Yalnız Mesajı Göster

Cevap : Soğuk Savaş Dönemi (1945-1960)

Eski 06-21-2009   #21
KRDNZ
Varsayılan

Cevap : Soğuk Savaş Dönemi (1945-1960)



Romanya Gelişmeleri


Romanya'daki komünist rejimin gelişmeleri, ülkede Sovyet askerinin bulunmasına rağmen, diğer sosyalist ülkelerden çok farklı olmuş ve Romen Komünist Partisi lideri Gheorghiu Dej'in elinde bu ülke, daha başlangıçtan itibaren, Moskova'dan kopmadan, bağımsız bir tutuma doğru gitmiştir Bunda, Romenlerin Slav değil Latin ırkından oluşu ve bir de, II Dünya Savaşı'ndan önce Sovyet-Romen münasebetlerinin kötü oluşu ve savaş içinde Romenlerin Besarabya ile Bukovina'yı Sovyetlere terketmek zorunda kalışları mühim bir rol oynamıştır
Gheorghiu Dej tam bir diktatör idi Stalin'in ölümünden sonra Sovyet Rusya'da ve diğer sosyalist ülkelerde başlayan kollektif liderlik meselesine ve yumuşamaya Dej hemen hemen hiç aldırmamıştır Moskova'ya karşı, her iki istikamette de bir takım şeyler yapar görünmüş, fakat gerçekte kendi kişisel diktatörlüğünü zayıflatabilecek her şeyden kaçınmıştır Bilhassa 1955 Aralık ayında, iki yakın arkadaşı Nicolae Ceausescu ile Alexandru Draghici'yi de Merkez Komitesine soktuktan sonra, durumunu iyice kuvvetlendirmiş oldu
Macaristan ayaklanması Romanya üzerinde pek fazla tesir etmedi Yalnız Transilvanya'da yaşayan Macarlar arasında bazı kıpırdanmalar oldu ise de, Dej bunları kontrol altına almasını bildi
Dej'in dış politikası, bilhassa 1955'ten itibaren belirgin bir şekilde Moskova'nın dışına kayma eğilimi göstermiştir 1955 Mayısından itibaren Moskova, Tito Yugoslavyasına yanaşıp bu ülke ile münasebetlerini yeniden geliştirmeye başladığı zaman, Dej bu fırsatı kaçırmadı Romen-Yugoslav münasebetlerinde kısa zamanda gelişme görüldü Halbuki, Stalin Tito'yu aforoz ettiği zaman Dej Stalin'in destekçisi olmuştu
Dej 1956 yılı Eylülünde de Çin Komünist Partisi'nin Kongresine katılmak için Pekin'e gitti Bu ziyaret sırasında Çin liderleri Dej'i çok etkilediler Romanya Başbakanı Stoica 23 Mart 1957 günü Romen Milli Meclisi'nde yaptığı konuşmada, "Sovyetler Birliği ve Çin Halk Cumhuriyeti tarafından idare edilen sosyalist kamp" deyimini kullandı Bunun manası şuydu ki, Romanyaya göre sosyalist kampın lideri artık sadece Sovyetler Birliği değildir, fakat aynı zamanda Çin Halk Cumhuriyetidir Bu, tamamen Çinlilerin görüşü idi
Stoica aynı konuşmasında, Romanya'nın Fransa ve İtalya ile de münasebetlerini geliştirmek istediğini belirtiyor ve bu iki ülkeden "dostluk ve işbirliği geleneklerimizle bağlı bulunduğumuz Fransa ve İtalya" diye söz ediyordu Bununla da yetinmeyen Stoica, Romanya'nın, Avrupa ve Güney Amerika'daki "latin halklarla" da münasebetlerin geliştirileceğini söylüyor ve bu halklar için "ortak bir kültür adetler ve gelenekler hazinesi ile bağlı bulunduğumuz" ifadesini kullanıyordu Kısacası, Sovyetlerin Ruslaştırma politikasına karşı Romanya şimdi bir "latinizasyon" potitikasını başlatıyordu
Bu latinizasyon politikası ile birlikte, bir Romen milliyetçiliği akımıda başladı Bir kaç yıl önce, milliyetçilik yaptıkları için üniversitelerden uzaklaştırılan Profesörler tekrar kürsülerine döndüler Yine milliyetçi oldukları için susturulmuş bulunan yazarlar, tekrar yayın hayatına katıldılar Kraliyet ordusunda çalıştıkları için kendilerine emekli maaşı verilmeyen subaylara emekli maaşı bağlandı
Romanya'nın bir yandan Batı'ya açılma ve bir yandan da milli komünizm yolunda attığı adımlar, 1958'den itibaren gittikçe belirgin hale gelen Moskova-Pekin çatışması ile daha da artacaktır Romanya'nın Moskova'ya karşı patlaması 1961 yılında COMECON içinde olacak, fakat 1968 Ağustosunda Çekoslovakya'nın işgal edilmesi üzerine Romanya daha ihtiyatlı bir tutum içine girmeye başlayacaktır



