07-08-2009
|
#1
|
Şengül Şirin
|
Hegel Georg Wilhelm Friedrich-Alman Düşünürü
Hegel Georg Wilhelm Friedrich-Alman Düşünürü
(17701831) 19 yüzyılda Almanya'da gelişen ve Alman İdealizmi adıyla anılan felsefe çığırının
başlıca filozofları Fichte, Schelling, Hegel ve Schleiermacher'di Bu filozoflar arasında Georg Wilhelm Friedrich Hegel yöntem ve içerik bakımından ötekilerden ayrılır ve "diyalektik" yönteme kazandırdığı içerikle önem kazanır
Bir vergi memurunun oğlu olan Hegel Stuttgart'ta dünyaya geldi Tübingen Üniversitesi'nde felsefe, edebiyat ve ilahiyat okudu Burada Hölderlin ve Schelling ile arkadaş oldu Din ağırlıklı bir öğrenim görmesine karşılık kuşağının bütün Alman aydınları gibi Eski Yunan felsefe ve edebiyatından, Fransız Devrimi'nden etkilendi Üniversiteyi bitirdikten sonra din adamı olmak yerine eğitimciliği seçerek Bern'de ve Frankfurt'ta özel öğretmenlik yaptı Bu yıllarda Hegel için temel sorun dindi Gene de tarih ve öteki bilimlerle ilgileniyor, Kant felsefesi üzerine çalışmalarını derinleştiriyordu 1800'de, dostu Schelling' in de görevli olduğu Jena Üniversitesi'nde çalışmaya başladı 1801'de Fichte ile Schelling' in düşünceleri arasındaki ayrımı anlatan çalışması yayımlandı 1805'te doçent oldu ve Schelling ile düşünsel açıdan koptuğunu gösteren Tinin Görüngübilimi (Die Phanomenologie des Geistes; 1807) adlı yapıtını yayımladı Geçim sıkıntıları nedeniyle üniversiteden ayrılarak bir süre Bamberg'de gazetecilik yaptıktan sonra, 180816 yılları arasında Nürnberg'de bir ortaöğretim kurumunda öğretmen ve yönetici olarak çalıştı Bu arada 1811 yılında evlenen Hegel 1816'da Heidelberg Üniversitesi'nde, Fichte'nin ölümünden sonra boşalan kürsüde ders vermeye başladı 1830'da aynı üniversitenin rektörü oldu ve 1831'de koleradan öldü
Hegel bu son döneminde felsefe alanında olduğu kadar siyasal alanda da etkiliydi ve Prusya Devleti'nin resmi filozofu görünümündeydi
Hegel'in ilk çalışmaları Hıristiyanlık ve Yahudilik ile ilgilidir Zamanla düşüncesini geliştirdi; varoluşu düşünce temeline dayanarak açıklayan idealist felsefenin temsilcisi durumuna geldi{bak İdealizm) Tarihin ve düşüncenin gelişiminin, varlıkların birbirleriyle karşılıklı etkileşimi anlamına gelen diyalektik süreç içinde geliştiğini savundu Hegel bu sürece "diyalektik yürüyüş" adını verir Diyalektik yürüyüş biri olumlu, biri olumsuz iki kavramın çatışmasından olumlu bir kavramın elde edilme sürecidir Bu Hegel'in tezantitez (karşıtez)sentezden oluşan üçlü basamakiandırmasıdır Hegel bu sürece şu örneği verir: "Düşünce" bir tez olarak alınırsa, henüz gerçekleşmemiş bir olanaktır Kendini gerçekleştirmesi için kendi dışında ikinci bir alan olmalıdır Bu ikinci alan doğadır Doğa aynı zamanda düşünce kavramının antitezidir Bu iki zıt kavramın çatışmasından kültür ürünleri doğar Bu da sentezdir Hegel'e göre diyalektik yürüyüş sürecinin en üst basamağında Mutlak Tin ya da zihin (Geist) vardır Üç basamak Mutlak Tin'in kendini belli bir amaca göre ortaya çıkarmasıdır Buna bir anlamda Mutlak Tin'in özgürleşme süreci denebilir
Hegel kendinden sonra gelen filozofları değişik yönlerden etkilemiştir Hegel'in ve izleyicilerinin felsefe öğretisine Hegelcilik adı verilir Hegel'in felsefesi üzerine oldukça fazla yorum getirilmiştir Bazı filozoflar Hegel'in öğretisini değişikliğe uğratmaksızın sürdürmeye çalışmıştır "Yeni Hegelciler" adım alan filozoflar ise Hegel'in İdealizm'ini öne çıkarmışlar ve siyasal alanda da devlet anla
yışına ağırlık vermişlerdir Özellikle diyalektik yöntemine ağırlık verenler arasında Friedrich Engels ve Kari Marx vardır
Hegel'in öteki önemli yapıtları Wissenschaft der Logik (1812; "Mantık Bilimi") ve Vorlesungen über die Âsthetik (1832; "Estetik Üzerine Dersler") adını taşır Bunlardan sonuncusunun bazı bölümleri Estetik adıyla Türkçe'ye çevrilmiştir
__________________
Arkadaşlar, efendiler ve ey millet, iyi biliniz ki, Türkiye Cumhuriyeti şeyhler, dervişler, müritler, meczuplar memleketi olamaz En doğru, en hakiki tarikat, medeniyet tarikatıdır
|
|
|