Yalnız Mesajı Göster

Jül Sezar

Eski 06-21-2009   #4
Şengül Şirin
Varsayılan

Jül Sezar



İç savaşın ardından

Hispania'da seferde olduğu sırada, Senato Sezar'a in absentia (gıyabında) onur payeleri vermeye başladı Sezar düşmanlarını yasaklamak yerine hepsini affettiği için kendisine karşı güçlü bir muhalefet yoktu 21 Nisan tarihinde Munda'da elde ettiği zaferin onuruna büyük oyunlar ve kutlamalar düzenlendi



Sezar, Roma sikkeleri üzerine kendi büstünü resmettiren ilk kişidir


MÖ 45 yılı Eylül ayında İtalya'ya geri dönen Sezar vasiyetini hazırladı ve yeğeni Gaius Octavius'u (Octavian) unvanı da dahil olmak üzere sahip olduğu herşeyin mirasçısı olarak tayin etti Sezar ayrıca Octavian'ın kendisinden önce ölmesi durumunda ikinci varis olarak Marcus Junius Brutus'u belirledi
Sezar devlet sübvansiyonlu hububatın satın alınmasını sıkı bir şekilde düzenledi ve alıcıların sayısını belirli bir rakamda sabitleyerek hepsini kayıt altına aldırdı Fakirler için ayrılan tahıl paylarının satılmasını da yasakladı MÖ 47-44 arasında emekli askerleri için arazi tahsisi ve Roma dünyası boyunca emekli asker kolonileri kurulmasıyla ilgili planlar hazırladı


Sezar MÖ 63 yılında, görevleri arasında takvimi ayarlamak da bulunan Pontifex Maximus seçilmişti Bu yetkiyle mevcut takvim sistemi üzerinde gerçekleştirdiği revizyon, yaptığı en etkili ve uzun soluklu reformlardan biri olarak tarihe geçti Sezar MÖ 46 yılında her dört yılda bir artık yıl hesabına dayalı 365 günlük takvim sistemini geliştirdi (Jülyen takvimi olarak bilinen bu takvim Papa XIII Gregory tarafından 1582 yılında revize edilerek günümüzde kullanılan Gregoryen takvimi oluşturulmuştur) Bu reformun bir sonucu olarak 455 gün uzunluğundaki standart bir Roma yılı mevsimlere bölünmüş oldu Gregoryen takviminin 7 ayına Sezar'ın onuruna "July" (Latince Iulius'tan türetilmiştir) adı verilmiştir[67] Bu dönemde Sezar Forumu ve içinde bulunan Venüs Genetrix Tapınağı ile birlikte pek çok kamu binası inşa edildi

Suikast girişimi



Morte de Césare (Sezar'ın ölümü), Vincenzo Camuccini tablosu


Antik biyografi yazarları Sezar ve Senato arasında ki gerilimi ve onun olası krallık iddiasını ayrıntılı biçimde tasvir ederler Bu olaylar Sezar'ın Senatoda bulunan politik rakipleri tarafından suikast sonucu öldürülmesinin başlıca nedenidir


Plutarch farklı bir anlatımla, Sezar'ın Senatoya adına tevcih edilen onurların olması gerekenden daha fazla olduğunu bildirdiğini ancak nankör birisi olarak görülmemek için bu pozisyonları kabul ettiğini aktarır Kendisine Pater Patriae ("Vatanın Babası") unvanı da verilmiştir Üçüncü kez Diktatör seçilmiş ve hemen ardından aslında onu on yıllık bir süre için diktatör yapacak şekilde birbirini izleyen dokuz tek yıl için Diktatör olarak atanmıştır İlave olarak üç yıllık bir süre için praefectus morum (ahlak prefect'i) seçilmiştir
Sezar, Senato tarafından "ömürboyu diktatör" anlamına gelen Dictator Perpetuus olarak adlandırılmıştır Cumhuriyet tarihinde İlk kez olmak üzere, ön yüzünde bu unvan ve Sezar'ın profilden figürü arka yüzde ise tanrıça Ceres ve Sezar'ın unvanı olan Augur Pontifex Maximus bulunan bir Roma denarius'u basılmıştır Cumhuriyet döneminde konsüllerin ve diğer kamu memurlarının imajlarının sikkeler üzerine basılması alışılagelmiş bir durum olsa da Diktatör unvanın sikke üzerine ilk kez basılıyor olması oldukça anlamlıydı


