Şengül Şirin
|
Cevap : Ebru Sanatı Nedir?
Ebru, yoğunlaştırılmış su üzerine tezyini kâğıt ve resim yapma sanatıdır Geleneksel Türk Sanatlarındandır Ebru sözcüğüne köken olarak bulut anlamına gelen ve Farsça bir kelime olan "ebr" sözcüğü gösterilmektedir
Ebru sanatının ne zaman ve hangi ülkede ortaya çıktığı bilinmemekle beraber bu sanatın doğu ülkelerine özgü bir süsleme sanatı olduğu düşünülmektedir Bazı İran kaynaklarında Hindistan'da ortaya çıktığı yazılıdır Bazı kaynaklara göre de Türkistan'daki Buhara kentinde doğmuş ve İran yoluyla Osmanlılar'a geçmiştir Batıda ebru "Türk Kağıdı" olarak adlandırılmaktadır Koyulaştırıcı bir madde ile kıvamı arttırılmış suyun üzerine, içine öd katılmış, suda erimeyen boyaların serpilmesi ve su yüzeyinde meydana gelen şekillerin bir kağıda geçirilmesi ile yapılır
Ebru malzemeleri
1-) Su 2-) toprak boya 3-) Öd 4-) Kitre yada deniz kadayıfı 5-) At kılı 6-) Gul dalı 7-)Tekne 8-) Ebru yapılması için özel karton
Su
Kitre ,deniz kadayıfı boy tohunu ve sahlep gibi suyun yoğunluğunu sağlayacak doğal maddeler ile karıştırılır Su kireçsiz ise dinlendirilmiş musluk suyu olabilir Eskiler yağmur suyu kullanırmış Tercihen saf su kullanılmalıdır
Toprak boya
Ebruda kullanılan boyalar eskiden doğada bulunan topraktan elde edilirmiş Bu toprak ezilir elekle elenir ve suda süzülerek kullanıma hazır hale getirilirmiş Günümüzde ezilmeye hazır halde yada ezilmiş boyalar kullanılmaktadır Toprak boyalar mermer ve destiseng denilen el taşı nın yardımıyla ezilerek macun kıvamına getirilerek kullanılır
Öd
Öd genellikle büyük baş hayvanların safrakesesinden elde edilir Safrakeseleri delinir ve içindeki öd süzülerek bir kapta toplanır,benmari usulü kaynar suda 20 dakika bekletilir Yüzeyde biriken köpük bir kaşık yardımıyla alınır Bu işlem kötü bir kokuya neden olduğu için açık havada yapılması önerilir Kalkan balığı ödü de kumlu-kıçıklı ebru yapımı için uygundur
Kitre
Ebru yapımında kullanılan suyun belli bir yoğunluğa sahip olması ve özel olarak hazırlanan boyayı üzerinde tutabilmesi gerekmektedir, her hangi bir suyla ebru yapılamaz Ebrunun suyuna bu özelliği veren maddenin ismi kitredir Kitre, Türkiye'nin güney ve güneydoğu bölgelerinde kırlarda yetişen yabani bir dikenin(geven) özsuyudur Köylüler kırlarda geven dikeninin gövdesine bıçakla çizik atar, birkaç gün beklerler Bitkinin özsuyu çizik bölgeden akar ve kurur Bir ağaç kabuğuna benzer görünüm alır Bu kabuklar tek tek toplanır Kabuk şeklinde olan kitre aktarlarda satılmaktadır Ebrunun suyu hazırlanırken saf suyun içine belli ölçülerde kitre konulur Su ağzı kapalı bir kapta bu şekilde bir süre bekletilir Belli zaman aralıklarıyla mıncıklanarak eriyen kitre özünün dağıtılması gerekir Suyun yeterli yoğunluğa ulaşmasından sonra, içinde kalan erimemiş kitre kalıntılarını ayırmak için, ebru suyu iyice süzülmelidir Kitre ebru yapımında kullanılan, suyun belli bir yoğunlukta olması için suya karıştırılan maddelerden biridir Ünlü Ebrucu Sacid Okyay ebru yapımında en iyi sonucu salepin verdiğini ancak kitrenin daha ucuz olması sebebi ile kitre kullandığından bahseder
Deniz kadayıfı
Kitrenin hazır hale gelmesi 5-6 gün kadar gerektiği için deniz kadayıfı denilen deniz yosunu kullanılabilir Hazır toz halde satılır 50 gr toza 5 lt saf su ilave edilerek topaklanma olmamasına dikkat edilerek el ile karıştırılarak 15-20 dk arasında ezilir Mikser yada blender kullanıldığı zaman köpük oluşmaktadır Bu yüzden kesinlikle tercih edilmemelidir Bir saat içindeki hava kabarcıkları yüzeye çıkıp patlıyana kadar beklenir Sonra kullanıma hazırdır
At kılı
