Yalnız Mesajı Göster

Cevap : Esmâü'l Hüsnâ Yazıları

Eski 07-20-2009   #3
GöKKuŞaĞı
Varsayılan

Cevap : Esmâü'l Hüsnâ Yazıları



Esmâü’l Hüsnâ Yazıları (8)


"El-Müheymin"
Saltanatı hakkında dilediği gibi tasarruf eden, her şeyi gözetip koruyan

Lütfun ile kıl himaye
Ver selâmet “Yâ Müheymin”
Eller kalkar hep duaya

Ver saadet “Yâ Müheymin”
“Musa tektaş”

Ey yücelerin yücesi olan büyük Allahım,
Yâ Müheymin,
Beni himaye eden, beni koruyup gözeten, beni her türlü beladan, fenadan alıkoyansın Öncemi bilensin Sonramı görensin Kendimi bilmezken, kendimi tanımazken ruhuma varlığının adresini üfleyensin Hücrelerimi dahi şifre şifre bilen, her şifreyi birbirine ulayan ve yine çözensin Her şeyim ayan beyan ortada Düşüncelerimi biliyor ve dahi okuyorken, neler yapacağımı önceden görüyorken senden gizlim saklım yok Allahım Gaflete düştüğüm demlerde nefsimin çemberinde gidiş gelişlerime çare dilerim senden Beni benden koru Allahım Nefsimi ıslah eyle Güzelliklerimi çoğalt
Ruhumun hüsranına saadet ver Allahım

Kulu koruyup gözeten
İhsanına ihsan katan

Islah eyleyip düzelten
Ver kemâlet “Ya Müheymin”

Ey Müheymin,
Sultanım,
Güzel Allahım,
Seni düşünen ruh güzelleşir, ziyadeleşir Bilirim Senden uzak düşünler yolunu şaşırır Şimdi ipil ipil bir yağmurun altında ıslanıyorum Senin rahmetinin her katresi üzerime düştükçe sevincim artıyor Kederim azalıyor Denizdeki dalgalar gibi kabarıyor duygularım sana doğru Dalgalarımı sahiline çek Allahım Senden gizlisi saklısı olmayan bir kulunum Gizlerimin gizlerini biliyorsun Saklamam boşuna gafletlerimi, hatalarımı Beni yüceliğinle sarıp sarmalıyor, kusurlarımı örtüyorsun Dünyalardan koruyorsun beni Allahım Sana hamd ederim Şükürler ederim
Uyuklayan gönlüme inşirah ver Allahım

Yücelik verir ruhlara

Uğratmaz asla zarara
Salah ile tüm kullara
Ver hidayet “Ya Müheymin”


Ey Müheymin,
Efendim,
Allahım,
Kainat sessizce uyurken, güvendiğimiz bir şey var Bizi koruyup gözeten, koruyan yaratanımız var diye güvenle yumarız gözlerimizi Her korkumuzda ilkin adını andığımızsın Sığındığımızsın Himmet dilediğimizsin Biz aciz kullarını her saniye binlerce tehlikeden koruyup gözetensin rabbim Ruhumuz ve bedenimiz her an senin gözetiminde olmazsa halimiz nice olurdu bilmiyorum Sınırlı zekam ve bilgim bunu bilmiyor bilemiyor Bizi nurunla aydınlat Allahım Ziyânla bizi donat Her iki cihanda bizi mahçup etme Allahım Müminler arasına sûizân girdi Allahım Aramızdaki riyayı, yalanı kaldır rabbim Yeni baştan doğrulalım Yeni baştan sevelim birbirimizi Bir ashap şenliği yaşasın kalplerimiz Sen istersen her şey olur
Gönüller yağmalandı Gönüller çöle yürüyen bir bedevi Gönüller serap görüyor
Kararmış gönüllere hidayet ver Allahım

Vermezsin şeytana fırsat
Emrindedir tüm kâinat

Mü’minlere nurun kat kat
Ver ikrâm et “Ya Müheymin”

