Konu: Horon
Yalnız Mesajı Göster

Horon

Eski 07-15-2009   #1
Şengül Şirin
Varsayılan

Horon







Horon

Horonun kökeni ve kelime anlamı


Türkler, tarihin akışı içinde Orta Asya'dan batı dünyasında doğru akarken, hiç kuşkusuz sosyal kültürel özelliklerini de birlikte götürmüşlerdir Yoğun göç dalgaları ve tutulan yeni ''yurtluklar-vatan''da karşılaşılan değişik ulus ve halklarla da etkileşimde bulunmuşlardır 1071 öncesi ve sonrasında Anadolu'ya akmaya başlayan Türk--Budun-Boy ve Oymakları çok kısa bir zaman diliminde Anadolu'yu Türkleştirip, İslamlaştırırlar Yalnız Türkler, Anadolu'nun ötesindeki Türk ellerinde İslamiyet'i her ne kadar


benimsememişlerse de eski ''Gök dinleri'' ya da ''şamanist'' inanımlarının kalıntılarını çağımıza dek yaşatabilmişlerdir Bugün Anadolu'nun kırsal ve dağlık kesimlerinde, Orta Asya'nın kültürel özelliklerini şamanist inanımlarını görmek mümkündür

Oğuz Türkleri 12 yy'dan itibaren sürekli ve yoğun bir şekilde Karadeniz yöresini yurt tutmaya başlarlar 200 yıl içerisinde bu olgu tamamlanır, tüm Karadeniz yörelerini fetheden ve Türkleştiren Oğuz Türklerinden olan ''ÇEPNİLER''ir Çepniler, bu yöreyi kıyı çizgisine paralel olarak doğu-batı yönünde fethederken Anadolu'nun iç kesimlerinden de diğer Türk boy ve oymakları Erzincan, Gümüşhane ve Harput dolaylarından sahile akmaya başlarlar 1461 yılı başlarında iç kesimlerden gelen 100000 Çepni

Türk'ün Giresun-Trabzon arasına yerleştirildiğini, yine Yavuz Sultan Selim'in Trabzon'da, Şehzadeliği sırasında İran'da Şah İsmail'in kılıcından kaçan Akkoyunlu Türkleri'ni de Rize-Trabzon arasındaki yörelere yerleştirildiğini tarihi kaynaklardan biliyoruz Yöreye yapılan bu tarihi göç Doğu Karadeniz'in kısa bir zaman içinde Türkleşmesini sağlar




Türkler Doğu Karadeniz bölgesine yerleştiklerinde yabancı olmadıkları bir doğa parçasıyla karşılaşırlar Yöre çok engebeli, sarp, dik ve dağlıktır Öte yandan bölgeyi kuzey yönünde baştan başa kuşatan, sürekli dalgalı ve hırçın bir deniz vardır Bu acımasız özellikleri içeren bir doğa üzerinde mücadele veren insanların tipik, yöreye özgü Folkloru ve Halk Oyunları da böylece oluşur


Romanya'da düğünlerde oynanan halk danslarına ''Gagauz Türkleri ''nce ''horon" denilmektedir Yine eski bir Bulgar ve Peçenek Türklerinde varolması dikkate şayandır Öte yandan Erzincan, Malatya, Siirt ve Afyon'da birer yerin adı ''Horon''dur



Yunan kelimesi ile büyük bir benzerlik gösteren horonun nereden geldiği hakkında bazı fikirler ortaya atılmıştır Bunlardan birisi Yunanlıların Karadeniz'in doğu sahillerine yerleşmiş olması, bir diğeri ise; horonun kemençe gibi Cenevizlilerden kalmasıdır Gerçekten Fransa'da ''Carole'' adı ile tanınmış bir oyun vardır ki bir halka oluşturularak oynanırdı ''Carole'' kelimesini Fransızca sözlükler bozuk Latince ''Carola'' olarak gösteriyorlardı Ancak, bu kelimenin diğer şekilleri olan ''Harol , Horol'' kelimeleri ve oyunun kalabalık oynanması dikkate alınırsa, Fransız oyunu ile Doğu Karadeniz oyunu (Horon) arasında şaşırtıcı bir benzerlik göstermektedir O halde Yunanca nedir?
-Hora, raks, dans Yunanca- Türkçe sözlükte;
1 Takım, grup
2 Bir kilisenin görevlilerinden oluşan kilise korosu
3 Kilise görevlilerinin kilisede durdukları yer
Şimdi karşılaştırmaya geçelim:




a kelimesinde ''topluluk'' esas olarak görülüyor Bu Karadeniz horonlarında da böyledir

b kelimesinin üçüncü maddesi ''kilise görevlilerinin kilisede durdukları yer'' dir Kelimenin bu anlamı ile Carole kelimesinin ikinci anlamı olan ''Halka şeklinde oynanan oyun'' arasında açıkça görülen bir ilişki vardır

Mimari ve kuyumculukta daire teşkil eden birçok şeye ve 18 yy'da kilisedeki koro dairesine Carole deniyordu
Yukarıdaki karşılaştırmalar gösterir ki, Horon, Carole vekelimeleri arasında bir anlam birliği oluşturur
Şimdi de bunlarla ilişkili olan diğer bir kelime üstünde duralım
Xor (hor) veya Kör -Destan söylenirken nakarat
xoroy (horoy)-Sırayla durmak (Pekarski-Yakut sözlüğü)
Esas vasıfları ''topluluk'' olan bu Yakutça kelimeler ile Karadeniz horonu, Fransız


''carole''sı ve Yunanca arasındaki anlam birliğini tespit ettikten sonra yukarıdaki araştırmalarımızı şöylece özetleyebiliriz:

Horon, Carole, ,Hor, Kör, Horoy kelimeleri birbirlerinden ayrı olmayıp, aynı Hor kökünün muhtelif şekilleridir


Bu açıklamalarla yöredeki ''horom'' ve ''horon'' kelimelerinin kullanımı arasında benzerlik olduğu görülmektedir Horom; mısır saplarının ve çayır (ot) 'ların 10-15 kucak bir araya getirilerek dikey durumda yığılıp, tarlada bulunan ''KABAK DEVEKLERİ'' ile üst kısımdan bağlanmasıdır Başka bir deyişle daire (halka) şeklinde sıkıca bağlamaktır
Yöre oyunlarını oynarken bir arada toplanarak sıkıca elele tutup daire halinde horon kurmalarındaki şekil ve benzerlik Horon ile Horom sözcüğünün gerek mana gerekse kelime yapısı bakımından birbirini tamamlamaktadır Horona başlarken ''Hayde bir horom kuralım'' sözü, bir araya toplanıp, sıkıca birbirimize bağlanalım demekten başka bir şey değildir





Horonların Oynandığı Yerler Ve Etkilendiği Unsurlar

Horonlar neşeli zamanlarda; Bayram, düğün, dernek, askere uğurlama ve arkadaşlar arasında düzenlenen eğlencelerde oynanır


Yürekleri dolduran coşkular, sevinçler buralarda horona dönüşür Nerede bir durak, bir oturak yeri varsa orası ''HORONDÜZÜ'' dür üstünde horon oynanmayan tek bir düzlük yoktur Karadeniz'de

Horon Karadenizin soluk alışı, yürek atışı, dalgalanışıdır

Horon doğa ile insanın elele, kol kola şahlanışıdır


İneğiyle, çadırıyla, çoluğu-çocuğuyla, silahıyla, giysisiyle dağlara çıkması, yol boyunca yol havalarının kemençe ve davul-zurna eşliğinde çalınıp söylenmesi, horon oynaya oynaya yolların bitirilmesi ve yayla düzüne silah atarak, nara atarak ve tabi ki horon oynayarak (sallama ritminde) kollar halinde girmeleri, halka içinde saatlerce horon oynamaları bahara olan özlemin coşkuya dönüşmesi, dile gelmesidir


Karadeniz'e özgü horonun yapısında tarım kültürünün varlığı apaçık ortadadır Horonda görülen öne eğilmeler ve kolların öne uzatılıp sallandırılması; tarlada kazma ile çapa yapılması gibidir Horoncuların el tutması ve hamle yapmaları ile belcilerin ''VOL ATMA'' hamleleri aynıdır


