Şengül Şirin
|
Cevap : Sovyet Sosyalist Cumhuriyet Birliği (SSCB)
Tarihte Büyük Petro olarak bilinen ve 1682-1725 arasında ülkeyi yöneten I Petro, Rusya'yı her alanda Avrupa ile eşit düzeye getirmek için çalıştı Rusya'yı Avrupa'da güçlü bir devlet konumuna yükselten I Petro, imparatorluğun gelişmesi için uğraştı İsveç Kralı XII Karl'ı II Kuzey Savaşı denen uzun süren bir mücadele sonunda yenilgiye uğratarak Baltık bölgesinin doğusunu alması Rusya'nın gücünü artırdı St Petersburg'da (bugün Leningrad) yeni bir başkent kurdu Orduyu ve donanmayı güçlendirdi Ülke sanayisini geliştirmek ve halkı eğitmek amacıyla Batı Avrupa'dan mühendis ve teknisyenler getirdi Devlet yönetiminde de önemli reformlar yaptı ve kiliseyi çarlığın yönetimine soktu Madencilik, silah, gemi yapımı ve öbür sanayileri destekleyen Petro, dış ticareti geliştirmek için de uğraştı Petro döneminde devlet eğitim alanına da girdi Batıdan örnek alınan birçok kurum bu dönemde Rusya'nın kültür yaşamında önemli gelişmelere yol açtı Temeli Petro döneminde atılan Bilimler ve Sanatlar Akademisi (bugün SSCB Bilimler Akademisi) bu gelişmelerde öncü rol oynadı Rusya'da olağanüstü değişiklikler gerçekleştiren Petro, uzun süren yönetimi sırasında, acımasız tutumuyla birçok insanın yaşamını yitirmesine de neden oldu Halkın önemli bir kesimini oluşturan toprağa bağlı sertlerin durumu daha da kötüleşti Toprak sahiplerinin sertler üzerindeki haklarını genişleten Petro, vergi düzeninde yaptığı değişikliklerle sertlik sisteminin koşullarını daha da ağırlaştırdı (bak PETRO I) Rusya'nın önemli yöneticilerinden biri de 1762-96 arasında hüküm süren ve Büyük Katerina olarak bilinen Çariçe II Katerina'dır Bir Alman prensesi olan Katerina Rus tahtına evlilik yoluyla geçti
Katerina Polonya'dan aldığı topraklarla Rusya'yı daha da genişletti Osmanlılar'a karşı kazandığı zaferlerle Karadeniz'in kuzeyindeki topraklar bütünüyle Rusya'ya geçti 1783'te Kırım'ı alan Rusya, Balkanlar'da etkili olmaya başladı Fransız sanat ve kültürüne hayranlık duyan Katerina, Rusya'yı Avrupa ve Fransız etkisine biraz daha açtı, ama 1789 Fransız Devrimi'nin yeni düşüncelerinin Rusya'ya girmesi için herhangi bir çaba göstermedi Tersine, hükümdarlık yetkilerini güçlendirerek, tüm yönetim kadrolarını kendi denetimine aldı (bak KATERİNA)
Katerina döneminde serflik kurumuna karşı giderek artan hoşnutsuzluk köylü ayaklanmalarına yol açtı Bunlardan en önemlisi, 1773'te Yemelyan İvanoviç Pugaçov önderliğinde sertliğe karşı başlatılan ayaklanmadır Ülkenin tüm doğu bölgelerini saran bu ayaklanma çarlık ordusunca bastırıldı, ama daha sonraki köylü ayaklanmalarına örnek oldu
I Aleksandr döneminde (1801-25) Napolyon Bonapart'ın orduları Rusya'yı işgal etti Moskova'yı ele geçiren Napolyon terk edilmiş bir kentle karşılaştı Fransızlar görüşme yapacak kimseyi bulamayınca, sert kış koşullarında açlıkla yüz yüze geldiler ve bozguna uğradılar Napolyon'un Moskova yenilgisi Ruslar'ın dünyadaki saygınlığını artıran önemli bir etken oldu (bak NAPOLYON SAVAŞLARI)
I Petro döneminde başlatılan eğitim atılımıyla okullaşma arttı, kültür düzeyi yükseldi Batıdan gelen yeni düşünce akımları Rusya' da, özellikle aydınlar arasında çarlık yönetimine ve serflik kurumuna karşı eleştirilerin doğmasına yol açtı
I Aleksandr tahta geçtiği zaman okullar ve üniversiteler açtı Toprağa bağlı serflerin öz-gürleştirilmesi için 1803'te çıkardığı yasa ise umulanı vermedi Bu yasadan yaklaşık 47 bin serf yararlanabildi Bu ise ülkede yaşayan serflerin ancak çok küçük bir bölümüydü