Cassius Dio, MÖ 44 yılında bir senatör heyetinin Sezar'a tevcih ettikleri yeni onursal payeleri bildirmek üzere onu ziyaret ettiğinden bahseder Sezar heyeti ayakta karşılamak yerine Venüs Genetrix Tapınağında oturarak kabul etmeyi tercih etmişti Dio'ya göre bu durum gücenmiş senatörlerin Sezar'a suikast düzenlemesinin başlıca nedeniydi Yine Dio'nun yazdığına göre Sezar'ın yandaşları bu hareketin nedeni olarak Sezar'ın ağır bir ishal geçiriyor olmasını göstermiş ancak düşmanları onun hiç kimsenin yardımı olmadan eve gittiğini gördüklerini iddia etmişlerdir


Suetonius, Sezar'ın ayağa kalkmamasının nedeni olarak Cornelius Balbus tarafından engellenmesini gösterir Suetonius ayrıca yüce Sezar Roma'ya döndüğünde toplanan kalabalıkla ilgili bir hikâye anlatır; Kalabalıktan birisi Sezar'ın Rostra'da bulunan heykeline defne dalından bir çelenk koymuştu Tribünler Gaius Epidius Marcellus ve Lucius Caesetius Flavius duruma müdahale etmiş ve bu çelengin Jüpiter ve hükümdarlığı sembolize etmesi nedeniyle kaldırılmasını emretmiş, bunu duyan Sezar da tribünleri sahip oldukları resmi güçten men etmişti Suetonius'a göre Sezar bu noktanın bir adım ötesi olan krallık unvanından ilgisini kesememiştir Suetonius ayrıca kalabalıktan birisinin Sezar'a Latince kral anlamına gelen "rex" şeklinde hitap ettiğinden bahseder Sezar'ın bu sesleniş üzerine "Ben Sezar'ım, Kral değil", şeklinde bir kelime oyunu ile cevap verdiği rivayet edilir Ayrıca, Sezar Lupercalia festivali sırasında Rostra'da konuşma yaparken, onunla birlikte konsül seçilmiş olan Marcus Antonius defalarca başına bir çelenk takmaya çalışmıştır Sezar bu çelengi Jüpiter Opitimus Maximus'a sunmak üzere bir kenera koymuştur


Plutarch ve Suetonius'un bu olayları tasvir ediş şekilleri aşağı yukarı aynıdır ancak Dio, Sezar'ın heykeline çelenk ya da diadem takmak isyeyenlerin tribünler tarafından hapse atıldıklarını yazar Ayrıca Sezar'a "rex" diye bağırılması olayının Alban Tepesinde gerçekleştiğini ve bağıran grubun yine tribünler tarafından hapse atıldığını yazar Plebler, bağıran kişinin fikirlerini özgürce söyleyememesini protesto etmişlerdir Sezar, Tribünleri Senatonun huzuruna çıkarmış, olayları senatörlerin oyların sunmuş ve hemen ardından da onları görevden alarak isimlerini kayıtlardan çıkarttırmıştır
Suetonius ilave olarak Lucius Cotta'nın, Part ülkesini ancak bir kralın fethedebileceği kehanetine dayanarak, Senato'ya Sezar'ın kral olarak kabul edilmesini içeren bir öneri sunduğunu aktarır Sezar gerçekten de Part Ülkesini fethetmeye niyetlenecek ve bu durum ikinci üçlü yönetim sırasında Marcus Antonius'un hayli başını ağrıtacaktı


Brutus, arkadaşı ve karısının kardeşi Cassius ve diğer adamlarla birlikte kendilerine Liberatores adını vererek suikast planını hazırlamaya başladılar Şamlı Nikolaos tarafından kağıda dökülerek günümüze ulaşması sağlanan pek çok plan üzerinde tartışmalar yapıldı:
Suikastçiler asla açık açık biraraya gelmediler ancak küçük gruplar halinde bir birlerinin evinde toplandılar Suikastin yeri ve zamanı hakkında beklenebileceği gibi çok sayıda tartışma yapıldı ve öneriler gündeme geldi Bazıları bu denemenin Sezar'ın yürüyüş yapmaktan en çok keyif aldığı Via Sacra'da, tek başına yürürken yapılmasını önerdiler Bir diğer fikir ise suikastin, Sezar'ın, yeni seçilen magistraları atamak için Campus Martius'da bulunan bir köprüden geçişi sırasında yapılmasıydı; Bir kura çekilecek ve kurada çıkan Sezar'ı köprüden aşağı iterken diğerleri koşup onu öldürecekti Üçüncü bir plan ise Gladyatör oyunlarının gelmesini beklemekti Suikast teşebbüsü için kullanılacak silahların ortaya çıkması durumunda bile, bu oyunların doğası gereği dikkat çekmeyeceği öngörüsü bu fikrin avantajlı yanıydı Ancak çoğunluğun fikri Sezar'ın, sadece senatörlerin girmesine izin verilen ve senatörlerin giydiği togaların suikastte kullanılacak Hançerleri saklamak için gayet uygun oluşu nedeniyle, Senato binasında öldürülmesi yönündeydi Günün kazananı bu plan oldu
Sezar'ın öldürülmesinden iki gün önce Cassius suikastçilerle bir toplantı yaptı ve eğer birileri planlarını öğrenirse hançerlerini kendilerine saplamalarını söyledi

