Şengül Şirin
|
Osman Gazi'nin bağımsızlık kazanması
OSMAN GAZI'NIN BAGIMSIZLIK KAZANMASI
699 (1299) yili gerek Osman Gazi, gerekse genç ve yeni devlet için birçok bakimdan önemli bir yil olmustu Fetihler ve meydana gelen bazi olaylar, Osman Bey'in önemli kararlar almasini gerektiriyordu Bu bakimdan tarihler onun bu yilda bagimsizligini ilân ettigini ve artik "Han" olarak halki etrafina toplayip devlet müesseselerini islettigini anlatirlar
Osman Bey'in, yürüttügü gaza hareketlerinde büyük basarilar elde etmesi, Anadolu'nun diger bölgelerindeki gazilerin de gelip etrafinda toplanmalarina sebep olmustu Selçuklu Sultani'nin ugradigi agir muamele karsisinda Selçuklu emir ve askerleri dagilip baska yerlere gitmek zorunda kalmislardi Bunlardan büyük bir kismi ve bilhassa kiliç erleri, Bizans'a karsi cihad ve gaza isi ile mesgul olup onlara galebe çalan Osman Bey'in bulundugu yere yönelerek onun yanina geldiler
Ayrica Selçuklu ve Beyliklerin topraklarinda göçebe bir hayat yasayip Mogollara tabi olmak istemeyen Türkmen asiretleri de beyleri ile birlikte Osman Bey'in ülkesinde yasamaya ragbet ediyorlardi Beri taraftan Selçuklu devletinin ugradigi zaaftan dolayi bulunduklari yeri ve hizmetleri terk ederek bassiz kalan bir kisim Selçuklu ümerasi da kendilerine bir bas ve siginilacak bir yer ariyorlardi Bunun için de en müsait yer, Osman Bey'in topraklan idi Böylece buralarda hizmet ve is imkâni da bulacaklardi Bu sebeple onlar da Osman Bey'in çevresinde yavas yavas toplanmaya basladilar Böylece hududlardaki Türkmenler ile Mogollardan kaçip Uc'a gelen Türkler, Osman Bey'in mintikasina gelerek onun daha da kuvvetlenmesine yardimci olmuslardi
Selçuklu Devleti'nin hududlarinda ortaya çikan Uc beylikleri ve bilhassa garptakiler, Mogol (Ilhanli) Devleti'nin istilasina maruz kalmaktan endise ediyor ve Sultan'in esir olarak Iran'a götürülmesinden sonra Selçuklu Devleti'nin artik sona erdigine kani bulunuyorlardi Osman Bey'in reislik yaptigi asiret ve oymaklar, bu durum karsisinda hükümdarligin mesru olarak Kayi Han evladina düsecegini, bu sebeple Osman Gazi'nin emâret ve riyasete (emirlik ve reislik) getirilmeye hak kazandigini söylüyorlardi Nihayet oymak beyleri, Türkmen kabilelerinin reisleri ve Selçuklu Devleti bölgesinden gelen muhacirler (göçmen) toplanip:
"Mogol istilasi Selçuklu memleketlerinde karar kilmis ve devam etmektedir Artik Selçuklu devleti münkarizdir Düsmanlari kuvvetlidir Hâlen Selçuklu Sultanlarindan hiç birisi Ilhanli Devleti'nin elinden mülkü geri almaga gelmedi Buna muktedir degillerdir Bu uc memleketlerin korunmasi ve himayesi ise kuvvet, kudret, iktidar ve liyakat sahibi bir sultanin istiklâl ile hareket etmesini zaruri kiliyor, böylece düsmanlarin ve zalimlerin bu taraflara müdahalesi önlenebilir Türkmen boy ve kavimleri arasinda haseb ve neseb, iyi ahlâk, secaat ve semahat ile buna layik olan Osman Bey'dir O, hem Kayilardan semahat ile buna layik olan Osman Bey'dir O, hem Kayilardandir, hem de dindar ve müslümandir" deyip onu basa geçirdiler Osman Bey de bu umumi arzuya uydu ve karari kabul etti
