KRDNZ
|
Cevap : 2.Abdulhamit Döneminde Osmanlı Ordusunda Alman Silahları
V Kaiser II Wilhelm’in 1898 Yakındoğu Ziyaretinin Alman Silah Firmaları Açısından Sonuçları
XIX yüzyılın sonlarına gelindiğinde Osmanlı ordusunun silahlanmasında Alman silah sanayii ve top konusunda özellikle Krupp’un bir tekel oluşturduğu görülmekteydi Yukarıda da belirtildiği gibi, bu tartışmasız üstünlüğün sağlanmasında Türkiye’deki Alman heyetinin lideri Goltz Paşa ve büyükelçi Radowitz’in büyük etkisi vardı Yüzyılın sonlarından itibaren bu rolü 1897’de İstanbul’a atanan Alman Büyükelçisi Marschall von Bieberstein (18971912) ve askerî ataşe Yüzbaşı Morgen devraldı Yani bu aşamadan sonra, Türkiye’deki Fransız silah sanayiinin siparişlerine aracılık yapan Leon Berger ile İngiliz silah üreticileriickers/Armstrong’a 64 karşı Almanlar’ın menfaatlerini savunma bu iki görevliye verildi Armstrong, XIX yüzyılın sonunda top üretimi alanında Krupp’a karşı uluslararası pazarlarda iyi bir rakip olarak ortaya çıkmıştı Ayrıca XX yüzyılın başlarında (1902)’da Vickers ile Deutschen Waffenund Munitionsfabriken (DW&MF) ve Siegmund Loewe arasında bir işbirliği anlaşması yapılarak, ortak üretim ve pazarlamanın gerçekleştirilmesi planlandı65
1897 Türk-Yunan savaşında Türk ordusunun kabiliyeti ve Yunan askeri güçlerini etkisizleştirmesi, özellikle Almanlar tarafından Krupp’un topları ve diğer Alman firmalarının silahlarının başarısı olarak algılandı ya da öyle lanse edildi 1897 TürkYunan Savaşı esnasında Deutschen Waffenund Munitionsfabriken’den 2 milyon Mark tutarında fişek, barut vb cephane siparişi yapılmıştı66 Bu eğilim, gelecekte de Alman silahlarının Türk ordusunda kullanılmaya devam edileceğini ve yeni siparişler alınacağını göstermekteydi Nitekim Osmanlı Hükümeti de, yeni süreçte silah alınması gereğinin farkındaydı ve bunu değişik platformlarda seslendiren devlet adamları da vardı Nitekim Makedonya bölgesinde gerginliklerin artması ve yeni mücadelelerin olması olasılığı, Osmanlı ordusunun yeni silahlarla güçlendirilmesini zorunlu kılmaktaydı67
Alman silah firmaları, Goltz’un Türkiye’den ayrılmasından sonra, XIX yüzyılın son yıllarından itibaren Türk pazarında Fransız ve İngiliz rakiplerle karşılaştılar Bu durum eskiye oranla Türkiye’ye silah satışında ve yeni siparişler elde etmelerinde sıkıntılar oluşturmaktaydı Bu sıkıntılar II Wilhelm’in 1898’deki ikinci İstanbul ziyareti ile çözümlendi Bu ziyaretten Essen’deki Krupp ortaklığı oldukça memnundu Haddizatında, gezide Sultan II Abdülhamid ile II Wilhelm arasında, Krupp’un yeni ve modern top üretimi ve yeni siparişler konusunda görüşme yapılmıştır68
Kaiser II Wilhelm’in Yakındoğu ziyaretinin Alman silah sanayicileri açısından gerçekten önemli sonuçları oldu Özellikle iki ülke liderinin samimi görüşmeleri, TürkAlman ilişkilerini perçinledi Bundan Alman silah firmaları da kazançlı çıktı Nitekim İmparatorun ziyaretinden sonra Büyükelçi Marschall’in gücü ve nüfuzu daha fazla yükseldi Büyükelçi, İstanbul’da bulunduğu süre içinde uluslararası sorunlarda ülkesinin menfaatlerini savunurken, aynı zamanda Alman silah firmalarının bir pazarlama elemanı olarak çalışmaktaydı Hatta Sultan II Abdülhamid’i silahlanma konusunda da ikna etmeyi başardı Sultan, Kaiser’in gezisi sonrası ilk etapta Loewe Konzern ve Deutschen Waffen und Munitions fabriken’e birçok tüfek siparişi verdi69