Sovyet Rusya'da İktidar Mücadelesi



Stalin'in ölümünün ertesi günü, yani 6 Mart 1953 günü, yayınlanan bir bildiri, Georgi MaJenkov'un Başbakan ve Beria, Molotov, Bulganin ve Kaganoviç'in de Başbakan Yardımcıları olduğunu açıklıyordu Böylece Stalin'in yerine göz koyanlar, hemen bir iktidar mücadelesi içine girmemişler, adeta geçici bir anlaşma ile Kolektif Liderlik denen toplu idareyi tercih etmişlerdi Fakat mücadele, Stalin'in 9 Martta yapılan cenaze töreninden sonraki günlerde ve önce alttan, sonra da açık bir şekilde başlayacaktır
Georgi Malenkov, daha Stalin'in sağlığında onun halefi olarak bilindiğinden, Başbakanlığa gelmesi süpriz yaratmadı Lavrenti Beria ise, Stalin'in İçişleri Bakanı olarak yıllarca Sovyet gizli polis teşkilatını idare etmiş ve bu teşkilatı, Partinin hizmetinde iyi kullanmıştı Stalin'in halefi olarak adı geçenlerden biri de o idi Vyaçeslav Molotov ise, 1939-1949 yılları arasında Sovyet Dışişleri Bakanlığı yapmış ve savaştan sonra Sovyetlerin emperyalist politikasının yürütülmesinde Stalin'in sağ kolu haline gelmişti Fakat 1949 da Dışişleri Bakanlığından alınmıştı Şimdi Stalin'in ölümü ile tekrar ön plana geçiyordu
Nikolay Bulganin de orduda siyasal komiserlik yapmış, Mareşal rütbesine sahip bir sivildi Şimdi onun da hem Başbakan Yardımcısı ve hem Savunma Bakanı olması, Stalin'in yerinde onun da iddiasının olduğunu gösteriyordu Lazar Kagonoviç'e gelince, o da Stalin'in yakın adamlarından biri olarak bilinmekteydi
Yine aynı bildiride, Moskova Komünist Partisi Genel Sekreteri Nikita Sergeyeviç Kruşçev adında birinin de, Parti Merkez Komitesi üyeliğine getirildiği açıklanıyordu İşte iktidar mücadelesini kazanan adam bu olacaktır
Malenkov Başbakan olduğu zaman, aynı zamanda Parti Sekreterliği görevini de üzerinde tutuyordu 14 Martta ise, Malenkov'un Parti Sekreterliğinden çekildiği ve sadece Başbakanlık görevi ile yetineceği açıklandı Kruşçev de, bir adım daha ileri giderek, Merkez Komitesi üyeliğinden Parti Sekreterleri arasına girdi
10 Temmuz 1953 günü yayınlanan bir başka bildiri ile de Başbakan Yardımcısı ve İçişleri Bakanı Beria'nın, "devlet aleyhtarı faaliyetleri "ve" yabancı sermaye hesabına Sovyet Devletine tevcih ettiği sabotajlar" sebebiyle her iki görevinden de azledildiği bildirildi Gerçek şu idi ki, Beria, elinde tuttuğu gizli polis teşkilatına dayanarak diğer arkadaşlarını tasfiye edip kendisi iktidarı ele geçirmek istemişti Beria mahkemeye verilerek idama mahkum oldu ve resmi bildirilere göre de 1953 Aralık ayında idam edildi Halbuki, Beria'nın daha 26 Haziran günü Kremlin'de yine kendi arkadaşları tarafından "temizlenmiş" olduğuna dair iddialar vardır
Beria'nın "temizlenmesinden" sonra, Kruşçev bir adım daha atarak 1953 Eylülünde Sovyetler Birliği Komünist Partisinin Birinci Sekreteri (bugünkü Genel Sekreterlik) oldu Bu, Parti'nin Kruşçev'in eline geçmesi demekti
1955 Şubatında Malenkov'un "kendi isteğile" Başbakanlıktan ayrıldığı görüldü Yerine Mareşal Bulganin Başbakan oldu Kruşçev, Malenkov'u da bertaraf etmiş ve zayıf bir kişi olan Bulganin'i Başbakanlığa getirmeyi başarmıştı
Malenkov'un Başbakanlıktan ayrılmasından sonra Savunma Bakanlığına, IIDünya Savaşında Sovyetlerin en başarılı komutanlarından Mareşal Jukov getirilmişti Savaştan sonra Jukov'un yıldızı çok parlayınca, Stalin korkmuş ve onu geri plana itmişti Bir daha Jukov'un adı işitilmez olmuştu Fakat Jukov Silahlı Kuvvetler tarafından sevilirdi Şimdi Kruşçev Jukov'u Savunma Bakanı yaparken, silahlı kuvvetlerin desteği ile, diğer rakiplerini tasfiyeyi düşünmekteydi Nitekim, Komünist Partisi Merkez Komitesi'nin 29 Haziran 1957 günü yapılan toplantısında "Stalinist Grup", "Parti aleyhtarı grup" adını verdiği Molotov, Malenkov ve Kaganoviç'i hem bakanlık görevlerinden ve hem de Partideki görevlerinden azlettirmeye muvaffak oldu
Kruşçev'in önünde şimdi iki engel kalmıştı: Kendilerine dayanarak öbürlerini temizlemeye muvaffak olduğu Mareşal Jukov ve Mareşal Bulganin Bu ikisinin tasfiyesi de fazla sürmedi Mareşal Jukov, 1957 Kasım ayında, Arnavutluk ve Yugoslavyayı ziyaret etmekte olduğu bir sırada, Savunma Bakanlığından alındı ve yerine Mareşal Rodion Malinosky getirildi
1958 Martında da Bulganin Başbakanlıktan çekildi ve Kruşçev, Parti Birinci Sekreterliği ile beraber Başbakanlığı da üzerine aldı
Kruşçev'in iktidarı 14 Ekim 1964 tarihine kadar devam edecektir Bu tarihte, kendisinin ön plana çıkardığı Leonid Brejnev ve Aleksey Kosigin tarafından iktidardan düşürülecektir

__________________

Garbın âfâkını sarmışsa çelik zırhlı duvar
Benim iman dolu göğsüm gibi serhaddim var
Ulusun, korkma! Nasıl böyle bir imânı boğar,
'Medeniyyet!' dediğin tek dişi kalmış canavar?




Ey ŞaiR! Bana Yağmurdan bahsetme, yağdır
Alıntı Yaparak Cevapla