06-07-2009
|
#9
|
Şengül Şirin
|
Cevap : Türk Dünyasında İnsan Asıllı Göl Efsaneleri-Human Based Lake Legends in Turkish World
5 BULANCAK
Vaktiyle bir bey, adamlarını da toplayıp kendilerine bir yayla aramaya çıkar Hava da öyle sıcakmış ki adamların çoğu ölür ve sadece bir delikanlı kurtulur O da susuzluktan olduğu yere yığılır kalır O delikanlının da sevdiği bir kız varmış Kız, rüyasında sevgilisinin o hâlini görür ve onu aramaya çıkar Günlerce arayıp taradıktan sonra delikanlıyı ölü vaziyetinde bulur Ne kadar uyandırmaya çalışırsa da nafile  
Ellerini açıp yalvarmaya başlar: "Allah' ım, beni su et de erime derman olayım!" der Allah da o garip kızın duasını kabul eder ve kızcağız orada su oluverir O sular orada birikir ve bir gölcük oluşturur Delikanlı sudan kana kana içer Su dile gelir ve delikanlıya sevdiği kız olduğunu söyleyiverir
Bu acıya daha fazla dayanamayan delikanlı da "Allah' ım, beni de bu suyun çamuru et!" der ve o da o suyun içinde çamur olur
Bugün o göl, dibi çamurlu olduğu için sürekli bulanık vaziyettedir Bundan dolayıdır ki buraya Bulancak adı verilir Ancak, yöre halkına sorarsanız ne delikanlının ne de güzel kızın adını bilirler
6 GUGUK KUŞU
Çoğumuz guguk kuşunu biliriz Belki de mevsimi gelince bazılarımızın bahçelerinde ötüşüp dururlar Ne derler, biz anlamayız ama efsane bunların neler söyleyebileceğini bir güzel anlatmaktadır
Guguk kuşu bir anneymiş Kocasıyla ve iki küçük kızıyla birlikte yaşarmış
Bir gün anne hastalanır; yataklara düşer Kızlarından bir bardak su ister Onlarsa hiç oralı olmazlar, bağıra çağıra oynamaya devam ederler Evin babası da namaza durmuştur; olanlardan habersizdir
Bunun üzerine hasta anne yatağında dua eder:
"Ey Allah'ım, beni guguk kuşu eyle!"
Kadın böyle der demez hemen guguk kuşu olup uçuverir Annelerinin bir kuş olup uçtuğunu gören küçük yaramazlar ağlamaya başlarlar:
"Anneciğim, anneciğim  "
"N'olursun gel, sana su vereceğim  "
Bu sırada namazını tamamlayan babaları "Ne oluyor?" diye kapıyı açınca da kadın uçup gider Kızlar ise ellerine aldıkları birer bardak su ile annelerinin arkasından koşmaya başlarlar
Ovalar, dağlar aşarlar; bir yandan da hüngür hüngür ağlarlar Onların gözyaşlarının damladığı yerlerden pınarlar fışkırıp akmaya başlar Kızların ayak tabanları kanayıp çayırlara damlar Eğer kırlarda kızıl yapraklarla karşılaşırsanız biliniz ki o otlar renklerini, kızların kanından almışlardır
Derler ki, guguk kuşları yavrularına bakmaz, onlarla ilgilenmez Guguk kuşları yavruları yumurtadan çıkar çıkmaz onları kaderleriyle başbaşa bırakıp uzaklara giderlermiş Kim bilir belki de yıllar önceki acısından dolayı öyle yapıyordur
__________________
Arkadaşlar, efendiler ve ey millet, iyi biliniz ki, Türkiye Cumhuriyeti şeyhler, dervişler, müritler, meczuplar memleketi olamaz En doğru, en hakiki tarikat, medeniyet tarikatıdır
|
|
|