Karadeniz'de yalnız başına iş yapmak çok zor olduğundan horon; Karadenizlinin her işte elele verilmesini, birlikte çalışmaya duyduğu ihtiyacı anlatmasıdır

Doğa yapısının sert ve dağlık oluşu, denizinin ve havasının kararsızlığı horon oyunlarında göze çarpar


''Mısır Gumulları hep, beraber bağlanır;
İşte, horoncular da, öyle halkalanırlar

Dizili horon ise, bel bellmek gibidir;
Tavaya birer birer, hamsi dizilmesidir

Omuz titretmeleri, hamsi can çekişmesi;
Çıkarılan o sesler, rüzgarın ıslık sesi

Hele o silkenmeler, ağaçlarda fırtına;
O çabukluk benziyor, martı kanatlarına

Dalgalar gider-gelir, bir kararda durmazya;
Horoncular da öyle, uyar davul zurnaya

Kemençe; horonun sevgi küpü, kaşığıdır;
Neş'eli zannederler, en garip aşığıdır

Horon; yağmur duası, horon, çareye koşmak;
Zafer için zıplamak,, yahut suyu okşamak

Horon; tetikte dumrak, kayık küreği çekmek;
Horonda alın teri, horonda emek çekmek

Horon bayram yapmaktır, halk murada erince;
Canlanmayan var mıdır, oynayanı görünce

Bu sevinç gösterisi, hem bolluk, hem bereket,
Dağ-bayır, iniş-çıkış, elbet lazım hareket
Horon deyince akla Akçaabat geliyor,
Bunu hem Türkiye ve hem de Dünya biliyor
Karadeniz horonu, horonların beyidir,
Karadenizli korkmaz, eğlenceden bellidir
Fişek, saat ve çizme seferberlik işidir,
Kalleşlik edenleri hesaba çekişidir
Horon, bir oyun değil, bir folklor kanunudur,
Oyna horoncu oyna,i horon, milli konudur ''

Horonlar Üç Bölümden Oluşur






1 DÜZ HORON BÖLÜMÜ: Horon oynanmaya başlarken ağır tempoda oynanır Bundan ötürü oyunun bu bölümüne ''ağır horon bölümü'' de denir Oyun halkası saat ibresinin tersi yönünde döner Söylenen türkülere ellerle tempo tutulur Müzik ne kadar yüksek tempolu çalınırsa, oyuncular da o kadar kıvrak ve hareketli olurlar Ritim arttıkça vücut dikleşir, kollar yukarıya kalkar Gelen komutla ''yenlik yenlik'' ''alaşağı'' ya da ''ufak ufak'' diğer oyuncular da uyarılarak doğrudan sert bölüme geçildiği gibi yenlike bölüme de geçilir


2 YENLİK BÖLÜMÜ: Kollar aşağıya iner, dizler kırık ve bel kısmı dizlerin açısında öne doğru eğiktir Kol çıkarmalar ve omuz sallamalar bu bölümde ön plandadır Adımlar geriye, yana ve öne basarak belli alan içinde gezinilir Vücudun yapmış olduğu çalımlar yumuşak ve hafiftir Oyunun ritmi düz horon bölümüne oranla biraz daha hızlıdır Komutçudan gelen ''alaşağa'', ''aloğlum'', ''kimola'', ''taktum'', ''yıkoğlum'' veya ''ıslık'' şeklinde gelen komutla sert bölüme geçilir


3 SERT BÖLÜMÜ: Diğer bölümlere nazaran hareketler daha sert ve canlıdır Omuz sallamalar daha seri, ayaklar yere daha sert basar Oyunun en gösterişli, temposunun oldukça yüksek olduğu ve oyuncuların tüm yeteneklerini ortaya koyduğu bir bölümdür Oyuna devam edilecekse tekrar düz horon bölümüne geçilir

__________________
Arkadaşlar, efendiler ve ey millet, iyi biliniz ki, Türkiye Cumhuriyeti şeyhler, dervişler, müritler, meczuplar memleketi olamaz En doğru, en hakiki tarikat, medeniyet tarikatıdır
Alıntı Yaparak Cevapla