Şengül Şirin
|
Cevap : Psikolojinin Alanı
Bellek ve Bellek Süreçleri
Bellek (Hafıza) : Yaşam boyunca öğrenilen bilgilerin, davranış kalıplarının, deneyimlerin, anıların depolanıp saklanması ve hatırlanmasıdır
Belleğin İşleyişi Aşamaları: Belleğin işleyişi üç aşamada gerçekleşir
Kodlama : Dış dünyadaki uyarıcıların belleğe kaydedilebilecek biçime dönüştürülmesidir
Depolama : Kodlanan bilginin zihinde saklanmasıdır
Ara bul geriye getir : Depolanan bilginin gerektiği zaman aranıp bulunmasıdır
Bellek Türleri : Bellek ikiye ayrılır :
Kısa Süreli Bellek : Bilgileri tutma süresi 30 saniyeden daha kısa olan bellektir Kısa süreli belleğin depolama kapasitesi 7± 2 birim yada kümedir Yani kısa süreli bellekte en fazla 9 birimlik bilgi tutulabilir 9 birimden sonra bilgiler bellekte daha önceden bulunan bir birimi dışarı atar
Uzun Süreli Bellek : Uzun süreli belleğe alınan bilgi uzun zaman aralığında hatırda tutulur, unutulmaz Bu zaman aralığı 30 saniyeden başlayarak organizmanın tüm yaşamı boyunca sürebilir Cumhuriyet ne zaman kuruldu sorusuna, 29 Ekim 1923 dediğinizde bu bilginiz uzun süreli bellekten gelmektedir
Bellek Süreçleri :
Tanıma ve Hatırlama :
Tanıma : Bir uyarıcının, önceden görülüp görülmediğine karar verilmesidir
Hatırlama : Kişilerin, nesnelerin, olayların, yaşam deneyimlerinin, öğrenilen bilgilerin istenildiğinde bellekte yeniden canlandırılmasıdır Hatırlama, belleğin tanımadan daha ileri ve üst düzeydeki bir işlevidir
Unutma : Önceden kazanılan bilgi ve becerilerin bellekteki izlerinin zamanla aşınması ya da silinmesidir Unutmanın nedenleri şunlardır:
Beyindeki nöronlar arasındaki bağın zamanla silinmesiyle unutma ortaya çıkar (Fizyolojik kuram)
Ödüllendirilmemiş tekrarlar unutmaya yol açar (Koşullanma yoluyla öğrenme kuramı)
Kişiye acı veren anılar bilinçten uzaklaştırılarak bilinç altına atılırlar (Psikanaliz)
Güdülenme yetersizliği
Zihinde anlam kazanmayan bilgiler daha kolay unutulur
İlgi ve gereksinmeleri karşılamayan bilgiler daha kolay unutulur
UYARI : Transferle, ket vurma birbirine karıştırılmaktadır Transfer, öğrenmeyi zorlaştırma ya da kolaylaştırmayla ilgili bir kavramken, ket vurma unutmayla ilgili bir kavramdır
Geriye Ket Vurma : Yeni öğrenilen bilgilerin önceki öğrenilenleri unutturmasıdır Örneğin, matematik dersinden öğrendiğiniz pratik çözüm yolu uzun ispatlara dayalı eski bilgilerinizi unutturabilir
İleriye Ket Vurma : Eski öğrenilen bilgilerin yeni öğrenilenleri unutturmasıdır Örneğin, arkadaşınızın eski telefon numarası yeni öğrendiğiniz telefon numarasını unutturabilir
Belleğin Güçlendirilmesi :
Öğrenilen konular arasında benzerlik kurma,
Zaman ve mekan ilişkilerinden yararlanarak öğrenilen bilgileri göz önünde canlandırma
Çalışma süresini parçalara bölme
Okuma ve anlatma
Tekrar etme
Unutmayı en aza indirir
Düşünme
Düşünme, olay ve nesneler yerine onların simgelerini (işaretlerini) kullanarak yapılan zihinsel bir işlem ve sorunlara çözüm arama yoludur Düşünme yeteneği en fazla olan canlı insandır Fare, maymun gibi üst düzey canlılarda da düşünme yeteneği vardır Fareler eski deneyimlerinden yararlanarak karşılaştıkları problemleri çözebilirler
Düşünme Süreçleri :
İmgeleme : Düşünülen durum ya da olayın imgesinin (hayalinin – görüntüsünün) zihinde canlandırılmasıdır Örneğin, çalışma odanızı düzenlemeyi düşündüğünüzde çalışma masanızın, kitaplığınızın önce nerede daha iyi duracağını gözünüzün önüne getirir, sonra yerlerini değiştirirsiniz Bazı kişiler ise gördükleri durum ve nesneleri olduğu gibi tüm ayrıntılarıyla zihinlerinde canlandırabilirler Buna fotoğrafsı imgeleme denir İmgeleme, kavramlardan oluşan önermelerden farklı olarak somut bir nesneyi zihinde canlandırmaktır Yani köpekleri değil “Karabaş” ı zihinde canlandırmaktır