Rusya'da devrimci düşünceler giderek yayılıyor ve hoşnutsuzluk büyüyordu Reformların gerçekleştirilmesi için genellikle soylu aydınlardan oluşan gizli topluluklar kuruldu 1825'te I Nikolay tahta geçince, bu aydınlar tarihte Dekabrist Ayaklanması olarak bilinen bir ayaklanma başlattılar Çarlık güçleri bu başkaldırıyı bastırdı Önderlerinden beşi idam edildi, öbürleri hapse atıldı ya da Sibirya'ya sürüldü Ama özgürlükçü düşüncenin serpilip gelişmesinin önü alınamadı
Nikolay halk arasında giderek yaygınlaşan reform isteklerini dikkate almadı Tersine, yönetimi elinde tutabilmek için gittikçe sertleşti Bu dönemde Dekabristler'le çalıştığından ya da gizli örgüt üyesi olduğundan kuşku duyulanlar hemen Sibirya'ya sürüldü
I Nikolay dönemi Kırım Savaşı (1853-56) ile sona erdi (bak KIRIM SAVAŞI) Rusya'nın Kırım Savaşı'nda yenilmesi ülkedeki hoşnutsuzluğu artırdı Bu savaş Rusya'nın yetersiz gelişmesini ve modern teknikler karşısında geri kalmışlığını açıkça ortaya çıkardı
Rusya'nın yenilgisi bir dizi reformun yapılmasına yol açtı I Nikolay'dan sonra başa geçen II Aleksandr döneminde (1855-81) yaşama geçirilen bu reformlardan en önemlisi 1861'de serflerin özgürlüklerine kavuşturulmasıydı Ama bu reform oldukça gecikmişti ve sertler artık özgürlüklerinin yanı sıra toprak sahibi olmayı da istiyorlardı
Aleksandr ayrıca mahkemelerde de reform yaparak yargı sistemini modernleştirdi Seçimle işbaşına gelen yerel yönetim meclisleri oluşturdu Sanayinin gelişimini hızlandıracak girişimlerde bulundu Aleksandr döneminde Rusya'da üretim üç katına çıktı ve yeni demiryolları yapıldı
Bu reformlara karşın ülkede huzur sağlanamadı Köylüler bu kez de yaşamak için yeterli toprağa sahip olamadıklarından ayaklanıyorlardı Birçoğu kentlere göç ederek yeni açılan fabrikalara girdi Bu fabrikalarda çalışma koşulları çok kötü ve ücretler de çalışanların açlıktan ölmemesine yetecek kadardı Topraksız köylüler yaşamlarını sürdürebilmek için bu koşullarda çalışmak zorunda bırakıldılar Böylece hızla gelişen sanayi ve serflerin özgürleştirilmesi Rusya'da düzenden hoşnut olmayan işçi sınıfının doğmasına yol açtı Çarlık polisinin uyguladığı baskı ve yasaklara karşın, işçiler arasında gizli sendikal örgütlenmeler başladı ve grevler yaygınlaştı
Kentlerde yoksulluğun ve çarlık baskısının neden olduğu hoşnutsuzluk, Avrupa'dan gelen sosyalist düşüncelerle birleşince, devrimci hareketler gelişmeye başladı ve yeni siyasal örgütlenmeler ortaya çıktı (bak SOSYALİZM) 1870'lerde özellikle gençler arasında, köylüleri siyasal propaganda yaparak ayaklandırma girişimleri yaygınlık kazandı Narodnikler olarak adlandırılan bu örgütün eylemlerini, çarlık polisinin yaygın tutuklamaları ve sürgünler izledi Baskıların artmasıyla bu gizli örgütlerin bir bölümü bombalama ve suikast gibi şiddet eylemlerine yöneldi Bu sırada II Aleksandr 1881'de şiddet yanlısı bir örgütün bombalı saldırısı sonucu öldürüldü
Tahta geçen II Aleksandr, babasının halkın yönetimde bir ölçüde söz hakkı olmasını sağlayacak meşruti yönetime geçme taşanlarından tümüyle vazgeçti; çarların mutlak egemenlik yetkileri olduğunu ileri sürdü Son 80 yılda oldukça yerleşmiş ilerici düşünceleri kesinlikle onaylamayan III Aleksandr gerici bir siyaset izledi Kargaşa ve teröre son vermek için baskıcı önlemler aldı Kendisine karşı olan kişi ve gruplan susturdu Bu dönemde binlerce siyasal tutuklu Sibirya'ya sürüldü İlerici gruplara ve Yahudiler'e ağır baskılar uygulandı III Aleksandr dönemi (1881-94), bu baskıcı tutumuyla, Rusya'da devrim koşullarının olgunlaşmasını sağladı
