09-01-2009
|
#2
|
Şengül Şirin
|
Cevap : Behçet Necatigil
Behçet Necatigil (19161979) Türk şiirinde kendine özgü bir yeri olan Behçet Necatigil İstanbul'da doğdu Yüksek Öğretmen Okulu öğrencisi olarak İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Türk Dili ve Edebiyatı Bölümü'nü bitirdi Kars, Zonguldak, Kabataş liselerinde, İstanbul Eğitim Enstitüsü'nde, Yıldız Teknik Okulu'nda edebiyat öğretmenliği yaptı 1972'de emekliye ayrıldı ve İstanbul'da öldü 1980'de ailesi tarafından adına bir şiir ödülü konuldu
Necatigil, ilk şiirini yayımladığı 1935'ten başlayarak aralıksız süren şiir yaşamı boyunca, sözcükleri seçerek kullandı; az sözcükle çok şey anlatmak ilkesiyle sıkı dokulu bir şiir anlayışını benimsedi Şiirlerinde, büyük kentlerde yaşamın ağır koşulları altında ezilen, geçim sıkıntısıyla kuşatılmış orta sınıf insanlarını ele aldı Bu insanları sıkıntıları, acıları, öz lemleriyle hem iç, hem dış dünyalarıyla yansıttı Kalabalıktan kaçan, ürkek, çekingen kişinin duyarlılığını şiirleştirirken kendi yaşamından kaynaklanan deneyimlerinden de yararlandı Evleri, dış dünyanın baskısı altında bunalan insanın sığınabileceği tek yer olarak çeşitli yönleriyle betimledi Toplumun dar gelirli insanlarının sığındığı park, çay bahçesi gibi ortamları buruk ve hüzünlü bir hava içinde canlandırdı Şiddetten, sahtelikten, toplumsal ilişkilerin çirkinleşmesinden duyduğu öfkenin yanı sıra hoşgörülü kişilere özgü bağışlayıcılığı ve insan sevgisiyle, şiirine ulaşılması güç bir derinlik kazandırdı
Necatigil'in Kapalı Çarşı (1945), Çevre (1951), Evler (1953), Eski Toprak (1956) kitaplarında topladığı ilk dönem şiirleri, öyküleme öğelerinin bir başka deyişle belirli bir öyküyü anlatma eğiliminin ağır bastığı, çağrışımlar uyandırmayan ürünlerdi Daha sonra öykülemeyi azaltıp, bir duyarlılığı sezdirmeyi amaçlayan daha kapalı bir şiire, yeni biçim arayışlarına yöneldi Soyutlama ve biçime sığınma eğiliminin en uç noktaya ulaştığı Kareler Aklar'da (1975) bile bir içerik şairi olma özelliğini korudu Giderek sözcükleri daha tutumlu kullanma ustalığından kaynaklanan kendine özgü tutuk söyleyişiyle tedirginliklerini, sıkıntılarını, korkularını, öfkelerini yansıttı
Necatigil, şiirlerinin yanı sıra Yıldızlara Bakmak (1965), Gece Aşevi (1967) gibi radyo oyunları ile Ebediyatımızda İsimler Sözlüğü (1960) ve Edebiyatımızda Eserler Sözlüğü (1971) adlı başvuru kitapları yazdı Edebiyatla ilgili yazılarını Bile/Yazdı (1979) adlı kitabında topladı
__________________
Arkadaşlar, efendiler ve ey millet, iyi biliniz ki, Türkiye Cumhuriyeti şeyhler, dervişler, müritler, meczuplar memleketi olamaz En doğru, en hakiki tarikat, medeniyet tarikatıdır
|
|
|