Rüyanın en tatlı yerinde uyanmak gibiydi seni kaybetmek!
Tam düzlüğe çıkmışken; bir uçurumun kıyısında bitmesiydi yolumun



Dalında, apansız solmasıydı sarı gülümün



Kırk yıllık pınarımın, kurumasıydı ateşten


Artık sen,
Yokluğuna methiyeler düzdüğümdün!
"Sen, mutlulukla kıydığım; ölüm ayırana kadarlık bir nikahtın

Sıranın acıya geldiği, bir bedeldi yokluğun!
Sen, yazılarıma eni konu yerleşmiş; adı, cismi belirsiz bir sevda; mutlulukla sarmaş dolaş bir hüzündün!
Kalemimi tutuşturan; ölümü, hasreti cümlelerime taşıyan bir ateşti yokluğun!
Sen, hayatla yaptığım bütün savaşların ganimetiydin

Namlusu yüzüme dönük bir silahtı yokluğun!
Sen, vazgeçmemin engeliydin; anlaşmaya hep uydum

Ölümle hayat arasında gidip gidip geldiğim, Rus ruletiydi yokluğun!
Gözlerim ağlarken, gülümseten hatıralardın sen!
Söylediğim türküler, okuduğum şiirler, en içli şarkılardın!
Oysa, uyarmıştım da seni, sakın gitme! demiştim:
Gidersen, bütün şarkılar hicaz olur, bütün türküler ağıt!
Gidersen, dönülmez akşamın ufkunda kala kalırım yapayalnız!
Bir uçurumun kenarında, yüzüm gökyüzüne dönük, beklerim, beni sana getirecek rüzgarın esmesi



Gidersen yazamam da ardından, kelimelere sığdıramam sensizliği"
Ansızın vuruyor acın,
Zamanıymış, değilmiş, hiç umursamadan



Ölüm,
Yollarını değiştiriyor yol arkadaşlarımın



Keder yüklü bir kervan kalkıyor yüreğimden



Her yitirdiğimle,
Bir vagonu eksiliyor yaşam trenimin



Ve
Yaklaşıyor son istasyon


Oysa,
Beni beklemeliydin

Vasiyet eden bendim!
Kanatlarını çırpmaktan yorgun düşerse mutluluk, sevda türküleri hasretten dem vurmaya başlarsa,
Öyle sağanak değil, ince ince yağarsa yağmur,
Başının üstüne çöreklenirse hüzünlü bulutlar, amber gibi kokarsa toprak,
Beni hatırla sevdiğim; bir yağmuru, bir yüreğini çok sevdim
Büyük bir trende, yalnız bir kompartıman görürsen, penceresinden akıp gidiyorsa şehirler,
Dur durak bilmeden soluksuz yaşanıyorsa yolculukların,
Koltuğun üzerinde açık duruyorsa eski bir kitap, okudukça savruluyorsan zamanın suyunda,
Hangisi hayal, hangisi gerçek karıştırıyorsan,
Beni düşün sevdiğim; uzun bir yolculuğun tam ortasında,Hiç istemeden gittim
Sadece gömüldüğüm gün gel, mezarımın başına, bir kaç dakika daha kal
Herkes çekildikten sonra;Ben, yüreğine yuva yapmış bir kuştum,
Gitmeden önce, azat etmeyi unutma!
Önce hanginiz diye sormadı ki Azrail

Yazı-tura attı sanki;
Sen kazandın, ben kaybettim!
Şimdi, öfkeden çıldırıyorum hasret nöbetlerinde; vuslat için çırpınıyor bir yanım

Gel gör ki, celladım olamıyorum; dönemiyorum sözümden



Ölemeyişim bu yüzden!
Nazan Danacıoğlu'na şiir için teşekkür ederim

