http://i249.photobucket.com/albums/g...simleri/50.gif
«Yeni Türkiye Anayasasının ilk maddelelerini size tekrar edeceğim: Hakimiyet
kayıtsız şartsız milletindir

Yürütme kudreti, yasama yetkisi milletin tek
ve gerçek temsilcisi olan mecliste toplanmıştır

Bu iki kelimeyi bir
kelimede anlatmak mümkündür: Cumhuriyet'»
27

09

1923, Neue Freie Preese Muhabirine Verdiği Demeç
---------------------------------------------------------------------
«Cumhuriyet, fikir hürriyeti taraftarıdır

Samimi ve yasal olmak şartı ile
her fikre hürmet ederiz

Her kanaat bizce muhteremdir

Yalnız
muhaliflerimizin insaflı olması lazımdır

»
04

12

1923, Tercüman-ı Hakikat Başmuharririne Demeç
---------------------------------------------------------------------
«Bütün dünya bilsin ki, benim için yandaşlık vardır ; Cumhuriyet yandaşlığı,
düşünsel ve toplumsal devrim yandaşlığı

Bu noktada yeni Türkiye
topluluğunda, bir bireyi bunun dışında düşünmek istemiyorum

»
(1924)
---------
«Cumhuriyet, ahlâki erdeme dayalı bir idaredir

Cumhuriyet erdemdir
Sultanlık korku ve tehdide dayalı bir idaredir

Cumhuriyet erdemli ve
namuslu insanlar yetiştirir

Sultanlık korkuya, tehdide dayalı olduğu için
korkak, alçak, sefil, rezil insanlar yetiştirir

Aralarındaki fark bundan
ibarettir

»
14

10

1925, ızmir Kız Öğretmen Okulunda Bir Konuşma
-------------------------------------------------------------------
«'Temeli büyük Tük milletinin ve onun kahraman evlatlardan meydana gelen
büyük ordumuzun vicdanında akıl ve şuurunda kurulmuş olan cumhuriyetimizin
ve milletin ruhundan mülhem prensiplerimizin bir vücudun izalesi ile
haleldar olabileceği zehabında bulunanlar, çok zayıf dimağlı bedbahtlardır

»
19

06

1926, Anadolu Ajansına Demeç
----------------------------------------------
«Demokrasi ilkesinin en çağdaş ve en akılcı uygulamasını sağlayan yönetim
şekli Cumhuriyettir

»
(1930)
--------
«Cumhuriyet, yeni ve sağlam esaslarıyla, Türk Milletini emin ve sağlam
istikbâl yoluna koyduğu kadar, asıl fikirlerde ve ruhlarda yarattığı
güvenlik itibariyle, büsbütün yeni bir hayatın müjdeleyicisi olmuştur

»
01

11

1936, 5

Dönem 2

Toplanma Yılını Açarken
--------------------------------------------------------------
«Az zamanda çok ve büyük işler yaptık

Bu işlerin en büyüğü, temeli, Türk
kahramanlığı ve yüksek Türk kültürü olan Türkiye Cumhuriyetidir

»
29

10

1933, Onuncu Yıl Nutku
------------------------------------
«Türkiye Cumhuriyeti'nin temeli kültürdür »
(1936)
--------
Cumhuriyet ideolojisi,
------------------------------------
A) İstiklal-i tam'cıdır

Bunun için de siyasi, ekonomik ve kültürel
bağımsızlığı ön koşul olarak algılamıştır

Siyasi ve ekonomik bağımsızlığın
da ülke kaynaklarının en akılcı bir şekilde kullanılmasına, öz kaynakların
yerli ve yabancı oligarklar tarafından talan edilmemesine, milletin hakkının
mutlu bir azınlık tarafından gasp edilmemesine, sanayi, tarım, eğitim,
sağlık, savunma gibi alanlarda akılcı ve verimli yatırımlar yapılmasına,
komprador (ya da işbirlikçi) olmayan milli burjuvazinin yaratılmasına,
büyümeye yönelik ekonomik politikaların uygulanmasına, sosyal adaletin azami
derecede tesis edilmesine, vatandaşın devletin merkezi olan Ankara'ya her
anlamda güvenmesine, devletle vatandaş arasındaki uçurumun hızla ortadan
kaldırılmasına, yeni kapitülasyonlar anlamına gelecek ekonomik tavizler
verilmemesine, ülkenin aşırı borçlanma içerisine sokulmamasına, uluslararası
ilişkilerde Türkiye'nin çıkarlarının ön plana çıkarılmasına, her ne pahasına
olursa olsun Türkiye'nin milli çıkarlarından taviz verilmemesine, komşularla
ve bölge ülkeleriyle iyi ilişkilerin geliştirilebilmesi için ittifak ve
işbirliği mahiyetinde gerçekçi anlaşmalar yapılmasına ve paktlar
oluşturulmasına, dünya gerçeklerinin sağlıklı ve verimli bir şekilde tahlil
edilmesine, geleceği sağlıklı bir şekilde okuyarak buna göre hazırlanmaya
bağlı olduğuna inanmıştır

Cumhuriyet ideolojisi, dünya ülkeleriyle (komşu
ve uzak ülkeler) siyasi, ekonomik ve kültürel ilişkilerin geliştirilmesini
bir dünya gerçeği olarak görmüştür; fakat, teslimiyetçi ve tavizkâr bir
tutumu asla benimsememiştir

Cumhuriyet ideolojisi, uygar toplumların ortaya
koyduğu ilke ve kurumlardan azami derecede yararlanmış, yararlanırken de
toplum gerçeklerini hiçbir zaman göz ardı etmemiştir
Cumhuriyet ideolojisi, bu ilke ve temel şartlara 1940'lara kadar sadık
kalmış ve bölgenin saygın bir ülkesi konumuna gelmiştir
Hürriyet ve bağımsızlık benim karakterimdir

Ben, milletimin ve büyük
ecdadımın en kıymetli mirasından olan bağımsızlık aşkı ile yaratılmış bir
adamım! Çocukluğumdan bugüne kadar ailevi, hususi ve resmi hayatımın her
safhasını yakından tanıyanlarca bu aşkım bilinir

Bence bir millette
şerefin, haysiyetin, namusun ve insanlığın yerleşmesi ve yaşaması, mutlaka o
milletin hürriyet ve bağımsızlığına sahip olmasına bağlıdır

Ben şahsen, bu
saydığım özelliklere çok ehemmiyet veririm ve bu özelliklerin kendimde
varlığını iddia edebilmek için milletimin de aynı özellikleri taşımasını
şart ve esas bilirim

Ben yaşayabilmek için mutlaka bağımsız bir milletin
evladı kalmalıyım! Bu sebeple milli bağımsızlık, bence bir hayat
meselesidir

Millet ve memleketetin menfaatleri gerektirdiği takdirde
insanlığı teşkil eden milletlerden her biriyle medeniyet gereğinden olan
dostluk ve siyasi münasebetlerini, büyük bir hassasiyetle takdir ederim
Ancak, benim milletimi esir etmek isteyen herhangi bir milletin de
arzusundan vazgeçinceye kadar amansız düşmanıyım!
22

04

1921, Hakimiyet-i Milliye
------------------------------------
«Tam bağımsızlık, ancak ekonomik bağımsızlıkla mümkündür

»
(1922)
--------
« Biz barış istiyoruz dediğimiz zaman, tam bağımsızlık istediğimizi herkesin
anlaması gerekir

»
(1923)
--------
«Türkiye, esir olarak mahvolmaktansa, son nefesine kadar mücadele ve savaş
vermeye azmetmiştir' »
25

