Yalnız Mesajı Göster

Müzik Yazmaları

Eski 06-18-2009   #5
[KAPLAN]
Varsayılan

Müzik Yazmaları



Osmanlı döneminde 18 yüzyılda yaşanan kültürel etkileşimlerin anlamlı bir göstergesi de 1730 dolaylarında İstanbul’da Doğu musikisi üzerine yazılmış olan Tanburi Küçük Artin’in kitabıdır Batı Ermenileri topluluğuna bağlı müzisyen ve şair olan Artin’in yazmış olduğu bu kitap, makam dizilerini ve şedlerini anlatır, usullerden bahseder Kullandığı notalama sistemi ise Ermeni alfabesinden seçilmiş harfler ile nota süresini göstermeye yarayan bu harfler üzerine konulmuş bir takım işaretlerdir Artin’in bu notalama yöntemi neum’ları ve alfabe işaretlerini Türk müziği kuralları temelinde birleştiren karma bir yöntemi andırır16 ,17Aynı dönem-de, buna benzer şekilde Türk müziği eserlerinin Bizans notasıyla yazılma eğilimine de sık sık rastlanmaktadır Kyrillos Marmarinos’un 1749’da yazmış olduğu müzik risalesi Türk müziği ile Bizans müziği arasındaki kültürel etkileşimin bir örneğidir Marmarinos, yazdığı müzik kitabının sonuna Türk Müziği ile ilgili bir bölüm ek-lemiş ve Türk müziği sistemini nota örnekleriyle tanıtmıştır Bu durum, Türk mü-zik kültürü ile Rum müzik kültürü arasındaki etkileşimlerin açık bir göstergesidir18Bütün bu etkileşimlerle Geleneksel Türk Sanat Müziği, pek çok damardan beslenen yapısına bir yenisini yine Osmanlı döneminde eklemiş ve bu etkinin yan-sımaları günümüze kadar ulaşmıştır 18 yüzyılda Lale Devri ile başlayan batı kül-türünün etkisi, bugün Geleneksel Türk Sanat Müziği’nin özellikle çalgı müziğinde daha ağırlıklı olarak hissedilmektedir Osmanlı ülkesine Batı müziğinin ilk girişi, XVII yüzyılın sonlarından iti-baren Batı’nın üstünlüğü ve Kuzey’de Rus devletinin doğuşu ile kendi aleyhine bozulan kuvvetler dengesini düzeltmek için Batı’ya dönmek zorunda kalan Osman-lı devlet politikasının bir sonucu olarak gerçekleşmiştir Bu dönemden önce de bazı Batı müzisyenleri İstanbul’a gelmiş olsalar bile makamsal ezgilerde kayda değer bir Batı etkilenmesinden söz edilemez Örneğin, XVI yüzyılda Kanuni Sultan Süleyman’ın hükümdarlığı döne-minde Fransa Kral’ı I François, Osmanlı ülkesine bir müzik grubu göndermiş an-cak sadece birkaç kere dinlenilen bu grup daha sonra ülkede tutulmayıp geri gönde-rilmiştir20 XVIII yüzyıldan sonra ise padişahların birçoğu Batı müziğini dinleyip himaye etmişler ve opera, bale gibi batı gösteri sanatları ile keman, viyolonsel, piyano gibi batı çalgıları Osmanlı ülkesine girmeye başlamıştır Öyle ki, bu sazlar Fasl-ı Atik ve Fasl-ı Cedid olarak ikiye ayrılan fasıl topluluğunda, yeni fasıl gru-bunda yer alan sazlar içine girmişlerdir Fasl-ı Atik’de geleneksel sazlar çalınırken, Fasl-ı Cedid’de ud, kanun, ney gibi sazların yanında keman, viyolonsel, gitar, trombon gibi Batı çalgıları da kullanılmaya başlamıştır Osmanlı ülkesinin Batı ile gelişen ilişkilerinden doğan bir diğer etkileşim ise Batı bando müziğinin Osmanlı sarayına girmesidir Muzıka-yı Humayun’un kurulmasıyla neticelenen Bando müziğinin bu kültüre girişi, Osmanlı ülkesinde Batı ezgilerinin daha sık duyulmasına neden olmuştur Açık havada çalınan marş-lar, valsler, mazurkalar, polkalarla Batı müziği yaygınlaşmaya başlamıştır Muzıka-yı Humayun’u kurmakla görevli Giuseppe Donizetti’den sonra onun görevine geti-rilen Callisto Guatelli, öğrencilerini Türk müziğinin aralık ve özelliklerini göz önünde bulundurarak Batı tekniğiyle marşlar bestelemeye teşvik etmiştir21 Yakla-şık son ikiyüz yıldır Batı müziğinden gelmekte olan etkiler, Geleneksel Türk Sanat Müziği bestecilerini etkilemiş, Hammamizade İsmail Dede Efendi(1777- 1845), Tanburi Cemil Bey (1871-1916), Refik Talat Alpman (1894-1947), Şerif Muhiddin Targan (1892- 1962), Münir Nurettin Selçuk (1900-1981), Reşat Aysu (1910-1999) gibi önemli isimler, içerisinde Batı müziği etkileri bulunduran eserler bestelemiş-lerdir Akorlar, arpejler, kromatik pasajlar, çift sesli ezgiler Geleneksel Türk Sanat Müziği’nin melodilerine girmiş, bu etki çalgı müziğinde daha belirgin bir şekilde kendini göstermiştir
Alıntı Yaparak Cevapla