Ey Müheymin,
Sen Selamsın, Rahimsin, Rahmansın
İçimdeki hüzün büyüyor Kaderimin ırmağında sana doğru akıyorum Hangi akşama sarksam, hangi ırmağa düşsem aklımda sen varsın Gelişlerim sanadır Sincabi bir göğün ağları altında sana yalvarıyorum Vakit şafağın güllerini açıyor Serin bir rüzgar mahmuzlamış gayret atını Rahvan bulutlar geçiyor gözlerimden Her biri senin sevginle dolu dolu Bin umut fırtınası kopuyor yüreğimde Tüllenen hayallerim asr-ı saadeti kuşanıyor Güvendiğim sen, inandığım sen, kuşandığım sen, bildiğim sen, bilmediğim yine sensin Allahım Beni senin ihsanından, şefkatinden ve kemâlinden mahrum etme Beni de sevdiklerine kat
Hüznüm sevincimden ziyade
Efkarıma, hüznüme nihayet ver Allahım


Lütfun ile kıl himaye
Ver selâmet “Yâ Müheymin”
Eller kalkar hep duaya

Ver saadet “Yâ Müheymin”

Ey Müheymin,
Allahım,
Efendim,
Ne büyüksün ki mülkünün sınırı yok Sadece ol! dersin, olur Menekşelenen sular seninle dirilir, seninle akar, seninle kabarır Sararan mevsimler senin emrinle yeşerir Senin aşkınla dallara su yürür Buz denizleri seninle çözülür Yıldızlar senin ismine akar Birbirine hiç değmeden Dağlar eğilir, titrer haşmetinizden
Tüm kainatın Efendisi,
Bizi, yarattıklarını koru, kolla ve gözetle Allahım Senden başka güvendiğimiz yok Senden başka tanıdığımız, inandığımız, taptığımız yok Allahım Sen bizim Rabbimizsin Sana inanır, sana taparız
Ruhumuza, sağlığımıza, dirliğimize selamet ver
Dara düştük, gönlümüze saadet ver
Zora düştük aklımıza hidayet ver
Efkarımız büyüdü, nihayet ver
Bu devirde aklımıza dirayet ver Allahım ( Amin)

***
Esmâü’l Hüsnâ Yazıları (9)

El-Aziz"
İzzet sahibi, mağlup edilmesi imkansız olan, her şeye galip olan

Hükmüne uyar âlemler
Emrini yazar kalemler

İsmini anar kelâmlar
Kur’an âyetin “Ya Azîz”
(Musa Tektaş)
Allahım,
Efendim,
Göklerin ve yerlerin sahibi ey büyük yaratıcım, var edicim, taptığım, kul olduğum, kapında yandığım Azîz Sultanım,
Varlığımı senin aşkınla eritmek zamanı demişim Bir bengisu pınarı senin kudretin İçtikçe serinleten, var eden Ucunda senin nurun olan bir ufuk yürüyüşü hayat yolculuğum Yollar dikenli, yollar uçurum Ben karanlık yollarının âmâ yolcusu Ben masmavi göklerinin kanadı kırık kuşu Güç ver bana uçayım Her şey, cümle alem, senin emrinde bir ibrişim perdesinde Nur ve zulumat kıyasıya kavgada Nurunun feyziyle aydınlanayım rabbim
Ben Yusuf’u bekleyen kuyunun sarkacı olayım İçinde secdeler çağlayan nehir olayım çöllere akan Aktıkça durulayım
Bir bengisu çağlar pınarlarınız
Emret beni durulayım

Aşkın ile seven canlar

Seni ancak öyle anlar
Yanmaz sana inanlar
Vardır cennetin “Ya Azîz”