XX yüzyılın başlarında itibaren Krupp’un, Türk pazarında Fransız Schneider firması ile arasındaki rekabet arttı 1904 yılında Bağdat Demiryolu’na Fransız katılımı konusundaki girişimler başarısızlıkla sonuçlanınca, Fransız Büyükelçi Constans, kısa süre sonra yapılacak borç görüşmelerinde Osmanlıların Schneider/Le Creusot fabrikalarından top ve destroyer satın almasını önerdi
1904’ün sonunda Osmanlı Hükümeti destroyer satın almayı kabul etti Ancak top konusunda aynı gelişme gerçekleşemedi Durumu haber alan Alman diplomatlar, yaklaşık 30 yıldır Osmanlı topunu karşılayan Krupp’u korumak amacıyla tepki gösterdiler Neticede Fransızlar Osmanlı Devleti’ne top satamadılar Ancak 60 milyon franklık 1905 borç anlaşmasının 17 milyonu ile Türkiye’ye top dışında Fransız sanayii malları sattılar Schneider ise, Osmanlı Hükümeti’ne yaklaşık 13 500 000 Frank değerinde gemi sattı70
6 Nisn 1905’te yapılan bir anlaşma ile Osmanlı Hükümeti Krupp Firması’na yine çeşitli çaplarda 91 batarya top siparişi verdi71 Osmanlı Hükümeti adına Techizatı Askeriye nazırı Rauf Paşa ile Krupp’un İstanbul temsilcisi Huber kardeşler arasından imzalanan anlaşma ile seri atışlı 7,5 cm lik 62 batarya sahra, 23 batarya cebel ve 15 cm lik 3 batarya obüs ve 10,5 cm lik 3 batarya ağır sahra olmak üzere toplam 91 batarya top ile bunlara mahsus mermi, ihtiyaç olan başka eşya ve mermiler toplam 1 967 634 Osmanlı Lirası 7 kuruş karşılığında satın alınmıştır Anlaşmaya göre, topların ne zaman teslim edileceği ve ödemenin ne şekilde yapılacağı da karara bağlanmıştır72 3 Mayıs 1905 tarihli bir pusulada sipariş olunan 91 batarya topların Krupp’tan 1 970 084 Osmanlı Lirası karşılığında satın alındığı görülmektedir Bu iki meblağ arasında farklılıkların görülmesi, bu arada yeni askerî alet ve edevat siparişlerinin verilmiş olduğu ile açıklanabilir 3 Mayıs itibariyle siparişler bedelinin 1 685 159 Osmanlı Lirası ödenmiş, geriye de 284 925 Osmanlı Lirası kalmıştır Buna karşın 30 batarya top teslim edilmiş, 30 batarya da teslime hazır durumda olmak üzere 60 batarya topun Osmanlı ordusu için hazırlandığı anlaşılmaktadır Geri kalan 31 batarya topun da, 1906 senesi Ağustos’unda teslim edileceği kayıt altına alınmıştır73
8 Mart 1906 tarihinde Sadrazam Ferit Paşa, Sultan II Abdülhamid’e ilettiği maruzatta Krupp’a sipariş olan topların bedeline mahsuben bir hayli ödeme yapılmasına rağmen, topların Osmanlı Hükümeti’ne teslim edilmediği, bunun sebebinin ne olduğu, teslimatın olmamasına binaen ödemenin de yapılmaması gerektiğini, Alman Büyükelçisi Marschall’a sorduğunu belirtmiştir Sefirden gelen cevapta, imzalanan anlaşma çerçevesinde 30 batarya topun yapımının tamamlanıp, Osmanlı Hükümeti’ne teslim edildiğini, ikinci siparişe ait topların ise daha denenmediğini, deneme işlemi tamamlanmadan top sevki halinde, hükümetin top satın almak için yaptığı bütün fedakarlıklardan bir faydanın hasıl olmayacağını belirtmiştir74 Bu defa 26 Mart 1906’da Sadrazam Ferit Paşa, bu zamana kadar Krupp tarafından ne kadar topun teslim edildiğinin bildirilmesini Techizatı Askeriye Nezareti’nden istemiştir Nezaretten gelen memur, üç defada sipariş edilmiş olan 732 adet muhtelif çapta seri atışlı toplardan, yolda bulunan 6 batarya top ile beraber şimdiye kadar mühimmatıyla beraber