Şengül Şirin
|
İçel İli-Tarihi-Ekonomisi-Doğal Yapısı-Toplum Ve Kültürü
İçel İli-Tarihi-Ekonomisi-Doğal Yapısı-Toplum Ve Kültürü

Akdeniz Bölgesi'nin Adana bölümünde yer alır Çukurova'dan Taşeli Yaylası' na kadar uzanan ve Akdeniz'e kıyısı olan il topraklarına kuzeydeki Toroslar'ın en yüksek kesimleri doğal sınır oluşturur Toroslar'ın Akdeniz'e bakan güney yamaçlarında yer alan yaylalardaki yerleşim yerleri, yazın sıcaktan bunalan kıyı halkının serinlemek için çıktığı yazlıklardır Yayla köylerinden bazılarının çevresi bağ ve bahçelerle kaplıdır
İlkçağda Kilikya (Kilikia) adıyla anılan bölgenin batı kesiminde yer alan il toprakları oldukça eski bir yerleşme alanıdır Burada kurulmuş olan kentlerin kalıntıları arasında eski uygarlıklardan kalma değerli buluntular ele geçirilmiştir Zengin bir tarihsel geçmişi(bak AKDENİZ BÖLGESİ) olan İçel, günümüzde bölgenin ve ülkemizin gelişmiş illerindendir
İÇEL İLİNE İLİŞKİN BİLGİLER
YÜZÖLÇÜMÜ: 15 853 km2 NÜFUSU (1990): 1 266 995 İL MERKEZİ: Mersin
İLÇELER VE NÜFUSLARI (1990): Merkez ilçe (547 835), Anamur (65 767), Aydıncık (11 022), Bozyazı (31 871), Çamlıyayla (21 602), Erdemli (100 563), Gülnar (33 714), Mut (56 303), Silifke (107 685), Tarsus (290 633)
BAŞLICA KENTLER VE NÜFUSLARI (1990): Mersin (422 357), Tarsus (187 508), Silifke (46 858)
BAŞLICA YÜKSELTİLER: MedetsizTepesi (3 524 metre), Yıldıztepe (3 134 metre), Karaçal Tepesi (2 339 metre)
SICAKLIK: Mersin kentinde en düşük 6,6°C (6 2 1950), en yüksek 40°C (21 6 1942), ortalama 18,4°C
YAĞiŞ MİKTARI: Mersin kentinde yıllık ortalama 618,5 mm
İL TRAFİK NO: 33
İLGİ ÇEKİCİ YERLER: Gümüşkum, Çamdüzü, Erdemli Çamlığı, Pullu, Karaekşi, Karabucak ve Bahçeyeri orman içi dinlenme yerleri; Cennet ve Cehennem obrukları; Narlıkuyu Mağarası; Eshabı Kehf Mağarası; Gözne, Fındıkpınarı, Namrun ve Sorgun yaylaları; Erdemli, Silifke ve Anamur'daki plajlar; Pompeiopolis, Tarsos, Neapolis, Korykos, Kilindria, Selevkeia ve Anemurion ilkçağ kent kalıntıları; Kleopatra Kapısı; Anamur, Meydancık, Kız, Mut, Silifke kaleleri; Alahan Manastırı; Haghia Thekla Bazilikası; Uzuncaburç; Akkale, Gözlükule yerleşmeleri; Tarsus Ulucamisi; Lal Ağa Camisi; Erdemli, Silifke, Tarsus ve Narlıkuyu Mozaik müzeleri
Doğal Yapı
İçel ili topraklarını Orta ve Batı Toroslar engebelendirir Orta Toroslar'a bağlı Bolkar Dağları kuzeydoğuda Niğde ve Konya illeriyle doğal sınır oluşturur Bu dağların 3 524 metreye ulaşan Medetsiz Tepesi ilin en yüksek noktasıdır Orta Toroslar'ın güneydoğu uzantısını oluşturan Akçalı Dağları ilin batı kesimine doğru sokulur Akçalı Dağları'nın güney kesiminde yer alan ve hayvancılık açısından önem taşıyan yüksek düzlükler Taşeli Yaylası adıyla anılır Toroslar'ın bu iki sırasını Göksu vadisi birbirinden ayırır
İçel ilindeki ovaların başlıcaları Tarsus, Silifke ve Anamur ovalarıdır Çukurova'nın batı kesiminde yer alan Tarsus Ovası verimli bir tarım alanıdır (bak Çukurova) Silifke Ovası Göksu'nun, Anamur Ovası da Anamur Çayı ile küçük bazı akarsuların getirdiği alüvyonlarla oluşmuş önemli tarım alanlarıdır İlin Akdeniz kıyısındaki öteki kesimlerinde bazı küçük ve dar kıyı ovaları vardır İçel ili kıyılarının açığındaki en büyük ada İncekum Burnu'nun batısındaki Kargıncık (Dana) Adası'dır
