09-21-2009
|
#1
|
delishhhh
|
Yunus Emre'ye Dair...
Bir müddet evvel İbrahim Tenekeci, Yunus Emre’ye dair, “Türkiye’nin en önemli insanı” demiş ve şöyle devam etmişti köşesinde: “Yunus Emre, ’Sevelim, sevilelim; dünya kimseye kalmaz’cümlesinden ibaret bir şair değildir ”
Yunus Emre’nin ifadesiyle: “Bilmeyen ne bilsin bizi / Bilenlere selâm olsun ”
Demek ki 
Derinliğe inemediğimiz için, sığ sularda yüzüyoruz! “Bizim Yunus’u” Hümanist zannedebiliyoruz meselâ
Neler neler iğdiş oluyor  
İnsani hassasiyete sahip olmak, Hümanizm ile özdeşleştiriliyor
Nedir Hümanizm?
Genel itibariyle, yaratılış fikriyatına karşı insanın var oluşunu tabiata mahkûm eden, ifadesini kilise karşıtlığından edinmiş, düşünceye pranga vuran Orta Çağın kilise bağnazlığına karşı, şaşar olan beşere sığınmış bir akım  Hümanizmin, Yunus Emre ile alâkalandırılmasına birazcık değinmek istiyorum; Meriç’in ifadesiyle, “imanını kaybeden bir çağın dini” hâline nasıl geldiğine ve batının düşünce dünyasından ithal edilmiş kavramların(şablonların) herhangi bir düşünce süzgecinden geçmeksizin, bu topraklara nasıl nüfuz ettiğine  İlk düştüğümüz ofsayt bu zaten: “Olduğu gibi aktarmak!”
Hümanizmin merkezinde insan var, fakat hangi insan? Eski Yunan’da türeyen sahte Tanrılara ve Orta Çağın papaz despotizmine(Bakınız: Engizisyon Mahkemeleri)karşı kurtarıcılık atfedilen insan  Bu iki dönem sonrası batı dünyasında tırmanışa geçen bunalımlı Allahsız insan modeli; “temiz akıl” dan mahrum, dinden arındırılmış, sekülerleştirilmiş bir akıl idraki  Mesele de burada ifşâ ediyor kendisini: Hümanizm insanı, maddeler, materyaller dünyasında arıyor Hümanizm tarafından, insanın heyulası olarak görülüyor Tanrı Bu minval üzere, Kur’an’ı Kerim’den bağımsızlaştırılmak istenen Yunus’un çağrısı ile Hümanizm’in manevi dünyadan uzaklaştırıcı telkinleri arasında ciddi farklar mevcut
Öyle ki 
O’nun yetmiş iki millete bir göz ile bakıyor oluşu, Hümanist olduğu anlamına gelmez İnsan denilen varlığın “oluş sırrı” ile alâkalıdır bu
Yunus Emre insandır Yunus Emre medeniyettir Yunus Emre “derin Müslüman” dır! Yunus Emre, gönüller yapmaya gelmiştir Anadolu’ya; gönülleri “BİR” lemeye gelmiştir
Yunus Emre’nin ifadesiyle: “Ete kemiğe büründüm, Yunus diye göründüm ”
Yunus Emre, Türk şiiri açısından da hayli mühim bir konuma sahip  İsmet Özel, Türk şiirini Yunus Emre ile başlatıyor meselâ
Pekiyi, Yunus Emre niçin ölmüyor? Çünkü inanıyoruz ki, “âşıklar ölmez, ölen hayvandır ”
Yunus Emre’de insan, ruhuyla insandır Cesede ruh veren aşktır 
Anadolu’ya ruh veren isimlerden biri olarak Yunus Emre’yi tanımadan, Anadolu’da yaşayarak, batının sığ sularında yüzmeye kalkışanlar, boğulmaya mahkûmdur!
Anadolu demişken  
Sosyetik camiadan biri, şöyle bir açıklama yapmıştı bir ara: “Dostluğumuz devam edecek Sonuçta biz medeni insanlarız Anadolu’da yaşamıyoruz ” Bunların idrakindeki medeniliğin ölçüsü merak konusu sahiden  Yunus Emre vahşi, sosyetik güzelin sevgilisi medeni, öyle mi? Anadolu’da yaşamak, çağdışı olanlara mahsus herhalde  Bir vahşilik alâmeti!
Elbette yaşadığımız, yaşamaya çalıştığımız, yaşatmaya çalıştığımız toprakları sevmek mecburiyetinde değil herkes Mesele bu değil  Mesele zihniyetleri!
Biz vahşi Türklerin Anadolu’ya geliş bahsine dair, buraya dikkat: Türkler (1071-  ) Ne yapalım, medeni olamasak da, parantez içindeki boşluğun dolmaması için mücadele ediyoruz aslında
AFŞİN SELİM
|
|
|