Yalnız Mesajı Göster

Cevap : Karagöz Oyununun Tarihi..

Eski 08-10-2009   #2
Şengül Şirin
Varsayılan

Cevap : Karagöz Oyununun Tarihi..





Karagöz oyunu, geleneksel Türk gölge oyununun en çok bilinenidir Eskiden hayal oyunu da denen Karagöz oyununun başka adları da vardır
Karagöz oyununun kökenine ilişkin araştırmalar bugün de sürmektedir Ama kesin olarak bilinen 16 yüzyılda Mısır'dan Anadolu'ya geçtiği ve 17 yüzyılda da Karagöz oyunu adını aldığıdır Bununla birlikte Karagöz oynatanlar arasında yaygın olan ve birçok Karagöz oyununda da çeşitli yönleriyle sık sık anılan iki ayrı söylenti oyunun kökenini Anadolu olarak açıklar



Bunlardan birincisine göre oyunun iki temel tipi olan Karagöz ile Hacivat gerçek kişilerdir ve Orhan Gazi döneminde (132661) yaşamışlardır Bursa'daki bir cami yapımında çalışırlarken konuşmalarıyla herkesi o kadar güldürürlermiş ki, bu yüzden caminin yapımı bir türlü bitmezmiş Durumu öğrenen Orhan Gazi de her ikisini öldürtmüş Sonradan bu hareketinden ötürü çok pişmanlık duymuş ve onları tanıyan Şeyh Küşteri adlı kişiden öykülerini dinlemek istemiş Bunun üzerine Şeyh Küşteri de deriden birer tasvirlerini yaparak konuşmalarını hareketleriyle bir perde arkasından yansıtmış Sonraları yeni konuşmalar, yeni tipler eklenerek yaygınlık kazanan bu oyun en güldürücü tip olan Karagöz'ün adıyla anılır olmuş

İkinci söylenti Karagöz oyununun ortaya çıkışını daha eskiye götürür Buna göre Karagöz ile Hacivat Anadolu Selçukluları döneminde (10751318) yaşamışlardır Karagöz İstanbul tekfurunun Çingene asıllı seyisidir ve adı Sofyozlu Karagöz Bali Çelebi'dir Hacivat ise Bursalı'dır ve Anadolu Selçuklu sultanının habercisidir; adı da Hacı İvaz'dır Bunlar her yıl birkaç kez görevli olarak gelip giderken yolda karşılaşırlar, konuşmalarıyla etraftaki

leri güldürürlermiş Hacı İvaz bir Mekke yolculuğu sırasında öldürülünce bu söyleşilerden yoksun kalan dostları onun anısını yaşatmak için bir tasvir yapıp perdede canlandırmışlar ve böylece Karagöz oyunu doğmuş Bu söylentilerden birincisi çok daha yaygındır Bursa'da Karagöz'ün mezarı olarak bilinen yere sonraları bir KaragözHacivat anıtı yapılmıştır

Karagöz oyunu ortalama 1x1,20 metre boyutlarında beyaz bir perde arkasından oynatılır Yarı saydamlaştınhp boyanmış 3540 cm boyutundaki tasvirler oynatıcının elindeki sopalara takılıp perdeye değdirilerek konuşmalara göre hareket ettirilir Tasvirler tiplerin özelliklerine göre kol, bacak, baş, diz gibi eklem yerleri oynak olarak yapılır Perde arkada yakılan bir ışıkla aydınlatılır "Hayali" adı verilen Karagöz oynatıcısının tasvirleri hazırlayan kalabalık sahnelerde göstermelikleri tutan "yardak" denen bir de yardımcısı vardır

Karagöz oyununun asıl tipleri Karagöz ile Hacivat'tır; en çok perdede gözükeni ise Karagöz'dür Öbür tipler genellikle Karagöz'le bazen de Hacivat'la konuşmak için perdeye gelirler ve çoğunlukla konuşmaları bittikten sonra bir daha görünmezler Öbür tipler mesleklerine göre Anadolu ve Rumeli' nin çeşitli bölgelerini, giyimleri ve İstanbul ağzından farklı konuşmalarıyla temsil ederler Rum, Ermeni, Yahudi gibi yerli azınlıklarla Frenk gibi tipler de oyunlarda yer alır Bunların dışında birçok oyunun sonunda ortaya çıkan sarhoş (Tuzsuz Deli Bekir, Bekri Mustafa, Matiz, Efe gibi adlarla) ile Tiryaki, Beberuhi, kekeme, deli, aptal gibi hastalıklı tipler hemen her oyunda vardır Kadın tipler zenne, köçek ve Arap bacıdır Bazı oyunlarda cin, cadı gibi doğaüstü yaratıklar, çeşitli hayvanlar, araba, sandal, gemi gibi binek araçları, ev, bahçe, meyhane, dükkân gibi göstermelik denen tasvirler de bulunur