Suikast


Sezar'a ait diyabaz büst


15 Mart MÖ 44 tarihinde bir grup senatör, Senatoya gücüne geri vermesini rica eden bir dilekçe taslağını okuması için Sezar'ı foruma çağırdı Ancak dilekçe bir kandırmacaydı Suikast planını dehşet içindeki bir Liberator, Servilius Casca'dan bir gece önce kısmen öğrenen ve işlerin kötüleşmesinden korkan Marcus Antonius, Sezar'ı merdivenlerde engellemek için foruma gitti Ancak Sezar'ın yolu Campus Martius'da bulunan Pompey Tiyatrosundan geçerken bir grup senatör tarafından kesildi ve Sezar doğu portikosuna bitişik bir odaya doğru yönlendirildi


Sezar sahte dilekçeyi okumaya başladığı sırada dilekçeyi kendisine sunmuş olan Tillius Cimber, Sezar'ın togasını aşağı indirdi Sezar, ağlayarak Cimber'e "ama bu bir vahşet!" ("Ista quidem vis est!") dediği sırada, Casca hançerini çekti ve diktatörün boğazını bir yandan diğer yana kesti Sezar hemen etrafından döndü ve Casca'nın kolunu yakalayarak "Casca, seni hain, ne yapıyorsun?" dedi[68] Korkudan donakalmış olan Casca, Yunanca "Kardeşlerim, yardım edin" diye bağırdı ("ἀδελφέ, βοήθει!", "adelphe, boethei!") Tam bu sırada aralarında Brutus'un da bulunduğu grubun geri kalanı da Sezar'ı bıçaklamaya koyuldular Sezar kaçmaya çalıştı ancak gözleri kandan göremez olduğundan ayağı takıldı ve yere düştü; adamlar, Sezar portikonun alt merdivenlerinde savunmasız bir şekilde kalana kadar hançerlerini saplamaya devam ettiler Eutropius'a göre bu suikaste müdahil olan kişi sayısı altmışdan fazlaydı Sezar 23 defa hançerlenmiştir[69]Suetonius'a göre bir doktor, aldığı yaralardan sadece ikincisinin yani boynuna aldığı yaranın ölümcül bir yara olduğunu ispatlamıştı [70]


Diktatörün son sözlerinin ne olduğu kesin olarak bilinmemektedir ve bu konu tarih boyunca bilim adamları ve tarihçiler arasında bir tartışma konusu ola gelmiştir Genellikle en bilinen versiyonu Latince bir deyiş olan Et tu, Brute? ("Sen bile mi Brutus?" ya da "Sen de mi, Brutus?") şeklindedir ve Shakespeare'in Julius Caesar adlı oyunundan alınmıştır Aslında tam olarak makaronik bir satırın ilk parçası olarak: "Et tu, Brute? öyleyse yıkıl (öl) Sezar" şeklindedir Shakespeare'in versiyonunu Romalı tarihçi Suetonius'un Sezar'ın son sözlerinin Yunanca bir deyim olan "καὶ σύ, τέκνον;"[71] ("Kai su, teknon? olarak okunur": Türkçesi "Sen de mi çocuğum?" şeklindedir) olduğunu iddia eden versiyonu takip eder[72] Diğer taraftan Plutarch Sezar'ın hiç bir şey söylemediğini ve suikastçilerin arasında Brutus'u gördüğünde togasını başının üstüne çektiğini aktarır[73]

Plutarch, suikastten sonra Brutus'un bir şeyler söylemek için yoldaşı senetörlerin önüne geçmek istediğini ancak onların binadan kaçmayı tercih ettiklerini iddia eder[74] Brutus ve beraberindekiler bağırarak Capitol Tepesine doğru yürüdüler ve sevgili şehirlerine şöyle seslendiler; "Roma Halkı, bir kez daha özgürüz!" Olacakların farkına çoktan varan Roma yurttaşları kendilerini evlerine kilitlediğinden bu sevinç çığlıkları sessizlikle karşılandı


