri, Avrupa ülkelerinin ordularından sayısal olarak fazlaydı Sultan ordusunun ana unsuru olan müteaddit süvari birikleri, sultandan hizmetleri karşılığında toprak alan askerlerden oluşmaktaydı sultanın emrinde daimi piyade gücü de vardı: Yeniçeriler Türkler, fethettikleri ülkelerde en güçlü erkek çocukları esarete alıp kendilerine Müslümanlığı kabul ettirmekte ve Hrıstiyanlara karşı kinle yetiştirmekteydi Bu çocuklar, sultandan cömert maaş almakta ve hükümdarlarına sadakat göstermekteydi
1453 yılında Bizans İmparatorluğunun varlığına son verilmiştir Sultan, yağmalanmak üzere şehri üç günlük süre için askerlere devretmiştir Muhafızların büyük kısmı katledilmiş, yaklaşık 60 bin insan köleliğe satılmıştır Sultan büyük bir törenle şehre girmiştir Kendisi Aya Sofya Kilisesi’ni ziyaret ederek bunun cami haline getirilmesini emretmiştir Türkler tarafından İstanbul olarak adlandırılan Constantinopol, Osmanlı Devletinin başkenti olmuştur
Osmanlı İmparatorluğunun halkları, fatihlerin sert zulmüne maruz kalmışlardır Müslüman olmayan her erkek, yaşından bağımsız olarak hazineye kişi başına belirli bir vergiyi ödemek zorundaydı Bunun dışında Müslüman olmayanlar, kale, yol, köprü ve camilerin inşaatında ücretsiz olarak çalışmak zorundaydılar Kendilerine at sürmek, silah taşımak veya Türklerden daha yüksek evleri yapmak yasaklanmıştır
Vergi ödemekle yükümlü nüfus, Osmanlı derebeyleri tarafından aşağılatıcı şekilde "raya" (sürü) olarak adlandırılmıştır Sultan tarafından askerlerine hizmetleri karşılığında verilen topraklarda, yerel köylülerin toprak sahibi lehine de bazı çalışma yükümlülükleri mevcuttu
Fatihlerin sert zulmüne rağmen Slav halkları, kültürünü, adetlerini ve dillerini muhafaza edebilmişlerdir
1535 yılında l nci Fransisk; Hristiyanların en korkunç düşmanı olan l nci Süleyman ile anlaşma yapmıştır Fransa için elverişli ticaret anlaşmaları imzalanmış: Fransızlar, Osmanlı Imparatorluğuyla yapılan ticaret alanında bazı kolaylıklar elde etmiş, tüccar mülkiyetinin dokunmazlığı vaad edilmiş, Fransız gemilerinin tutuklanmaları ve denizcilerinin köle olarak satılması yasaklanmıştır
Müteakip yıl Fransa, Gabsburg'lara karşı müşterek hareketler konusunda Osmanlı Imparatorluğuyla mutabakat sağlamıştır V nci Carl'ın l nci Fransisk'ı "dinsiz köpekle" (Osmanlı ile) ittifak kurmakla suçladığı zaman Kral şu şekilde cevap vermiştir: "Sürümün kurt dişlerine düşmesini önlemek üzere köpeğin yardımından yararlandım"
__________________
Arkadaşlar, efendiler ve ey millet, iyi biliniz ki, Türkiye Cumhuriyeti şeyhler, dervişler, müritler, meczuplar memleketi olamaz En doğru, en hakiki tarikat, medeniyet tarikatıdır
|
|
|