12

1922, Le Journal Muhabiri Paul Herriot'ya Çankaya'da Verilen
Beyanat
----------------------------------------------------------------------------------
«'Milletlerin esareti üzerine kurulmuş kurumlar her tarafta yıkılmaya
mahkûmdurlar' »
30

08

1924, Dumlupınar'da Konuşma
----------------------------------------------
«'Türk esaret kabul etmeyen bir millettir, Türk milleti esir olmamıştır' »
14

10

1925, ızmir'de ıleri Gelen Memurlarla Bir Konuşma
-------------------------------------------------------------------
«Hürriyet olmayan bir memlekette ölüm ve çöküş vardır

Her ilerlemenin ve
kurtuluşun anası Hürriyet'tir

»
1906, Vatan ve Hürriyet Cemiyetinin Selanik şubesini Kurarken
---------------------------------------------------------------------------
«'Eğer bazen ihtiyatkar hareket ediyorsak, aşırı ölçüde şüpheli
davranıyorsak, bize çok pahalıya malolan hürriyetimizi kaybetmek hususundaki
korkumuzdandır

Bu hürriyetin bir küçük kısmını sakat etmektense, hepsini
birden feda etmeyi tercih ederiz

»
29

10

1923, Fransız Muhabiri Maurice Pernot'ya Demeç
-------------------------------------------------------------------
«Siyasî, adlî, iktisadî ve malî bağımsızlığımızı imhaya ve sonuç olarak
yaşama hakkımızı inkâr ve ortadan kaldırmaya yönelik olan Sevr Antlaşması
bizce mevcut değildir' »
17

01

1921, United Telgraph Muhabirine Demeç
----------------------------------------------------------
«Misak-ı Millî, barış yapmak için makul ve asgarî koşullarımızı içeren bir
programdır

Barışa ulaşmak için biraraya getireceğimiz esasları içine alır'
»
Ocak 1922, Vakit Başyazarı Ahmet Emin'e Verdiği Mülâkat
---------------------------------------------------------------------
«Barıştan sonraki çalışmada başarılı olabilmek milletin istiklalinin
korunmuş olmasına bağlıdır Misak-ı Millî'nin hedefi, onu temindir

»
Ocak 1922, Vakit Başyazarı Ahmet Emin'e Verdiği Mülâkat
--------------------------------------------------------------------
«Misak-ı Millî dairesinde varlığını temin ettikten sonra gürültü çıkarıp
fesatçılık edecek ve araziyi genişletme fikrinde bulunacak adamlar ortaya
çıkmaz

Bence buna imkân yoktur

»
Ocak 1922, Vakit Başyazarı Ahmet Emin'e Verdiği Mülâkat
---------------------------------------------------------------------
«'Dış politika, iç teşkilât ve iç politikaya, dayandırılmak
mecburiyetindedir, yani iç teşkilâtın tahammül edemeyeceği genişlikte
olmamalıdır

Yoksa hayâlî dış politikalar peşinde dolaşanlar, dayanak
noktalarını kaybederler' »
17

02

1923, ızmir ıktisat Kongresini Açış Söylevi
----------------------------------------------------------
« 'Dış politika bir toplumun iç yapısı ile sıkı sıkıya ilgilidir

Çünkü iç
yapısına dayanmayan dış siyasetler daima mahkûm kalırlar' »
23

03

1923, Afyonkarahisar Belediye Meclisi Üyeleriyle Konuşma
------------------------------------------------------------------------------
«Dışişlerinde dürüst ve açık olan politikamız barış fikrine dayanır


Milletlerarası herhangi bir meselemizi barış yoluyla halletmeyi aramak
bizim menfaat ve anlayışımıza uyan bir yoldur

»
(1929)
--------
«Adalet gücü bağımsız olmayan bir milletin, devlet halinde varlığı kabul
olunmaz

»
1920
------
«Balkan Antlaşması, Balkan devletlerinin, birbirlerinin varlıklarına özel
saygı beslenilmesini göz önünde tutan mutlu bir belgedir

»
01

11

1934, T

B

M

M

4

Dönem 4

Toplanma Yılını Açarken
------------------------------------------------------------------------
«'Önemli bir hâdise de Balkan Paktı'dır

Dört devlet; kendi güvenleri için
ve Balkanların, karışma ve karıştırma konusu olmaktan çıkması için içten bir
kanaatle birbirlerine bağlanmışlardır

Balkanlı bağlaşıklarımızla gittikçe
artan bir beraberlik ve dayanışma siyasası güdüyoruz

»
09

05

1935, C

H

P

4

Büyük Kurultayını Açarken
-----------------------------------------------------------
« Cumhuriyet Hükümetinin, doğuda takip edegelmekte bulunduğu dostluk ve
yakınlık siyaseti, yeni bir kuvvetli adım attı

Sadabat'ta dostlarımız
Afganistan, Irak ve ıran ile imza etmiş olduğumuz dörtlü antlaşma, büyük bir
memnuniyetle kayda değer barış eserlerinden biridir

Bu antlaşmanın
etrafında toplanan devletlerin , aynı gayeyi takip eden ve barış içinde
gelişmeyi samimiyetle isteyen hükümetleri arasında, iş birliğinin gelecekte
de hayırlı neticeler vereceğinden emin bulunmaktayız

»
01

11

1937, TBMM, 5

Dönem 3

Toplanma Yılını Açarken
---------------------------------------------------------------------
«'Türklerin asırlardan beri takip ettiği hareket, devamlı bir istikameti
korudu

Biz daima doğudan batıya doğru yürüdük

Eğer bu son senelerde
yolumuzu değiştirdikse, itiraf etmelisiniz ki, bu bizim hatamız değildir
Bizi siz mecbur ettiniz

Bu değişiklik gelip geçici ve istemeksizin oldu
Takdir etmelisiniz ki, doğuda ikâmetgâh seçimine mecbur olduğumuz için,
ırkımızın beşiği ile alâkadar olması nedeniyle mümkün olduğu kadar yakın
batıda bir ikametgâh seçtik

Fakat vücutlarımız doğuda ise fikirlerimiz
batıya doğru yönelik kalmıştır

»
29

10

1923, Fransız Muhabiri Maurice Pernot'ya Demeç
-------------------------------------------------------------------
«Memleketimizi çağdaşlaştırmak istiyoruz

Bütün çalışmamız Türkiye'de
çağdaş, dolayısıyla batılı bir hükümet meydana getirmektir

Medenîyete
girmek arzu edip de, batıya yönelmemiş millet hangisidir?