İlin başlıca akarsuları Göksu, Tarsus (Berdan) Çayı, Limonlu (Lamas) Çayı, Sorgun (Alata) Çayı ve Sipahili Deresi'dir İl sınırları dışından kaynaklanan Hadım Göksuyu ile Ermenek Göksuyu kollarının Mut'un güney batısında birleşmesiyle oluşan Göksu, Silifke' nin güneydoğusunda Akdeniz'e dökülür Kaynaklarını Bolkar Dağları'ndan alan Tarsus Çayı ise Tarsus kentinin güneyinde Akdeniz'e ulaşır Deli Burun'da Akdeniz'e dökülen Seyhan Irmağı'nın aşağı çığırı Adana iliyle doğal sınır oluşturur Suyu bol olan bu akarsuların üzerinde kurulan Silifke, Anamur, Zeyne, Bozyazı, Kadıncık I ve Kadıncık II hidroelektrik santrallarında elektrik enerjisi üretilir
İlin Akdeniz kıyısındaki akarsu deltalarında lagün adı verilen ve denizden dar bir kıyı şeridi ya da kanalla ayrılmış bazı göller vardır Bunların başlıcaları Dipsizgöl, Akgöl ve Paradeniz Gölü'dür Bu kıyı gölleri balıkçılık açısından önem taşır
Akdeniz ikliminin etkisi altında olan İçel ilinde yazlar sıcak ve kurak, kışlar ise ılık ve yağışlı geçer İlin iç kesimlerindeki iklim koşulları kıyıdakine uymaz Dağlık kesimlerde kışlar oldukça soğuk ve kar yağışlı geçer
İçel ilinin özellikle dağlık kesimleri gür ormanlarla kaplıdır Dağların Akdeniz'e bakan etekleri makilerle örtülüdür Yükseklere çıkıldıkça meşe ve kızıl çamlar görülür Daha yükseklerde ise kara çam, köknar, sedir ve ardıçlardan oluşan ormanlar vardır Ormanların son bulduğu yüksek kesimlerde ise Alp tipi çayırlar yer alır Bunlardan başka alçak kesimlerdeki bataklık alanların kurutulması amacıyla yoğun biçimde dikilmiş olan okaliptüsler de orman yayılışı gösterir
Tarih
Yumuktepe ve Gözlükule'de yapılan kazılar, günümüzden 10 bin yıl önce başlayan Cilalı Taş Devri'nde bu yöreye yerleşildiğini gösterir Yümüktepe'deki yerleşim yerinin ortaçağa kadar sürdüğünü ortaya koyan buluntular elde edilmiştir Tunç Çağı'nın ortalarında Kizzuvatna Krallığı'nın sınırları içinde yer alan yöre İÖ 1380'lerde Hitit İmparatorluğu'nun egemenliğine girdi İÖ 1200'den sonra ise burada Geç Hitit Devletleri'nden Kue Krallığı kuruldu Bir süre Asurlular'a bağlanan sonra da komşu krallıklarla bir konfederasyon oluşturan Kue Krallığı İÖ 7 yüzyıl sonlarında yıkıldı İÖ 1150'de önce Yunanistan'a ardından Anadolu'ya gelen Dorlar, Asur egemenliğinin İÖ 614'te son bulması üzerine Likya kıyılarında doğuya doğru ilerleyerek sonradan
Pompeiopolis adını alan Soloi kolonisini kurdular Bir süre Persler'in egemen olduğu yöre daha sonra Makedonya yönetimine girdi Büyük İskender'in ölümünden sonra komutanlarından Selevkos, Kilikya'yı da içine alan topraklarda bir krallık kurdu Selevkos'un Göksu deltasında kurduğu kente Selevkeia adı verildi Kilikya kıyılarındaki kentler İÖ 1 yüzyılda Roma'ya bağlandı İS 395'te başlayan Bizans dönemi Kilikya'da karışıklıklar içinde geçti Yöre birçok kez Araplar ile Bizanslılar arasında el değiştirdi Selçuklular Kilikya'yı 11 yüzyıl sonlarında ele geçirdiyse de, kısa bir süre sonra gene bölgede Bizans yönetimi başladı Kilikya'daki birçok kaleyi elinde tutan Ermeni yöneticiler Bizans'la birlikte Selçuklular'a ve Eyyubiler'e karşı savaştı