Ona baglilik merasimi Oguz han töresine göre yapildi Herkes Osman Bey'in önünde diz çöktü Bu ona itaatin bir delili idi Iste Osmanli Devleti'nin istiklâli bu hadise ile (1299) basladi Bu merasim ile Osman Bey, fiilen ve hukuken devlet reisi olarak padisah olmustu Bu durum her tarafa da böylece bildirilmisti
Osman Bey, istiklâlini ilandan sonra büyük bir dikkatle Mogollarin hareketlerini gözetlemeye basladi Kendisi de dahil olmak üzere müstakil veya yari müstakil uc beyleri, bagli bulunduklari Selçuklu Sultanligi'nin hayatina son veren Ilhanli Devleti tarafindan kendileri hakkinda nasil bir hareket takib edilecegini beklemeye basladilar Bununla beraber bu zaman zarfinda Osman Gazi'nin, bu yeni devletinin dinî, hukukî, sosyal ekonomik vs gibi müesseselerini tanzim etmesi ve bunun için gerekli tedbirleri almasi tabiî idi Âsikpasazâde bu konuda söyle der:
"Karacahisar'i alinca sehrin evleri bos kaldi Germiyan vilayetinden ve baska yerlerden bir hayli adamlar geldi Osman Gazi'den evler istediler Osman Gazi de verdi Kisa bir zaman içinde mamur oldu Birçok kiliseyi de mescid yaptilar Pazar da kurdular Halk toplanip "Cuma namazi kilalim ve bir kadi isteyelim" dedi Dursun Fakih denilen aziz bir kisi vardi O, halka imamlik ederdi Durumlarini ona söylediler O da gelip Osman Gazi'nin kayinatasi Edebali'ya söyledi Daha söz bitmeden Osman Gazi geldi Sorup muradlarini ögrendi "Size ne lazimsa onu yapin" dedi
Dursun Fakih "Hanim! Sultan'dan izin gerektir" der Osman Gazi: "Bu sehri kendi kilicimla aldim Bunda Sultan'in ne dahli var ki ondan izin alayim? Ona sultanlik veren Allah, bana da hanlik verdi Eger minneti su sancak ise ben kendim dahi sancak kaldirip kâfirlerle ugrastim Eger o, ben Selçuk hanedanindanim derse ben de Gök Alp neslindenim Eger bu vilayete (ülkeye) ben onlardan önce geldim derse, Süleymansah dedem de ondan evvel geldi "
Halk razi oldu kadiligi ve hatipligi Dursun Fakih'e verdi Cuma hutbesi ilk önce Karacahisar'da okundu Bunun tarihi hicretin 699 (1300)'unda vaki oldu
Nesrî, Osman Gazi'nin istiklâli ve Selçuklu Sultani Alaeddin'den kendisine gönderilen hükümranlik nisaneleri hakkinda söyle der:
"Hülasa Osman'a davul ve bayrak gelince, o da ganimet malindan 1/5 (beste bir)'ini ayirarak hadsiz (hesapsiz) hediyeler ve nihayetsiz armaganlarla (birlikte) Konya'ya giderek, bu sultan U Alaeddin'le bulusmak, rizasini alarak veliahdi olmak amacini güttü Zira, bu Feramürz oglu Alaeddin Keykûbad'in oglu yoktu O, Osman'i hemen (hemen) oglu yerinde görerek (ona) davul, bayrak (alem) ve kiliç göndermisti
Osman Gazi de Sultan Alaeddin zamaninda her ne kadar bir nevi istiklâl bulmussa da lakin edebe riayet ederek, hutbeyi ve sikkeyi yine sultan adina kilmisti
Sultan Osman, nezdine gitmek hazirliklarini yaptigi sirada, Sultan Alaeddin'in öteki dünyaya intikal ettigi (öldügü), oglu kalmadigi için yerine veziri Sâhib'in geçtigi haberi geldi Osman bunu isitince "hüküm yüce ve ulu Allah'indir" diyerek derhal buyurdu: Dursun Fakih'i Karacahisar'a hem kadi hem de hatip yaptilar Zira bu Dursun Fakih bir aziz kisi idi Halka imamlik ederdi Edebali ile de tanisikligi vardi