Halk edebiyatından kaynaklanan Ferhad ile Şirin, Tahir ile Zühre gibi oyunlarda oyunun bu baş kahramanları da perdede gösterilir
Bir Karagöz oyunu mukaddime (giriş), muhavere (karşılıklı konuşma), fasıl ve bitiş olarak anılan dört bölümden oluşur Oyun başlamadan önce perdede gemi, ağaç, çiçek gibi bir göstermelik vardır Oyunun başlayışı nareke denen basit bir üflemeli çalgının eşliğinde bu göstermeliğin kaldırılışıyla belli edilir Ardından perdeye şarkı söyleyerek Hacivat gelir

Şarkının bitiminde sözlü olarak bir perde gazeli okur ve dua eder Sonra Karagöz'ü perdeye getirmek için türlü sözler söyler, şarkılar mırıldanır Bu patırtıya kızan Karagöz, sağ üst köşeden başını uzatarak birkaç kez Hacivat'ı uyarır Sonuç alamayınca aniden Hacivat'ın üstüne atlayarak kavgaya girişir Hacivat'ın kaçmasıyla kavga biter, Karagöz onun ardından ileri geri bazı sözler söyler Bir süre sonra Hacivat'ın yeniden perdeye gelmesiyle muhavere bölümü başlar

Muhavere çoğunlukla asıl oyunla yani fasıl bölümüyle bağı olmayan, Karagöz'ün Hacivat'ın sözlerini yanlış anlamasına dayanan güldürücü konuşmaların yer aldığı bir bölümdür ve seyirciyi gösteriye ısındırmayı amaçlar Karagöz ile Hacivat'ın karşılıklı olarak perdeden çekilmeleriyle son bulan muhavere bölümünün ardından fasıl başlar Fasılda oyunda yer alan tipler teker teker Karagöz'ün karşısına gelir ve ağız farklılığı, kültür farklılığı gibi nedenlerle ortaya güldürücü konuşmalar çıkar Zaman zaman Hacivat da perdeye gelir ve olaylara karışır İyice düğümlenen olaylar genellikle sarhoş tipinin ortaya çıkıp herkesi korkutması ve düğümü kendince çözmesiyle son bulur




Bitiş bölümü Karagöz oyununun en kısa bölümüdür ve perdede yalnızca Karagöz ile Hacivat vardır Gene karşılıklı atışmalar başlar ve Karagöz Hacivat'a saldırır Hacivat da "yıktın perdeyi eyledin viran, varayım sahibine haber vereyim heman" sözlerini söyleyerek perdeyi terk eder Oyun Karagöz'ün "her ne kadar sürçi lisan ettikse affola" diyerek izleyicilerden özür dilemesi ve gelecek oyunu bildirmesiyle son bulur


Karagöz oyunları kârı kadim (eskiden beri bilinen) ve nevicad (sonradan çıkmış) olarak ikiye ayrılır Bugüne kadar saptanan 39 oyunun 28'i kârı kadim, ll'i de nevicad'dır Bu sayıya Cumhuriyet döneminde yazılmış oyun metinleri dahil değildir Karagöz, tiyatro, sinema gibi modern gösteri sanatlarının bulunmadığı bir ortamda kukla, meddah, ortaoyunu gibi öbür geleneksel gösteri sanatlarıyla birlikte canlı biçimde yaşamıştır (bak MEDDAH; Ortaoyunu) Ama oyun konularının sınırlılığı, daha çok da tekniğinin yetersizliği yüzünden çağdaş gösteri sanatlarıyla baş edememiştir Günümüzde bazı kurumların önderliğiyle geleneksel biçimiyle tanıtılmaya ve öğretilmeye çalışılmaktadır

__________________
Arkadaşlar, efendiler ve ey millet, iyi biliniz ki, Türkiye Cumhuriyeti şeyhler, dervişler, müritler, meczuplar memleketi olamaz En doğru, en hakiki tarikat, medeniyet tarikatıdır
Alıntı Yaparak Cevapla