Sessiz Konuşma : Düşünme işleminin imgelemede olduğu gibi nesnelerin görüntüleriyle değil, kavramların ve sözcüklerin zihinde canlandırılmasıyla yapılmasıdır Davranışçı ruh bilim uzmanlarından olan Watson’a göre içimizden söylediğimiz (o sözcüğü içimizden söylerken farkında olmadan küçük kas hareketleri de yaparız) bir sözcük başka bir sözcük için uyaran görevi yapar ve bu işlem zincirleme olarak devam eder ve düşünme gerçekleşir Bir davranış bazen sözel olarak düşünülemez motor alışkanlıkla “içsel hareket” şeklinde zihnimizde canlandırılarak düşünülür
Dil : Duygu ve düşünceleri yapay işaretlerle anlatmaya yarayan bir dizgedir (sistemdir)
Dilin özellikleri şunlardır :
- Dil insana özgü bir düşünme aracıdır Toplumsallaşma sonucunda öğrenilir
- Dil kendi başına değişir ve gelişir
- Dil düşünme için zorunlu koşul değildir; ama dil, düşünmeyi zenginleştirir
- Dildeki sözcüklerin büyük çoğunluğu kavramlardan oluşur Kavramlar dilin temelidir Düşünme de kavramlara dayandığından düşünmeyle dil arasında sıkı bir bağlantı vardır
Simge : Sözcüğün, aynı varlığa, durum ya da eyleme işaret etmesidir
UYARI : Hayvanlar birbirleriyle kendileri için anlamlı olan sesler ve işaretler aracılığıyla iletişim kursalar da bu dil değildir Çünkü hayvanların sesler ya da işaretlerle kurdukları iletişim içgüdüseldir, simge niteliği taşımaz
Kavram : Herhangi bir tür nesne ya da belli bir tür olayın ortak özelliklerinin bir ad altında toplanmasıdır Kavramlar zihnin soyutlama ve genelleme yetenekleriyle elde edilir Nesnelerin ve yaşanmış olayların izleri önce bireysel ve somuttur
Soyutlama : Gerçekte ve günlük yaşantıda nesnelerden ayrılma özelliği olmayan nitelikleri (zihinde) nesneden ayırarak düşünebilmeye soyutlama denir
Genelleme : Birbirine benzeyen varlıkları ortak özellikleriyle düşünmektir Örneğin, köpek kavramı sayesinde her gördüğümüz köpeği tek tek incelemeden (tüyleri olduğuna, havladığını, et yediğini, sadık olduğunu) diğer köpeklerle aynı ortak özelliklere sahip olduğunu biliriz
Sözel Düşünme : Küçük çocuklar sözcükleri kullanmaya başlamadan önce kavramları kullanmaya başlarlar Örneğin “masa” sözcüğünden önce masa kavramı çocuklarda oluşmuştur Konuşmaya başladıklarında ise yaptıkları şey daha önceden öğrendikleri kavramlarla yetişkinlerin kullandığı sözcükler arasında ilişki kurmaktır Okul eğitiminin başlamasıyla beraber kavramsal düşünmenin sözel düşünmeye dönüşmesi hızlanır
Problem Çözme : Birçok durumda düşünme, problem çözmeye yöneliktir Kişinin bir amaca, hedefe ulaşmaya çalışırken bir engellemeyle karşılaşmasına ya da karşılaştığı zorluğu aşamamasına problem denir Problem çözümüne yönelik olarak düşünmenin olabilmesi için öncelikle karşılaşılan engelleme durumunun kişi tarafından problem olarak algılanması gerekir Bir problemle karşılaşıldığında problemin çözümü için bazı süreçlerden geçilir :
Problem Çözme Süreçleri
Problem Çözme Aşamaları : Kişinin bir durumu problem olarak algılamasından başlayarak problemin çözümüne kadar olan aşamalardır Problem çözmede dört aşama vardır :
- Hazırlık : Problemin ne olduğu açık seçik bir dille, ortaya konur Problemle ilgili bilgi ve malzeme toplanır
- Kuluçka : problem üzerinde düşünülür ve çeşitli çözüm yolları aranır
- Kavrayış ya da aydınlanma : Problemin elemanları arasındaki bağ, ansızın kurularak problem çözüme kavuşturulur
- Değerlendirme ve düzeltme : Çözüm yolu defalarca denenerek çözümün geçerliliği test edilir
Çözümü Etkileyen Bireysel Etkenler : Problemin çözüme ulaştırılması, kişisel etkenlere de bağlıdır Bunları şu şekilde sıralayabiliriz :
- Zeka
- Güdülenme
- Edinilmiş deneyimler
- Alışkanlıklar
Akıl Yürütme : Kişiler, geçmiş yaşantıları, gözlemleri ve öğrenmeleri sonucunda oluşturdukları somut ve soyut tasarımlar arasında mantık ilkelerine uygun bağlantılar kurarak yeni yargılara varırlar Buna akıl yürütme denir Üç türlü akıl yürütme vardır :