Sezar'ın üzerinde 23 adet yara izi olan balmumundan bir heykeli foruma dikildi Toplanan kalabalıktan birinin başlattığı yangın, forumun ve komşu binaların ciddi biçimde zarar görmesine yol açtı Takip eden kaos sırasında Marcus Antonius, Octavian ve diğerleri beş seri iç savaşta karşı karşıya geldi ve tüm bunlar Roma İmparatorluğunun doğumuyla sonuçlandı

Suikastin sonuçları


Jül Sezar'ın tanrılaştırılmasını tasvir eden bir 16 yüzyıl gravürü


Sezar'ın öldürülmesi, suikastçilerin öngöremediği şekilde Roma Cumhuriyetinin sonunu hızlandırdı Sezar'ın oldukça popüler birisi olduğu Romanın orta ve alt sınıfları, küçük bir kibirli entelektüel grubunun savunucularını ve hamilerini öldürmesinden dolayı oldukça öfkeliydi Antonius her ne kadar olaydan 1600 yıl sonra Shakespeare'in kaleme aldığı gibi ("Dostlarım, Romalılar, yurttaşlarım, beni dinleyin ") bir konuşma yapmamış da olsa, Sezar'ın ölümünün ardından ortaya çıkan bir kamuoyu tepkisi olarak avam tabakasına hitap eden dramatik bir methiye sunmuştur Sezar'dan farklı bir eğilime sahip olan Antonius, üzgün Romalı ayaktakımını belki de Roma'nın kontrolünü tek başına ele geçirmek niyetiyle Optimates mensuplarının üzerine saldı Ancak Sezar tek mirasçısı olarak yeğeni Octavian'ı işaret etmiş ve onu Romanın en zengin yurttaşlarından biri yapmanın yanında oldukça güçlü bir Sezar ünvanını da ona miras bırakmıştı Gaius Octavian aynı zamanda Büyük Sezar'ın evlatlık oğlu olması nedeniyle Roma halkının çoğunluğunun da sadakatine sahipti Sezar öldüğü sırada henüz 19 yaşında olan Octavian, Antonius'un Decimus Brutus ile iç savaşın ilk raundu için anlaşması üzerine pozisyonunu gözden geçirdi Marcus Antonius daha sonra Sezar'ın sevgilisi Kleopatra ile evlenecekti



Yunanistan'da bir ordu toplamaya başlayan Brutus ve Cassius ile savaşabilmek için Antonius'un hem Sezar'ın savaş için ayırdığı yedek akçelerine hem de bu ikisine karşı girişeceği bir eylemin Sezar adına olduğuna dair iddiasının meşruluğunun desteklenmesine ihtiyacı vardı Bunun için Octavian, Antonius ve Sezar'ın sadık süvari komutanı Lepidus arasında ikinci ve son Triumvirlik oluşturuldu İkinci Üçlü Yönetim ilk iş olarak Sezar'ı Divus Iulius adıyla tanrılaştırdı ve Sezar'ın merhametinin onun ölümüne yol açtığı iddiasıyla Sulla devrinden beri kullanılmayan "yasaklamalar" devreye sokuldu Bu yasaklar daha çok Brutus ve Cassius'a karşı girişilen iç savaşın finansmanını sağlamak için kullanıldı ve bu ikisi nihayet Antonius ve Octavius tarafından Philippi'de yenildiler İç savaşın üçüncü aşamasında, Octavian'ın karşısında artık Antonius ve Kleopatra vardı İç savaş, Antonius ve Kleopatra'nın Actium Savaşında Octavian tarafından bozguna uğratılması ile sona erdi ve böylece Octavian, Caesar Augustus adıyla ilk Roma İmparatoru oldu Sezar MÖ 42 yılında resmen Divus Iulius adıyla tanrılaştırıldı ve Caesar Augustus bu sayede Divi filius ("Tanrının Oğlu") unvanı aldı
Sezar aslında Part Ülkesini, İskit Ülkesini, Kafkasyayı ele geçirmeyi ve Germania üzerinden Doğu Avrupaya gitmeyi planlıyordu Bu planlarına uğradığı Suikast engel olmuştur[75]