»
29

10

1923, Fransız Muhabiri Pernot'ya Demeç
--------------------------------------------------------
«Hiçbir şeye ihtiyacımız yok, yalnız bir şeye ihtiyacımız vardır ; çalışkan
olmak

Sosyal hastalıklarımızı araştırırsak asıl olarak bundan başka, bundan
mühim bir hastalık keşfedemeyiz

O halde ilk işimiz bu hastalığı esaslı
surette tedavi etmektir

Milleti çalışkan yapmaktır

Servet ve onun doğal
sonucu olan refah ve saadet yalnız ve ancak çalışkan insanların hakkıdır

»
16

01

1923 , ıstanbul Gazete Temsilcilerine
------------------------------------------------------
«Türkiye hükûmetinin tesbit ettiği projeler dahilinde belirli zamanlar
zarfında vatanın bütün bölgeleri çelik raylarla birbirine bağlanacaktır
Demiryolları memleketin tüfekten, toptan daha mühim bir emniyet silâhıdır
Demiryollarını kullanacak olan Türk milleti, kaynağındaki ilk
sanatkârlığının, demirciliğin eserini tekrar göstermiş olmakla iftihar
edecektir

Demiryolları Türk milletinin refah ve medeniyet yollarıdır

»
13

02

1931, Malatya'da Bir Konuşma
----------------------------------------------
«Demiryolu yapmakta ilk milli teşebbüsün tatbikatına başlandığını bizzat
görmek fırsatı, benim için cidden mesut bir tesadüftür

Memleketimizin
asırlardan beri yolsuz bırakıldığı ve bir demiryoluna olan ihtiyacın şiddeti
düşünülürse, bu hususta girişimci olanları ne kadar takdir etmek ve onlara
ne derece yardımcı olmak lâzım geleceği pek güzel anlaşılır' »
21

09

1924, Özel Teşebbüsle Yapılan Samsun-Çarşamba Demiryolunun Temel
Atma Töreni
---------------------------------------------------------------------------------------------
«Medeniyetin bugünkü araçlarını hattâ bugünkü fikriyatını demiryolu
haricinde yaygınlaştırabilmek zordur

Demiryolu refah ve uygarlık yoludur' »
01

11

1924, T

B

M

M

2

Dönem 2

Toplanma Yılını Açarken
-------------------------------------------------------------------------
«Demiryolları bir ülkeyi medenîyet ve refah ışıklarıyla aydınlatan kutsal
bir meşaledir

Cumhuriyetin ilk senelerinden beri, dikkatle, ısrarla
üzerinde durduğumuz demiryolları inşaatı siyaseti, hedeflerine ulaşmak için
durmadan başarı ile tatbik olunmaktadır

»
01

11

1937, T

B

M

M

5Dönem 3

Toplanma Yılını Açarken
-----------------------------------------------------------------------
«'Ekonomik siyasetimizin önemli amaçlarından biri de genel çıkarlarımızı
doğrudan doğruya ilgilendirecek kurumlar ve ekonomik girişimleri malî ve
ilmî gücümüzün elverdiği ölçüde devletleştirmektir

Bu cümleden olarak,
topraklarımızın altında terk edilmiş halde duran maden hazinelerini az
zamanda işleterek, milletimizin yararına açık bulundurabilmek de bu yöntem
ile gerçekleşir' »
01

03

1922, T

B

M

M

3

Toplanma Yılını Açarken
-------------------------------------------------------------
«'Partimizin takip ettiği program, bir yönden tamamıyla demokratik, halkçı
bir program olmakla beraber iktisadî açıdan devletçidir

Bu itibarla
partimize dayanmakta olan cumhuriyet hükümetinin bütün açılardan
vatandaşların hayatıyla, istikbâliyle ve refahıyla ilgilenmesi doğaldır
Halkımız huy olarak devletçidir ki, her türlü ihtiyacı devletten istemeyi
kendisinde bir hak görüyor' »
27

01

1931, ızmir'de Fırka Kongresinde Konuşma
--------------------------------------------------------------
B) Cumhuriyet ideolojisi, Tanzimatçı, teslimiyetçi, mandacı, sığınmacı
zihniyete ve aşağılık kompleksine uzaktır

Kongreler döneminde sergilediği
mandacılığı reddetme kararlığını daha sonra da devam ettirmiş, en zor
durumlarda bile ülke topraklarına yönelik taleplere direnmiş, vatanın ve
milletin birlik ve bütünlüğünü korumada sonuna kadar kararlı olmuştur
Cumhuriyet ideolojisi, kurtuluşu diğer dünya milletlerini olduğu gibi taklit
etmekte ve onların kendi şartlarından kaynakların sistemlerini bir şablon
haline getirmekte gören aydınlara asıl temeli millet içinden çıkarmayı salık
vermektedir

Cumhuriyet ideolojisinin kurtuluşu toplumun kendi
gerçeklerinden yola çıkarak sağlama düşüncesi, günümüz aydınları ve
siyasileri için de ciddi bir uyarıdır

Biz adam olamayız, ancak yabancıların
(AB ülkeleri, ABD, vd

) zoruyla (sopa ve dayatmalarıyla) adam oluruz
düşüncesinin Cumhuriyet ideolojisinde asla yeri yoktur
«'Aydınlarımız, milletimi en mutlu yapayım der

Başka milletler nasıl
olmuşsa onu da aynen öyle yapalım der

Ama düşünmeliyiz ki, böyle bir teori
hiç bir devirde muvaffak olmuş değildir

Bir millet için saadet olan bir şey
diğer millet için felaket olabilir

Aynı sebep ve şartlar birini mutlu
ettiği halde diğerlerini bedbaht edebilir

Onun için millete gideceği yolu
gösterirken dünyanın her türlü ilminden, keşiflerinden, gelişmelerinden
istifade edelim, ama unutmayalım ki, asıl temeli kendi içimizden çıkarmak
mecburiyetindeyiz

»
20

03

1923, Konya Gençleriyle Konuşma
-------------------------------------------------
«' Aydınlarımız içinde çok iyi düşünenler vardır

Fakat genellikle şu
hatamız vardır ki, araştırma ve çalışmamıza zemin olarak çok vakit kendi
memleketimizi, kendi tarihimizi, kendi geleneklerimizi, kendi
özelliklerimizi ve ihtiyaçlarımızı almalıyız

Aydınlarımız belki bütün
dünyayı, bütün diğer milletleri tanır, ama kendimizi bilmeyiz

»
20

03

1923, Konya Gençleriyle Konuşma
-------------------------------------------------
C) Tek vatan, tek millet ve tek dil ilkesini esas alan Cumhuriyet
ideolojisi, ayrıştırmacı değil, bütünleştiricidir

Farklılıkları normal
karşılayarak daha çok benzerlikler üzerinde yoğunlaşan Cumhuriyet
ideolojisi, Türkiye Cumhuriyeti Devleti vatandaşlarını, hangi kökenden
gelirlerse gelsinler, Türk olarak kabul etmiş; millet, vatan ve devlet
bütünlüğüne kast edebilecek her türlü etnik ve dinsel yapılanmyı bölücülük
ve ayrıştırmacılık olarak nitelendirmiştir

Cumhuriyet ideolojisi,
milliyetçilik ideolojisidir; fakat, bu milliyetçilik, vatan toprakları
içerisinde 'öteki'leri yaratan, başka milletlere düşmanlık besleyen bir
milliyetçilik değildir
«Diyarbakırlı, Vanlı, Erzurumlu, Trabzonlu, ıstanbullu, Trakyalı ve
Makedonyalı hep bir ırkın evlatları, hep aynı cevherin damarlarıdır

»
04

10

1932, Dolmabahçe Sarayı, « Diyarıbekir » Gazetesinin Sahibine Demeç
---------------------------------------------------------------------------------------------
«Gerçi bize milliyetçi derler

Fakat biz öyle milliyetçileriz ki, bizimle
birlikte çalışan bütün milletlere hürmet ve riayet ederiz

Onların bütün
milliyetlerinin gereklerini tanırız

Bizim milliyetçiliğimiz herhalde bencil
ve mağrurane bir milliyetçilik değildir' »
15

08

1920, TBMM
------------------------
«Milliyetin çok belirgin niteliklerinde biri dildir

Türk milletindenim
diyen insan herşeyden önce ve mutlaka Türkçe konuşmalıdır

Türkçe konuşmayan
bir insan Türk kültürüne, topluluğuna bağlılığını iddia ederse buna inanmak
doğru olmaz