Silifke dışında Kilikya'daki tüm Ermeni kaleleri 13 yüzyıl başında Anadolu Selçuklularının eline geçti Bu sırada yöreye gelen Türkmen aşiretleri Kilikya'da etkili oldu Yörenin bir kesimi Karamanoğulları'nın, öteki kesimi de Ramazanoğulları'nın yönetimine girdi Bir süre Memlûklar'a bağlanan yöre, Yavuz Sultan Selim döneminde Osmanlı egemenliğine girdi Bu topraklar 1832'de Osmanlı Devleti'ne karşı başkaldıran Kavalalı Mehmed Ali Paşa'nın oğlu İbrahim Paşa tarafından kısa bir süre için ele geçirildi Anadolu Selçuklulan'nca "Toroslar'ın ardındaki iç ülke" diye tanımlandığından, yörenin batı kesiminin İçel olarak adlandırıldığı sanılmaktadır İl toprakları Mondros Mütarekesi'nden sonra İngiliz ve Fransız orduları tarafından işgal edildi, İngilizler'in çekilmesinden sonra Kuvayı Milliye örgütleriyle çatışan Fransız ordusunun işgali 1922'de sona erdi
Ekonomi
Nüfusunun yarıdan çoğu il ve ilçe merkezlerinde yaşayan İçel'de halk geçimini tarım, ticaret ve sanayi etkinliklerinden sağlar, 1830'larda kısa süren İbrahim Paşa yönetimi sırasında sulama, tohum ve tarım teknikleri
bakımından ilerleyen, tarıma dayalı bazı sanayi kuruluşlarına kavuşan yöre ekonomisi, daha 19 yüzyılın sonunda demiryolunun gelmesi ve Mersin limanının önem kazanmasıyla dışa açıldı
İlde yetiştirilen başlıca tarla bitkileri buğday, pamuk, arpa, baklagiller, mısır, soyafasulyesi, patates ve yerfıstığıdır Bağ ve bahçelerde ise en çok domates, limon, portakal, üzüm, çeşitli sebzeler, zeytin ve elma yetiştirilir; ilde seracılık da yaygındır 1986'da Türkiye turunçgil üretiminin yaklaşık yüzde 40'ı, çilek üretiminin yüzde 38'i, muz üretiminin de yüzde 25'i İçel ilinde gerçekleştirildi
Eskiden ilin dağlık ve eşik alanlarında yaşayan göçer aşiretlerinin büyük hayvan sürüleri vardı Yörük aşiretler yüklerini taşımak için deve de beslerdi Yörüklerden bir bölümünün göçerliği bırakarak yerleşik yaşama geçmesi sonucunda hayvancılık oldukça geriledi Arıcılık da yapılan ilde önemli miktarda bal elde edilmektedir Artan balıkçılık etkinlikleri sonucunda avlanan su ürünlerinden bir bölümü yurtdışına satılır İlin doğal değerleri arasında yer alan ve soyu tükenmekte olan yabankeçileri, keklikler ve turaçlar için bazı koruma önlemleri alınmış, üretme istasyonları kurulmuştur
Türkiye'nin en önemli limanlarından birinin bulunduğu Mersin, Beyrut limanının kullanılamaz duruma gelmesi üzerine Ortadoğu ülkelerine de hizmet veren işlek bir transit ticaret merkezine dönüştü 1987'de Mersin limanı yakınında bir serbest bölge kuruldu
İlde kurulan ilk sanayi kuruluşları tarıma dayalı çırçır, dokuma ve bitkisel yağ fabrikalarıydı Türkiye'nin ilk hidroelektrik santralı 1902'de Tarsus'ta kuruldu Günümüzde il sanayisinin başlıca kuruluşları un, yem, bitkisel yağ, soda, gübre, cam, plastik hammaddesi, boya, tarım ve inşaat makineleri, çırçır, iplik ve dokuma fabrikalarıdır Türkiye'nin başlıca petrol arıtım tesislerinden biri olan ATAŞ Rafinerisi Mersin yakınlarındadır İlde birçok hidroelektrik santral, ATAŞ Rafinerisi'nde de bir termoelektrik santral vardır
Deniz, kara ve demiryolu ulaşım bağlantıları açısından olanakları bol olan İçel ili, hemen doğusunda yer alan Adana'daki havaalanından da yararlanarak havayoluyla ülkenin öteki merkezleriyle bağlantı kurar Turizme açılmakta olan İçel kıyılarında bazı dinlence tesisleri vardır Yeraltı kaynaklan bakımından pek zengin olmayan il topraklarında demir, barit ve dolomit yatakları vardır
