06-05-2009
|
#3
|
|
[KAPLAN]
|
Soylu Sanat Boks | Türkiye'de Boks
■ İnsan, önce gerektiği için, sonra da oyun olsun diye, ellerini kullanmağa çok erken bir tarihte başladı Eski Yunanistan'da, M Ö VII yy dan başlayarak yumruk döğüşü Olimpiyat Oyunları'nda Önemli bir yer tutar Ama, boks (artık böyle adlandırılıyordu) ancak XIX yy sonunda kurallara bağlı gerçek bir spor haline geldi Nitekim o tarihe kadar, kırlarda veya kahvehanelerin arka salonlarında çıplak elle yapılan müsabakaların tek amacı, taraflardan birinin tamamen bitkin düşmesiydi Bu karşılaşmalarda ortaya konan bazen oldukça yüklü bahis paralarına polis de az çok göz yumuyordu
«soylu sanat»
1891'de, Queensberry markisi, bir İngiliz gazetecisinin hazırladığı tasarıyı destekledi ve böylelikle boksu, sadece panayır barakalarına uygun, vahşî bir gösteri olmaktan çıkartarak, «soylu bir sanat» haline getiren ilk kurallara adını verdi Artık taraflar meşin eldivenlerle dövüşeceklerdi; karşılaşma, üçer dakikalık birkaç bölüme (raunt) ayrılacaktı; bu bölümler arasında bir dakikalık dinlenme süresi tanınacaktı Bugün bir boks maçı en çok 15 raunt sürer, ya rakibin dövüş dışı bırakılmasıyla (nakavt), ya puanla (hakemin ve yan ha¬kemlerin kararıyla) veya rakibin oyunu terk etmesiyle (abandone) kazanılır İngiliz boksunda, ancak yumrukla ve belden yukarısına vurmaya izin vardır Fransız boksu ise, ayakla vurmaya da izin verir; yüzyılın başlarında çok moda olan bu tür boks, günümüzde az sayıda amatör tarafından rağbet görmektedir
Türkiye'de
Türkiye'de ilk boks hareketi Ali'de başladı Adil adlı bir gencin Fransız Boks Federasyonu himayesinde kurduğu birlik, gençler arasında ilgi gördü Galatasaray Lisesi'nde Sabri Mahir ile çalışmalar başladı İlk resmî müsabakalar 1920'de Taksim çevresinde bulunan kulüpler arasında yapıldı Yedikule'de Ermeni Hastahanesi'nin bahçesine kurulan ringe ilk yıldızlar çıktı: Ziya Boyer, İngiliz Kemal, Ali Sami, Küçük Kemal, İsmet Uluğ, Yorgo Tagar v b Eşref Şefik Atabey başkan olarak ilk örgütsel çalışmalara girişti 28 kasım 1928'de takımımız ilk dış temasını Sovyetler'e karşı yaptı 1938'den sonra boks hızlandı Halit Ergönül Amerika'da Altın Eldiven Müsabakalarında şampiyon oldu 1947'de ilk Avrupa Şampiyonasına katıldı Kenan Yargan, Hüseyin Er, Halit Ergönül ve Vural İnan'dan kurulu ekibimiz içinde İnan Avrupa'nın en teknik boksörü seçil di Halit Ergönül ise Avrupa karmasına alındı
Profesyonel boksörlerimiz içinde öncülüğü Garbis Zaharyan yaptı Zaharyan tekniğiyle Avrupa'da isim yapan bir boksör oldu Cemal Kamacı ise kazanıp kaybettiği Avrupa şampiyonluğu unvanını geri aldı (1975): Engin Yadigâr, Kadir Yüceler dışarıda döğüşen diğer isimler oldular
Balkan Boks Şampiyonaları
1966: Türkiye 4 gümüş, 4 bronz madalya;
1967: Engin Yadigâr, Seyfi Tatar ve Celâl Sandal altın madalya (boksörlerimiz iki sıklette ise ikincilik aldılar);
1968: Seyfi Tatar ve Celâl Sandal altın madalya;
1969: Seyfi Tatar ve Celâl Sandal altın madalya;
1970: Seyfi Tatar ve Celâl Sandal altın madalya;
1971: Arif Doğru, Seyfi Tatar ve Celâl Sandal altın madalya;
1972: Arif Doğru, Mehmet Kumova, Habib Yalçın, Eraslan Doruk ve Celâl Sandal altın madalya;
1973: Seyfi Tatar altın madalya
Akdeniz Oyunları
1971 Akdeniz Oyunları'nda Mehmet Kumova, Celâl Sandal ve Gülali özbey altın, Eraslan Doruk, Seyfi Tatar gümüş ve Arif Doğru ile Hikmet Özen bronz madalya aldılar
1973 Uluslararası Alma-Ata Boks Turnuvası'nda Nuri Eroğlu şampiyon, Kemal Sonunur ikinci, Mehmet Kumova üçüncü oldu Almanya'da boks yapan Engin Yadigâr da Dieter Pahl'ı yenerek Berlin şampiyonluğunu kazandı 1975-1976 yılının en önemli olayı Avrupa şampiyonluğunu kazanan Cemal Kamacı'nm Dünya Boks Birliği tarafından, dünya klasmanında dördüncü olarak gösterilmesi oldu
Türkiye'de ilk resmî boks maçı 1920'de, ilk dış karşılaşma 1928'de yapıldı 1931 yılında Taksim Stadyumu'nda, Romanya şampiyonu Bumya ile karşılaşan Selâmi ; hakem Eşref Şefik
Cemal Kamacı 1964'te 71 kg Türkiye şampiyonu oldu 1966da Balkan ikincisiydi 1967'de profesyonelliğe geçti ve kilosunda Avrupa şampiyonluğunu kazanan ilk Türk boksörü oldu
Kaynak: BilgeNesil com | Meydan Larouse Gençlik Ansiklopedisi s 265
|
|
|
|