Osmanlı Hükümeti’ne teslim edilen top miktarının 336 adet olduğunu, bunların kısmen 2 ve 3 orduya sevk edildiğini gibi, bir kısmının da tophanede mevcut olduğunu, bunlardan başka fabrikada imal edilerek komisyon tarafından 150’yi aşan topun teslim alındığını, geri kalan 200’ü aşkın topun değerinin de ödenmesi halinde 1907 Ağustos’undan evvel fabrikaca teslim edileceği bilgisini vermiştir Ayrıca memur, 346 000 Liranın Krupp’a anlaşmada belirlenen zaman içinde yani; Ağustos ayında ödenmesi gerektiği halde bu zamanda yapılacak ödemenin ancak 100 ya da 150 000 Lira olabileceğini, geri kalan meblağın ödenmesi için ise gereken tedbirlerin alınmasını belirtmiştir Çünkü Techizatı Askeriye Nezareti’nin belirlediği hesap özetine göre, nezaretin gelirinin yıllık 500 000 Lira idi Buna mukabil anlaşması yapılmış ya da yapılmakta olan siparişlerin tutarının ise, yaklaşık 1 548 000 Lirayı bulmuştur Bu durumda geri kalan yaklaşık 800 000 Liralık bir açığın ortaya çıkacağı, siparişlere de para verilmesinin zorunlu olduğu, ancak şu durumda bunun 150 000 Lirayı aşamayacağı, öte yandan askeriyenin başka zorunlu ihtiyaçlarının da olduğu hatırlatılarak, Maliye Komisyonu’na durumun bildirilmesi ve yeni ek ödenek aktarımı konusunda bir çarenin bulunması gereği bildirilmiştir75
Techizatı Askeriye Nezareti’nden 10 Kasım 1906 tarihinde çıkan bir başka belgeye göre, Mauser Fabrikası’na sipariş edilen 100 milyon fişek karşılığı 5 000 Osmanlı Lirası ile Krupp Fabrikası’na sipariş edilen iki adet kruvazör hissesine mahsuben 2 500 İngiliz Lirası ve yine Krupp’a sipariş edilen sahil muhafazası için 4 adet top hissesine ait 2 500 Osmanlı Lirası deniz fişekleri tamiratı için küçük çaplı anahtarlı mavzer tüfeklerinin tamiri için 315 Osmanlı Lirası 19 kuruş, 24 cm lik toplar için sipariş edilen top mühimmatına 6 000 Osmanlı lirası, mandallı toplara mahsus şarapnellere ödemeden bakaya kalan 658 Osmanlı Lirası 49 kuruş, Krupp’a sipariş olunan cebel topları bakayası olarak 364 Osmanlı Lirası 38 kuruş, Schneider/Le Creusot firmalarına sipariş olunan 4 adet torpido ve bot hissesine mahsuben 1 195 Lira olmak üzere toplam 18 000 Osmanlı liralık tutar firmaların İstanbul’daki banka hesaplarına yatırılmıştır76
Devrim öncesi 1907’de Osmanlı ordusu aslında yedekleriyle birlikte silahlanmıştı Ordu 1’den 5’e kadar Anadolu ve Avrupa’da mevzilenmişti ve bu orduların silahları 7,65 kalibrelik Mauser model tüfeklerle, Bağdat’ta olan 6 ordu ve Yemen’de mevzilenen 7 ordu ve Hicaz’da bulunan iki tümen de 9,5 mm’lik tüfeklerle donanmıştı Yine bu dönemde Mauser/Loewe Ortaklığı, Türkiye’den 670 000 adet tüfek siparişi almıştır77
16 Mayıs 1908 tarihli Techizatı Askeriye nazırının Tophanei Amire ve Seraskeri’ye ilettiği bir yazıya göre, Krupp’un İstanbul temsilcisi Huber, Krupp Fabrikası’na sipariş olunan 91 batarya seri atışlı toplardan 15 ve 21 cm lik toplara mahsus mühimmatın 2 321 sandık içinde Deusche Levante Linie Şirketi’nin Hamburg’tan hareket eden vapuruna yüklenerek İstanbul’a sevk olunduğu bilgisini vermiş ve mühimmat listesini de sunmuştur78
VI Sonuç