Fırça yapımında kullanılan atkılları tercihen yaşlı atların yelelerinden yada kuyruklarından elde edilir At kılı tercih edilmesinin nedenleri gözenekleri nedeniyle boyaların fırçadan bir vuruşta dökülmemesidir Böylece tüm yüzeye eşit büyüklükte ve miktarda boya dökülebilir
= Gül dalı
Fırçada gül dalı kullanılması:gül dalının esnek olması , kolay küf tutmaması nedeniyledir Eski ustalardan Necmettin OKYAY'ın çok özel ve ödüllü güller yetiştirmesi ve bu güllerin dallarını kullanması ,öğrencilerinin de bu yönde geleneği sürdürmesi
Tarihçe
Ebru sanatının hangi tarih ve zamanda ulaşıldığı belli değildir Ortaya çıkış yeri ve tarihine ilişkin kesin bir delil bulunmamaktadır Ancak, köklerinin 9 ve 10 yüzyıla kadar uzandığı varsayılmaktadır Bilinen o ki, bu sanat, kağıdın tarih sahnesine girmesiyle gelişmiştir Çin'de liu-şa-cien (, XII asırdan itibaren Japonya'da suminagaşi ( ve beninagaşi ( isimleriyle sulu vasatta yapılan bir takım çalışmaların mevcudiyeti, daha sonraki asırlarda Çağatay Türkçesi'yle ebre (ابره) adını alarak Türkistan'da ortaya çıkan bu sanatın tarihi gelişimi hakkında, müphem de olsa bir fikir vermektedir
Türkistan'dan en geç XVI asır başlarında İpekyolu'nu takiben İran'a geçişinde ebri (ابری) olarak isimlendirilen bu sanat, görünüşüyle gerçekten bulut kümelerine benzer şekiller taşıdığından, buluta nisbet ifade eden bu Farsça ismi doğrulamaktadır Osmanlı ülkesinde de revaç bulan aynı isim, telaffuz zorluğundan son yüzyılda Türkçe'de ebru'ya dönüşmüştür Galat olmakla beraber, kaş gibi şekiller de ihtiva ettiğinden, bu sanata ebru denilmesi bir çelişki sayılmamalıdır; çünkü ebru kelimesi Farsça'da kaş manasına gelmektedir XVI asır ortalarında Mir Muhammed Tahir (میر محمد طاهر) tarafından Hindistan'da yapılmaya başlandığı rivayet olunan ebruculuk, buradan İran'a ve sonra da İstanbul'a kadar yayılmıştır
Aynı yüzyılın sonlarında, İstanbul'dan Avrupalı seyyahlar tarafından kendi memleketlerine götürülen ebru kağıtları önce Almanya'da, sonra da Fransa ve İtalya'da mermer kağıdı veya Türk mermer kağıdı, hatta sadece Türk kağıdı adıyla tanınıp benimsenmiş ve oralarda da yapılmaya başlanmıştır Zaman içinde İngiltere ve Amerika'ya da yayılan ebru kağıdı, her ülkenin sanat anlayışına göre bir başkalık gösterir Bunda, kullanılan değişik malzemenin de rolü olmalıdır Belgelenen en eski ebru örneği 16 yüzyıla aittir Kağıdın süslenmesinde, kıt'a ve levhaların iç ve dış pervazlarında, yazma ciltlerinde yan kağıdı olarak sıkça kullanılmıştır (Derman، M Uğur Osmanlı Ansiklopedisi C 11,s 189)
Ebru hakkında Türkçe kaleme alınmış bilinen en eski eser, 1615’ten sonra yazılan "Tertib-i Risâle-i Ebrî" (ترطيبِ رسالهِ ابری) adlı yazma kitapçıktır Günümüzde bilinen ebru tarzındaki eserler ilk kez Orta Asya - Osmanlı coğrafyasında ortaya çıkmıştır Ebrunun tarihi ile ilgili olarak sayın Uğur Derman (Türk Santında Ebrû), tarihi kestirilebilen en eski ebru olarak, üzerinde Mâlikî Deylemî’ye ait bir kıt’anın bulunduğu ve Gürcistan’da yazılmış olan 1554 tarihli bir ebruyu gösterir Bu ebrunun, hafif ebru olarak yapılmış olması ve hafif ebrunun ancak belli bir ustalaşmadan sonra yapılabildiği gözönüne alınacak olursa, ebrunun orijinin çok daha eskilere dayandığı düşünülmektedir
Osmanlı döneminde başlıbaşına bir sanat ve iş kolu olan ebruculuk, 20 yüzyıl başlarına gelindiğinde unutulma noktasına gelmiştir Bu sanatın tekrar hayat kazanması, ebru sanatına 'çiçekli ebru'yu geliştiren büyük sanatçı Necmeddin Okyay sayesinde olmuştur Okyay'dan sonraki büyük merhale Mustafa Düzgünman'dır
__________________
Arkadaşlar, efendiler ve ey millet, iyi biliniz ki, Türkiye Cumhuriyeti şeyhler, dervişler, müritler, meczuplar memleketi olamaz En doğru, en hakiki tarikat, medeniyet tarikatıdır
|