Yalnız Mesajı Göster

Bilim Tarihi Düşüncesi

Eski 06-06-2009   #1
Şengül Şirin
Varsayılan

Bilim Tarihi Düşüncesi



Bilim tarihini bilimin içinde kalarak izlemenin sayısız yararları olmakla birlikte, eğer tarihsel süreç içinde o tarihle birlikte nelerin de düşünülmüş olduğu da göz önüne alınırsa salt empirik bir yönelişin bu tarihe bir anlam kazandırabileceğini düşünmek oldukça sorunludur Her hangi bir alandaki olgu(!) incelemesinin, o olgu alanını temellendiren anlayış ve görüş perspektifleri dikkate alınmazsa dokümanter bir inceleme olmaktan kurtulamaz


Bilimin tarihi, bilimsel faaliyetin türünün ve tarzının, dayandığı ilke ve yöntemlerinin, deneyim ve teorilerinin hangi aşamalardan geçtiğini tasarlamak olduğu gibi, bu kazanımların geçişli ve karşılaştırmalı yorumunu da içerir Bilimin tarihi, genel tarihin bir bölümüdür ve tarihin genel belirlenimlerinin dışında veya üstünde düşünülemez Tarih, zamansal bir oluşumu gösterdiği gibi, bu oluşum içinde görünenlerin bağlantılı bir betimini de içerir Betimleme, her zaman betimlenen şeye bağlı olmak durumundadır Ancak ne tür bir betimleme tarzının diğerlerine göre daha uygun olduğu, neyin gerçekten “tarihsel” olduğuyla ilişkindir İnsani bir etkinlik biçimi olarak bilim, insanca bir erekte içerir Gerçi bilim, özellikle doğa bilimleri, araştırmalarının yön alışında erekli düşünmeden uzaklaşarak nedenli düşünmeye yönelirlerse de (insan ve kültür bilimlerinde daha da sorunludur) bir kültür oluşturması, tekniğe yol açması bakından ve insanın yaşama biçimine yön veren yanları yüzünden dünyayı ve içinde insanı değiştirme sürecinde doğrudan ya da dolaylı kültürel bir değer de olur


Sorun bilinci, tarihsellik ve bilim: Kimi sorunları biz yaratmayız, ama neden olduğumuz sorunlar da dahil, bir sorun bilinciyle başlar Sorunların dayandığı olgu bağlamları, sorunlaştırma biçimimize bağlıdır Sorunları görme ya da görebilme, teorik kavrayışın düzeyiyle orantılıdır Bilim tarihi, bilimin sorunlarının, neleri sorun olarak gördüğünün de tarihidir Tarihin zamansallığı, her oluşumun dönemselliği düşüncesini içerir İnsanın kavrayış gücünün intuitif (içten kavrayışlı) bir karakteri vardır, ancak kavrayışın gelişmesi ve derinleşmesi tarihselliğe ve bu tarihsellikte edinilen deneyimlerin içeriğiyle ilgili olmaksızın bir varoluş kazanamaz “Bilim karşısında alınan eski ve modern tutum

arasındaki karşıtlık Olguların nasıl tasarlandığı ve kavramlarımızın nasıl kurulduğudur Bilim adamlarının filozof olduğu 16 ve 17 yüzyılda salt olguların varolmadığı, olgunun ancak temel bir kavramlaştırmanın ışığında ne ise o olduğunu ve olgunun daima o kavramlaştırmanın erimine bağlı olduğunu anlamışlardı Atom fiziğinde Niels Bohr ve Heisenberg, felsefi biçimde düşünüyorlardı Deney yapma tarzı, olgulara ilişkin kavramsal belirlenim ve kavramları uygulama tarzıyla, şeyler hakkındaki ön kavrayış türüyle bağıntılıdır( 1)”

Kaynak
Celal Gürbüz
ÇÜEğitim Fak Felsefe Grubu Eğ

__________________
Arkadaşlar, efendiler ve ey millet, iyi biliniz ki, Türkiye Cumhuriyeti şeyhler, dervişler, müritler, meczuplar memleketi olamaz En doğru, en hakiki tarikat, medeniyet tarikatıdır
Alıntı Yaparak Cevapla