1894'te tahta geçen Çar II Nikolay, yönetimin her kademesini titizlikle izleyen otoriter III Aleksandr'a göre daha yumuşaktı Hükümetin üzerindeki etkisi de zayıftı II Nikolay döneminde (1894-1917) Trans-Sibirya Demiryolu'nun açılmasıyla insanlar Sibirya'da yaşamaya özendirildi Büyük Okyanus kıyısında, günümüzde Çin sınırlan içinde bulunan Port Arthur (bugün Lüshun) ve Dairen limanları açıldı Rusya'nın Büyük Okyanus'a doğru yayılması Japonya ile çatışmasına yol açtı 1904-05 Rus-Japon Savaşı, Rusya'nın ağır yenilgisi ve donanmasının hemen tümüyle yok olmasıyla sonuçlandı

1904-05 Rus-Japon Savaşı sırasında Mançurya cephesinde bir Rus topçu bataryası
İki Devrim
Rus-Japon Savaşı halk tarafından başlangıçta da benimsenmemişti Bir de bu savaşın yitirilmesi ülkede durumun ne kadar kötüye gittiğini tüm açıklığı ile gösterdi Çar demokratik siyasal partilerin kurulması önerisini reddedince, toplumda huzursuzluk daha da arttı Birçok yerde bir dizi grev ve ayaklanma baş gösterdi
22 Ocak 1905 Pazar günü, sonradan çarlık polisinin bir ajanı olduğu ortaya çıkan papaz Gapon'un öncülüğündeki büyük bir işçi topluluğu isteklerini çara sunmak üzere ellerinde haçlarla, ilahiler söyleyerek Kışlık Saray'a doğru yürüdüler Polis yürüyüşü durdurmak için işçilerin üzerine ateş açtı 100'ün üzerinde göstericinin öldüğü bu olay tarihe "Kanlı Pazar'" olarak geçti Kanlı Pazar'ın ardından Rusya'da birçok kentte grevler, kırsal bölgelerde köylü ayaklanmaları ve askerler arasında isyanlar görüldü 1905 Devrimi olarak adlandırılan bu toplumsal hareketler Rusya'da meşruti monarşinin kurulmasında etkili oldu Bu başkaldırıların en ünlülerinden biri de Potemkin zırhlısında baş gösteren isyandır Bu isyan daha sonra Sergey Ayzenştayn'ın ünlü filmine de konu olmuştur
1905 Devrimi sonunda çarlık güçlerince bastırıldı, ama Çar II Nikolay, askeri diktatörlükle halka bazı haklar tanıyacak bir reform programı arasında bir seçim yapmak zorunda kaldı "Ekim Manifestosu" olarak bilinen yazılı bir metinle söz ve düşünce özgürlüğü, toplantı ve gösteri yürüyüşü yapma özgürlüğü gibi belirli bazı haklan tanıdığını açıkladı Ayrıca bu manifestoda, çarın yasa yapma yetkisini paylaşacak Duma adında bir meclisin kurulması da öngörülüyordu 1906'da seçilen ilk Duma'da sol muhalefet ve reform yanlıları çoğunluğu alınca, çarlık yönetimiyle çatışma kaçınılmaz oldu ve Duma iki ay içinde dağıtıldı II Duma da aynı biçimde, üç ay içinde dağıtıldı Çar ve bakanları Duma'nın seçimi ile ilgili kuralları değiştirerek ve yetkisini kısıtlayarak, etkin bir biçimde çalışmasını engellediler Daha sonra seçilen III ve IV Duma'lar çarlık yönetimini destekledi Gene de, Duma Rusya'da demokratik yönetime doğru atılmış bir adım oldu Tanınan haklar da siyasal partilere, sendika ve dernekler ile basına görece özgür bir ortam sağladı
1905-17 arası hoşnutsuzluğun sürdüğü yıllar oldu Devrim söylentileri yaygınlaştı Çarlık yönetiminin Rus olmayan halklara ve özellikle Yahudiler'e uyguladığı baskı yoğunlaştı Sanayide hızlı bir gelişmenin olduğu bu yıllarda Sibirya'da yerleşim yaygınlaştı Ama 1914'te başlayan I Dünya Savaşı çarlık yönetiminin çöküşünü hazırlayan temel nedenlerden biri oldu
