07-14-2009
|
#2
|
Şengül Şirin
|
Kadınlara Oy Hakkı
Kadınlara Oy Hakkı
20 yüzyılın başında feministler oy hakkı mücadelesini eylemlerinin temel ekseni durumuna getirdiler Oy hakkının elde edilmesiyle öteki sorunların büyük ölçüde çözüleceğini sandılar Parlamento seçimlerinde kadınlara oy verme hakkını tanıyan ilk ülke 1893'te Yeni Zelanda oldu Onu 1902'de Avustralya, 1906'da Finlandiya ve 1913'de Norveç izledi Buna karşılık İngiltere'de 1918'e gelinceye kadar hiçbir kadın parlamento seçimlerinde oy kullanamadı Yasaların kadınların oy vermesini sağlayacak biçimde değiştirilmesi için en çetin mücadeleyi süfrajeter olarak anılan bir grup aydın kadın yürüttü Amaçlarına ulaşmak için her yolu denemeye kararlı olan süfrajetler, bu kavgacı yanlarıyla oy hakkınınverilmesini savunan, ama yasaların çiğnenmemesi gerektiğine inanan gruplardan ayrılıyorlardı
Kadınlara oy hakkı verilmesi için mücadele 19 yüzyılda başlamıştı, ingiliz düşünür ve siyaset adamı John Stuart Mili 1867'de kadınlar için seçme ve seçilme hakkı istemiyle bir yasa taslağı hazırladı Çok az destek gören bu isteme, Kraliçe Victoria (1837-1901) şiddetle karşı çıktı Ne var ki, yüzyılın sonlarına doğru kadın erkek pek çok önde gelen kişi bu amacın gerçekleşmesi için çalışıyordu Em-meline Pankhurst (1858-1928) ve kızları Christabel ile Sylvia 1903'te kadınlara oy hakkı verilmesini savunan Toplumsal ve Siyasal Kadın Birliği'ni kurarak, kadın hakları mücadelesinde yeni ve canlı bir dönemi başlattılar Sylvia Pankhurst daha sonra kadın işçileri de örgütlemeye çalıştığı gerekçesiyle bu birlikten çıkarıldı
İngiltere'de dönemin başbakanı H H Asquith kadınlara oy hakkı verilmesine karşıydı Halka görüşlerini açıklamaya çalışan kadınlar genellikle kaba ve sert tepkilerle karşılaşıyorlardı Onlar da şiddete şiddetle karşılık vererek gösterilerinde camları kırdılar, posta kutularını yaktılar, açlık grevi yaptılar ve kendilerini parmaklıklara zincirlediler Böylece, kadınlara oy hakkı verilmesi sorununu sürekli olarak kamuoyunun gündeminde tutmayı başardılar Oy hakkını kazanmak için her şeyi göze almışlardı Emmeline Pankhurst sekiz kez hapsedildi Daha sonra "kedi-fare oyunu" diye nitelenen acımasız uygulama bir alışkanlık haline geldi: Açlık grevindeyken serbest bırakılan kadınlar yeterince iyileştiklerinde hemen yeniden tutuklanıyordu Kadınlara oy hakkı savunucularından Emily Davison, bu uğurda 1913'teki Derby yarışlarında kendini atların ayakları altına attı
1914'de I Dünya Savaşı'nın ilan edilmesiyle sosyalist kadınlar genel olarak savaşa karşı bir tutum aldılar Eşit işe eşit ücret ve barışçı bir dünya isteminde ısrarlı oldular Süfrajetler ise savaşın siyasal haklarını elde etmek için fırsat yaratacağını düşünüyorlardı Bunun için eylemlerine ara verdiler Hapisteki oy hakkı savunucuları serbest bırakıldı 1917'den sonra feminist hareket ile sosyalist kadın hareketi birbirinden ayrıldı Feminizm bu tarihten sonra etkinliğini yitirdi Savaştan sonra 1918'de İngiltere'de, evli, mülk sahibi ve 30 yaşın üstündeki üniversite mezunu kadınlara oy hakkı tanındı 1928'de kadınlar da erkeklerle aynı haklara sahip oldu 21 yaşındaki herkese oy hakkı verildi
ABD'de kadm hakları için mücadele çoğunlukla, köleliğin kaldırılması için mücadele etmiş olan kadınlarca yürütüldü Seneca Falls Toplantısı diye adlandırılan kadın haklarıyla ilgili ilk toplantı 1848'de New York eyaletinde Seneca Falls'da yapıldı Bu toplantıda tüm erkeklerin ve kadınların eşit olduğunu ilan eden bir bildiri yayımlandı Bildiride kadınların sorunları dile getirildi ve eşit yasalar, eşit eğitim ve iş olanakları ile oy hakkı istendi Bu bildiride Siyah kadınlarla ilgili bir tek cümle bile yoktu Hareketin önde gelen adları Elizabeth Cady Standon ve Susan B Anthony'ydi 1890'a gelindiğinde eyaletlerin bir bölümünde kadınlara oy hakkı verilmişti Ulusal planda oy hakkı için mücadele, varlıklı ve eğitim görmüş kadınlar arasında çok sayıda yandaş kazandı Sonunda, 1920'de bir anayasa değişikliğiyle ABD'deki tüm kadınlara oy hakkı tanındı
Batıda, kadın hakları için verilen mücadele oy hakkının elde edilmesiyle 1920'lerde sona erdi Böylece feminizmin ilk mücadele dönemi kapanmış oluyordu 1930'larda faşist rejimlerin egemen olduğu ülkelerde kadınların kazanılmış hakları ellerinden alındı Kadınlar ev işlerine ve çocuk doğurmaya özendirildi
Kadınların özgürlük mücadelelerinin başladığı ülke olan Fransa'da ancak II Dünya Savaşı'nın sonunda, 1946'da oy hakkı elde edildi Japonya'da 1943'te, İtalya'da ise 1946'da kadınlar oy hakkına kavuştu II Dünya Savaşı sonrasında bağımsızlığını kazanan ülkelerin anayasalarının hemen tümünde kadınlarla erkeklere eşit oy hakkı yer aldı
7 Temmuz 1954'te yürürlüğe giren Birleşmiş Milletler'in Kadınların Siyasal Hakları Sözleşmesi'ne göre kadınların bütün seçimlerde erkeklerle eşit koşullarda oy kullanma, seçilme ve kamu hizmetlerine girme hakları düzenlendi İsviçreli kadınlar oy hakkını 1971'de elde edebildi 1980'lere gelindiğinde kadınların yaşamın birçok alanında hâlâ baskı altında tutulduğu bazı Arap ülkeleri ile Liechtenstein dışında, kadınlara oy hakkı tanımayan pek az ülke kalmıştı
__________________
Arkadaşlar, efendiler ve ey millet, iyi biliniz ki, Türkiye Cumhuriyeti şeyhler, dervişler, müritler, meczuplar memleketi olamaz En doğru, en hakiki tarikat, medeniyet tarikatıdır
|
|
|