Konu: Harran Kenti
Yalnız Mesajı Göster

Cevap : Harran Kenti

Eski 07-08-2009   #2
Şengül Şirin
Varsayılan

Cevap : Harran Kenti



Harran Kent'i | Kentin Gizemi - Kuzey Mezopotamya'dan Batı Ve Kuzeybatıya Bağlanan Ticaret Yollarının Kesiştiği Nokta


Sanliurfa'nin 44 kilometre Güneydogusundadir Her yil binlerce yerli ve yabanci turist tarafindan ziyaret edilen tarihi Harran Kenti, kendi adiyle anilan Harran Ovasi merkezinde kurulmustur


Tevrat'ta Hârân olarak geçen yerin burasi oldugu söylenilir Islam tarihçileri kentin kurulusunu Nuh Peygamber'in torunlarindan Kaynan'a veya Ibrahim Peygamber'in kardesi Aran'a (Haran) baglarlar 13yüzyil tarihçilerinden Ibn Seddad, Hz Ibrahim'in Filistin'e gitmeden önce bu sehirde oturdugunu yazmaktadir Bu nedenle Harran'a Hz Ibrahim'in kenti de denildigini, Harran'da Ibrahim Peygamberin evinin, adini tasiyan bir mescidin, onun otururken yaslandigi bir tasin varoldugunu söylemektedir



Harran tarihiyle ilgili en dogru bilgiler arkeolojik kazilardan elde edilen buluntulara dayanmaktadir Harran adina ilk defa, Kültepe ve Mari'de bulunan MÖ II bin baslarina ait çivi yazili tabletlerde "Har-ra-na" veya "Ha-ra-na" seklinde rastlanilmaktadir Kuzey Suriye'de bulunan Ebla tabletlerinde ise Harran'dan "Ha-ra-na" olarak bahsedilmektedir MÖ II binin ortalarina ait Hitit Tabletlerinde, Hitit'lerle Mitanni'ler arasinda yapilan bir anlasmaya Harran'daki Ay Tanrisinin (Sin) ve Günes Tanrisinin sahit tutuldugu belirtilmektedir

Bu tarihi belgelerden anlasildigina göre, Harran adi 4000 yildan beri degismeden günümüze kadar gelmistir Harran adi, Sümerce ve Akatca "Seyahat-Kervan" anlamina gelen "Haran-u" dan gelmektedir Bazi kaynaklar bu kelimenin kesisen yollar veya çok siddetli sicak anlamina geldigini de kaydetmektedirler


Gerçekten de Harran, Kuzey Mezopotamya'dan gelerek bati ve kuzey batiya baglanan önemli ticaret yollarinin kesistigi bir noktada bulunmaktadir Bu özelliginden dolayi Harran, Anadolu ile siki ticaret iliskileri bulunan Asur'lu tüccarlarin da önemli ugrak yerlerinden biri idi Anadolu'dan Mezopotamya'ya Mezopotamya'dan da Anadoluya olan ticaret binlerce yil Harran üzerinden yapilmistir Bu da burada zengin ve köklü bir kültür birikiminin olusmasina neden olmustur


Harran; Ay, Günes ve gezegenlerin kutsal sayildigi eski Mezopotamya putperestliginin (Sabiizm) önemli merkezi olmasi yönüyle ünlü idi Bu nedenledir ki Harran'da Astronomi ilmi çok ilerlemistir
Urfa'nin Hristiyanligin en önemli merkezlerinden biri haline gelmesine karsilik, Asur, Babil ve Hitit devirlerinden beri Harran'da süre gelen Sabiizm varligini MS II yüzyila kadar sürdürebilmistir Bu nedenle Hristiyanlar Harran'a Putperest sehri anlamina gelen "Hellenopolis" adini vermislerdir Dünyadaki üç büyük felsefe ekolünden birisi "Harran ekolü"dür


Harran'da bir çok büyük bilgin yetismistir Devrin, en büyük Matematikçilerinden, Tabiplerinden ve Yunan filozoflarinin eserlerini Arapçaya çevirenlerden 821 dogumlu Sabit bin Kurra, dünyadan ay'a olan uzakligi dogru olarak hesaplayan Battani (Avrupalilar Albetegni veya Albatanius derler), Yunan filozoflarinin maddenin bölünebilen en küçük parçasinin (atom) parçalanamaz olduguna dair iddialarini kabul etmeyen, oysa bölünmez kabul edilen bu parçanin müthis bir enerji ile paraçalanarak Bagdat gibi bir sehri yikabilecegini söyleyen ve böylece Atom'un mucidi sayilan Cabir bin Hayyan, Din bilgini Seyhülislam Ibni Teymiye Harran'daki okullarda yetismis dünyaca ünlü bazi alimlerdir


Emevi hükümdarlarindan II Mervan, Harran'i devletin baskenti yapmistir Emevilerin Asya bölümü 750 yilinda Abbasilere yenilerek Harran'da sona ermistir Abbasi hükümdari Harun Resit zamaninda kurulan "Harran Üniversitesi" dünyada büyük bir ün kazanmistir
Fatimiler, Zengiler, Eyyübiler ve Selçuklular gibi Islam Devletlerinin yerlesmelerine sahne olan Harran, 1260 yili baslarinda Mogollar tarafindan isgal edildi 1270 yilinda Mogollar burayi ellerinde tutamayacaklarini anlayinca Harran'in Camiini, surlarini ve kalesini yakip yikarak kenti tahrip ettiler Bundan sonra Osmanli Döneminde dahi Harran eski parlak günlerine bir daha dönemedi


Harran, Cüllab ve Deysan irmaklarinin suladigi bir ovada kuzey Mezopotamya'da kurulmustur Harran ovasi bir ag gibi su kanallari ile örülmüs bir tarim sahasi idi 1184 yilinda Harran'i ziyaret eden seyyah Ibni Cübeyr, burasinin gölgelik ve agaçlik oldugunu, çesitli meyve ve sebzelerin yetistigini yazmaktadir Uzun süren bir kuraklik sonucunda da harap oldugunu söylemektedir
13 yüzyila ait seyahatnamelerde Harran'da 4 medrese (Üniversite), bir hastahane, 1 düskünler yurdu ve 8 hamamin bulundugundan söz edilmektedir
Bu gün Cüllab ve Deysan irmaklari kurumus oldugundan, Harran sudan ve yesilden mahrum bir ovanin ortasinda 5000 yillik tarihi ile ayakta durmaktadir Tipik evleri, höyügü, kalesi, sehir surlari ve çesitli mimarikalintilari, geceleyin gök yüzünde piril piril yildizlari ile turistlerin büyük ilgisini çekmektedir Atatürk Baraji ve Urfa Tünelleri vasitasiyla Harran Ovasina akitilacak olan Firat Nehri, Harran'i tarihteki yesil ve verimli günlerine kavusturacaktir
3392 sayili kanunla 1961987 tarihinde ilçe merkezi olmustur Il merkezine 44 km mesafededir 76 köyü vardir 1997 Genel Nüfus sayimina göre ilçenin nüfusu 41058 dir ( Ilçe Merkezi :7306, Köy Nüfusu : 33753)

__________________
Arkadaşlar, efendiler ve ey millet, iyi biliniz ki, Türkiye Cumhuriyeti şeyhler, dervişler, müritler, meczuplar memleketi olamaz En doğru, en hakiki tarikat, medeniyet tarikatıdır
Alıntı Yaparak Cevapla