07-12-2009
|
#1
|
Şengül Şirin
|
Iklığ-Eskiden Türkler'in Kullandığı Yaylı Bir çalgı
Iklığ-Eskiden Türkler'in Kullandığı Yaylı Bir çalgı
"Iklığ" sözcüğü, "yay" anlamındaki "ık" sözcüğünden türemiştir Iklığın yarım küre biçimindeki gövdesinin yapımı için kaplumbağa kabuğu (bağa), sukabağı ya da hindistancevizi kullanılırdı Gövdeye tutturulmuş uzun bir tahta sapı, sapın ucunda da tel sayısınca akort burgusu vardı Telleri at kılından ya da hayvan bağırsağından yapılan ıklığ tek telli olabildiği gibi iki ya da üç telli de olurdu
Gövdenin göğüs denen ön bölümüne ince bir deri (çoğunlukla da balık derisi) gerilir, teller bu göğüs üzerinde yer alan, kemik ya da tahtadan yapılma, köprü biçimindeki eşiğin çentiklerinden geçer ve gövdenin altına bağlanırdı Çalınırken ıklığın gövdesi iki diz arasına sıkıştırılır, sapı ise sol elle diklemesine tutulurdu
Dünyanın hemen her yerinde buna benzer çalgılara rastlanmaktadır Günümüzde Asya Türkleri'nin kullandıkları ıklığ benzeri çalgıların her dil ya da lehçedeki adları az ya da çok değişiktir Bazı boylar, bu çalgıya İran
kültürünün etkisiyle kemence adını verirken bazıları ise kopuz, gıcak, kıcak ya da kıyak sözcüklerini kullanmaktadır
Günümüzde Anadolu halk müziğinde kullanılan kabak kemane ile 19 yüzyıla kadar Türk müziğinde ve özellikle de Mevlevi müziğinde gözde bir çalgı olan rebap da ıklığ benzeri çalgılardır
__________________
Arkadaşlar, efendiler ve ey millet, iyi biliniz ki, Türkiye Cumhuriyeti şeyhler, dervişler, müritler, meczuplar memleketi olamaz En doğru, en hakiki tarikat, medeniyet tarikatıdır
|
|
|