07-31-2009
|
#1
|
Equinox
|
Acı Bir Hatıra
Acı Bir Hatıra
«Bakma saatine ikide birde!
Hâlin neyse saat, onun saati
Saat tutamaz ki ölü kabirde;
Zamana eşyada gör itaati Bir kıvrım, bir helezon,
Her noktası baş ve son
Dün hâtırâ, yarın hayâl, bugün ne?
İki renk arası bir çizgicik pay
Ne devlet zamanı bütünleyene!
Ebed bestecisi bir çark ve bir yay Hesap soran yaratık;
O dimdik, her şey yatık »
N F K
Bir kabristan vardı  Şehrin genişlemesini arzu eden yetkililer; bir emanet, bir tapu senedi, bir hatıra, bir uyarıcı olan o sessiz beldeyi ortadan kaldırmaya karar vermişlerdi İlanat yapıldı;
«Falan kabristân, şu tarihte sökülecektir Cenâze sahiplerinden isteyenler, o güne kadar cenâzelerini filân kabristanâ aktarabilirler »
diye  İlâna pek iltifat eden olmadı Zîrâ, uzun süreden beri vefât edenler, şehrin yeni kabristanına defnediliyordu Burada kalanlar, yıllar öncesinin insanlarıydı Çoğunun sahibi çıkmadı Derken, beklenen gün gelip çattı Dozer, o koca beldeyi birbirine kattı Görünürlerde "beden" denilebilecek bir şey kalmamıştı O vücut binalarının sütunları, kolonları hükmündeki kemiklerden henüz tam çürümeyenleri kepçe, birbirine kattı ve arabalara doldurdu Kamyonlar, sıra sıra yola koyuldular
O garip manzaranın hâlâ tesiri altındayım O gün kemikleri kamyonlara yüklenen insanlar, daha dün bu şehrin sahipleri ve sakinleriydiler İçlerinde zengini de vardı fakiri de  Alçak gönüllüsü de vardı mağrûru da Birbirinin malını, servetini çekemeyen; birbirleriyle çok acı mücâdele veren rakipler, şimdi aynı kamyonun arkasına sarmaş dolaş olarak şehri terke diyorlardı
Bunun bir başka türlüsü de o günün âşıklarıyla mâşukları (sevilenleri, âşık olunanları) arasında mevcuttu  Şimdi hepsinin toprakları, aynı arabada biraraya gelmişti Şimdi hepsi, yeni gâfillerin oynaştığı bu beldeyi terke hazırlanıyorlardı
Kaynak
Alaaddin Başar, "Acı Bir Hatıra", Gerçeğe Doğru 1, Fasikül 6, s 18
|
|
|