»
(1931)
--------
«Türkiye Türklerindir; işte milliyetperverlerin ilkesi budur

Biz,
haklarımızı korumak için mücadeleye devam etmeye karar verdik

»
1921, Ağustos, Associated Press Muhabirine Demeç
---------------------------------------------------------------
Ç) Cumhuriyet ideolojisi laiktir, inançlara saygılıdır

Hiçbir inancın,
tarikatın, dinsel örgütlenmenin devletin yönetiminde söz sahibi olmasına
hiçbir zaman sıcak bakmamıştır

Cumhuriyet ideolojisi, tarikatları ve
tekkeleri, milletleşme ve çağdaşlaşmanın karşısındaki büyük engellerden
saymıştır

Dinsel sınıflaşmaya sıcak bakmamış, şeyhlerin, müritlerin dini
alet ederek millet üzerinde tahakküm oluşturmasının karşısında durmuştur
Dinin siyasallaşmasına karşı çıkan Cumhuriyet ideolojisinin bu tutumunun
önemi, siyasal ıslamcıların bugün kimlerle ittifak içerisinde oldukları,
millet ve bağımsızlık kavramları karşısında sergiledikleri tutumları göz
önüne getiridildiğinde daha bir anlaşılmaktadır

Siyasal ıslam'ın sadece
irticai bir tehdit oluşturmadığı, ülkenin bütünlüğü ve ulusun bağımsızlığı
açısından da büyük bir tehlike oluşturduğu gerçeği asla göz ardı
edilmemelidir

Siyasal ıslam, takiyye yöntemiyle irticai tehdit boyutunu
ustaca gizleyebilmekte, ulusal bağımsızlığı ortadan kaldırabilecek her türlü
girişimde bulunabilmektedir

Unutulmamalıdır ki, geçmişin işbirlikçi
'Hüsniyadis'leri günümüzde de değişik kisvelerin arkasına sığınarak
varlıklarını sürdürmektedirler
«Din bir vicdan meselesidir

Herkes vicdanının emrine uymakta serbesttir
Biz dine saygı gösteririz

Düşünüşe ve düşünceye muhalif değiliz

Biz sadece
din işlerini, millet ve devlet işleriyle karıştırmamaya çalışıyor, kaste ve
fiile dayanan bağnaz hareketlerden sakınıyoruz

»
(1925)
--------
«



Bizim dinimiz hiçbir vakit kadınların erkeklerden geri kalmasını talep
etmemiştir

Allah'ın emrettiği şey, Müslüman erkeğin ve Müslüman kadının
beraber olarak bilim ve bilgi kazanmasıdır' »
31

01

1923, ızmir'de Halk ile Konuşma
-----------------------------------------------
«'Hayat felsefesinin garip bir tecellisidir ki, her faydalı ve her yeni şeye
karşı mutlaka bir kuvvet çıkar

Buna bizim dilimizde (ırtica) derler

ışte
bu irticanın imhası için gerekli tedbirleri evvelden almış olmak lazımdır' »
18

01

1923, ızmit'te Halk ıle Konuşma
---------------------------------------------
«Unutmamalıdır ki, milletin hakimiyetini bir şahısta yahut belirli
şahısların elinde bulundurmakta menfaat bekleyen cahil ve gafil insanlar
vardır

Hükümdarlar, kendilerini aslı olmayan bir kuvvetin temsilcisi
tanırlar ve bundan zevk alırlar

Fakat onların etrafındaki menfaatperestler,
bunu din kisvesine büründürerek milleti iğfâle, küçük görmeye çalışırlar
Nitekim şimdiye kadar çalışmışlardır

Nihayet milletin kulağı bu
söylentilerle dolar ve o telkinleri dinin icabı ve gerçeklerin ifadesi
olarak kabul ederler

Bu gibilere gerici ve hareketlerine irtica derler' »
31

01

1923, ızmir'de Halk ıle Konuşma
----------------------------------------------
«Laiklik, yalnız din ve dünya işlerinin ayrılması demek değildir

Bütün
yurttaşların vicdan, ibadet ve din hürriyeti de demektir

»
(1930)
--------
«Laiklik, asla dinsizlik olmadığı gibi, sahte dindarlık ve büyücülükle
mücadele kapısını açtığı için, gerçek dindarlığın gelişmesi imkânını
sağlamıştır

»
(1930)
--------
«Mevcut tarikatların gayesi kendilerine tâbi olan kimseleri dünyevi ve
manevi olan hayatta saadete eriştirmekten başka ne olabilir? Efendiler ve
ey millet, iyi biliniz ki, Türkiye Cumhuriyeti şeyhler, dervişler, müritler,
mensuplar memleketi olamaz

En doğru, en hakiki tarikat, medeniyet
tarikatıdır

Medeniyetin emir ve talep ettiğini yapmak insan olmak için
kâfidir

»
30

08

1925, Kastamonu'da ıkinci bir Konuşma
--------------------------------------------------------
«Tekkeler mutlaka kapatılmalıdır

Türkiye Cumhuriyeti her şubede doğru yolu
gösterecek kudrete sahiptir

Hiçbirimiz tekkelerin uyarılarına muhtaç
değiliz

Biz, medeniyetten, ilim ve fenden kuvvet alıyoruz ve ona göre
yürüyoruz

Başka bir şey tanımayız

Tekkelerin gayesi halkı deli (meczup) ve
aptal yapmaktır

Halbuki halk deli (mezcup) ve aptal olmamaya karar
vermiştir

Bunlar basit bir iş gibi görünür, fakat önemi vardır

»
31

08

1925, Çankırı, Anadolu Ajansı
---------------------------------------------
''Din icabı olan tesettür, kısaca ifade etmek lâzım gelirse, denebilir ki
kadınları sıkıntıya sokmayacak ve adaba aykırı olmayacak basit şekilde
olmalıdır

Tesettür, kadını hayatından, mevcudiyetinden soyutlayacak bir
şekilde olmamalıdır' »
31

01

1923, ızmir, Halk ıle Konuşma
-------------------------------------------
D) Cumhuriyet ideolojisi devrimci bir karaktere sahiptir

Türk Devleti ile
milletinin çağın gereklerine uygun bir şekilde donanmasını arzulamış ve bu
donanımı her açıdan düşünmüştür

Cumhuriyet ideolojisi, çağdaşlaşma
sürecini, hiçbir batılı ülkeye boyun eğmeden, bağımsızlığı ve özgürlüğü
tehlikeye atabilecek herhangi bir taahhütte bulunmadan, egemenliğin kısmen
dahi olsa devrini düşünmeden gerçekleştirmiştir

Cumhuriyet ideolojisini
gerici ve statükocu bir ideoloji olarak nitelendirmek, Cumhuriyet
karşıtlarının sergileyebileceği art niyetlilikten başka bir şey değildir
Cumhuriyet ideolojisi, çağdaşlaşmayı, bilimde ve sanatta ilerlemeyi,
dünyanın mevcut durumuna uyum sağlamayı ve geleceğe en modern araçlarla
hazırlanmayı amaçlamış; fakat, bunu yaparken herhangi bir uluslararası
yapılanmanın dayatmalarına boyun eğmemiştir

Çağdaşlaşma sürecinde, Türk
Devleti ile Türk Milleti'nin yüksek çıkarlarından başka bir şey kriter
olarak nitelendirilmemiştir
«'Kan ile yapılan inkılâplar daha sağlam olur, kansız inkılâplar
ebedileştirilemez

Fakat biz inkılâba ulaşmak için lüzumu kadar kan döktük
Bu kanlarımız, yalnız muhabere meydanlarında değil, aynı zamanda memleketin
dahilinde de döküldü

