Yalnız Mesajı Göster

Adcılık-Başlıca Temsilcisi Ockham'lı William

Eski 06-19-2009   #1
Şengül Şirin
Varsayılan

Adcılık-Başlıca Temsilcisi Ockham'lı William







Adcılık, a Fels Başlıca temsilcisi Ockham'lı William olan öğreti Bu öğretiye göre, kavramların zihin dışında varlığı yoktur; gerçek olarak (in re) var olduklarından söz edilemez (bu, tümel terimleri, tözler'ln adları olarak kabul eden gerçekçi ya da platoncu görüşe karşıttır) [Bk ansikl böl]


— ANSİKL Ockham'lı Wİlliam'ın adcılığı, varlıkbilimsel (gerçek olarak var olanlar yalnızca bireylerdir); tanrıbilimsel (tanrısal öz tektir ve istenç ya da sınırsız-güç gibi tanrısal yüklemlerin kavramları, ancak birer addır) ve hatta siyasal ve ekonomik (daha sonraları ingiliz filozof Hobbes'un "ele geçirici bireyciliği" savunmasında açıklığa kavuştu) özellikler taşırAma adcı düşünce akımının, kimi zaman çeşitli ve beklenmedik biçimlere bürünerek çağdaş dönemde büyük ölçüde ortaya çıktığını unutmamak gerekir Matematik mantığın tekniklerinin, tutarlı ve belirli bir programın dile getirilmesini olanaklı kılması, bu durumu daha da pekiştirmiştir "Issız manzaralardan zevk aldıkları için" (Quine) adcı görüşe bağlanabilen düşünürler, "olanaklı olan her yerde, çıkarsanmış soyut varlıkların yerine, mantıksal kuruluşları" (Russell) koyarak bir "varlıkbilimsel azaltma" işlemini gerçekleştirdiler

"Dünyanın eşyası"nı azaltmayı amaçlayan bu programın gerçekleştirilmesinin örneği olarak, Norbert Wiener'in ve K KuratoWski'nin, bağıntı kavramını, sınıfların sınıfı kavramına ayrıştırmasını gösterebiliriz (Fundamenta Mathematicae, 1920) Buna göre, bir asimetrik bağıntı olan (R, düzenli çiftlerin bir sınıfı olarak tanımlanabilir; ama düzenli çift (a, £>) de düzensiz sınıfların (a,ja,öj düzensiz sınıfı olarak tanımlanabilir Demek ki, bağıntılara ilişkin her söylem, sınıfların sınıfları üzerine söylemin bir kısaltmasından başka şey değildir Böylece, kendinde bağıntıların var olduğunu kabul etmenin gereksiz olduğu ve Ockham'ın usturasına göre bunların geçerliğinden söz edilemeyeceği gösterilmiş oluyor Bu açıdan, Hilbert'in sonlulukçu girişimi de adcı programın bir çeşidi olarak görülebilir


Adcı görüşlerin fizik felsefesi ile ilişkisi hem daha dolaysız hem de karışıktır Adcılık, geleneksel olarak deneye güvenmiş ve söylemin araçlarına karşı kuşku duyduğunu belirtmiştir Adcılık, bu anlamda, bilimsel gelişimin bütünleyici bir parçasıdır (Afyonun uyutucu etkisini, "uyutucu bir kuWef'in sözde varlığıyla kanıtlamayı reddetmek, adcılıktan esinlenen bir tutumdur) Ama, deneyin verilerinin aşılmaz olduğu düşüncesi, adcıların benimsediği bir düşüncedir Nitekim, çağdaş bilginin, kuvanta mekaniği gibi en önemli alanlarından birinde bile deneysel bilgide bir mutlaklık olmadığını söyledikleri (örneğin, Heisenberg'in kesinsizlik bağıntılarında olduğu gibi) halde, bu düşünceden vazgeçmezler Çağdaş adcılık, kimi zaman, "araççılık" biçimine bürünür Bu anlayışa göre bilimin görevi, gerçeğe ilişkin deneylerimizin tümünü, upuygun ve sistemli bir biçimde betimlemektir (Nitekim kuvanta mekaniği, temel parçacıkların davranışını betimlemekten çok, bu davranışın bize sunduğu deneyi -ki, parçacıkların davranışını bozmaktadır- sistemleştirmemizi olanaklı kılar) Bundan ötürü en tutarlı adcılar, kimi zaman görün-güselciliği (fenomenalizm) benimserler Buna göre, fizik bilimindeki her önermenin, duyum karmaşalarına ilişkin bir önermeye indirgenmesi gerekir

__________________
Arkadaşlar, efendiler ve ey millet, iyi biliniz ki, Türkiye Cumhuriyeti şeyhler, dervişler, müritler, meczuplar memleketi olamaz En doğru, en hakiki tarikat, medeniyet tarikatıdır
Alıntı Yaparak Cevapla