Karacahisar'a da Germiyan'dan ve baska yerlerden hayli Müslümanlar gelmis, senlenmisti Osman Gazi adina okunan ilk hutbe, Karacahisar'da okundu Bazilari, "Sultan Alaeddin"den davul ve bayrak gelmesi, Bilecik'in feth edilmesinden nice yillar öncedir Karacahisar alindigi vakit, Akdemirle gönderdi" dediler
Daha önce de temas edildigi gibi Osman Gazi, Selçuklu sultanina bagli kalmis, onun gönderdigi hükümranlik nisânelerini almakla birlikte ona karsi saygisizlik mânâsina gelebilecek bir harekete tevessül etmekten kaçinmisti Hatta, elde ettigi ganimetlerin beste birini ona göndermekle, onu devletin yegane reisi olarak tanidigini ve Islâm hukuk anlayisina göre "Beytü'l-mal" hakki olan bu miktarin, yerine sarf edilmek üzere onun hazinesine göndermisti Gerçekten, Feridun Bey'in Münseâtinda da belirtildigi gibi Selçuklu Sultani Alaeddin b Feramürz'dan mensurla birlikte kendisine gönderilen davul, sancak, kiliç gibi hükümranlik alhameti olarak kabul edilen bu esyanin gönderilme tarihi hicretin 688 (M 1289) senesidir
Osman Gazi, bagimsizligini (istiklalini) ilân edip kendisi adina hüküm verecek olan kadi ve yine kendi adina hutbe okuyacak hatib tayin ettikten sonra, devlet olmanin gerektirecegi yeni kanun, nizam ve sistemleri yürürlüge koyup yerlestirmek zorunda idi Bütün bunlarin yapilmasinda çevresindeki arkadaslarinin görüslerinden de istifade ediyordu Nitekim Osmanli döneminin ilk vergisi diye kabul edebilecegimiz bâc ile ilgili kanunu yürürlüge koyarken sadece kendi çevresinin degil, baska beyliklerin vatandaslarindan olan insanlarin fikir ve uygulamasini da dikkate almisti
Keza onun hükümranliginin taninmasi da bu sekilde olmustu Bu konuda en eski kaynaklardan biri olan Âsikpasazâde söyle der:
"Kadi ve Sübasi konuldu Halk kanun ister oldu Germiyan'dan birisi geldi "Bu pazarin bâcini (vergisini) bana satin" dedi Halk, "Han'a git" diye cevap verdi O kisi hana varip sözünü söyledi Osman Gazi sordu: "Bâc nedir?" Adam dedi ki: "Pazara ne gelse ben ondan para alirim " Osman Gazi: "Senin bu pazara gelenlerde alacagin mi var ki akça istersin?" dedi
O adam: "Hânim! Bu töredir Bütün vilayetlerde vardir ki padisah olanlar alir" dedi Osman Gazi: "Tanri mi buyurdu yoksa beyler kendileri mi yapti?" diye sordu O adam: "Töredir hânim, ezelden kalmistir " dedi Osman gazi çok kizdi: "Bir kisinin kazandigi, baskasinin olur mu? Onun mülkünde (malinda) benim ne dahlim var ki ondan akça alayim Bre kisi, var git artik bana bu sözü söyleme Sana ziyanim dokunur " dedi
Bunun üzerine halk dedi ki: "Hânim! Bu, pazar beylerine âdettir ki, bir nesnecik vereler " Osman Gazi: "Mâdem ki siz öyle diyorsunuz öyleyse pazara bir yük getirip satan herkes iki akça versin Satamayan ise bir sey vermesin Kim bu kanunu bozarsa Allah onun dinini de dünyasini da bozsun" dedi
Görüldügü gibi dönemin ekonomik ve sosyal sartlarina göre devlet ile idare için önemli bir gelir kaynagi olan ve "Bâc-i bazar" denilen vergi, bir Germiyanli'nin teklifi üzerine kabul edilmistir
Bu teklifin kabulünde Osman Gazi'nin yakin arkadaslari da tesirli olmus görünmektedirler Osman Gazi'nin uygulamaya koydugu kanunlardan biri de daha önce temas edildigi gibi timarla ilgilidir Savasa istirak karsiligi (daha sonra genellikle eskinci timari) olarak verilen timarlarin sahipleri sefer aninda harbe gitmek zorunda idiler
