06-30-2009
|
#1
|
Equinox
|
İnsanın Düşmanı Bile Asil Olmalı
Pahalı dostluklarım oldu
Onları kazanmak için karşılığında çok büyük diyetler ödedim
Kimilerinde
unutulmayacak acılar
bıraktım, kimilerinde unutulmayan mutluluklar
Karşılığı olan ve karşılıksız elde edilemeyecek kazanmışlıklarımdı onlar
Geçmişime dönüp baktığımda, onca yıldan elimde kalan ve
geçmişten getirebildiğim tek sahipliklerimdi bana göre
“Dostum” kelimesini daha konuşmaya başlamışken, yani “anne-baba”
demeyi henüz öğrenirken, öğretmeye başlamıştı annem
Ama anlattığı hiçbir şey gerçekle uyuşmadı
Zira yaşadığımız hayat birbirinden epey farklıydı
Ne acı ki; ne dostlarımız benzedi
birbirine, ne düşmanlarımız
Oysa yaşadığım onca yılı, iki kişi yaşayıp, iki kişi hatırlamaktı duâm
Ya da birkaç kişi…
“İnsanın dostları olmalı” demişti bir kitapta, “O ağlarken ağlayan
ya da acı çekerken onunla aynı acıyı çeken” diye devam ediyordu
Okudukça içim açılmıştı
Yüzümde sevinç kırmızılıkları gezinmişti
İnsan hissetmediğini yazmazdı ya Mutlaka bir yerlerde böyle dostluklar
kalmıştı
Neden sonra
anladım, her yazı yazanı yansıtmazmış Yazar bazen hissetmeden,
yaşamadan da yazarmış
Öğrendiğimde biraz geç kaldım
Çünkü hiçbir dostum bu kalıba uymamıştı Aslında kimsenin dostu
bu kalıba uymuyordu
Unutuluyordu: Zor olan iyi gününde dost bulmaktı, acı gününde dost o
kadar çoktu ki…
Ağladığımda teselli eden çok oluyordu da
Güldüğümde, sevincimi
paylaşmak isteyince “Aman nazar değer kimseye söyleme” deniyordu
Oysa hiçbir acım için “Nazar değer” kelimesi kullanılmamıştı
Bu durum ne kadar da tuhaftı
Arada düşmanlarım da oldu Dostlarımız kadar gerçekti bizi sevmeyenler
ve hayatın içinde istemeyenler
Onlar da haklıydı: Birini sevmeme haklarını sonuna kadar kullanıyorlardı
Bir başka insan da beğenmedikleri birkaç huy, karakter, hâl ve hareket
yüzünden kalplerinin beyaz değil de, siyah sayfasına yazıyorlardı isimlerini
Ama unutuluyordu; yine kalbe yazılıyordu, sevmediklerimiz bile
Aslolan hiçbir yere yazmayıp unutmaktı, hiç hatırlamadan
Hepsinden önemlisi;
düşmanlarımın bile karakterli ve kişilikli olmalarını
istedim duâlarımda
Kıskançlıklarını ya da nefretlerini seviyeli kullansınlar İnsânî vasıflarını,
şefkatlerini, vicdanlarını yiyip bitirmesin nefretleri
Öfkeleri gözlerini
karartmasın ve her dem çoluk çocuk bütün sevdiklerimi sarmasın bu halleri
Düşmanlıkları basit, aciz, yenilmiş ve ucuz olmasın
İnsanî zaaflarımdan ötürü çöküntülerime
sevinmesinler
Ya da kaybettiklerim için kazandıklarıyla
övünmesinler Başıma gelen hiçbir acı olay “Oh olsun Hak etti
Daha beter olsun” cümlesini söylettirmesin
Kaybettiklerim için, içten içe sevinmesinler Zira düşmanlığın da dostluk
gibi kalitesi olmalıydı
Ve bence kaliteli düşmanları olan her zaman şanslıydı
Arkadan konuşmanın dedikodu olduğunu bilirdi asil düşman
Başkasının
kötülüğünü isteyenin, aynısıyla imtihan olunacağını bilir ve susardı
Sevmediklerime duâ da etmedim, bedduâ da
Allah’a havale etmenin en büyük bedduâ olduğunu öğrenmiştim
Yaratıcı bu dünyada mı verir yoksa ahirete mi bırakır cezalarını bilemem
Ancak yaşadıkları benimkine yakın olursa, ibretle bakarım
Bunun dışında hiçbir acısı beni sevindirmemeli, sevmediklerimin
|
|
|