Sağlığı

[Plutarch kaynaklı bilgilere göre,[76] Sezar'ın zaman zaman epilepsi nöbetleri geçirdiği düşünülmüştür Çağdaş yazarlar bu iddia karşısında "keskin bir biçimde bölünmüşlerdir" ve özellikle MÖ 80 yılındaki Sulla dönemi yasaklamaları sırasında sıtmadan rahatsız olduğu yolundaki iddialar daha çok taraftar bulmuştur[77]

Gençliğinde Absans nöbeti geçirmiş olması da bir diğer olasılıktır Aile tarihine bakıldığında ataları ve soyundan gelenler arasında da aynı hastalık gözlenir Sezar'ın sara nöbetlerinden ilk bahseden kişi onun ölümünden sonra doğmuş bir biyografi yazarı olan Suetonius'tur Ancak epilepsi hastası olduğu tezi bazı tarihçiler tarafından reddedilmiş ve Sezar'ın zaman zaman sara ile aynı nöbet belirtilerini veren hipoglisemi'den muzdarip olduğu iddia edilmiştir[78][79][80]

Yazınla ilgili çalışmaları

Sezar, yaşadığı dönemde Roma'nın en ünlü hatiplerinden ve düzyazı yazarlarından biri olarak kabul edilirdi ve retoriği ve tarzı ünlü hatip Cicero tarafından övgüye değer bulunmuştu[81] En ünlü eserleri arasında halası Julia'nın cenaze konuşması ve Anticato adında, Cato'un şöhretini karalamak ve Cicero'nun Cato abidesine cevap vermek için yazılmış, bir belge sayılabilir Maalesef eserlerinin ve konuşmalarının çoğu günümüze ulaşmamıştır

Hatıratları


Commentarii de Bello Gallico (Galya Savaşı Üstüne Yorumlar), Jül Sezar tarafından yazılmış olan ve Galya'da geçirdiği dokuz yılı anlattığı eseri

  • Commentarii de Bello Gallico (Galya Savaşı Üstüne Yorumlar), prokonsül olarak görev yaptığı sırada giriştiği Galya ve Britanya seferleri hakkında, ve
  • Commentarii de Bello Civili (İç Savaş Üstüne Yorumlar), Pompey'in Mısır'da ölmesine kadar İç savaş'ta meydana gelen olay hakkında
Tarihsel olarak Sezar'a atfedilen ancak yazarı konusundan tartışmalar bulunan eserler:
  • De Bello Alexandrino (İskenderiye Savaşı Üstüne), İskenderiye seferi hakkında;
  • De Bello Africo (Afrika Savaşı Üstüne), Kuzey Afrika seferi hakkında; ve
  • De Bello Hispaniensi (Hispanya Savaşı Üstüne), İber Yarımadası seferleri hakkında

Adı

Sezar'ın yaşadığı dönemde kullanılan Latin alfabesiyle (yani "J" ya da "U" harflerinin küçük harfleri olmaksızın) Sezar'ın adı tam olarak tercüme edildiğinde "GAIVS IVLIVS CAESAR" olarak yazılırdı Eski Roma telefuzunda C harfi G yerine kullanıldığıdan ismin "CAIVS" formuna antik dönemde "GAIVS" kullanımından daha sık rastlanırdı ve sık sık "C IVLIVS CAESAR" olarak kısaltılırdı ("Æ" olarak bilinen birleşik harf Latince yazıtlar da yer kazanmak için kullanılırdı ve "ae" harflerinden başka bir şey değildi) Klasik Latince'de "gaːius ˈjuːlius ˈkaisar" olarak telaffuz edilirdi[82]Roma Cumhuriyetinin son dönmelerinde Roma yazmalarının çoğu en eğitimli Romalıların dili olan Yunanca olarak yazılıyordu Romalı genç ve zengin erkek çocuklar genellikler Yunan köleler tarafından eğitiliyordu ve zaman zaman tıpkı Sezar'ın baş suikastçisi Brutus gibi daha iyi eğitim almaları için Atinaya gönderiliyorlardı Sezar dönemi Yunanistanında, Sezar'ın aile adı döneminin telaffuzunu yansıtacak biçimde Καίσαρ (Kaisar) olarak yazılıyordu Böylece, Almanca Kayser telaffuzuna oldukça benzer bir telaffuza sahipti Bu Almanca isim, tıpkı modern İngilizcedeki telaffuzunun ve Rusça Çar unvanın da türetildiği kelime olan Orta Çağ Dini Latincesindeki "tʃeːsar" isminden türetilmiştir
Sezar adı aynı zamanda Norveç Mitolojisinde geçen efsanevi kral Kjárr'a da isim babalığı yapmıştır[83]