Osman Gazi, biraz önce belirtilen kanunlari uygulamaya koyduktan sonra eskiden beri Oguzlarin âdeti üzere elde edilmis olan yerleri kardes, ogul ve silah arkadaslarina dirlik olarak verdi Bu cümleden olarak Karacahisar sancagi ki ona Inönü derler oglu Orhan Bey'e verdi Sübasiligini kardesi Gündüz'e verdi Yarhisar'i Hasan Alp'a verdi ki bu da yarar bir yoldasti ve kendileri ile birlikte gelmisti Inegöl mintikasini Turgut Alp'a verdi Simdi dahi o azizin adi anilir Inegöl yöresinde köyleri var ki ona "Turguteli" derler Kayin atasi Seyh Edebali'ya Bilecik ösür ve resimlerini (vergi) verdi Hanimini Bilecikte babasi ile birlikte birakti Kendisi Yenisehir'e giderek gazilere ev yapiverdi
Bu uygulama ile Seyh Edebali, hem beylik ailesine nezaret ediyor, hem de Bilecik kalesine hakim oluyordu
Hoca Saadeddin Efendi, Osman Gazi'nin dirlik olarak verdigi yerler hakkinda su bilgileri verir:
"Osman Gazi 701 (1301-1302) tarihinde hükmü altinda bulunan bel-delere keremli çocuklarini ve güzel yaradilisli beylerini tayin etti Sultanönü demekle meshur olan Karacahisar sancagini Orhan Gazi'ye verdi Eskisehir'i Gündüz Alp'a, Inönü kalesini Aygud Alp'a, Yarhisar'i Hasan Alp'a ve Inegöl'ü Turgud Alp'a verdi Ogullarindan yigit Alaeddin Pasa'yi keremli ve faziletli annesi ile birlikte Bilecik'te Seyh Edebali'nin yaninda biraktigi gibi, bu sehrin gelirini de seyhin harcamalarina ve çevresindeki fakirlerin ihtiyaçlarina sarf edilmek üzere ayirdi Devleti için Yenisehir'i merkez ve adaletin duragi edinerek askerlere konaklar yaptirip mescid ve hamamlar insa ettirmeye yöneldi "
Görüldügü gibi, Bilecik kalesini ailesinin ikamet mahalli olarak seçen Osman Gazi, Beyligini bes idare bölgesine ayirdi Bunlari, savaslarda yararliliklari görülenler ile güvendigi kimselere tevcih etti Bu arada Iznik üzerine yapilabilecek bir harekatin tertip ve tanziminde elverisli bir konumda bulunan Yenisehir'i de hükümet merkezi olarak seçti
Gaza faaliyetlerine devam edip ülkesini genisletmek isteyen Osman Gazi'nin akinlari, bir müddet sonra Köprühisar'a yöneltildi Köprühisar'in çevresi yagmalanmakla birlikte kale zapt edilemedi Içerdekiler mahsur kaldi Bu esnada (1302) söyle bir hadiseden bahsedilir: Osman Gazi, fethini lüzumlu gördügü Köprühisar üzerine hareket etme tesebbüsüne geçecegi ve bu hususta gaziler ile beylerin de ayni fikirde olmalarina ragmen amcasi Dündar Bey'in, seferin aleyhinde bulundugu görülür
Dündar Bey, Köprühisar'inin alinmasi bir taraftan Germiyanogullarinin, öbür taraftan da Rum tekfurlarinin düsmanligini celb edecegini söyler Bu görüsünde de israr edip harbe mani olmak ister Osman Bey, kuvvetleri arasinda bozgunluk ve tefrika çikarmaya sebep olacak bu hareket karsisinda, rivayete göre aniden sinirlenerek amcasini okla öldürür Nesri'nin bu kaydini mubalagali ve hatali bulanlar, Osman Gazi'nin ihtiyar amcasina karsi böyle bir hareketine mani bulunamayacagini ileri sürenler de vardir