Yâ Azîz
Şeref ve kudretin sahibi olan Efendim,
Ömrümün en kutlu işi, en mutlu işi senin sevginle ayaklanmak, senin aşkınla dirilmek Ruhumun takvimleri senin mevsimlerini kuşanmak diler Nasip eyle, senin ülkenin baharlarını giyineyim Bir dua şölenine açılan ellerimi mavi göklerine açmışım Aczimin çentikleri çoğalıyor Hicretimin menzili azalırken, duraklarda çaresizim, yalnızım Çorak topraklar gibiyim Bir çamçak su değmez oldu dudaklarıma Dilerim, nefsimin sırçası kırılsın bin bir yerinden Yeniden ben olayım Umudun bembeyaz tülleri sarmış gönlümün panjurlarını Miraca ulaşan dualarımızı kabul buyur Allahım
Sen ne dilersen olur
Saniyede olur kararlarınız
Emret beni onulayım

Şüphesiz ki güç senindir
Makam mansıp taç senindir
İsrayı Mi’raç senindir

Çoktur ni’metin “Ya Azîz”


Allahım,
Ey Aziz,
Her günümün ziyanda olduğu bu uyku şehrinde, nurundan bir ışık ver Uyanayım Bulutların mahzeninden üzerime nurun yağsın Nurunla ıslanayım İçimin anahtarı sende Aklımı yağmalayan rüyaların içinden, çek çıkar beni Gönlümün bahçeleri enkazımı müjdeler Bu kör uykularımı çarmıha ger Allahım Masivanın bitmez gürültüsünden yorulan gönlüme, sükunet ver Kalbimin, kalbimizin yırtıklarını, söküklerini birleştir Allahım Zamanın kırıklarını onar Kırılan muhabbet filizlerini yeşert İnsanlık yeni baştan dillensin Karanlıklar taht kurdu yüreklerin kuytularına Şualar düşür kalplerin barınaklarına Şeref, haysiyet nedir unuttuk, izzet nedir unuttuk Unutan ruhumuza inşirah ver Allahım Şüphesiz senin her şeye gücün yeter
Ben çaresizim, çarem ol
Ben kimsesizim, kimsem ol rabbim
Sen ne dilersen olur

Şeref ve kudret sahibi
İzzet sıfatın “Ya Azîz”
Resûlün Hakkın habibi
“Levlâk” şefkatin “Ya Azîz”


İzzet sahibi olan büyük Allahım,
Yâ Azîz,
Senin kutlu ülkenin, senin yüce kitabının peşi sıra yürümek dileyen kulunun aczini gör gözet Allahım Büyüklüğünün tarifi yoktur Şefkatin ve adaletin timsali, kudretli padişahım Senin ülkende karanlık yoktur Senin ülkende güneş batmaz Sevgili peygamberimizin güzelliğiyle donattığın cümle kainatın sahibisin “Ya Muhammet sen olmasaydın felekleri yaratmazdım” diyen sözlerinin sihriyle kendimi unuttum Meveddet düşüncesine sığındım Sevgiyle var ettiğin cümle kainatın özünde sevgi varsa, her şeyin başı sevgiyse, bu sevginin tek adresi sensin Allahım Bütün sevgilerim sanadır Bana sevgilerin en safını , en kutlusunu bahşet ki yüreğim kemlik görmesin Sevgiyle dirileyim, sevginle bürüneyim

Adını anan dillere

Zillet vermez gönüllere
Nûrun yansımış güllere
Bütün hikmetin “Ya Azîz”

Allahım,
Büyük Allahım,
Makamların en büyüğü olan Yâ Azîz,
Nisyanım ellerimde sana geldim Yalnızlığım dudaklarımda, çaresizliğim ruhumda beni arşınlarken sana geldim Alemlerinin azameti karşısında titrer benliğim Gücünün, kudretinin, izzetinin şanına hayran olduğum Allahım Senin güzelliğin karşısında güzel bilmez yüreğimi, senin büyüklüğün dışında büyük görmeyen gözlerimi muhafaza eyle Eyle ki harama düşmesin ahvalim Nefsimin vadisinde kopan kasırgaları melteme çevir Allahım Çevir ki durulsun halim Boynu bükük, hüzünlü gönlümün taraçaları huzur çiçekleri devşirsin Devşirsin ki sana geleyim
Sen ne dilersen olur
Emret beni olayım
Kapında durulayım
Yeniden ben olayım