- Tümevarım : Gözlemlerden, tek tek olaylardan ya da nesnelerden yola çıkarak genel yargılara ulaşmaktır
- Tümden gelim : Genel yargılardan özel bir olayın ya da nesnenin bilgisinin çıkartılmasıdır
- Anoloji : İki benzer olay arasında karşılaştırma yaparak sonuca ulaşmaktır
Yaratıcı Problem Çözme : Karşılaşılan sorunlara alışılmışın dışında, orijinal çözüm yollarının bulunmasına yaratıcı düşünme denir Yaratıcı düşünmede akıl yürütmeye ek olarak hayal kurma da (imgeleme) kullanılır Yaratıcı düşünmenin ortaya çıkmasını engelleyen etkenler şunlardır :
- Zihinsel Kurgu : Karşılaşılan problemlere hep aynı davranış kalıplarıyla, yöntemlerle çözüm aranması
- İşleve Takılma : Nesneleri belli işlevlerinin dışında kullanmamak Örneğin, su motoru su pompalamak için kullanılır Ancak, Anadolu’nun birçok yerinde su motorundan traktör kadar hız yapan “tak tak” adlı bir taşım aracı geliştirilmiştir Bunu ilk yapan usta, su motorunun belli işlevine (su pompalama) takılmadığından yaratıcı düşünmeyi ortaya koyabilmiştir
- Duygusal Etken : Kişi, yaratıcı olabileceği bir alanda ya başarısız olursam kaygısıyla başarısız olabilir Bu başarısızlık da bireyin daha sonraki çalışmalarını olumsuz yönde etkiler
Bilinç : Belirli bir zaman sınırı içinde insanın kendisinden ve çevresinden haberdar olması haline bilinç denir Bilinç olmadan algılama dikkat, düşünme, hatırlama vb zihinsel işlevlerden söz edilemez
Bilinç Durumları
Uyku : Uyku, bütün canlıların hava, su, besin kadar önemli bir gereksinmesidir Uykusuzluk en çok merkez sinir sitemini ve beyni etkiler Uykusuz kalan kişide üçüncü günden sonra davranış bozuklukları görülür (Tedirginlik, sıkıntı, algı ve düşünce bozuklukları) Uyku sırasında göz hareketlerini inceleyen araştırmacılar uykuyu iki döneme ayırmışlardır:
- Dönemlerden biri hızlı göz hareketlerinin olmadığı (Non Rapid Eye Movement) NREM’dir
- Diğer dönem hızlı göze hareketlerinin olduğu (Rapid Eye Movement) REM uykusudur
NREM : Bu dönemde kasların gerginliği azalır Kalp vurumu, solunum sayısı azalır Kan basıncı düşer Göz küreleri hareketsizdir Genellikle rüya görülmez En derin uyku evresidir İnsan uyumaya başladıktan hemen sonra NREM dönemine girer
REM : Bu dönemde boyun kaslarının gerginliği artar Kan basıncı yükselir Göz küreleri hızla hareket eder Kalp vurum sayısı artar Rüya en çok bu evrede görülür
Rüya : Uykuda görülen görsel imgelerdir Rüya, iç yaşantıların bir yanı olup çağlar boyu tüm insanların dikkatini çekmiştir Rüyayı açıklayan kuramlar (teoriler) şunlardır :
- Fizyolojik Kuram : Bu kurama göre, biçimsiz yatmak, koku, dokunma, ses, ışık gibi duyusal uyaranlar rüyaya neden olur
- Psikanaliz : Freud’a göre rüyalar baskı altında kalmış, doyum bulamamış duygular, isimler ve düşüncelerin uyku sırasında bilinç alanına çıkmasıdır Freud’a göre rüyaları oluşturan imgelerin açık ve kapalı anlamları vardır Kapalı anlamlar rüyaların analiziyle ortaya çıkartılabilir Adler’e göre rüyalarda çözülmemiş sorunlar ve bazı beklentiler yer alır
- Gestalt : Bu kuramı benimseyenlere göre günlük yaşamda tamamlanamamış işlerin yarattığı gerilimden kurtulabilmek için harcanan çaba, rüyaya neden olur
Meditasyon : Beden üzerinde ruhsal denetim sağlayarak gerginlikten ve kaygıdan kurtulmaya meditasyon denir Meditasyon sırasında kişi, kasların gerginliğini, solunum gibi bedensel işlevleri belirli ölçüde denetim altında tutar
Hipnoz : Sözle, Bakışla ya da yardımcı nesneler kullanarak telkinle oluşturulan yapay uyku halidir Hipnoz görünüşte uykuya benzeyen, ancak kişinin, hipnozu yapanın etki ve telkinlerine açık, çevrenin etkilerine karşı kapalı olduğu bir durumdur
__________________
Arkadaşlar, efendiler ve ey millet, iyi biliniz ki, Türkiye Cumhuriyeti şeyhler, dervişler, müritler, meczuplar memleketi olamaz En doğru, en hakiki tarikat, medeniyet tarikatıdır
|