Ailesi

Ana madde: Julio-Claudian aile ağacı

Ebeveynleri
  • Babası Gaius Julius Caesar
  • Annesi Aurelia

Kız kardeşleri
  • Julia (yaşlı)
  • Julia (genç)

Eşleri
  • İlk evliliği, Cornelia Cinnilla, MÖ 83 yılından doğum sırasında öldüğü MÖ 69 ya da 68 yılına kadar
  • İkinci evliliği, Pompeia, MÖ 67 yılından boşandığı MÖ 61 yılına kadar
  • Üçüncü evliliği, Calpurnia Pisonis, MÖ 59 yılından Sezar'ın öldüğü MÖ 44 yılına kadar

Çocukları
  • Julia (Jül Sezar'ın kızı), Cornelia Cinnilla'dan MÖ 83 ya da 82 yılında doğdu
  • Caesarion, MÖ 47 yılında Kleopatra VII'dan doğan oğlu Ptolemy Caesar adıyla Firavun olan çocuk, 17 yaşında Sezar'ın evlatlık varisi Octavian tarafından öldürtüldü
  • Evlatlık: oğlu, Gaius Julius Caesar Octavianus (kan bağıyla büyük yeğeni)

Torunu
  • Julia ve Pompey'in doğumdan bir kaç gün sonra ölen isimsiz çocuğu

Sevgilileri
  • Kleopatra VII
  • Servilia Caepionis, Brutus'un annesi
  • Eunoë,Moritanya Kraliçesi ve Bogudes'in karısı

Önemli akrabaları
  • Gaius Marius (Teyzesi Julia ile evliydi)
  • Marcus Antonius
  • Lucius Julius Caesar
  • Julius Sabinus

Politik rakipleri ve eşcinsel eylemleri ile ilgili söylentiler

Roma toplumuna göre cinsel ilişki sırasında cinsiyeti ne olursa olsun pasif rolde olmak, boyun eğme ya da bayağılık işareti olarak görülürdü Gerçekten de, Suetonius Sezar'ın askerlerinin Galya Zaferi için düzenlenen zafer alayı sırasında "Sezar Galya'yı fethetmiş olabilir ama Nikomedes de Sezar'ı fethetmişti" diye şarkı söylediğini aktarır[84] Cicero, Bibulus, Gaius Memmius ve diğerlerine göre (çoğunluklar Sezar'ın düşmanları) Sezar, Bithynia kralı IV Nicomedes ile bir ilişki yaşamıştı Sezar'dan Bithynia kraliçesi olarak bahseden bu hikâye, bazı Romalı politikacılar tarafından onu aşağılamak ve küçük düşürmek için zaman zaman dile getirilmişti Bu söylentinin yayılmasının nedenlerinden birinin de "kişilik katli" olması muhtemeldir Cassius Dio'ya göre Sezar bu suçlamaların doğru olmadığını yemin ederek reddetmiştir[85] Romanın bu döneminde politik rakiplerini aşağılamak ve gözden düşürmek için bu tür iftiralar atmak sık rastlanılan bir durumdu Rakipler tarafından kullanılan en gözde taktiklerden biri de politik rakibini, köklerini Yunan ve Doğu kültüründen alan ve Roma'nın muhafazakâr yaşam tarzıyla karşılaştırıldığında eşcinselliğe ve müsrif bir hayat tarzına daha hoşgörülü yaklaşan Helenistik yaşam biçine sahip olmakla suçlamaktı
Catullus, Sezar ve mimarı Mamurra'nın sevgili olduklarını iddia eden iki şiir yazmışsa da,[86]sonradan bu iddia için özür dilemiştir [87]
Marcus Antonius, Octavian'ın Sezar tarafından evlat edinilmesinin altında yatan nedenin, onun Sezar'a sunduğu cinsel hizmetlerle ilişkili olduğunu ima etmiştir Suetonius, Antonius'un bu iddiasını politik bir iftira olarak tanımlamıştır Genç Octavian, Sezar'ın ölümünden sonra Roma'nın ilk imparatoru olmuştur[88]

__________________
Arkadaşlar, efendiler ve ey millet, iyi biliniz ki, Türkiye Cumhuriyeti şeyhler, dervişler, müritler, meczuplar memleketi olamaz En doğru, en hakiki tarikat, medeniyet tarikatıdır
Alıntı Yaparak Cevapla