Rusya I Dünya Savaşı'nda Almanya'ya karşı İtilaf Devletleri ile birleşti Donanım ve erzak eksikliği Rus ordusunun savaşta ağır yenilgiler almasına yol açtı Osmanlı ordusunun Almanya ve Avusturya yanında savaşa girmesiyle Kafkasya'da yeni bir cephe açmak zorunda kalan ve boğazların kapanmasıyla aldığı destek büyük ölçüde azalan Rusya, art arda yenilmeye başladı 1916'ya gelindiğinde ordunun insan kaybı 1 milyonu aşmıştı Kötü yönetimden büyük zarar gören ordunun savaşma gücü kalmamıştı Halk arasında savaşa karşı hoşnutsuzluk giderek arttı Askerler isyana ve birliklerini terk etmeye başladılar Petrograd'da (bugün Leningrad) ve Moskova'da çarlık yönetiminin önleyemediği grevler ve gösteriler hızla yayıldı Fabrikalarda işçiler, cephede askerler ve kırsal alanda köylüler sovyet adı verilen yerel örgütler kurdular ve örgütlendiler
Savaşın ve ekonominin kötü gidişi basında ve Duma'da yeni bir hükümet kurulması isteğinin gündeme gelmesine yol açtı Mart 1917'de Petrograd'da işçi ve askerlerin temsilcilerinden oluşan Sovyetlerin önderliğinde başlayan ayaklanma Moskova ve öbür kentlere de yayıldı Şubat Devrimi olarak adlandırılan bu devrimle çar tahttan çekildi ve yönetim kurulan Geçici Hükümet'in eline geçti
Askerlerinin desteğini yitiren çar 1918'de kurşuna dizildi Bu arada Rusya'da etkinlik gösteren sosyalistler çalışmalarını çeşitli örgütlerin içinde ayrı ayrı sürdürüyor, belirli olaylarda birlikte hareket ediyorlardı 1898'de işçi ve aydınlarca kurulan Rus Sosyal Demokrat İşçi Partisi 1912'de Bolşevikler (çoğunluk) ve Menşevikler (azınlık) olarak iki ayrı partiye bölünmüştü Bu iki parti ile öbür sosyalist parti ve gruplar Rusya'nın siyasal yaşamında giderek önemli bir yere sahip oldular Şubat Devrimi'nden sonra Rusya'nın hemen her önemli kent ve bölgesinde işçi, köylü ve askerler arasında giderek yaygınlaşan Sovyetlerin içinde güçlendiler
Bolşevikler'in önderi V İ Lenin, Şubat Devrimi'nin ardından Almanya'dan Rusya'ya döndü Savaşı sona erdirmeyen, işçi, köylü ve askerlerin istemlerini karşılayamayan Geçici Hükümet'e karşı halkın büyüyen hoşnutsuzluğunu da dikkate alarak, devrimin sürdürülmesini ve bütün iktidarın Sovyetlere geçmesini savundu Devrimin önderlerinden Lev Troçki ve bazı Menşevikler'i de yanlarına alan Bolşevikler, geniş bir propaganda çalışması başlattılar; Sovyetlerin içinde giderek güçlendiler; "Barış, Toprak ve Ekmek" sloganıyla geniş halk kesimlerini kendi yanlarına çektiler Bu arada başarısız bir sağ darbe girişimi, Sovyetlerin devrime sahip çıkması gerekliliğini ortaya çıkardı Eylül 1917'de Petrograd ve Moskova Sovyetleri seçimlerini kazanan Bolşevikler, Lenin'in önerisiyle 7-8 Kasım gecesi Geçici Hükümet'i devirerek yönetimi ellerine geçirdiler (bak EKİM DEVRİMİ; LENİN, VLADİMİR İLYÎÇ) Ardından toplanan kongrede tüm iktidar Sovyet Merkezi Yürütme Komitesi'ne bırakıldı Hükümet görevi de Lenin'in başkanı olduğu Halk Komiserleri Konseyi'ne verildi
Sovyet Devleti
Lenin, Rusya'da gerçekleştirilen sosyalist devrimin Avrupa'daki düzeni sarsacağını ve bir dizi devrimin ilki olduğunu düşünmüştü Oysa Avrupa'da beklenen sosyalist devrimler gerçekleşmedi ve Lenin tüm gücüyle, tam anlamıyla sanayileşmemiş bir ülkede sosyalizmi gerçekleştirmek için çalışmaya başladı Sıkı disiplinli Komünist Parti yönetimi, Çarlık Rusya'sının merkezi otoritesinin yerini aldı Bu yönetimin temel görevi, bir tarım ülkesi, dolayısıyla da oldukça yoksul bir ülke olan Rusya'yı modern ve sanayileşmiş bir güç yapmaktı