Biliyorsunuz ki Hendek'te, Bolu'da, Konya'da,
Yozgat'ta vesair memleketlerimizde bir çok isyanlar meydana geldi

Ve
bunların hepsi bastırıldı

Temenni ederim ki, bu dökülen kanlar yeterli
olsun ve bundan fazla kan dökülmesin' »
22

01

1923, Bursa şark Sinemasında Halkla Konuşma
-----------------------------------------------------------------
«Arkadaşlar ; inkılâbımız Türkiye'nin asırlar için saadetini garanti
etmiştir

Bize düşen onu idrak ve takdir ederek çalışmaktır

»
11

09

1924, Bursalılarla Konuşma
----------------------------------------
«'Efendiler, vatanın birliğini, hürriyet ve istiklâlini temin eden
milletimizi Cumhuriyet idaresine kavuşturan inkılâbımız; iktisadi refah ve
saadetimizi, medeniyet aleminde lâyık olduğumuz yeri de temin edecektir' »
16

09

1924, Trabzonlularla Konuşma
--------------------------------------------
«'Bu inkılâp, kelimenin ilk anda ima ettiği ihtilâl anlamından başka, ondan
daha geniş bir değişimi ifade etmektedir

Bugünkü devletimizin şekli,
asırlardan beri gelen eski şekilleri bertaraf eden, en gelişmiş tarz
olmuştur

»
05

11

1925, Ankara Hukuk Fakültesinin Açılışında
-----------------------------------------------------------
«Türk milleti çok büyük olaylarla isbat etti ki, yenilikçi ve inkılâpçı bir
millettir

Son senelerden önceki devirlerde de milletimiz yenileşme yolları
üzerinde yürümeye, sosyal inkılâba teşebbüs etmemiş değildir

Fakat hakiki
faydalar görülemedi

Bunun sebebini araştırdınız mı ? Bu sebep işe
esasından, temelinden başlanmamış olmasıdır

»
30

08

1925, Kastamonu'da ıkinci Konuşma
---------------------------------------------------
«Yaptığımız ve yapmakta olduğumuz inkılâpların amacı, Türkiye Cumhuriyeti
halkını tamamen çağdaş ve bütün mana ve biçimiyle uygar bir toplum haline
getirmektir

ınkılâplarımızın asıl gayesi budur' »
30

08

1925, Kastamonu'da, 2

Konuşma
-------------------------------------------------
E) Cumhuriyet ideolojisi, geçmişte 'Galata Bankerleri'nin Osmanlı Devleti'ni
haraca bağladığını, hazineyi talan ettiğini, aşırı dış borçlanmanın (ki,
alınan borçlar yatırıma dönüştürülmemiş ve ödenememiş borçlardır) ülkenin
bağımsızlığını yitirmede nasıl bir işlev üstlenmiş olduğunu unutmamış, ülke
kaynaklarının müflis tüccar mantığı ile yabancı sermayeye pazarlanmasına
karşı çıkmıştır

Birliği ve bağımızlığı vesayet altına alabilecek bir
yabancı sermaya akışının önünde duran ve yabancı sermayenin 'Tahkim
Yasaları'na değil de Türkiye yasalarına göre hareket etmelerini isteyen
Cumhuriyet ideolojisi, ekonomik bağımlılığa neden olabilecek uygulamalardan
kesin bir şekilde kaçınmıştır
«'Hükümetimizin her medenî devlet gibi dış borçlanmalar yapması gereği
vardır

şu kadar ki, ödünç alınan yabancı paralarını şimdiye kadar
Babıâli'nin yaptığı gibi ödemeye mecbur değilmişiz gibi, maksatsız israf ve
kullanma ile borçlarımızın yükünü artırarak mali bağımsızlığımızı tehlikeye
atmaya kesinlikle karşıyız

Biz memlekette, ilerlemeyi, üretimi, ve halkın
refahını temin edecek, zenginlik kaynaklarımızı geliştirecek faydalı
borçlanmalara taraftarız

»
01

03

1922, T

B

M

M

3

Toplanma Yılını Açarken
-----------------------------------------------------------
«'Bugünkü mücadelelerimizin gayesi, tam bağımsızlıktır

Bağımsızlığın tamamı
ise ancak mali bağımsızlık ile mümkündür

Bir devletin maliyesi
bağımsızlıktan mahrum olunca o devletin bütün hayati kuruluşlarında
bağımsızlık felç olmuştur

Çünkü devletin her organı, ancak mali kuvvet ile
yaşar' »
01

03

1922, T

B

M

M

, 3

Toplanma Yılını Açarken
-----------------------------------------------------------
«



Kapitülâsyonların hiçbir kısmında istisnayı kabul etmiyoruz

Adlî, malî
veya askerî kapitülâsyonların hiçbirini tanımıyoruz

»
26

09

1922, Chicago Tribun'un ızmir'e Gönderdiği Muhabirine Verilen Demeç
-------------------------------------------------------------------------------------------
« Bana Avrupalıların ve bilhassa Fransızların doğudaki yararlarından
bahsediyorsunuz

Her şeyden evvel şurası bilinmek lâzımdır ki, Büyük Millet
Meclisi hükümeti kapitülâsyonların devamını asla kabul etmeyecektir

şayet
yabancı uyruklular eskiden olduğu gibi, bundan sonra da kapitülâsyonlardan
istifade etmeyi düşünüyorlarsa, aldanıyorlar

Kapitülâsyonlar bizim için
mevcut değildir ve asla mevcut olmayacaktır

Türkiye'nin istiklâli her
sahada tamamen ve eksiksiz onaylanmak şartıyla kapılarımız bütün yabancılara
açık kalacaktır' »
2

11

1922, Petit Parisien Muhabirine Bursa'da Verilen Demeç
--------------------------------------------------------------------------
«'Millî hududlarımız dahilinde bulunan toprakların bize verilmesinde ısrar
edeceyiz

Ondan sonra, bu topraklar üzerinde tamamıyla, bağımsız, yani
kapitülâsyonsuz bir Türkiye yaşamasını istiyoruz

ışte bütün istediklerimiz
budur' »
2

11

1922, Petit Parisien Muhabirine Bursa'da Verilen Demeç
------------------------------------------------------------------------
«'Kapitülâsyonların Türk milleti için ne derece nefret edilen bir şey
olduğunu size tarif edemem

Bunları diğer şekil ve namlar altında gizleyerek
bize kabul ettirmeye muvaffak olacaklarını planlayan ve hayal edenler bu
konuda pek çok aldanıyorlar

Zira, Türkler kapitülâsyonların devamının
kendilerini pek az vakitte ölüme sevk edeceğini pek iyi anlamışlardır' »
25

12

1922, Le Journal Muhabiri Paul Herriot'a Çankaya'da Verilen Beyanat
-------------------------------------------------------------------------------------------
«'Tabidir ki, dışardan gelecek sermayeye, yol gösterici faaliyetlere,
çalışma usullerine ihtiyacımız vardır

Fakat bu, birliğimize,
bağımsızlığımıza son verecek bir vesayet tarzı demek olamaz

Bize yardımcı
olacak insaniyetkâr kaynaklara biz de karşılıklı taahhüt ile birliğimiz ve
bağımsızlığımız çerçevesinde samimiyetle bağlı oluruz

»
24/25

10

1919, Amasya'da Tasvîri Efkâr Muhabiri ile Mülâkat
-------------------------------------------------------------------------
«'Kanunlarımıza uymak şartıyla yabancı sermayelerine lâzım gelen güvenceyi
vermeye her zaman hazırız ve arzu e dilen odur ki, yabancı sermayesi bizim
çalışmamıza ve servetimize katkıda bulunsun' »
17