***
Esmâü’l Hüsnâ Yazıları (10)

“El-Cebbar"
Azamet ve kudret sahibi, istediğini mutlak yapan, dilediğine muktedir olan

İstediğin olur mümkün
Sahibisin cümle mülkün

Fermanındır “kün fe yekün”
Varlığın tektir “Ya Cebbâr”
(Musa tektaş)
Yâ Cebbâr,
Yüce Allahım,
Azametinin ululuğu karşısında boynum bükük, yüreğim naçar, ruhum tedirgin, titreyip sana gelmişim Senin kudretin, senin ihtişamın karşısında, senin güzelliğin karşısında, senin tekliğin karşısında bin tufan kopuyor yüreğimde Böğürtlenli yamaçlarda kır uykusuna yatan ruhumun dizginlerinden tutuyor senin esrarlı sözlerin Düşüyorum zamanın ellerinden Zaman ne ki? Her şey bir rüya olduktan sonra Sultan Süleyman’a kalmamış dünya Bana kalmaz diyorum Bir ikindi zamanı yosun bürümüş sulara gömülüyorum Erguvani bir ışık düşür yüreğime Rabbim Düşür ki aydınlansın asra yenik düşen karanlıklarım, ısınsın buz tutmuş duygularım Şeyh Küşteri’nin beyaz perdesi kapanıyor, tanıdık tüm ışıklar kararıyor, senin aydınlığınla Düşüyorum zamanın ellerinden Ve
Azametin ve kudretin karşısında eğiliyorum vav misali
Ey Sevgili, En sevgili,
Dile beni kar olayım
Fırtınanda savrulayım

Diler isen var edersin
Ol emrin haktır “Ya Cebbâr”
Dilemezsen nâr edersin

Şerikin yoktur “Ya Cebbâr”

Uluların ulusu olan büyük Allahım,
Kudretli padişahım,
Yâ Cebbâr,
Cümle kainat senin Ben seninim, sevdiklerim senin Ne hayal etsem boş Sen dilemedikçe, sen ol!demedikçe ben bir hiçim Beni şereflendiren senin merhametindir, senin kudretindir Kalbimin kederleri, yitiklerim, acılarım, sevinçlerim hep sendendir, bilirim Unutulmuşluğum, sevilmişliğim, kaybedişim, senin kudretindendir Ben unutuldum, sevdalar bittiNe aşık kaldı ne maşuk Leyla, Mecnun’una, Aslı Kerem’ine kavuşmamışken, Züleyha aşk şarabını zehir niyetine içmişken, hünkar gönüllü ulular gitmişken, umut maverası tükenmişken bir senden umut kesmem Tek güvendiğim, tek sığındığım, tek inandığımsın Tüm yıldızlarını kaybeden yüreğimin utangaç rıhtımında senin dışında yok beni aydınlatan bir ışık Pünhan bir elem her dem yanı başımda beni kolluyor Beni bu yalnızlığıma, bu çaresizliğime mahkum etme Allahım Beni koru, gözet ve sevdiklerine kat
Azametin ve kudretin karşısında eğiliyorum vav misali
Suların en çaresizi gibi denize koşuyorum
Ey Sevgililer Sevgilisi,
Dile beni yar olayım
Kapında durulayım

İstediğin olur mümkün
Sahibisin cümle mülkün

Fermanındır “kün fe yekün”
Varlığın tektir “Ya Cebbâr”

