Şengül Şirin
|
Cevap : Türkiye'de Felsefe
Burada size anlatacağım felsefeciler şunlar olacak;
Hans Reichenbach, Ernst Von Aster, YValter Krartz, Heinz Heimsoeth ve Joachim Ritter,
Hemen söyleyeyim, adı geçen son iki profesör, 1946'dan sonra gelmişlerdir ve sığınma denilen acı olayın sorunlarıyla bir ilgileri bulunmamaktadır Ancak, J Ritter'in savaşla ilgili başka dramı vardır Onu sırası gelince söyleyeceğim
Sayın dinleyiciler, felsefenin, İstanbul'daki çok ilginç öyküsü Reichenbach'la başlıyor
H Reichenbach, Türkiye'ye, Üniversite Reformu'nun yapıldığı yıl, yani 1933'te çağrılmıştı Kendisi bu sırada Almanya' da, yeni pozitivist (yeni - olgucu) felsefeciler grubu arasında bulunuyordu Ün yapmış bir felsefeci İdi Bilimsel felsefenin temelini atarak, metafiziğe karşı ilk çıkışlarını yapmıştı
Naziler O'mı Berlin Üniversitesindeki işinden çıkarmışlardı Soyunda Yahudilik olduğunu öne sürüyorlardı
Reichenbach, Türkiye'ye gelince, İstanbul Edebiyat Fakültesi'nde Felsefe Bölümü başkanlığına getirildi ve kendisine asistan olarak Macit Gökberk verildi (Hocamız Prof Macit Gökberk şu anda emeklidir) O zaman Almanca bilen pek az felsefeciden biri olan Macit Gökberk, Reichenbach'm birçok derslerini ve konferanslarını çevirdi,
Reichenbach'm verdiği dersin konusu «lojistik îdi «Aristoteles mantığından ayrı, yeni bir mantıktı bu, matematiksel mantıktı Felsefecilerimiz, bizde hiç geleneği olmayan bu konuyla ilk kez karşılaşmış oluyorlardı
«Lojistik» derslerinde terimlerin Türkçeleştirilmesi sorunu ortaya çıktı Bu iş Macit Gökberk'e düşüyordu; terimlerin bir bölümünü o Türkçeleştirdi Bir bölümünü de, o zaman Felsefe' de Öğrenci durumunda olan Nusret Hızır'la birlikte Türkçeleş-tirdiler
Nusret Hızjr, daha Önceki yıllarda, Almanya'da felsefe ve matematik dersleri izlediği için, konuya yabancı değildi, Macit Gökberk, o günleri anlatırken diyor ki: «Reichenbach'la şöyle bir yöntemimiz vardi: Derse girmeden bir saat önce onun odasına giderdim O gün anlatacağı d8rsi ya bana özetlerdi ya da bu özeti yazılı olarak verirdi Anlamadığım yerleri sorardım Derste nasıl bir çeviri yapacağımı düşünürken, özellikle terimler üzerinde dururdum »
Ne var ki, lojistik için Öğrencinin en başta matematik bilmesi gerekiyordu Bu nedenle, Macit Gökberk ve Öğrenciler matematik dersi almaya başladılar Gökberk şöyle sürdürüyor konuşmasını «Matematik bilgimi geliştirmek için, Fen Fakültesi'ne yeni gelen ünlü Matemtik Profesörü Von Mieses'in derslerini izlemeye başladıysam da başarı elde edemedim,»
Bu güçlüğe karşın, Gökberk, Reichenbach'a ve öğrencilere yararlı olma çabasını sürdürdü Bu arada, Reichenbach'ın bağlı olduğu, Viyana Çevresi felsefecilerinden Carnap'ın bir yazısını çevirerek yayınladı 3
Macit Gökberk, öğrenimi, düşünce hazırlığı ve felsefi eğilimlerinin, mantık ve özellikle lojistik gibi yepyeni bir mantığa göre olmadığını, her geçen gün daha iyi anlıyordu Tam o sırada askerliğini yapmak üzere üniversiteden ayrılması gerekti ve yeniden döndüğünde Reichenbach'ın kürsüsünde görev almak istemedi Doktorasını yapmak üzere Almanya'ya gitti
Reichenbach Fransızca da biliyordu Almanca çevirmen bulunmadığı zamanlar derslerini Fransızca olarak verirdi Böyle zamanlarda onun çevirmenliğini, çok iyi Fransızca bilen asistan Halil Vehbi Eralp yapardı4
Nitekim, Reichenbach'ın, İstanbul'dan ayrılmasından sonra yaymlanabilen Lojistik adlı kitabını, Halil Vehbi Eralp, Fransızca'dan çevirmiştir Bu kitap, Prof Reichenbach'ın, İstanbul'da verdiği derslerin bir özetini içermektedir , Eralp, çeviriye yazdığı önsözde şöyle demektedir:
__________________
Arkadaşlar, efendiler ve ey millet, iyi biliniz ki, Türkiye Cumhuriyeti şeyhler, dervişler, müritler, meczuplar memleketi olamaz En doğru, en hakiki tarikat, medeniyet tarikatıdır
|