Toplum ve Kültür
Değişik uygarlıkların yaşadığı Kilikya bölgesinde yer alan İçel'de kültürün biçimlenmesinde Hitit, Asur, İran, Yunan, Roma, Bizans, Ermeni, Arap ve Türk kültürleri etkili olmuştur Eskiçağda Kilikya adının verildiği bu topraklara dağlık ve aşılması güç doğal yapısından ötürü "Taşlık Kilikya" da denmekteydi Bu bölgede kurulan Anemurion (Anamur), Selevkeia (Silifke), Tarsos (Tarsus), Neapolis, kalıntıları günümüze kalan ünlü tarihsel kentlerden birkaçıdır
Helenistik Dönem'de önem kazanan Anemurium bir duvarla ikiye bölünmüştü Yukarı kentte tiyatro, hamam, bazilika ve sütunlu cadde; aşağı kentteyse nekropol yer alıyordu Kara yönü kulelerle güçlendirilmiş zikzak duvarlı Anamur Kalesi İS 3 yüzyılda Romalılar'ca yapılmış, 1230'da Karamanlılar'ca onarılmıştır
Helenistik Dönem'de Selevkos tarafından kurulmuş olan Selevkeia kentinde kazı çalışmaları sürdürülmektedir Stadyum, tiyatro, tapınak sağlam kalmış yapılardır Eskiçağda ovalık Kilikya'nın merkezi olan Tarsus, İslam inancına göre Şit peygamber tarafından kurulmuştur Gözlükule'de yapılan kazılarda Cilalı Taş Devri'nden İslam dönemine kadar uzanan tarih dilimine ilişkin buluntular elde edilmiştir
19 yüzyılda Türkmenler, Ermeniler, Rumlar, Çerkezler, Levanten diye adlandırılan Avrupalılar, Müslüman ve Hıristiyan Araplar İçel'de yan yana yaşamaktaydı Ermeniler Fransız işgalinden sonra buradan ayrıldı Rumlar da Cumhuriyet'in ilanından sonra Yunanistan'a gitti; Girit'ten gelen Türkler ise onların yerine bu yöreye yerleştirildi Çeşitli sanayilerin kurulduğu 1970'lerde özellikle Mersin'e, Doğu ve Güneydoğu Anadolu'dan iş bulma umuduyla gelenler yerleşti
Günümüzde İçel ilindeki başlıca eğitim ve kültür kurumları Çukurova Üniversitesi'ne bağlı Mersin Turizm İşletmeciliği ve Otelcilik Yüksekokulu, Mersin Meslek Yüksekokulu ile Orta Doğu Teknik Üniversitesi'ne bağlı İçelErdemli Deniz Bilimleri Enstitüsü'dür
İl Merkezi: Mersin
Eski Osmanlı kayıtlarında bir köy olarak geçen Mersin Toros Dağlan'nın eteğinde, geniş bir koy kıyısına kurulmuş bir kenttir Türkiye'nin 10 büyük kentidir Kentin yerinde eskiden Zephyrion adlı bir ilkçağ yerleşim yeri olduğu bilinmektedir Osmanlı döneminde yöreye yerleştirilen Türkmen topluluklarından biri olan Mersinoğlu aşiretinin bu eski yerleşim yeri yakınında bir kışlak kurduğu ve kentin adının da sonradan kıyıya inerek yerleşen bu aşiretten geldiği sanılmaktadır Demiryoluna kavuştuktan sonra Mersinoğlu köyünün küçük iskelesi Adana'nın limanı durumuna geldi 20 yüzyılın başlarında küçük bir yerleşim yeri olan Mersin, Cumhuriyet'in ilk yıllarında Adana ve Tarsus'un sayfiyesi niteliğindeydi 1950'lerden sonra sanayi ve ticaret alanındaki yatırımlarla gelişen Mersin, günümüzde bölgenin ve ülkemizin önemli bir sanayi merkezi ve liman kentidir Bu hızlı büyüme sonucunda eskiden turunçgil bahçeleriyle kaplı olan kentin çevresi gecekondular ve apartmanlarla doldu
Kentin nüfusu 314 350'dir (1985)
__________________
Arkadaşlar, efendiler ve ey millet, iyi biliniz ki, Türkiye Cumhuriyeti şeyhler, dervişler, müritler, meczuplar memleketi olamaz En doğru, en hakiki tarikat, medeniyet tarikatıdır
|