02

1923, ızmir ıktisat Kongresi'ni Açış Söylevi
---------------------------------------------------------
F) Cumhuriyet ideolojisi, yaptığı tarih ve kültür araştırmaları ve verdiği
çağdaş ve milli eğitimle Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlarını (özellikle de
gençleri) öz/milli benliklerine kavuşturmuş, özgüvenlerini arttırmış ve
onları ulusal kalkınma seferberliğine hazırlamıştır
«'Memleket sizindir, Türklerindir

Bu memleket tarihte Türk'tü, o halde
Türk'tür ve ebediyen Türk olarak yaşayacaktır

»
16

03

1923, Adana Esnaflarıyla Konuşma
--------------------------------------------------
«Biz Türkler, bütün tarihimiz boyunca, hürriyet ve istiklâle sembol olmuş
bir milletiz

»
(1927)
--------
«Bütün uygar eserleri, bütün dünyada ilk defa yapmış ve yaşamış olan
insanlar Türk ırkındandır

»
(1930)
---------
«Türklük, benim en derin güven kaynağım, en engin övünç dayanağım oldu
Kendimi hiçbir zaman Osmanlılığın telkin ettiği başka ulusları öven ve
Türklüğü aşağı gören eksiklik duygusuna kaptırmadım

»
(1931)
«Ne Mutlu Türküm Diyene

»
29

10

1933, Onuncu Yıl Nutku
-------------------------------------
«Türk ! Övün, çalış, güven

»
(1934)
--------
«Yüksel Türk'Senin için yüksekliğin sınırı yoktur

»
(1935)
--------
«Bilelim ki millî benliğini bulmayan milletler başka milletlerin avıdır

»
(1923)
--------
«'Bizim takip edeceğimiz siyasetin temeli evvelâ mevcut cehaleti ortadan
kaldırmaktır

Ayrıntıya girmekten sakınarak, bu fikrîmi birkaç kelime ile
açıklamak için diyebilirim ki, mutlaka bütün köylüye okumak, yazmak ve
vatanını, milletini, dinini, dünyasını tanıtacak kadar coğrafî, tarihî, dinî
ve ahlâki bilgiler vermek ve dört işlemi öğretmek eğitim programımızın ilk
hedefidir

»
01

03

1922, T

B

M

M

, 3

Toplanma Yılını Açarken
----------------------------------------------------------------
«Erkek ve kız çocuklarımızın, aynı surette bütün öğrenim derecelerindeki
öğretim ve eğitimlerinin uygulamalı olması mühimdir

Memleket çocukları, her
tahsil derecesinde ekonomik hayatta katkılı, etkili ve muvaffak olacak
surette donatılmalıdır

Millî ahlâkımız, medenî esaslarla ve her türlü
fikirlerle artırılmalı ve takviye olunmalıdır

Bu çok önemlidir; özellikle
dikkatinizi çekerim

Korkutmaya dayalı ahlâk, bir fazilet olmadıktan başka
güvene de layık değildir

»
25

08

1924, Mualimler Birliği Kongresi Üyelerine
-----------------------------------------------------------
«Görülüyor ki, en mühim ve en verimli vazifelerimiz eğitim işleridir

Eğitim
işlerinde derhal muvaffak olmak lazımdır

Bir milletin gerçek kurtuluşu,
ancak bu surette olur

Bu zaferin temini için hepimizin tek can ve tek fikir
olarak esaslı bir program üzerinde çalışması lazımdır

Bence bu programın
esas noktaları ikidir :
1

Sosyal hayatımızın ihtiyaçlarına uygun olması
2

Çağdaş gerekliliklere uygun olmasıdır

»
27

10

1922, Bursa, Öğretmenlere Hitap
--------------------------------------------------
«Bütün ümidim gençliktedir

»
(1919)
----------
«Muhterem gençler, hayat mücadeleden ibarettir

Bundan dolayı hayatta yalnız
iki şey vardır

Galip olmak, mağlûp olmak

Size Türk gençliğine terk
ettiğimiz ve bıraktığımız vicdanî emanet, yalnız ve daima galip olmaktır ve
eminim daima galip olacaksınız' »
18

03

1923, Tarsus'da Gençlere Konuşma
---------------------------------------------------
«Gençler ! Cesaretimizi kuvvetlendiren ve devam ettiren sizsiniz

Siz
almakta olduğunuz terbiye ve irfan ile, insanlık meziyetinin, vatan
sevgisinin, fikir hürriyetinin en kıymetli örneği olacaksınız

Ey yükselen
yeni nesil! Gelecek sizindir

Cumhuriyeti biz kurduk ; onu yükseltecek ve
devam ettirecek sizsiniz

»
30

08

1924, Dumlupınar'da Konuşma
----------------------------------------------
«Gençliği yetiştiriniz

Onlara ilim ve irfanın müspet fikirlerini veriniz
Geleceğin aydınlığına onlarla kavuşacaksınız

»
(1927)
---------
«Ey Türk Gençliği ! Birinci vazifen, Türk ıstiklâlini, Türk Cumhuriyetini
ilelebet muhafaza ve müdafaa etmektir

Mevcudiyetinin ve istikbâlinin yegâne
temeli budur

Bu temel senin en kıymetli hazinendir' »
1927 , Gençliğe Hitabesi
-----------------------------
«Gençliğin çalışkan, duyarlı ve milliyetçi yetişmesi esas
dileklerimizdendir

Gençlik her türlü faaliyetlerinde Cumhuriyet kanunlarına
ve Cumhuriyet kuvvetlerinin usül ve kurallarına uymaya da dikkatli
olmalıdır

»
(1933)
--------
«'Sizler, yani yeni Türkiye'nin genç evlâtları, yorulsanız dahi beni takip
edeceksiniz

Dinlenmemek üzere, yürümeye karar verenler asla ve asla
yorulmazlar

Türk gençliği gayeye, bizim yükselme idealimize durmadan,
yorulmadan yürüyecektir

Biz de bunu görmekle bahtiyar olacağız' »
26

03

1937, Ankara'da Tahsilde Bulunan Bursalı Gençlerin Tertib Ettikleri
Uludağ Gecesinde Söylenmiştir
----------------------------------------------------------------------------------------
«Gençler! benim gelecekteki emellerimi gerçekleştirmeyi üstlenen gençler !
Bir gün memleketi sizin gibi beni anlamış bir gençliğe bırakacağımdan dolayı
çok memnum ve mesudum

»
(1937)
---------
«Türkiye Cumhuriyetinin temeli kültürdür



Kültür, okumak, anlamak,
görebilmek, görebildiğinden anlam çıkarmak, uyanık davranmak düşünmek ve
zekâyı eğitmektir

»
(1936)
---------
«'Kültür zeminle orantılıdır

O zemin, milletin seciyesidir

»
16

07

1921, Ankara, Maarif Kongresini Açarken
----------------------------------------------------------
«Asıl uğraşmaya mecbur olduğumuz şey yüksek kültürde ve yüksek fazilette
dünya birinciliğini tutmaktır
(1932)
--------
«Kültür, tabiatın yüksek verimleriyle mesut olmaktır

Bu ifade içinde çok
şey saklıdır

Temizlik, saflık, yükseklik, insanlık vb

bunların hepsi
insanlık niteliklerindendir

»
(1936)
G) Cumhuriyet ideolojisi, Kurtuluş Savaşı sonrasında yetimlerin, öksüzlerin,
sakatların, evsizlerin ülkesine dönen genç Türkiye'yi yetimleri, öksüzleri,
sakatları, evsizleri kollayan, onları devletin ve toplumun himayesine sokan
bir yapıya kavuşturmuş, güçlünün zayıfı ezdiği bir sisteme asla izin
vermemiştir

