06-07-2009
|
#1
|
KRDNZ
|
Saat: Hoşça/kal'dı../..Ben Kalamadım...
I
Saat: 20:45
Frekansı değişmedi duygularımın /  Hala aynı şarkıdayım  
İzmir'de uyandım bu sabah ayrılığa,
İstanbula bakındım
sanırım / memleket sevdası gibi birşeydin sen
gitmeye bir türlü fırsat bulamadığım
yuvasız kuşların diyarından geldim,
orda mısınız bayım?
gözlerimde martılar bağdaş kurdu
sanırım uyu(t)malıyım
  
II
Saat: 23:15
uykuları uyutup yanıma gelen hayaller biliyorum /  izin ver aşk! filmin sonunu kaçırıyorum  
uyurgezer bir yalnızlıktayım,
sesiniz kaçtı içime sanırım  / gözümden mi damıtmalıyım?
elleri yağlanmış gibi sözlerinizin,
lütfen / müsait bir parmak ucunuzdan kaydırıverin / sız(ı)lanıyorum 
çocukluğumun dolambaçlı sokaklarıydı adını koymadığım sevdalarım
Kordon'dan almışım galiba bu hırçınlığı,
bu dikbaşlılık / memleketimin dağlarından son armağanımız  
ki / siz beni anlayamazsınız / korkarım / önce
bir sokak kenarında gelincik gibi inadına açmaya çalışmalısınız  
açamadınız değil mi?
iyisi mi bir koşu İzmir havası alın
sustunuz / iyi misiniz bayım?
III
Saat: 01: 30
boğuk nefesler vakti / açmayın kapıları / ayrılık geçti  
sen de hissettin mi? / bir martı daha vuruldu bu gece gök/yüzümde 
şaha kalkan özlemler biliyorum / bilmezlikten özlüyorum
gösterime hiç girmeyecek olan bir kavuşma sahnesi izlediğim,
biletleri ben gelmeden tükenen
ve salon görevlisinin ısrarla yönelttiği soru kulaklarımda;
'biletiniz bayan?'
'afedersiniz sevdiğimde kalmış olmalı' / hemen geliyorum 
almaya gelmiştim / hoşça/kal'mış 
IV
Saat: 02:02
ayrılık sonrası aşk, saatleri denk getirmek oyunuydu belki / tuttum saati / hadi düşündüğüne kandır beni 
sende gördün mü ?/ bir ayrılık daha kaydı içime / aşk tutmuşken dileğimi
V
Saat: 03:42
yokluğun tuttu nefesimi / içime kusuyorum seni / yanına ellerini almayı unutma emi 
VI
Saat: 03:55
buluşmak üzere ayrılmıştık / buluşmamalarımızın kimbilir kaçıncı saati
içime geldiğin gibi ayarlayacaktım zamanı 
unutmuşum / baktığımda saate, hoşçakal'da kalmıştı 
VII
Saat: hoşça/kal/dı / ben kalamadım  
__________________
Garbın âfâkını sarmışsa çelik zırhlı duvar Benim iman dolu göğsüm gibi serhaddim var Ulusun, korkma! Nasıl böyle bir imânı boğar, 'Medeniyyet!' dediğin tek dişi kalmış canavar?
Ey ŞaiR! Bana Yağmurdan bahsetme, yağdır
|
|
|