Komünist öğreti, 19 yüzyıl felsefe, ekonomi ve siyaset kuramcısı Karl Marx'in düşüncelerinden kaynaklanır Batı sanayi toplumlarını inceleyen Marx, bu toplum biçiminin yarattığı haksızlıklara karşı çıkarak kapitalizmin yıkılmasının kaçınılmaz olduğunu, yerine komünist sistemin kurulacağını savunmuştur Marksizm'in temel öğretilerinden biri de, bir ülkenin toprak, maden, fabrika ve banka gibi tüm zenginlik kaynaklarının halkın denetiminde kamu mülkiyetine geçmesi gerekliliğidir Böylece, herkes bu zenginliklerden adil biçimde yararlanabilecektir (bak KOMÜNİZM; MARX, KARL; SOSYALİZM)
Lenin, hem ülkeyi Marksizm'in ilkelerine göre yönetmek, hem de sanayinin gelişimini hızlandırmak gibi çifte görevle karşı karşıya kaldı Devrimle komünist toplum arasında bir geçiş döneminin, yani sosyalizm aşamasının yaşanması gerektiğini savunan Lenin, bu ara dönemde ülke yönetiminin proletaryanın (işçi sınıfının) elinde olacağını söyledi Sosyalizm aşamasında "herkesin yeteneğine göre çalışması ve herkese çalışmasına göre ödeme yapılması" ilkesi geçerli olacaktı
Ülke yeterince zenginleşince, "herkes yeteneğine göre çalışacak, ama üretimden gereksindiği kadar pay" alacaktı Bu gerçek komünist toplumda, artık gereksizleşen devlet ve devletin ordu, polis gibi kurumları ortadan kalkacaktı
1917 Ekim Devrimi'nin önderi Lenin, 1 Mayıs 1919'da Kızıl Meydan'da konuşurken Devrim Sonrası
Devrimden sonra, Lenin ve arkadaşlarının karşılaştığı en acil sorun Almanya ile savaşa son verilmesiydi Yeni yönetimin ilk uygulamaları arasında tüm toprakların kamulaştırılması ve köylülere dağıtılması, bankaların devletleştirilmesi, fabrikalarda işçi denetiminin yerleştirilmesi, kadın erkek eşitliğini sağlayacak yasal düzenlemelerin yapılması sayılabilir Bu arada Alman birlikleri Rusya topraklarında ilerliyordu Ordusu dağılmış ve yeni sistemi henüz oturtamamış olan Rusya'da toplumsal ve siyasal ortam da oldukça karışıktı Bu nedenle, kendi partisi içinde bile sert karşı çıkışlar olmasına karşın, Lenin Almanya ile Brest-Litovsk Antlaşması'nın imzalanmasını sağladı (1918) Bu antlaşmayla yeni yönetim Baltık bölgesi, Polonya, Ukrayna ve Kafkasya'dan çekilmeyi kabul etti
Devrimden sonra Rusya'nın bazı bölgeleri Sovyet sistemini benimsemişti Yeni yönetim de, Rusya'daki tüm halklara eşit haklar tanıyan, kendi kaderini belirleme, ayrılma ve bağımsız devlet oluşturma hakkı veren bir kararı onaylamıştı Ukrayna ile Don ve Volga ırmaktan çevresinde yaşayan Kazaklar Sovyet sistemini reddettiler Ukrayna Moskova'dan bağımsızlığını ilan etti Brest-Litovsk Antlaşmasıyla da Sovyet birlikleri Ukrayna'dan çıktı
Yeni yönetimin iktidarını pekiştirme çabalan Mayıs 1918'de çıkan iç savaşla yeniden kesintiye uğradı Eski çarlık generallerince yönetilen karşıdevrimci Beyaz Ordu, Mart 1918'de Rus Komünist Partisi adını alan Bolşevikler'e karşı olan bazı gruplar ile İngiltere, Fransa ve ABD gibi batılı devletler Sovyet yönetimine karşı savaşmaya başladılar İtilaf Devletleri Bolşevikler'i devirmek ve Rusya'yı yeniden Almanya'ya karşı savaşa sokmak için Arhangelsk, Murmansk ve Vladivostok'a asker çıkardılar I Dünya Savaşı'ndan sonra da batılı devletler para, silah ve erzak yardımıyla Beyaz Ordu'yu desteklediler
Sovyet yönetimi Lev Troçki'yi, Kızıl Ordu olarak bilinen yeni orduyu örgütlemekle görevlendirdi 1919'dan başlayarak Petrograd'a yürüyen karşı kuvvetler Troçki'nin önderliğindeki Kızıl Ordu tarafından püskürtüldü Ukrayna, Beyaz Rusya, Gürcistan, Ermenistan ve Azerbaycan Sovyet yönetimine girdi Baltık cumhuriyetleri Letonya, Litvanya ve Estonya İtilaf Devletleri'nin desteğiyle bağımsızlıklarını korudular Polonya'ya karşı sürdürülen savaş başarılı olamadı ve Ukrayna ile Beyaz Rusya'nın bir bölümü Polonya'ya bırakıldı İç savaş 1920'nin sonlarına doğru bitti Bu savaş 100 binden fazla kişinin ölümüne ve yaklaşık 2 milyon kişinin ülkeden kaçmasına yol açtı