Cumhuriyet ideolojisi, ıttihat ve Terakki'nin yeniden
canlandırmaya çalıştığı toplumsal dayanışma ruhunu canlandırmayı başarmış,
güçsüzlerin, yoksulların ve kimsesizlerin hem devletçe hem de halkça himaye
altına alınmasını sağlamıştır

Cumhuriyet ideolojisi, Kök-Türk yazıtlarında
da ifade edildiği üzere, 'azı çok kılmış, açı doyurmuş, çıplağı donatmış,
başlıya baş eğdirmiş, dizliye diz çöktürmüş, dostu güldürmüş, düşmanı
ağlatmış'tır
Cumhuriyet ideolojisi, yoksullara emlak tesis etmeye, kurduğu yetimhaneler
ve yatılı okullarla öksüz ve yetimleri okutmaya, evlenemeyen yoksul gençleri
illerdeki yöneticileri ve eşrafı devreye sokarak evlendirmeye çalışmıştır
ğ) Cumhuriyet ideolojisi, dünyanın ağır ekonomik krizler yaşadığı 1929 ve
sonrasında izlediği gerçekçi ve devletçi ekonomik politikalarla düzenli bir
şekilde kalkınabilmiş, fabrikalar açabilmiş, genç kuşakların çağdaş eğitim
anlayışına göre eğitilebilmesi için okullar açmış, sağlık hizmetlerinin
verilebilmesi için sağlık merkezleri tesis etmiştir

Osmanlı Devleti'nden
kalan borçları büyük oranda ödeyebilmiş ve Türkiye'yi geçmiş dönemlere ait
borç batağından ciddi anlamda kurtarabilmiştir

Atatürk döneminde devlet,
kalkınmanın adeta motoru işlevini görmüştür

1923-1938 Yılları arasında
geçen on beş yıl boyunca fiyat istikrarı bozulmadan ve bütçe açıklarına
gidilmeden çok büyük işler başarılmıştır

Burada önemli olan nokta şudur;
bir kalkınma hamlesine girişilirken ne yapılacağının hesaplanıp,
yatırımların nasıl finanse edileceğinin planlanarak rasyonel bir şekilde
hareket edilmesi gereklidir

Dış borçla, karşılıksız para basılarak,
enflasyonist politikalarla girişilen kalkınma hamleleri tıkanmaya mahkumdur
Atatürk bunların hiçbirine tenezzül etmemiş, gerçekleştirilen tüm ekonomik
başarılar ve yapılan yatırımlar o dönemin kendi gelirleriyle, ülkenin
geleceğinden yenilmeksizin elde edilmiştir

Gerçek başarı da budur

O
dönemde:
' Türkiye ış Bankası açılmış ve böylece ulusal bankacılığın ilk adımı
atılmıştır
' Uşak'ta şeker fabrikası kurulmuştur
' Kayseri'de uçak fabrikası kurulmuştur
' Bünyan Dokuma Fabrikası açılmıştır
' Ereğli Bez Fabrikası açılmıştır
' Nazilli Bez Fabrikası açılmıştır
' Aşar vergisi kaldırılmış ve Türk köylüsü ağır bir yükten kurtarılmıştır
' Anadolu Demiryolları satın alınarak ulusallaştırılmıştır
' Ulusal Ekonomi ve Araştırma Kurumu kurulmuştur
' Türkiye Cumhuriyeti Merkez Bankası kurulmuştur
' Gemlik Suni ıpek Fabrikası, Bursa Merinos Fabrikası, ızmit Kağıt
Fabrikası, Kayseri ıplik ve Bez Fabrikası, Eskişehir şeker Fabrikası gibi
pek çok kurum ve kuruluş oluşturulmuştur
' Ticaret ve Sanayi Odaları kurulmuş, daha sonra da Türkiye Ticaret ve
Sanayi Odaları Kongresi toplanmıştır
' ıstatistik Umum Müdürlüğü kurulmuştur
' Hükümete iktisadi konularda fikir vermek amacıyla çeşitli meslek
kuruluşlarının temsilcilerinden oluşan Ali ıktisat Meclisi kurulmuştur
' Birinci ve ıkinci Kalkınma Planları oluşturulmuştur
' 1927 Yılında Teşviki Sanayi Kanunu çıkarılmıştır
' 1930 Yılında Sanayi Kongresi, 1931 yılında da Ziraat Kongresi
toplanmıştır
1920'de ülkemizdeki tasarrufların 542

500 TL, yerli bankalarda, 1

675

400
TL'sı yabancı bankalarda değerlendiriliyordu
1934 yılına gelindiğinde, yerli bankalarda 55

732

900 TL; 12

786

300 yabancı
bankalarda değerlendiriliyordu

Bu ters dönüş, % 32'den % 82'ye yükselen
yerli bankalara güven, Kemalist ekonominin güven verici, üretken gelişimi
ile ilgilidir
Beş beyazlar olarak adlandırılan; tekstil, şeker, un, kağıt ve çimentoda
durum:
1927 yılında Tekstilde dışalım 81 milyon TL'den 1932'de 19 milyon TL'ye
inmiştir
şeker ve yan ürünler dışalımı, 1927'de 14 milyon; 1932'de 3 milyon TL
Un ve buğday 1927'de 0,9 milyon, 1932'de dışalım hiç yok
Kağıt, 1927'de 5 milyon TL, 1932'de 2

6 milyon TL'ye düşüyor
Çimento dışalımı, 7 milyondan, 1

4 milyona düşüyor
I) Cumhuriyet ideolojisi, Türk Ordusunu, zaferle beraber medeniyet
ışıklarını taşıyan kahraman bir ordu olarak görmüş, Türk birliğinin, Türk
kudret ve kabiliyetinin, Türk vatanseverliğinin çelikleşmiş bir ifadesi
olarak nitelendirmiştir
«Dünyanın hiçbir ordusunda yüreği seninkinden daha temiz ve daha sağlam bir
askere rastgelinmemiştir

»
(1921)
--------
«Türkiye Büyük Millet Meclisi Hükümeti'nin ordusu, istilalar yapmak veya
saltanatlar yıkmak veya saltanatlar kurmak için şunun bunun elinde ihtiras
aleti olmaktan uzaktır' »
18

04

1922, TBMM, Ordu Hakkında
-------------------------------------------
«Türkiye Büyük Millet Meclisi ordularının vazifesi, « Misak-ı Millî »
hükümlerini temin etmektir

»
2

09

1922, ızmir'de ıkdam Muhabiri Yakup Kadri'ye Verilen Beyanat
-------------------------------------------------------------------------------
«Ordumuz, Türk topraklarının ve Türkiye idealini tahakkuk ettirmek için sarf
etmekte olduğumuz sistemli çalışmaların yenilmesi imkânsız teminatıdır

»
01

11

1937, TBMM, 5

Dönem 3

Toplanma Yılını Açarken
---------------------------------------------------------------------
«Ordumuz, Türk birliğinin, Türk kudret ve kabiliyetinin, Türk
vatanseverliğinin çeliklemiş bir ifadesidir

»
01

11

1937, TBMM, 5

Dönem 3

Toplanma Yılını Açarken
----------------------------------------------------------------------
«Büyük millî disiplin okulu olan ordunun; ekonomik, kültürel, sosyal
savaşlarımızda bize aynı zamanda en lüzumlu elemanları da yetiştiren büyük
bir okul haline getirilmesine, ayrıca itina ve himmet edileceğine, şüphem
yoktur

