Yalnız Mesajı Göster

Cevap : Türkiye'de Felsefe

Eski 06-06-2009   #7
Şengül Şirin
Varsayılan

Cevap : Türkiye'de Felsefe



Sayın dinleyiciler,
Şimdi, ikinci felsefeciye, Von Aster'e geçiyorum, Reichenbach, İstanbul'a geldikten üç yıl sonra, yani 1936'
da, Almanya'dan bir felsefeci daha çağrılmasını önermişti O ve, Felsefe Bölümü'nün öteki hocaları, her halde şöyle
düşünmüşlerdi:


Reihhenbach, matematiksel mantık ve bilimsel felsefe dersleri veriyordu fakat felsefe tarihi derslerine de gereksinme duyuluyordu Bu nedenle bir felsefe tarihi profesörünün getirilmesi çok iyi olacaktı
Ünlü Alman felsefe tarihçisi Von Aster'in, böyle bir düşünce ile yurdumuza çağrıldığı anlaşılmaktadır


Hocam T Mengüşoglu, özel görüşmemizde, kendisinin Reichenbach'ı pek tutmadığını söyledikten sonra İstanbul'da yayınlanan Fransızca gazetelerin O'nu özellikle tuttuğunu söylerrtfsti Araştırmaya değer
«Aster» adı, felsefecilerimiz için pek de yabancı sayılmazdı Aster'in Fransız İhülali'nin Siyasî ve İçtimai Fikirleri adh kitabı 1927'de Türkçe'ye çevrilmişti Ayrıca, o zaman Felsefe Bölümü'nde ders kitabı olarak okutulan, Alman felsefeci Von Lander'in Felsefe Tarihi'nde Von Aster'in yazılarından önemli alıntılar vardı,
Von Aster'in getirtilmesini Özellikte Reichenbach istemişti Reichenbach, felsefi görüşleri ve bilgi kuramı anlayışı kensîninkine benzeyen bu yeni - pozitivist profesörü, yakından tanıyordu,
; Aster de bir Nazi kurbanı idi Naziler onu, sosyal demokrat olduğu için, Giessen Üniversitesi'ndeki kürsüsünden uzak-laştırmışlardı Baskılar yüzünden herhangi bir îş bulmasına olanak yoktu
Prusyalı bir ailenin çocuğuydu Aster, «von» luğu soyluluğunu gösteriyordu Fakat o, bu «von» luğu pek kullanmak istemezdi, demokratlığa Önem veren, gösterişsiz bir hoca idi
öğrencisi Cavit Orhan Tütengil, onun için yazdığı yazıda şöyle diyor: «Düşünceleriyle dinç, hareketleriyle çevik, gözünün gülümseyişieriyle çocuk ve çenesinden aşağı doğru uzanan sakalıyla ihtiyar İşte hocamız Aster»
Evet, bu hocamız, sarkık pos bıyıkları, sivri sakalı ve gözlükleriyle, 20 yüzyılın başlarım simgeleyen tipik bir Batı aydını, bir felsefeciydi
Ben Reichenbach'ı görmedim, bir resmini gördüm, o kadar Ama Aster'in derslerini beş yıla yakın bir süre izledim Biz öğrenciler, konusunu iyi'bilenlerin büyük rahatlığı ile konuşan bu hocamızı çok seviyorduk


Aster, Türkiye gibi, Batı kültürüne daha yeni yaklaşan bir ülkede ders vermenin bilincinde idi En zor konulan anlaşılır kılmak için, elinden gelen her şeyi yapıyordu Burada yayınladığı kitaplar, verdiği konferanslann metinleri, bunu açıkça göstermektedir
Aster'in başarılı olması biraz da Macit Gökberk'le işbirliği yapmasından doğuyordu
Gökberk, Prof Aster'in İstanbul'a gelişinden bir yü kadar sonra Almanya'dan dönmüştü Onun tarihe eğilimi, bu yeni profesörle çalışmasını kolaylaştırdı Reichenbach zaten gitmişti, Aster'in doçentliğini ve çevirmenliğini buradan ayrılışına kadar Gökberk yaptı
Mazhar Şevket İpşİroğİu ve Takiyettin Mengüşoğlu gibi Almanca bilen genç hocaların da az sonra bölümde görev almaları, Von Aster'den daha çok yararlanılmasını sağladı

__________________
Arkadaşlar, efendiler ve ey millet, iyi biliniz ki, Türkiye Cumhuriyeti şeyhler, dervişler, müritler, meczuplar memleketi olamaz En doğru, en hakiki tarikat, medeniyet tarikatıdır
Alıntı Yaparak Cevapla