Yâ Cebbâr,
Sultanım,
Acı ve kederi bir gül goncasında tarif etmişsin Sevinç ile acıyı, zor ile kolayı, dert ile devayı, aşık ile maşuku bir arada yoğurmuşsun kaderin gülzarında Ölüm bile sana kavuşmak bize, derdin de hoş devân da Senin ikliminin tılsımı aldı beni terkisine Bir vuslat sevinci sarıyor ruhumu Sevincim kederim gözlerimi sağıyor Şafağın erguvani rengine çalıyor gözlerim “Bî vefadır dâr-ı dünya kimseyi şâd eylemez” diyen şairin dizeleri sökün ediyor dudaklarımdan Biçareyim dünya gurbetinde Benim gönlümün sılası senin ülken Gidiş davetini bekler yüreğim Gurbetin de, hüznün de , acın da, sevincin de ne güzel Allahım Senden gelen her şey ne güzel Yanmak, yakılmak ne güzel
Ey Sevgililer Sevgilisi,
Alemlerin rabbi olan ulu Allahım,
Dile beni şâr olayım
Yanayım yakılayım

Gül verirsin hâr verirsin
Yüreklere kor verirsin
Gerekirse zor verirsin
Edebin yektir “Ya Cebbâr”

Ey büyük Allahım,
Yâ Cebbâr,
En sevgili,
Çöllerde kaybolmuş bir yitik Leylayım yarini arayan Bulutların mahzenine saklanmış bir katre gözyaşıyım Merhametin kalbinde ağlayan bir çocuk gibiyim Sessiz ve unutulmuş bir mezarlıkta titreyen mor zambağım Kamıştan bir neyim inleyen Kışa yenik düşmüş baharların yetimiyim Aklım esrarlı sözlerinin işgali altında Senin irem bahçenin hayali kuşatıyor ruhumu Senin cennet kıyılarından haber getiren bütün dualarımla sana sığınıyorum en sevgili Bir ikindi zamanı yosun bürümüş sulara gömülüyorum
Günah sularının arkından tüm akışlarım, riyasız berrak denizlere
Bir yeni vakit bekliyorum ruhumda İçimdeki ayak seslerinden biliyorum Geldim gidiyorum diyen bir mahzun şarkı gibiyim kapında ey sevgili Ruhu kelepçeli bir esaretim, zindanların görmediği
Ey büyük Allahım,
Dile beni ar olayım,
İsyanlarıma ağlayayım

Sen muktedirsin cebire
Cesaret ver mü’minlere
İsminin zikri kâfire
Değecek oktur “Ya Cebbâr”


Yâ Cebbar,
Sevgililer sevgilisi olan büyük Allahım,
Kötülerin hükümdar olduğu asrın cehenneminde doğru yolu göstermeyen pusulalara vicdan ver Onları güzelliğinle donat Donat ki senin ziyanla ışıklansın kararmış yürekleri Zalimlerin zulmü ciğerimiz kanatır Senin adaletin, senin emrin üzre umudumuz vardır Zulüm nişangahı olan yüreklerimizin tenhasında öfke ve keder yağmurları bir sağanak olup yağıyor ruhlarımıza Zalimlerin zulmünden koru bizi Allahım Bizi şefkatinle sar, zalimleri hiddetinle durdur rabbim Durdur ki fitne ve fesadın yağmaladığı mahzun ve yaralı yürekler durulsun Elemli yüreklerin senden başka kimsesi yok Allahım Senden başka taptıkları, senden başka tanıdıkları, senden başka inandıkları, senden başka güvendikleri yok Allahım
Şüphesiz ki senin her şeye gücün yeter
Ey büyük Allahım,
Sevgililer sevgilisi,
Yâ Cebbâr,

Zulme karşı durdur bizi
Cemâline erdir bizi
Hep andıkça Rabbimizin
Yüzümüz aktır “Ya Cebbâr”
(Amin)

__________________
Bıçak soksan gölgeme, Sıcacık kanım damlar
Girde bak bir ülkeme: Başsız başsız adamlar
NFK





GaLiBa Bu GeCe YaĞMuRDa GöKKuŞaĞı MiSali
GüLeRKeN aĞLaMaNıN ZaMaNı
Alıntı Yaparak Cevapla