Yalnız Mesajı Göster

Cevap : Sefiller - Victor Hugo- Kitap özeti

Eski 06-19-2009   #5
Şengül Şirin
Varsayılan

Cevap : Sefiller - Victor Hugo- Kitap özeti



babasına bildirmişti Maryüs(çocuk)’ün babası Waterloo Savaşı sonrası albay rütbesiyle baron ünvanını almıştır Oysa Bay Jilnorman büyük devrimin bir haydutluklar yığını olduğunu düşünüyordur Damadının fikirlerine karşı çıkıyordur fakat torununu da çok sevmektedir

Maryüs’ün babası Vernon’da çocuğunun hasretini çiçekleri severek gidermeye çalışmaktadır Maryüs on yedi yaşına girmiş, koleji bitirmiş, hukuk tahsiline başlamıştır

Bir akşam okul dönüşü dedesi elinde bir mektupla onu karşılar ve babasının ağır hasta olduğunu ve ertesi günü Vernon’a gideceğini söyler

Maryüs’ün babası hakkındaki kanaati yılda iki mektuptan oluştuğu için Vernon’a gitmekte acele etmez Ertesi günü Vernon’a verdiğinde gözü yaşlı hizmetçiyle karşılaşır Albay Pontmercy iki saat önce ölmüştür Maryüs babasının yatağının başucunda bir mektup bulmuştur Mektupta imparatorun kendisini baron yaptığını, Jilnorman’ın bu ünvanını tanımadığını fakat onu Maryüs’ün taşıyacağından hiçbir kuşkusu olmadığını belirtir Mektubun sonunda kendisini savaştan yaralıyken kurtaran çavuşun adı yazıyordur Oğlu Maryüs’e eğer o adamı görürse ona iyilik yapmasını istemektedir

Maryüs, babasının defin merasiminden sonra Paris’e dönüp öğrenimine devam etmiştir Dedesi, babasının üniformasını ve kılıcını bir eskiciye satmıştır

Birkaç ay sonra Maryüs bir gün kiliseye duaya gider Merasim başlamadan yanına yaklaşan yaşlı biri ona eski yerine oturduğunu söyler Maryüs yan sandalyeye geçer Bu sırada adam konuşmasında oturduğu yerin eskiden Pontmercy adında bir albayın olduğunu söyler Kiliseye duaya getirilen oğlunu uzaktan görmek için geldiğini fakat bundan çocuğun haberi olmadığını söyler Çocuğun anne tarafının ailesi bir miras meselesini araya sokarak çocuğu görmesini engellediklerini fakat kendisine göre siyasi inançları nedeniyle çocuğunu ondan ayırdıklarını söyledi

Maryüs, bir tesadüf eseri babası hakkındaki gerçeği acı da olsa öğrenmişti O günden sonra babasının bütün hayatını öğrenmeye çalıştı

Maryüs dedesi ile babası yüzünden tartışmış ve dedesinin evini bir daha dönmemek üzere terk etmiştir Ertesi günü fakültede yeni birisiyle tanışmıştır Bu kişi, “Maryüs Ponmersi” dendiğinde “burada” diyen ve bu yüzden okuldan kaydı silinen biridir Adı Legi’dir Maryüs, olayı duyunca çok üzülmüştür fakat arkadaşı onun aksine çok neşelidir

Maryüs’ün siyasal düşünceleri yüzünden evden kovulduğunu öğrenince çok üzülmüştür Onu teselli ederek kendi otelinde birlikte kalabileceğini söyler
Maryüs, geceleri çeviri yaparak gündüzleri hukuk fakültesine devam ederek okulunu bitirir Kaldığı oda Legi Kurfeyrak’ındır Bu oda eskiden Jan Valjan ile Cosette’in Paris’e ilk geldiklerinde yerleştikleri eski evdi

Kısa zamanda yürekliliği ve çalışkanlığıyla Maryüs yoksul olmaktan çıkmıştır Almanca ve İngilizce Öğrenmiştir Pek hukuk davaları almıyor onun yerine çeviri ve gazete makalelerine derleme yapmaktadır Bu iş ona yılda yedi yüz frank kazandırmaktadır Boş zamanlarında yürüyüşlere çıkıp bol bol düşünerek hayaller kurmaktadır

Yirmi yaşında yakışıklı bir genç olan Maryüs, Lüxemburg Parkı’nda her gezmeye çıkışında, genç bir kızla yaşlı bir adamın kanepede yan yana oturduklarını görmektedir Bu çiftin önlerinde her geçişinde yüreği tarifsiz çarpıntılar içinde atmaktadır Bir gün onları oturdukları eve kadar izler Fakat durumu anlayan yaşlı adam, hemen oturduğu semtteki evi değiştirdi ve bir daha Lüxemburg Parkı’na uğramaz olmuştur Bu olay Maryüs için bir darbe olmuştur ve bütün aramalarına rağmen yaşlı adam ve kızı bulamadı

Maryüs, yaşlı adam ve kızını bir türlü aklından çıkaramıyordu Bir gün Tenardiye’nin kızı Eponin’i görmüştür Maryüs Eponin’e yaşlı adamın adresini sorar Kız bunun kendisi için çok kolay olduğunu söyler

Bir hafta sonra Eponin dediğini yapar ve Maryüs’e kızın adresini verir Maryüs, verilen adrese hemen gider Gördüğü ev büyük bir bahçe içinde müstakil bir evdir Maryüs, yaşlı adamın ve komşularının dikkatini çekmemek için elinden geleni yapar

Bir gün genç kızı bahçenin köşesinde otururken görür fakat yanına yaklaşmaz Genç kız ikinci gün aynı yerde otururken üzerine taş konmuş bir mektup bulur Mektupu açıp okuduğunda içi kalbinin atışı hızlanır çünkü bu mektubun Lüxemburg Parkı’nda kendisini tatlı bakışlarla süzen gençten geldiğini anlar

Ertesi akşam güzel giyinip aynı yere oturur Kısa bir zaman sonra arkasında bir gölge görür Dönüp baktığında onun olduğunu görür

Genç adam özür dileyerek lafa girer ve hayatın onun için yaşanmaz hale geldiğini, geçen akşam kızı dinlediğini ve onu taparcasına sevdiğini söyler
Bu sözler üzerine genç kız heyecanlanır Maryüs, kızı kolları arasına alır Genç kız Maryüs’ün elini kalbinin üzerine koyar ve bu sırada Maryüs oradaki mektubu hissederek Kendisini sevip sevmediğini sorar Genç kız bunu zaten bildiğini söyler ve tanışırlar
O gece birlikte oturup birbirlerini yakından tanımaya çalışmışlardır Ve bu durum 1832 yılının Mayıs ayı boyunca her akşam böyle devam etti

__________________
Arkadaşlar, efendiler ve ey millet, iyi biliniz ki, Türkiye Cumhuriyeti şeyhler, dervişler, müritler, meczuplar memleketi olamaz En doğru, en hakiki tarikat, medeniyet tarikatıdır
Alıntı Yaparak Cevapla