Savaş döneminde Rus Komünist Partisi iktidara tek başına egemen oldu, muhalefet susturuldu, parti içinde merkeziyetçilik ve disiplin temel alındı İç savaş sırasında "savaş komünizmi" uygulaması adı altında sanayi, ticaret ve hizmet sektöründe sıkı bir devlet denetimi uygulandı Savaş koşullan nedeniyle köylüye para ödenemeyince, fazla ürünlerine parasız el kondu İşçi ücretleri ürün ya da karne ile ödenmeye başlandı Bu zorunlu uygulamalar, art arda yaşanan I Dünya Savaşı, devrim ve iç savaşın ülkede yarattığı yıkımla birleşince, Rusya yoksulluğun ve kıtlığın eşiğine geldi Tarımsal üretim düşmüş, sanayi felce uğramıştı
Lenin 1921'deki parti kongresinde, Yeni Ekonomi Politikası (NEP) adını verdiği bir programın uygulanmasını kabul ettirdi NEP, tarımda zorla alım yerine yeni bir vergi sistemi getiriyor, özel mülkiyete, kapitalist yönetim tekniklerinden yararlanmaya ve piyasa ekonomisine bir ölçüde izin veriyordu NEP uygulaması tarım ve sanayi üretimini artırdı, ekonomi kısa sürede savaş öncesi durumuna geldi 1921'de uygulanmaya konan NEP, Lenin'in ölümünden sonra 1928'e kadar sürdürüldü
NEP dönemi aynı zamanda Troçki ve Josef Stalin'in Komünist Parti içinde süren çekişmelerinin de doruğa çıktığı dönem oldu Lenin'in sağlık nedeniyle parti ve devlet işlerinden uzak durduğu 1922-24 arasında, Troçki 1922'de parti genel sekreteri olan Josef Stalin karşısında gücünü yitirdi Lenin'in ölümünü izleyen dönemde iktidarını pekiştiren Stalin muhalefeti sindirme yolunu seçti 1926'da Troçki ve öbür muhalifler partiden ve devlet görevlerinden uzaklaştırıldı Troçki 1929'da ülke dışına sürgüne gönderildi
1928'den sonra partiyi ve devlet yönetimini kesin denetimine alan Stalin beş yıllık planlarla büyük çapta bir sanayileşme girişimini başlattı Bunun yanı sıra tarımın kolektifleştirilmesi gündeme geldi Ekim Devrimi'nden sonra köylüye toprak dağıtılmıştı Ama toprak devletin mülkiyetindeydi Tarımda üretimin artırılması için, her aileye küçük bir tarla vermek yerine, 150-300 ailenin çalıştığı kolhoz adı verilen çiftlikler kuruldu Kolhozun ürettiği ürünler devlete satılıyor, toprak ve tarım araçları kolhoz tarafından devletten kiralanıyordu Başlangıçta kolhoz uygulaması ciddi karşı çıkışlara, kıtlıklara ve aksaklıklara yol açtı, ama 1936'da bütün köylere yayıldı
1941'e gelindiğinde, 24 milyon dolayında insan yeni açılan fabrikalarda çalışmak üzere köylerden kentlere göç etmişti 26 milyon küçük çiftlik yerine, neredeyse tarım yapılan alanların tamamını kapsayan 242 bin kolhoz vardı Bunlar daha sonra yeniden birleştirilerek sayıları 44 bine indirildi Ayrıca 7 000 sovhoz (devlet çiftliği) kuruldu
Beş yıllık planlarla her ana sanayi kolunun görevleri ve üretimde ulaşması gereken hedefler belirlendi 1929-32 arasında uygulanan ilk beş yıllık plan özellikle ağır sanayinin kurulmasını öngörüyordu Bu dönemde çok zor koşullarda çalışıldı ve sonuç çok başarılıydı İkinci beş yıllık plan (1933-37) ilkinin devamı niteliğindeydi ve SSCB giderek büyük bir sanayi ülkesi durumuna geldi Üçüncü beş yıllık plan II Dünya Savaşı'nın çıkması ile yanda kaldı
1939'da SSCB ile Almanya 10 yıllık bir saldırmazlık antlaşması imzaladı Bu antlaşma, Almanya'yı hem doğuda, hem de batıda savaşa sokmak istemeyen Hitler'in düşüncesiydi II Dünya Savaşı Almanya'nın 1 Eylül'de Polonya'ya saldırısıyla başladı 17 Eylül'de SSCB güçleri Doğu Polonya'yı işgal etti Ardından Estonya, Letonya, Litvanya'ya giren SSCB, bu ülkeleri kendi sınırlarının içine kattı Kısa bir savaştan sonra Finlandiya'dan da bazı bölgeler alındı Bu harekât, bir bakıma SSCB ile Almanya arasında "tampon" bir bölge oluşturmayı amaçlıyordu Bu önlemlere karşın 1941'de Almanya SSCB'ye saldırdı ve kısa sürede ülkenin doğu bölümünün büyük kesimini ele geçirdi