Nihayet Osman Bey, Yenisehir ovasinda topladigi kuvvetlerini alarak Köprühisar'a gelir Halka sulh (harb etmeksizin, baris) yolu ile teslim olmasini teklif eder Bu teklifin kabul edilmemesi üzerine muhasara ve cenk baslar Osman Bey, fethi çabuklastirmak için askerlerine yagmaya müsaade ettigini bildirir Bunun üzerine yapilan kuvvetli bir hücumla kale feth olunur Çok siddetli bir çarpisma olmasina ragmen halkin hayatina dokunulmaz
Daha önce de Osman Bey'in bagimsizlik hareketinden bahs edilirken temas edildigi gibi bu esnada Ilhanli hükümdari Gazan Mahmud Han, Misir'daki Memlûk Devleti'ne karsi hareket ile Haleb'e gelmis, bilahare seferin ikmalini emîrlerinden Çoban Bey'e havale edip Tebriz'e dönmüstü
Fakat Anadolu beylerini de onun maiyetinde bulunmaya memur etmisti Ilhanli hükümdarindan gelen bu neviden emirlere itaat, kendi ülkelerinde yari müstakil ve civardaki Bizanslilar ile harp ve sulh etmek haklarina sahip Anadolu beyleri için bir vecibe kabul ediliyordu Osman Bey de Köprühisar fethinden döndügü zaman bu emri almisti Bunun üzerine oglu Savci Bey'i bir miktar askerle gönderdi ise de kisin siddetli ve yollarin kapali olmasindan dolayi bu askerî birlik geri döndü Böylece Ilhanli hükümdarinin emri de yerine getirilmis oldu
Osman Bey'in, Rum tekfurlarina karsi basari ile yürüttügü gaza harekati, Anadolu'daki diger gazilerin gelip etrafinda toplanmalarina sebep oldu Osman Gazi, 1303 senesinde Yenisehir'den Iznik üzerine hareket etti Yolu üzerindeki Marmara'ya gelince buranin tekfuru itaat edip el öptü Bunun üzerine Osman Gazi de kendisini yerinde birakti Halkin evlerine ve mallarina dokunulmadi
Bu savaslarin sonunda yurduna dönen Osman Gazi, dinlenmek üzere bir müddet bekledikten sonra Iznik üzerine yürümüstü Harekattan haberdar olan bazi köylerin halki, Iznik kalesine siginmisti Bir taraftan Iznik muhasara edilirken, diger taraftan da akincilar çevre köylere akinlarda bulunuyordu
Böylece gerek Iznik, gerekse çevresi sikistirilmis oluyordu Bununla beraber çok müstahkem ve muhafizlari da kalabalik olan bu mühim kalenin zapti pek kolay görünmüyordu Bunun için uzun bir müddet ugrasmak gerekiyordu Muhasaranin kaldirilmasina karar verilmekle beraber, Iznik'in devamli sekilde tazyik ve baski altinda tutulmasini temin maksadiyla güneyindeki dagin etegine bir kale insa olundu Içine levazim ve mühimmat konulan bu kalenin dizdarligi Taz Ali adinda gazi bir yigide havale edildi Burasi Iznik'in fethinden sonra yikilmis fakat harabesi XVI asra kadar ayakta kalmistir
Osman Bey, Iznik kusatmasindan döndükten sonra bir müddet hareketsiz kalir Bunun sebebini Gazan Mahmud Han'in yerine Ilhanli hükümdarligina geçen Olcaytu Muhammed Hudabende Han'in, Anadolu beylikleri hakkinda takib edecegi siyasetin gelismesinde aramak lazimdir Zira o dönemde, Karamanogullari beyligi Ilhanlilar tarafindan siddetle cezalandirilmisti Mamafih bu sükûnet hali, Bursa tekfurunun reisligi altinda bir ittifakin kuruldugunun duyulmasindan sonra bozulacakti
__________________
Arkadaşlar, efendiler ve ey millet, iyi biliniz ki, Türkiye Cumhuriyeti şeyhler, dervişler, müritler, meczuplar memleketi olamaz En doğru, en hakiki tarikat, medeniyet tarikatıdır
|