»
01

11

1937, TBMM, 5

Dönem 3

Toplanma Yılını Açarken
---------------------------------------------------------------------
«Zaferleri ve mazisi insanlık tarihi ile başlayan, her zaman zaferle beraber
medeniyet ışıklarını taşıyan kahraman Türk ordusu !
Memleketini en buhranlı ve müşkül anlarda zulümden, felâket ve musibetlerden
ve düşman istilâsından nasıl korumuş ve kurtarmış isen Cumhuriyetin bugünkü
verimli devrinde de askerlik tekniğinin bütün modern silah ve vasıtaları ile
donanmış olduğun halde vazifeni aynı bağlılıkla yapacağına hiç şüphem
yoktur' »
9

10

1938, T

C

Ordularına Mesaj, Ankara Hipodrumunda yapılan geçit
resminden önce Başbakan Celâl Bayar tarafından okunmuştur
-------------------------------------------------------------------------------------
ı) Cumhuriyet ideolojisi, Türkiye toprakları içerisinde yaşayan ve Lozan
Antlaşması ile tespit edilen azınlıklara hoşgörü ile yaklaşmış, onların
dini inançlarının gereğini yerine getirmeleri için her türlü ortamı
hazırlamış, dini örgütlenmelerine izin vermiş; fakat, hiçbir zaman şer ve
nifak yuvaları haline gelmelerine fırsat vermemiştir

ıbadethanelerin ve
azınlık okullarının Türkiye Cumhuriyeti Devleti'nin Anayasasına göre
işlemesi gerektiğini düşünmüş ve uluslararası ilişkileri bahane ederek
anayasal hakların dışında herhangi bir ayrıcalık tanımamıştır
«'Lâkin bir fesat ve hiyanet ocağı bulunan memlekette nifak tohumları ve
uyuşmazlık saçan, hiristiyan hemşehrilerimizin huzur ve refahı için de
uğursuzluk ve felaket nedeni olan Rum Patrikhanesini artık topraklarımız
üzerinde bırakamayız

Bu tehlikeli teşkilâtı memleketimizde muhafazaya bizi
mecbur etmek için ne gibi vesile ve sebepler gösterilebilir? »
25

12

1922, Le Journal Muhabiri Paul Herriot'ya Verilen Beyanat
----------------------------------------------------------------------------
«'Fransız mektepleri, Türk milletine büyük hizmetler etmiştir

Fakat, bazen
yabancı mekteplerinin görev sınırlarını aştığını, rollerinden çıktıklarını,
bilim dışı propaganda gayeleri takip ettiklerini ve bunun için halkımızın
Türk olmayan unsurlarına dayandıklarını gördük

»
29

10

1923, Fransız Muhabiri Maurice Pernot'ya Demeç
--------------------------------------------------------------------
«Fransız mekteplerinin çoğunluğu rahipler ve hemşireler tarafından idare
edilmektedir

şu halde, meslekî bir mahiyeti vardır

Bundan dolayı, dinî bir
propaganda da bulunduklarından endişe edebiliriz

Bununla birlikte,
istiyoruz ki mektepleriniz kalsın

Fakat, Türkiye'de bizim mekteplerimizin
bile sahip olmadıkları ayrıcalığa, yabancı mekteplerinin sahip olması kabul
olamaz' »
29

10

1923, Fransız Muhabiri Maurice Pernot'ya Demeç
---------------------------------------------------------------------
J) Cumhuriyet ideolojisi kul, tebaa statüsünden vatandaş statüsüne çıkardığı
Türkiye Cumhuriyeti Devleti vatandaşlarını iyi bir vatandaş olarak
yetiştirmeye çalışmış, bireyler arası ilişkilerle birey ve devlet arası
ilişkileri dönemin çağdaş anlayışına göre demokratik bir zeminde düzenlemeye
çalışmıştır

Devlet olarak her adımını Türkiye Cumhuriyeti Devleti
vatandaşlarının huzurunu, güvenliğini sağlamak için atmıştır

Bireyi,
Türklüğün ve modern toplumla devletin temeli olarak gören Cumhuriyet
ideolojisi, bireyi modern devletler bünyesinde yaşayan bireylerin sahip
olduğu haklara kavuşturmaya çalışmış, bu yönde yasalar çıkarmış, yasaların
uygulanmasında tavizsiz bir tutum sergilemiştir

Neredeyse her nefesini
Türklük için alıp vermiş olan Mustafa Kemal Atatürk, toplumu oluşturan
bireylere deyim yerindeyse bir baba şefkatiyle yaklaşmış, mağduriyetlerini
kendi mağduriyeti, mutluluklarını da kendi mutluluğu olarak bilmiştir
Fakat, 1950'lerden itibaren 'Küçük Amerika' haline getirilmek istenen
Türkiye'de bireyler, küresel sistemle yerel uzantılarının mağdurları haline
getirilmiş, kapitalist yaklaşımın kurbanı edilmiştir

1950'lerden bu yana
izlenen politikalar, ulus ve vatandaş olma bilincine ulaşan bireyi yeniden
kendisini aşiret, bölge ve tarikat kimliğiyle ifade eder bir duruma
getirmiştir
K) Cumhuriyet ideolojisi, 1930'lu yıllarda Avrupa ve Sovyetler Birliği
faşizm ve komünizmin pençesinde kıvranırken, demokrasinin cenazesi
kaldırılırken bölgenin en domokratik ülkesini yaratabilmiştir
"Biz büyük savaşlar görmüş, büyük bir milletiz


Ama savaşçı değil, barışçı
felsefeyi benimsemiş bir milletiz



Kendimizi dünyadan soyutlayamayız
Dünya nimetlerinin emperyalist ülkeler tarafından zaman zaman pervasızca
paylaşıldığını ve bu paylaşma esnasında gelişmemiş ülkelerin tarihten
silindiğini hafızalardan silmek kadar gaflet olamaz

Dünyanın bugünkü durumu
hiç de parlak görünmüyor

Her ülke, gençliğini bir başka ideolojiye sahip
olarak yetiştirme gayreti içinde

ıtalya faşizm ideolojisine dört elle
sarılmış

Bu ülkenin diktatörü olan Mussolini ülkesinin sekiz milyon faşist
gencinin süngüsü üzerinde yaşadığını haykırıp duruyor



Almanya'da
Hitler'in yaratarak geliştirmekte olduğu Nazilik de faşizmin bir başka, bir
büyük tehkileli benzeridir

Hitler bir ırkçıdır

Dikkat buyurunuz,
milliyetçi demiyorum, ırkçıdır diyorum

Alman ırkını en üstün ırk olarak
gören bir mecnundur

Tekmil Alman gençliğini peşine takmış, onlara bu ideali
aşılamıştır

Moskova'da oynanan oyun ise bir başka türlüdür

Stalin yalnız
kendi gençliğine değil, dünya gençliğine komünistlik ideolojisini aşılamaya
çalışıyor

Komünistlik propagandasının, fukarası ve cahili çok ülkelerde ne
kolay taraftar topladığı ise ortada bir gerçektir

(Sabiha Gökçen,
Atatürk'ün ızinde Bir Ömür Böyle Geçti, s

155)
"



Hayır

Ne komünizm ne de faşizm



Bu iki ideoloji de memleketimizin,
ulusumuzun gerçeklerine karakterine asla uymaz

şunu da hemen ilave edeyim
ki, ne faşizmin ne de Nazizm'in sonu yoktur

" (Sabiha Gökçen, Atatürk'ün
ızinde Bir Ömür Böyle Geçti, s

159)