SSCB savaş sırasında fabrikalarını Urallar'ın gerisine taşımak gibi olağanüstü zor bir işi gerçekleştirerek, hem üretimin tümüyle aksamasını önledi, hem de savaş için gerekli gereçlerin üretilmesini sağladı 1941'de Moskova yakınlarına kadar gelen Almanlar, Müttefikler'den askeri destek alan ve moral olarak da toparlanan Kızıl Ordu'nun savunması karşısında çekilmek zorunda kaldılar Bir yıl sonra, Almanlar Kafkasya'daki zengin petrol yataklarını ve Stalingrad (bugün Volgograd) sanayi bölgesini ele geçirmek amacıyla yeni bir saldırı başlattı Stalingrad aylarca kuşatma altında kaldı Halk yardım gelinceye kadar kenti savundu Sonunda büyük bir bozguna uğrayan Alman ordusu geri çekilmeye başladı 1943'ün sonunda Alman işgalindeki toprakların üçte ikisi kurtarılmıştı 1944'te Doğu Avrupa'da ilerleyen SSCB ordusu Alman topraklarına girdi
II Dünya Savaşı SSCB'nin de içinde bulunduğu Müttefik Devletler'in zaferiyle sona erdi, ama savaş ve Nazi işgali milyonlarca insanın ölümüne ve büyük yıkıma neden oldu Savaşta SSCB yaklaşık 20 milyon insanını yitirdi (bak İKİNCİ DÜNYA SAVAŞI)
Savaştan sonra yapılan beş yıllık planlar bu yıkımı onarmaya yönelikti Ayrıca SSCB güçlü bir ordu da beslemek durumundaydı Alman işgalinden kurtardığı Doğu Avrupa ülkelerinin denetimini de elinde tutuyordu Orduları, uyduları ve komşu sosyalist ülkelerle birlikte SSCB en güçlü ülkelerden biri oldu

Kızıl Meydan'da her yıl 1 Mayıs törenleri düzenlenir
Beş yıllık planlar ayrıca, SSCB'nin Kutup Bölgesi topraklarının geliştirilmesini ve yeni sanayiler için gerekli dev hidroelektrik santralların kurulmasını da öngörüyordu 1936' ya kadar Komünist Parti ve devlet yönetiminde tek otorite olarak iktidarını pekiştiren Stalin, parti içinde ve halk arasında yükselebilecek her türlü muhalefeti baskıcı yöntemlerle susturdu "Büyük Temizlik" olarak adlandırılan uygulamalarla, eski Bolşevik önderlerin çoğu Stalin'e karşı çıktıktan için düzmece gerekçeler ve delillerle tutuklandı, hapse atıldı ya da idam edildi Partide ve devlet kademelerinde çalışanlardan Stalin karşıtı olanlar yargılandı, sürgün edildi ya da görevden alındı Binlerce kişi halk düşmanı ilan edilerek çalışma kamplarına gönderildi 1953'te Stalin'in ölümünden sonra Nikita Kruşçev ve Georgi Malenkov yönetime seçildiler 1955'te Malenkov'un yerini Nikolay Bulganin aldı SBKP'nin 1956'da yapılan 20 Kongresi'nde ilk kez Stalin'in putlaştırılması yerildi, yöntem ve uygulamaları eleştirildi Kongrede ayrıca "barış içinde bir arada yaşama" ilkesi kabul edildi Bu ilkeye uygun olarak, 1957'de yönetimin en güçlü kişisi olan Kruşçev'in döneminde ABD ve öbür batılı ülkelerle ilişkilerin geliştirilmesine çaba harcandı Yerel yönetim birimlerine ağırlık verilirken merkezi yönetimin yetkisi azaltıldı
1964'te Kruşçev görevden alınarak, yerine Sovyetler Birliği Komünist Partisi birinci sekreterliğine Leonid İlyiç Brejnev, başbakanlığa da Aleksey Nikolayeviç Kosigin getirildi Bu dönemde merkezi yönetimin otoritesi yeniden güçlendirildi 1966'da genel sekreterliğe, 1977'de ise Yüksek Sovyet Prezidyu-mu başkanlığına getirilen Brejnev ülkenin iç ve dış ilişkilerini belirleyen en güçlü adamı oldu