XIX yüzyılın sonlarından itibaren AlmanTürk siyasî ilişkilerinin artmasıyla birlikte Alman silah sektörünün etkinliği de, o oranda Türkiye’de yükseliş göstermiştir İngiliz ve Fransız yayılmacılığı ve baskılarına karşı Alman İmparatorluğu’nun yardımına başvuran Sultan II Abdülhamid, zamanla Türk ordusunu da Alman modelinde modernleştirmek istemiş ve bu amaçla 1908 Genç Türk Devrimi’ne kadar Alman subaylarının yardımını talep etmiştir Alman ordusundan ayrılarak ya da izinli geçici görevle Türkiye’ye gelen Alman subaylar, çeşitli faktörlerin tesiriyle Türkiye’de istenilen düzeyde başarı sağlayamamışlardır Ancak Alman silah endüstrilerinin ürettiği askerî malzemelerin Türkiye’ye satılmasında oldukça ileri düzeyde rol oynamışlardır Türk ordusu, zamanla Alman silahları bilhassa Krupp topları ile donatılmıştır Alman subaylar ise, Türk ordusunun savunma ve vuruş gücünü artıracak önemli düzeyde reorganizasyon gerçekleştirememişler, buna mukabil Osmanlı Devleti’ni Almanya’nın yanında Birinci Dünya Savaşı’na sokabilecek ölçüde Alman nüfuzunu Türkiye’de pekiştirmişlerdir
Değişik zamanlarda Türkiye’de görev yapan Alman askerî heyetler ve bilhassa Goltz Paşa, 1908 öncesi Krupp başta olmak üzere bazı Alman silah firmalarına oldukça yüklü sipariş almışlardır Birçoğu Krupp’un Türkiye ticarî temsilciliği gibi çalışmışlardır Hatta Türk ordusunun durumu, Türklerin toplumsal yapısı, siyasî, kültürel vb özellikleri konularında Alman Dışişleri Bakanlığı’na gönderdikleri raporlarla ülkelerine en iyi şekilde hizmet etmişlerdir Alman İmparatoru II Wilhelm ve hükümet üyeleri de, Krupp firmasını Türkiye’deki rakipleri karşısında kollamışlar ve Deutsche Bank gibi sermaye çevrelerine de destekletmişlerdir
Sonuç olarak, Sultan II Abdülhamid döneminde Alman silah firmaları ve bilhassa Krupp, Osmanlı Devleti’ne top ve diğer silah mühimmatı satarken, Alman diplomatlar (Büyükelçi, Konsolos,Maslahatgüzar vb leri), askeri danışman / öğretmen subaylar (bilhassa Goltz Paşa ve askeri ataşeler) ve sermaye grupları (özellikle Deutsche Bank’ın başını çektiği konsorsiyum) tarafından desteklenmiştir Diplomatlar, siyasî zemini hazırlarken, Goltz Paşa orduda modernleşme adı altında yeni silah siparişlerinin verilmesinde etkili oluyor, malî sorunu da Deutsche Bank çözüyordu
KAYNAKÇA I Arşiv Kaynakları Başbakanlık Osmanlı Arşivi (İstanbul)
Yıldız Perakende, Askerî Maruzat (Y PRK ASK ) Yıldız Perakende, Arzuhal Jurnal (Y PRK, AZJ )
Yıldız Perakende, Maliye Nezareti Maruzatı (Y PRK ML ) Yıldız Perakende, Başkitabet Dairesi Maruzatı (Y PRK BŞK ) Yıldız Perakende, Mütenevvi Maruzat (Y Mtv )
Yıldız Tasnifi, Sadaret Hususi Maruzat Evrakı (Y A HUS )
II Kitap ve Makaleler
BEŞİRLİ, Mehmet, “Birinci Dünya Savaşı Öncesi Büyük Güçlerin Osmanlı Stratejileri: İttihatçılar ve Alman Nüfuzunun Tanınması”, Türkler, C 13, Ankara 2002
BEYDİLLİ, Kemal, Büyük Friedrich ve Osmanlılar – XVIII Yüzyılda OsmanlıPrusya Münasebetleri , İstanbul 1985
BOELCKE, Willi, Krupp und die Hohenzollern KruppKorrespondenz mit Kaisern, Kabinettschefs und Ministern 18501918, Frankfurt 1970
EARLE, E Mead, Bağdat Demiryolu Savaşı (Çev: Kasım Yargıcı), Milliyet Yayınları, İstanbul 1972
FULTON, L Bruce, “Fransa ve Osmanlı İmparatorluğu’nun Sonu”, Osmanlı İmparatorluğu’nun Sonu ve Büyük Güçler (Editör: Marian Kent), İstanbul 1999
__________________
Garbın âfâkını sarmışsa çelik zırhlı duvar Benim iman dolu göğsüm gibi serhaddim var Ulusun, korkma! Nasıl böyle bir imânı boğar, 'Medeniyyet!' dediğin tek dişi kalmış canavar?
Ey ŞaiR! Bana Yağmurdan bahsetme, yağdır
|