1957'de ilk yapma uydu Sputnik, 1961'de ise Rusça'da "evren gezgini" anlamına gelen ilk kozmonot uzaya gönderildi SSCB Ortadoğu'da, Afrika'da ve Orta Amerika'da etkin bir rol oynamaya başladı Ama bir zamanlar çok iyi olan SSCB-Çin Halk Cumhuriyeti ilişkileri ciddi biçimde bozuldu II Dünya Savaşı'ndan sonra çeşitli uluslararası çelişkiler dünyanın iki büyük gücü olan SSCB ve ABD çevresinde gelişti Kore Savaşı (1950-53), Küba Bunalımı (1962), Vietnam Savaşı, Afganistan ve Nikaragua sorunları bunlardan en önemlileriydi Gene de 1971 sonrasında geliştirilen yumuşama siyaseti sonucu, 1972'de ABD ile Stratejik Silahların Sınırlandırılması Görüşmeleri (SALT) başlatıldı
Leonid Brejnev 1982'de öldü Yerine seçilen Yuri Andropov SSCB'nin güçlü haber alma örgütü KGB'nin başkanıydı Andropov ekonomiyi geliştirmek ve ülkede bir yenilenme hareketi başlatmak istiyordu Ama bunları gerçekleştiremeden öldü Konstantin Çernenko 1984'te görevi devraldığı zaman 73 yaşındaydı O da ancak bir yıl görevde kaldıktan sonra ölünce, bu kez Politbüro'nun genç ve dinamik üyelerinden Mihail Gorbaçov işbaşına geçti Gorbaçov, SSCB'de yürürlükte olan sistemi yeniden düzenlemekte kararlıydı Parti ve devlet kademelerinde büyük değişiklikler yapmakla işe başlayan Gorbaçov 1986'da perestroyka (yeniden yapılanma) ve glasnost (açıklık) ilkelerini açıkladı ve parti içinde onaylanmasını sağladı Perestroyka, SSCB'de sanayi ve tarımdan, tiyatro ve çevre sorunlarına bakışa kadar yaşamın tüm alanlarının yeniden biçimlendirilmesi anlamını taşıyordu Glasnost ise, SSCB'de sistemin aksayan yönlerini göstermeyi amaçlıyordu
Gorbaçov aynı zamanda, SSCB'de sistemin demokratikleştirilmesinden yanaydı Sıradan insanların siyasal yaşama daha fazla katılmasını ve görevlileri rahatlıkla eleştirebilmesini istiyordu Komünist Parti'nin ekonominin günlük işleyişine daha az karışmasını, devlet aygıtındaki rolünün azaltılmasını, yerel meclislere (sovyetler) daha fazla yetki verilmesini ve güçlendirilmesini, Komünist Parti'nin yerel düzeydeki etkisinin azaltılmasını da savunuyordu Bu görüşleri Komünist Parti içinde de destek buldu ve ülkede yeni bir döneme girildi
1989'da Yüksek Sovyet Prezidyumu başkanlığına getirilen Gorbaçov, 1990'da daha geniş yetkiler tanınarak aynı göreve seçildi Gorbaçov yönetimi, ABD ve öbür batılı ülkelerle ilişkilerin yumuşatılması ve Çin'le ilişkilerin düzeltilmesi konularında önemli adımlar attı Özellikle silahlanma yarışını durdurma ve ABD ile orta menzilli nükleer füzelerin kaldırılmasına ilişkin görüşmelerde önemli gelişmeler oldu
Merkezi otoritenin daha demokratik bir yapıya kavuşturulmasıyla birlikte, SSCB'de yaşayan çeşitli halkların merkezi yönetimle ve birbiriyle olan çelişkileri de su yüzüne çıktı Kafkasya'daki olaylar ile Baltık cumhuriyetleri olan Letonya, Estonya ve Litvanya'nın bağımsızlık kararlan birbirini izledi Haziran 1990'da Rus Sovyet Federe Sosyalist Cumhuriyeti de aldığı egemenlik kararı ile SSCB'den ayrılma hakkını saklı tutarak merkezi hükümetle olan bağlarını gevşetti Bu olaylar sonunda SSCB'de yapısal değişikliklerin hangi düzeyde gerçekleşeceği henüz belirginlik kazanmadı
Gorbaçov öbür Doğu Avrupa ülkelerinin komünist partileri ve yönetimleri üzerindeki SSCB denetimini kaldırınca, 1989'dan başlayarak bu ülkelerde de önemli siyasal ve toplumsal değişimler yaşandı
__________________
Arkadaşlar, efendiler ve ey millet, iyi biliniz ki, Türkiye Cumhuriyeti şeyhler, dervişler, müritler, meczuplar memleketi olamaz En doğru, en hakiki tarikat, medeniyet tarikatıdır
|